AK Partili vekil 'İslami terörist'e karşı çıktı

Bakır, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, AKPM Genel Kurulu'nda Türkiye olarak yaptıkları çalışmaları anlattı, Türkiye'yi ilgilendiren pek çok karar değişikliği verdiklerini söyledi.

Avrupa Konseyi'nde Mali ve Cezayir ile ilgili raporda, Müslümanları çok rencide edici, ''radikal islamist terörist gruplar tarafından birçok kişinin rehin alındığı, Mali ve Cezayir'deki olayların radikal İslamcı teröristler tarafından yapıldığı, İslami teröristlerin kadınlara cinsel tacizde bulunduğu, tecavüz ettiği'' şeklinde ifadelerin yer aldığını belirten Bakır, şunları kaydetti:

''Bunların hepsine itiraz ettik. Bu rapora sadece ben 5 tane karar değişikliği verdim. Bununla ilgili savunmalarda, 'terörün dini yoktur. İslam kelimesinden türetilmiş başka bir kelimenin İslamist olsun, İslamik olsun, İslami olsun radikalizmle, suçla ve terörizmle bağdaştırılması, ilişkilendirilmesi hiçbir suretle uygun değildir. İslam bütün bu suçları en ağır şekilde kınar. Hiçbir din terörizmle ilişkilendirilemez. Nasıl Hristiyan terörü diye bir ibareyi Avrupa Konseyi kararlarında kullanmıyorsak, aynı şekilde 'İslami terörizm' ibaresinin de hiçbir suretle Avrupa Konseyi raporlarında kullanılmaması gerek, dedim. Bununla ilgili karar değişikliği verdim.''

Bakır, göç ve iltica konulu raporun görüşülmesi sırasında yaptığı konuşmaya da değinerek, Türkiye'nin kendi üzerine düşen yükümlülüklerin hepsini yerine getirdiğini, bugün 150 binden fazla Suriyeli'ye sınırlarını açtığını ve 15 kampta onlara bakıldığını, bugüne kadar Suriyeli sığınmacılar için kendi öz kaynaklarından 550 milyon dolardan fazla masraf yaptığını anlattığını söyledi.

Konuşmasında, buna uluslararası camiadan yapılan katkının çok minimal düzeylerde kaldığına da işaret ettiğini belirten Bakır, şöyle devam etti:

''Konuşmamda, Türkiye'nin bu şekilde eleştirilmesinin, hele böyle bir konuda çok yanlış olduğunu, önce Avrupa'nın kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesi gerektiğini, Türkiye'nin mezhebine, dinine, etnik kimliğine bakmadan bütün Suriyelilere kucak açtığını, Suriye halkının yanında olduğumuzu, Türkiye'nin bu yükü tek başına kaldırmasının adil olmadığını, bu yükün uluslararası camia tarafından da sırtlanması, paylaşılması gerektiğini, Suriye'nin dışındaki kampların sürdürülebilir olmadığını, Suriye içinde çözümlere odaklanmamız gerektiğini bir kez daha ifade ettim.

Ayrıca, 'Suriyeli sığınmacıların sorunlarına kalıcı bir çözüm bulmak istiyorsanız, bunların Avrupa'ya geçmelerinden korkuyorsanız, akıllıca tedbir almak zorundasınız. Kalıcı bir çözüm istiyorsak eğer bizim Suriye'deki iç savaşı bir an önce durdurmamız gerekiyor. Bir an evvel Suriye'de demokratik bir geçiş hükümetinin kurulmasını Avrupa olarak sağlamamız gerekiyor. Bunlar bizim önceliğimiz olmalıdır' dedim.''