'Şu anda bir felaketi yaşıyoruz' diyen Erdoğan'dan son dakika açıklamalar
Son dakika haberi... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kütüphanesi'nde 'Aile ve Kültür-Sanat Sempozyumu'nda nüfus artış hızındaki düşüşe vurgu yaparak, "Doğurganlık oranına baktığımızda şu anda bir felaketi yaşıyoruz" dedi.
SON DAKİKA HABERİ: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kütüphanesi Konferans Salonu'nda düzenlenen "Aile ve Kültür-Sanat Sempozyumu" kapanış oturumunda konuştu. Nüfus artış hızındaki düşüşe vurgu yapan Erdoğan, "Doğurganlık oranına baktığımızda şu anda bir felaketi yaşıyoruz" açıklamasında bulundu.
"Evlenecek gençlerimize yılbaşından itibaren daha yüksek tutarda destekler vereceğiz." diyen Erdoğan, "Doğum yardımlarımıza da aynı şekilde ivme kazandırdık." dedi.
Katılımcıları selamlayarak konuşmasına başlayan Erdoğan, "Sizlerin vasıtasıyla 81 ilimizdeki vatandaşlarımızın yanı sıra varlıklarıyla gönül, kültür ve diaspora coğrafyamızı şekillendiren tüm kardeşlerimize buradan muhabbetlerimi iletiyorum." ifadesini kullandı.
Erdoğan, sempozyumu düzenleyen Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına da teşekkür ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Bakanımızı ve ekibini, aynı şekilde Kurul Başkan Vekilimizi ve mesai arkadaşlarını, danışma kurulu üyelerini, koordinatörlerimizi ve tüm konuşmacılarımızı yürekten kutluyorum. Şunu öncelikle ifade etmek istiyorum, hem Kültür ve Sanat Kurulumuz hem de Aile Bakanlığımız kendi alanlarında son derece verimli, başarılı ve ufuk açıcı işlere imza atıyor. Dün başlayan ve bugün sizlerle birlikte kapanış merasimini icra ettiğimiz Aile ve Kültür-Sanat Sempozyumu işte bu çalışmalardan biridir. İki gün boyunca düzenlenen 6 oturumda akademisyenlerimiz, bağımsız araştırmacılarımız, uzmanlarımız ve daha pek çok katılımcı bildirilerini tebliğ etti.
Dijital kültürden sanat ve medyaya, aile içi iletişimden nüfus politikalarına, kentleşmeden aile sağlığına geniş bir renk paletinde birçok konu burada enine boyuna tartışıldı. Her şeyden önce bu tartışmaların aile kurumumuz ve gençlerimiz başta olmak üzere ülkemiz ve milletimiz için hayırlar getirmesini canı gönülden temenni ediyorum. Bununla birlikte şu hususu da ifade etmekte fayda olduğuna inanıyorum, akademik toplantılarda yapılan tespit ve teşhisler elbette ki önemlidir. Teorik ve kuramsal çerçevenin iyi çizilmesi, tartışmaların sağlam bir zemine oturması kuşkusuz çok mühimdir. Fakat hepsinden önemlisi, tüm bunlardan hareketle somut ve uygulanabilir neticeler, sadra şifa çözümler elde etmektir."
"AİLE, KİMLİK VE KÜLTÜRÜN YAŞATILDIĞI BİR OKUL HÜKMÜNDEDİR"
Erdoğan, sempozyum kapsamında yapılan değerlendirmelerin, yeni ve yenilikçi uygulama örnekleri bakımından emsal teşkil etmesini dileyerek, tebliğleriyle, eleştirileriyle, bilgi birikimi ve saha tecrübeleriyle sempozyuma katkı verenlere teşekkür etti.
Bazı kurumların bir milletin özünü teşkil etmekle kalmayarak, milli bir nüve olarak geçmişten aldığı müktesebatı geleceğe taşıyarak istikbale yön verdiğini belirten Erdoğan, şunları ifade etti:
"İçtimai bünyemizin en küçük fakat en sağlam hücresi olan aile, işte bu müesseselerden biridir. Aileye baktığımızda milleti, millete baktığımızda da onu meydana getiren büyük medeniyeti görürüz. Bu yönüyle aile, kimlik ve kültürün yaşatıldığı, milli ve manevi değerlerin muhafaza altına alındığı ve bu kıymetlerin nesilden nesile aktarıldığı bir okul hükmündedir. Merhum Nurettin Topçu, bu hakikati şöyle ifade ediyordu, 'Aile, örf ve adetlerin ve bir dereceye kadar seciyemizin hamurunun yoğrulduğu mekteptir. Sevginin ve kalp alışkanlıklarının mektebidir. Sabrın ve müsamahanın mektebidir. Şefkatin ve anlayışın mektebidir. Fedakarlığın ve vazifeler yüklenmenin mektebidir.' Mesele işte bu kadar açık ve nettir. Buradan hareketle şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz, aile mektebinden yetişen bireyler ne kadar bilgili, ne kadar şuurlu olursa toplum da o derece güçlü olur."
