İki ilimizi adeta cehenneme çevireceklerdi!

Sarin gazıyla yakalanan El Kaide üyelerinin, Adana'daki İncirlik Üssü ve Gaziantep'te büyük saldırılara hazırlandığı ortaya çıktı. Sarin gazının ise Libya'dan uçakla getirildiği sanılıyor.

İki ilimizi adeta cehenneme çevireceklerdi!
İki ilimizi adeta cehenneme çevireceklerdi!
GİRİŞ 31.05.2013 09:25 GÜNCELLEME 31.05.2013 09:58
Bu Habere 31 Yorum Yapılmış

Adana Emniyet Müdürlüğü'nün, Reyhanlı katliamının ardından başlattığı El Kaide ve bu örgütle irtibatlı El Nusra Cephesi'ne yönelik operasyonda sarin gazıyla yakalanan El Kaide üyelerinin çok kanlı saldırılara hazırlandığı anlaşıldı.

Suriye'de eğitim aldılar

Vatan, sarin gazıyla saldırı hazırlığındayken yakalanan El Kaide üyeleri hakkında son derece çarpıcı bilgilere ulaştı. Yakalananlar uzun süredir takip ediliyordu. Hedeflerinin ise Gaziantep ve Adana'daki İncirlik Üssü olduğu tespit edildi.

Bu kişilerin Suriye'de savaşan El Kaide'nin uzantısı Nusra Cephesi ile yakınlık kurduğu belirlendi. Türkiye'de terör eylemleri yapmak isteyen ancak aktif olmayan El Kaide üyelerinin, Suriye'ye gidip savaş eğitimi aldığı, bomba patlatma düzeneklerini denedikleri ortaya çıktı.

Bombalar uçakla geldi

Ayrıca tutuklanan kişilerde bulunan son derece güçlü kimyasal bomba sarin gazının Suriye'den temin edilmediği, Libya'dan getirilmiş olabileceği belirlendi. Diğer yandan, Türkiye'ye yasal yollardan gelen ve Suriye'ye gitmek için Türkiye'yi kullanan Libyalılarla ilgili çarpıcı bir detay ortaya çıktı. Buna göre, 2012 yılının son aylarında, uçakla Libya'dan Suriye'ye gitmek üzere İstanbul'a gelen bir kişi, Sabiha Gökçen Havalimanı'nda valizinde bombalarla yakalandı. Libya'dan Türkiye'ye içerisindeki bir valizdeki bombalarla gelen uçağın Libyalı yolcusu, Adana'ya gitmek isterken yapılan kontrollerde yakalandı. Yetkililer de, sarin gazının bu yöntemle Türkiye'ye getirilmiş olabileceği yönünde araştırmalarını yoğunlaştırdı.

Bir damlası bile öldürüyor

Sinir gazı olarak bilinen Sarin, 1938'de Alman Kimyageri Gerhad Schrader tarafından bulundu. Aşırı zehirli olan bu gaz, vücuttaki sinir sistemlerinin dengesini bozarak felce neden oluyor. Renksiz ve kokusuz olduğu için sezilmesi çok zor olan bu gazın küçücük bir damlası bile insanı kolaylıkla öldürebiliyor. Özel ve oksijen geçirmeyen vakumlu bir kabın içerisinde bulunan sarin, bomba düzeneği ile kitlesel bir etkiye neden oluyor.

Halepçe katliamında Sarin kullanılmıştı

BM tarafından kitle imha silahı kategorisine alınan sarin ilk olarak, 1980 ve 1988 arasındaki İran - Irak savaşında Irak ordusu tarafından kullanıldı. 1988'de ise Halepçe'de 5 bin Kürt sivil öldürüldü. 1994'te de Japon dini mezhebi Aum Şinrikyo tarafından Matsumoto şehrindeki terör saldırısında kullanıldı, 8 kişi öldü, 200'ü aşkın kişi de gazdan etkilendi. 1995 yılında Aum Şinrikyo bu kez Tokyo metrosunda saldırı düzenledi, 20 kişi öldü.

