Ruşen Çakır: Gülen'in durumu ne olacak?

Ruşen Çakır ABD'de yaşayan Fethulalh Gülen'in durumunu değerlendirdi.

Ruşen Çakır: Gülen'in durumu ne olacak?
Ruşen Çakır: Gülen'in durumu ne olacak?
GİRİŞ 06.09.2014 11:13 GÜNCELLEME 06.09.2014 11:13
Bu Habere 16 Yorum Yapılmış

Ruşen Çakır Vatan gazetesindeki bugünkü köşe yazısında ABD'nin Gülen'i neden teslim etmeyeceğini ve reelpolitikte nasıl bir tablo oluştuğunu yazdı. Gülen'in ABD'nin çıkarlarına uygun hareket ettiği ve ılımlı İslam'ın en büyük temsilcisi olduğu için teslimi veya sınırdışı etmesi mümkün değil dedi.

İşte Ruşen Çakır'ın o köşe yazısı:

Amerikan yönetiminin Fethullah Gülen’i Türkiye’ye iadesinin veya sınır dışı etmesinin şu aşamada çok zor olduğu kanısındayım. İlk akla gelecek gerekçeleri sıralayacak olursak:

"GÜLEN FAALİYETLERİNİ BURADAN YÖNETİYOR"

1) 11 Eylül 2011 terör saldırılarının ardından Amerikan yönetiminin, kendi topraklarındaki her türden İslami faaliyeti çok yakından takip ettiği, en ufak bir kuşku halinde çok sert ve geri dönüşü olmayan uygulamalara başvurduğu biliniyor. Öte yandan Gülen’in Pennsylvania’da hiç de mütevazı bir sürgün hayatı yaşamadığı, küresel ölçekteki cemaatinin faaliyetlerini buradan yürüttüğü de biliniyor. Gülen’in yanında geniş bir ekip olduğunu ve sürekli olarak dünyanın dört bir tarafından ziyaretçi kabul ettiğini en iyi FBI biliyor olsa gerek. Bütün bunlara rağmen Gülen’in şu ana kadar ABD’de herhangi bir ciddi sorunla karşılaşmamış olmasından hareketle kendisinin ve faaliyetlerinin Amerikan çıkarlarının aleyhine olmadığını, hatta tam tersinin kuvvetle bir olasılık olduğunu düşünebiliriz.

ILIMLI İSLAM KALIBINA EN YAKIN GRUP

2) AKP’nin de dahil olduğu dünya çapındaki birçok İslami grup, parti ve hareketin aksine Gülen, Batı karşıtı bir İslam yorumu geliştirmiyor. Hatta onun, ABD başta olmak üzere Batı’da çok arzulanan “ılımlı İslam” kalıbına en yakın perspektifi geliştirdiğini söyleyebiliriz.

ABD ÇIKARLARIYLA UYUM İÇİNDE

3) Bu açıdan bakıldığında Gülen cemaatinin eğitim kurumları temelinde yükselen küresel ağının birçok açıdan Amerikan (genel olarak da Batı) çıkarlarıyla uyum arz ettiği bellidir.

WASHİNGTON ERDOĞAN'LA MESAFELİ

4) Washington, özellikle Suriye, Irak, Filistin gibi Ortadoğu ile ilgili konulardaki köklü görüş ayrılıkları nedeniyle belli bir süredir AKP hükümetiyle, özel olarak da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile arasına belli bir mesafe koyuyor. Ayrıca Gezi direnişinden itibaren temel hak ve özgürlükler, hukuk devleti, yolsuzluklar gibi konularda Ankara’ya açık ve sert eleştiriler yöneltiyor.

ERDOĞAN İKİ SEÇİM ÜST ÜSTE KAZANINCA

5) Amerikan yönetiminin 17 Aralık sürecinde Cemaat’e daha yakın bir pozisyon aldığı açıktır. Fakat Erdoğan’ın üste iki seçim başarısı elde etmesi nedeniyle bu tutumundan “mecburi” olarak belli esnemeler olduğu gözleniyor.

6) 17 Aralık sürecinde, Batı ve Amerikan medyasında çıkan çok sayıda haber, yorum ve analize baktığımızda çoğunda şunu görüyoruz: hükümete yönelik bariz bir antipati, Cemaat’e yönelikse, gizlenme ihtiyacı bile hissedilmeyen bir sempati, en azından empati.

REELPOLİTİĞİN DAYATMASI

Dolayısıyla ABD Başkanı Obama’nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tatmin edecek bir cevap vereceğini beklemek fazla gerçekçi olmaz. Ancak Washington yönetiminin şu hususları gözeteceği de kesindir:

IŞİD'E KARŞI TÜRKİYE'YE MUHTAÇLAR

1) Irak ve Suriye’de IŞİD’e karşı mücadelede Türkiye’ye duyulan ihtiyaç.

2) Cemaat ile mücadele temelinde bir kampanya yürüten Erdoğan’ı üst üste iki seçim kazanmış olması. Buna karşılık Cemaat’in her iki seçimde mağlup taraflara angaje olan Cemaat’in belirgin olarak güç kaybetmesi.

CEMAAT YALNIZ KALDI

3) Erdoğan’ın Cemaat’e karşı savaşında şu ya bu şekilde, başta muhafazakâr camiadan olmak üzere üçüncü şahısları/grupları yanına çekebilmesi, buna karşılık Cemaat’in iyice yalnızlaşması.