Erdoğan, konuya farklı bir açıdan yaklaşıldığında ise başka bir gerçekle karşılaşıldığını dile getirerek, "Bireyi güçlendirmeden aileyi, aileyi güçlendirmeden de milleti ve devleti yaşatamazsınız. Bunun için her fırsatta 'kamil insan, huzurlu aile, güçlü millet' diyoruz. Yani zübde-i alem olan insandan başlayarak aileye, oradan da topluma, millete giden bir silsileden bahsediyoruz. Eğer müreffeh bir ülke olarak geleceğe emin adımlarla yürümek, çağa ve dünyaya yön vermek istiyorsak bu silsileyi özenle korumamız gerekiyor." diye konuştu.

"HEPİMİZ ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAKLA MÜKELLEFİZ"
Herkese bu anlamda çok önemli vazifeler düştüğüne işaret eden Erdoğan, "Öğretmenlerimizden anne-babalarımıza, sivil toplum kuruluşlarımızdan merkezi ve yerel yönetimlere bu konuda hepimiz elimizi taşın altına koymakla mükellefiz. Aksi takdirde arzu ettiğimiz nesilleri yetiştiremez, bu konuda hiçbir mesafe kat edemeyiz." dedi.
Tıpkı aile gibi kültür ve sanatın da değerleri yansıttığını, milletin dünyaya ve ötesine bakışını anlattığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kuşaklar ve insanlar arasında bağ kuran, bu yönüyle devamlılığı sağlayan alanların en başında kültür sanatın geldiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hamdolsun bu noktada dünyanın imrenerek baktığı bir birikimin sahibiyiz. Edebiyatta, müzikte, mimaride, el sanatlarında, hat ve tezhipte, kısacası kültür ve sanatın her şubesinde, yüksek bir estetiğin, fevkalade bir müktesebatın temsilcileriyiz. Ecdadımız bir yandan üç kıtayı imar ve ihya edip gönüllere girerken, diğer yandan askeri, siyasi ve idari kabiliyetlerini kültürle, irfanla, sanatla birleştirmiştir. Rahmetli Samiha Ayverdi, bu noktada milletimizin karakteristik özelliğini şu cümlelerle anlatıyor, 'Kılıç tutan elleri, icabında sanat şaheserleri ortaya koyar. Maddi ve bedeni bünyelerini hazırlayıp terbiye ederken, manevi yapılarını da ıslah etmekten geri kalmazlar. İşte bunun için de fütuhat ve yükseliş asırları Türk coğrafyasını bir refah, medeniyet ve adalet zemini halinde çiçeklendirmiştir.'
Bizler de ecdadın o hikmetli bakışından ilhamla aileye dönük çalışmalarımızı kültür ve sanatla beslemeye, Türkiye Yüzyılı'na giden yolun kilit taşlarını döşemeye devam ediyoruz. Gerek bakanlıklarımız gerekse ilgili kurum ve kuruluşlarımız, risk önleyici ve çok boyutlu bir yaklaşımla hareket ediyor. Küresel kapitalizmin yeni cepheler açtığı, kültürel emperyalizm ve dijital kuşatmanın dünya genelinde şiddetini artırdığı bir dönemde aile kurumunun adeta üzerinde titriyoruz. Cinsiyetsizleştirme gibi dayatmalara ve LGBT gibi sapkın akımlara karşı gerekli tüm önlemleri alıyor, bu noktada en küçük bir tavize, ihmale, rehavete mahal vermiyoruz."