YORUMLAR 31
  • Üsame-i kurdi 10 yıl önce Şikayet Et
    Kuyruklu bir yalan. yani ben şimdi bu habere inanacağım öylemi!........
    Cevapla
  • ertan tan 10 yıl önce Şikayet Et
    Türk ordusu girsin, biz yapamadık, her gün bir adım daha geriye atıyoruz, Lojistik destek yeterli değil. Asker lazım Asker.. Adamlara gidin Esad'ı vurun diye bomba veriyoruz dönüp bizi vuruyorlar. O da yetmiyor kalkıp bilmem nereden buldukları kimyasalları Türkiye'de kullanmaya çalışıyorlar. Bu insan yerine koyduğumuz varlıklar ne düşünüyor acaba? Türkiye'de kaos yaratırlarsa Türk ordusunu Suriye'ye çekebileceklerini mi hesaplıyorlar?
    Cevapla
  • veysi21 10 yıl önce Şikayet Et
    şeytani plan!!. her habere inanmamak lazım.Reyhanlı'da 8 vatandaş terörist diye gözaltına alınıyor,bunlardan ikisi tutuklanıyor.eğer kimyasal saldırı olsaydı muhtemelen basın manşetlerle "esed ajanları " yaptı derlerdi.Gaziantepte ABD üssü mü var?
    Cevapla
  • Libertas Infinitus 10 yıl önce Şikayet Et
    Saptırma, dezenformasyon, manüplasyon. Suriye'de yaşanan süreci ilk dönemine dönerek değerlendirmek gerekir. Bugün gelinen noktadan bakarak sanki en başından bu yana hal böyleymiş gibi iddia etmek çocukları bile inandırmaya yetmez. Beşar denen herifle gayet iyi ilişkilerimiz vardı. Adeta Erdoğan'ın bir dediğini iki etmiyordu. Suriye'de isyan başladığında Türkiye'yi yönetenler bunun nasıl bir yöne doğru gidebileceğini doğru okuyamadılar. Yani Türkiye açısından bugün gelinen nokta İran, Hizbullah vs. hikayesi değildir. Yanlış ata oynamak denir buna. Bu hak talepleri Suriye Halkı tarafından dile getirildiği dönemde Türkiye etkin şekilde iki tarafa da itidal çağrısı yapabilir ve süreci Beşar herifiyle koordineli şekilde yürütebilirdi. Oysa "pazuları göstermek" birilerine daha cazip geldi. İşte biz bugün bunun yarattığı açmazın içinde debeleniyoruz.
    Cevapla
  • Libertas Infinitus 10 yıl önce Şikayet Et
    KURAN'IN ÇAĞRISI: "AKLETMEK". Ben o günleri bizzat görmedim. Tevellütüm yetmiyor. Kenan Evren'in Reis-i Cumhur olduğunu hatırlayabiliyorum ancak. Fakat o günleri öğreniyoruz. O günleri yaşayanları dinliyoruz. Yapılan belgeselleri, bilgi ve belgeleri karşılaştırıyoruz. Bugün varılan sonuç genel hatlarıyla 80 öncesinde yaşananların Sovyet-ABD menfaat kapışması olduğunu ögrendik. Şimdi aynı şeyi Suriye'de daha geniş çaplı yaşıyoruz. Doğu ve Batı blokları kapışıyor. Bugün bu savaşta hakkaniyetli ve mantıklı yaklaşmak isteyenleri de, Esed'e destek vermekle itham eden arkadaşlarım, belki 20 sene sonra dönüp televizyonlarda "biz hata etmişiz" diyeceklerdir! Mavi Marmara'ya samimi ama pek de düşünceli olmayan heyecanlarıyla yol verenler, biraz düşünsünler lütfen Gazze'de ne değişti? İnsanları Esed'i desteklemek gibi utanç verici bir ithamın hedefi yapmadan önce düşünmek lazım. AKLETMEK LAZIM!
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Fitch'ten Türkiye değerlendirmesi: Enflasyonda ciddi düşüş yaşanacak
Kamuda tasarruf dönemi! İlk etapta bin araç satılacak