GÜLEN VE CEMAATİ ABD'DE ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK

Ancak reelpolitiğin dayatmalarına rağmen Obama’nın Gülen konusunda Erdoğan’ın umduğu hızda ve şekilde adımlar atmasını şu aşamada beklemediğimi tekrarlamak istiyorum. Bununla birlikte Gülen ve cemaatinin bundan böyle ABD’de de eskisi kadar rahat hareket edemeyecekleri muhakkak. Belki de bu gerginlikten iade ve sınır dışı haricinde üçüncü bir formülle çıkmak mümkün olabilir: Gülen’in kendi rızasıyla ABD’yi terk etmesi.

GÜLEN DÖNER Mİ?

Nitekim bir süredir Gülen’in yeni adresi olarak bazı ülkelerin adı telaffuz ediliyor. Olabilir. Ama bambaşka bir seçenek de Gülen’in kendi rızasıyla Türkiye’ye dönmesidir. Bunun bugün için çok gerçekdışı bir seçenek olduğunun farkındayım ama Erdoğan-Gülen savaşı o kadar kısa süre içinde o kadar sert bir şekilde gelişti ve o kadar çok şeyi değiştirdi ki her türlü ihtimale açık olmakta bir sakınca yok.

YORUMLAR 16
  • metin yaman 9 yıl önce Şikayet Et
    Müslümanların arasına yerleştirilen hafiyeler. Zeka seviyesi yüksek, hitabeti güçlü, çeşitli eğitim ve kabiliyetlerle donatılmış din düşmanları namı hesabına çalışan ajanlar her zaman vardır. Abdullah İbn-i Ubeyy İbn-i Selul, Cemaleddin-i Afgani, Muhammed Abduh ve asrımızda meşhur diğer hainler gibi. 1400 yıldır kimse bu dini yıkamadı, kıyamete kadar da yıkamayacaktır.
    Cevapla
  • Aslan GÜL 9 yıl önce Şikayet Et
    DÖNEMİN VAİZİNİN GİDECEĞİ TEK YER. KANADA DIR, kanada hem ingilterenin hem de ABD'nın saklı cennetidir, hem de coğrafi ve politik olarak TÜRKİYENİN ulaşamadığı yerlerdendir. benden söylemesi....
    Cevapla
  • nur dülger 9 yıl önce Şikayet Et
    işte bu pensilvanyalı. yurtta, esed ile, esedin gönderdiği bir avuç fitnebaz ,ile bir oyun çeviriyor. ortaya attığı argümanlardan biride şu ! suriyeli mülteci neden burda? neden ülkelerinde değiller ,neden savaşmıyorlar neden mücadeleden kaçtılar. birincisi savaşmaya gücü ve silahı olan düşmanını tanıyan savaşmakla mükelleftir. ikincisi dostun düşmanın belli olmadığı ,düşmanın kah kafir ,kah Müslüman kılığınd peydah olduğu bir ortamdan kaçmak ,kaçmak değil fitneden kaçmak,hicret etmek litaratürüne girer . kendi, kaçışını ,canlı bir röportaj bir demeç vermesine bile izin vermeyecek güçlern sinesine sığınmayı KUTSAL!!! hicret olarak iki gözü iki çeşme ağlayarak anlatan bu zat ,çoluk ,çocuk kadın ve silahsız erkeklerden oluşan suryelilerin mümin kardeşlerinin sinesine sığınmayı ayıp göstermenin propagandasını yapıyor sırf FİTNE için..
    Cevapla
  • Abdürrahim Çokgüngör 9 yıl önce Şikayet Et
    Pansilvanya imamının hataları. Vaizken, din yerine derin odakların işleriyle uğraşmış. Risale-i Nur anlamamış. Hak ve hakikat mesleğini tercih eden Bediüzzman’ın eserlerinin tasavvufi olduğunu iddia etmiş. Milliyetçilik takıntısı yüzünden ona Bediüzzaman demeyip Pir-i Mügan lakabı takmış.Yetmemiş Nur cemaati liderliğine ilan etmiş. 1990’larda bir başbakandan gördüğü teşvikle Mehdiyet’in 2. faslını icra edeceğini ilan etmiş. Bunu din+finans+medya ile yapacağını da. Finans için önce yerli baronlar sonra küresel sermaye sonra da neoconlara ulaşmış. Ve “Dünya gemisinin kaptanı ABD’dir. Dünya ABD’den yönetilir” deyip CIA referansıyla ona sığındı.Risale-i Nur’u sadeleştirmeyle tahrif ettirdi. İsrail’le Yahudi vakıflarıyla ilişkileri, darbeciliği dahil bütün foyası ortaya çıktı. Bre vaiz misin, ihtilâlci mi, işbirlikçi mi? Derken zecri tokatı böyle yedi.Ağla mehdicik pardon mesihçik ağla. Sinek ,tavus kuşu olur mu hiç?
    Cevapla
  • Gürhan 9 yıl önce Şikayet Et
    Hep dedim. Ben bu adamı gördüğümde sürekli sorardım arkadaşlarıma neden bu adamın yüzünde nur yok diye??!! Allah aşkyla yanan bir adamın yüzünde o parlaklık yansımaz mı yaaa
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Flaş hamle geldi! Nuri Şahin'den Beşiktaş'a yanıt
Yüzyılın en büyük projesi olan "Kalkınma Yolu projesi"nin bölge için neden önemli?