"ŞU ANDA BİR FELAKETİ YAŞIYORUZ"
Türkiye'nin nüfusunun arttığını, fakat nüfus artış hızının azaldığını vurgulayan Erdoğan, "Toplam doğurganlık oranı nüfusun kendisini yenileme seviyesinin altında gerçekleşiyor. TÜİK'in açıkladığı verilere göre, geçtiğimiz yıl ölçülen toplam doğurganlık hızı 1,48. Şu anda bir felaketi yaşıyoruz. Bu oran nüfusun kendisini yenileme düzeyi olan 2,10 bandının çok altında. Geleceğimiz açısından alarm zilleri hem de çok yüksek sesle çalıyor. Bu ülkenin istikbalini düşünen hiç kimse buna kayıtsız kalamaz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022 verilerine bakıldığında istihdamda olan kadınların toplam doğurganlık hızının 1,38, istihdam sürecinde yer almayan kadınların toplam doğurganlık hızının ise 1,72 olduğunu gördüklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Yani çalışma hayatının doğurganlık hızı üzerinde sınırlı bir etkisi olduğu, istihdamda olmayan kadınların da çocuk sayısının düştüğü ortaya çıkıyor. Bundaki temel etken hiç şüphesiz şehirde kadınların giderek daha fazla yalnızlaşmasıdır. Şunu bir defa burada açık açık söylemek durumundayım. Beyler alınmasın, kusura da bakmasın ama kadınlar çocuk yetiştirme noktasında çoğu zaman eşlerinden gerekli desteği göremiyor. Yükün büyük bir bölümü maalesef kadınların omuzlarına yükleniyor. Oysa aile hayatıyla da bizlere en güzel örnek olan Peygamber Efendimiz Aleyhissalatü Vesselam şöyle buyuruyor, 'Kadınlar, erkeklerle birlikte bir bütünü tamamlayan diğer yarılarıdır'. Evet, tam olarak mesele budur. Bizim zihniyetimizin, bizim toplum ve aile yapımızın omurgası işte budur. İnancımızın bize emrettiği budur."

ERDOĞAN'DAN BABALARA ÇAĞRI
Çocukların kendisiyle birlikte ailesine, topluma ve insanlığa faydalı birer fert olarak yetişmesinde anneler kadar babalara da sorumluluk düştüğünü söyleyen Erdoğan, "Bilimsel araştırmalarda ebeveynlerin evlatlarına ortak ilgi göstermesinin eğitim-öğretimin yanı sıra çocukların hayatın her alanında başarı düzeyini artırdığını gösteriyor. Dolayısıyla buradan evlat sahibi tüm babalarımıza eşlerine daha fazla yardımcı olmaları, daha fazla destek olmaları, özellikle çocuklarıyla daha nitelikli zaman geçirmeleri çağrısında bulunuyorum." ifadesini kullandı.
"GİDEREK DAHA FAZLA BİREYSELLEŞİYOR, YALNIZLAŞIYORUZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Üzerinde hassasiyetle durmamız gereken bir diğer mesele şudur. Veriler bize gençlerimizin artık daha geç yaşlarda evlenmeyi tercih ettiğini gösteriyor. 2024'te evlenme yaşı kadınlar için 25,8'e, erkekler için 28,3'e yükseldi. Boşanmaların 3'te 1'i evliliğin ilk 5 yılı içerisinde meydana geliyor. Toplum olarak giderek daha fazla bireyselleşiyor, bunun bir sonucu olarak da yalnızlaşıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
2008'de 4 kişi olan ortalama hane halkı büyüklüğünün 2024'te 3,11 kişiye gerilediğini belirten Erdoğan, "Aynı şekilde yalnız yaşayan fertlerden oluşan tek kişilik hane halkı oranı son 8 yılda 5 puan artarak yüzde 20'ye çıktı. TÜİK verilerine göre, tek kişilik hane oranlarımız yıldan yıla artıyor. Bu tabloyla sadece metropollerde değil, nüfusu nispeten daha az Anadolu illerimizde de karşılaşıyoruz. Kırdan kente göçün yanı sıra neoliberal kültür ile teknolojinin de etkisiyle hayatımızın her alanında köklü değişimler meydana geliyor. Aile mahremiyeti ve aile birlikteliği daha önce olmadığı kadar günümüzde zemin kaybediyor." sözlerini sarf etti.
Erdoğan, bu sınamalar karşısında gerek demografik yapıyı iyileştirmeye, gerekse aile kurumunu güçlendirmeye yönelik çalışmalara hız verdiklerini dile getirerek, 2025'i Aile Yılı ilan ettiklerini hatırlattı.
Evlilik öncesi eğitim, aile eğitimi ve aile danışmanlık hizmetlerini devreye aldıklarını anlatan Erdoğan, 81 ilimizi kapsayan Aile ve Gençlik Fonu'nu hayata geçirdiklerini ve dünyaevine girecek gençlere faizsiz kredi desteği sunduklarını anımsattı.
Şu ana kadar bu krediyi almaya hak kazanan çiftlerin sayısının 62 bini geçtiğini bildiren Erdoğan, "Gelir kriterinde yeni ve kolaylaştırıcı düzenlemeler yaptık. Destek tutarını ise 150 bin liradan 200-250 bin lira seviyesine yükselttik. Evlenecek gençlerimize inşallah yılbaşından itibaren daha yüksek tutarda destekler vereceğiz. Doğum yardımlarımıza da aynı şekilde ivme kazandırdık. İlk çocuk için tek seferlik 5 bin lira, ikinci çocuk için 5 yaşını tamamlayıncaya kadar aylık 1500 lira, üçüncü ve sonraki çocuklar için de 5 yaşını dolduruncaya kadar aylık 5 bin lira doğum yardımı yapıyoruz. 2026-2035 yılları arasını kapsayan dönemi, yani önümüzdeki 10 seneyi, 'Aile ve Nüfus 10 Yılı' olarak ilan ettik. Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda tüm bu çalışmaları inşallah daha da etkin ve kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Engelli kardeşlerimizden yaşlılarımıza, çocuklarımızdan ebeveynlerimize, aile ve toplum hizmetlerimize çok daha yüksek bir şuurla faaliyetlerimize devam edeceğiz." dedi.

"ÇOCUK DOSTU DİJİTAL DÖNÜŞÜM ÇAĞRISI YAPIYORUZ"
Erdoğan, bugün aynı zamanda 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü olduğunu hatırlatarak, Türkiye olarak çocukların yaşam, eğitim, sağlık ve korunma hakkı ile ifade özgürlüğünü teminat altına almak için tüm gayretleriyle çalıştıklarını vurguladı.
Çocukların artık yalnızca sokakta, mahallede, okulda değil dijital dünyada da büyüdüğünü, öğrendiğini, vakit geçirdiğini, oyun oynadığını, arkadaşlıklar kurduğunu aktaran Erdoğan, "Teknoloji alanındaki bu dönüşüm evlatlarımız için bilgiye erişim, üretkenlik ve iletişim gibi alanlarda önemli kolaylıklar sunarken aynı zamanda onları yeni tehlikelerle de yüz yüze getiriyor. Siber zorbalık, dijital bağımlılık, mahremiyet ihlali, şiddet içerikli oyunlar gibi pek çok riske karşı evlatlarımızı korumak zorundayız." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla önce 2023-2028 Türkiye Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı ile detaylı bir yol haritası oluşturduklarını, ardından 2025-2029 dönemini kapsayan Dijital Dünya'da Çocukların Güçlendirilmesi Eylem Planı'nı hayata geçirdiklerini belirtti.
Dijital okuryazarlığı artırdıklarını, güvenli dijital uygulamaları desteklediklerini, çocuklar ve ailelere yönelik eğitim programlarını yaygınlaştırdıklarını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şunu da büyük bir gururla ifade etmek isterim. Bugün yalnızca çocuklarımızın geleceğini korumakla kalmıyor aynı zamanda dünyaya 'Çocuk Dostu Dijital Dönüşüm' çağrısı da yapıyoruz. Bu vizyonu, ülkemizin öncülüğünde hazırlanan ve uluslararası alanda imzaya açtığımız Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesiyle taçlandırmış durumdayız. Bu sözleşme ile yavrularımız için daha güvenli dijital bir geleceğin inşasına Türkiye olarak liderlik ediyoruz."
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı başta olmak üzere bu çalışmalarda emeği geçen tüm kurumlara ve sivil toplum kuruluşlarına teşekkür eden Erdoğan, tüm çocukların 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü'nü kutladı.
Programa, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu Başkan Vekili İskender Pala ile kurul üyeleri ve AK Parti genel başkan yardımcıları da katıldı.
Trump'tan "Turkey" esprisi: Erdoğan beni arasın istemem
Son dakika... Başkan Erdoğan'dan kritik ziyaret! G20 Liderler Zirvesi'ne gidiyor!
Vatandaşlık maaşı nedir, kimlere verilecek?
Ünlü oyuncu Deniz Erdoğan acil operasyona alındı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan eski TBMM Başkanı Toptan'a ziyaret
-
Osman 1 dakika önce Şikayet EtÇocuk yardımları şart bu hayat şartlarında kimse çocuk yapmazBeğen
-
Rumuz2 5 dakika önce Şikayet EtEkonomiden ziyade ahlak bozuldu. Bir kızın 100lerce erkek arkadaşı var sosyal medyada..nasıl güvenip evlenecek erkek. Evlenende zaten 2 gün sonra boşanıyor.Beğen
-
Mehmet Yiğit 7 dakika önce Şikayet EtTürkiye'de insanların evlenmesini kolaylaştırmak yerine zorlaştırmak için herşey var. Bence toplumun bilinç altına evliliği zorlaştırmak üzere yapılması gerekenler format atılmış gibi yerleştirilmiş.Beğen
-
sor 13 dakika önce Şikayet Etev hanımına her çocuk için 10 TL ver bak nasıl gençleşiyor nüfus. çalışan kadına destek sağlayan sistem yanlış çalışan kadın en fazla iki çocuk yapar.Beğen
-
MisafirBalıkesirli 15 dakika önce Şikayet EtBirileri işime engel oğraşamam diye,diğeride bütçem müsaid değil bakamam diye doğurmuyor ves-selam.Beğen Toplam 2 beğeni