Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması isteği

Kacır, yaptığı açıklamada, çağ açıp, çağ kapayan Sultan Fatih'in, 1 Haziran 1453 Cuma günü çok kalabalık bir toplulukla Ayasofya'ya geldiğini, ilk cuma hutbesini bizzat kendisinin okuduğunu, namazı da hocası Akşemsettin Hazretleri'nin kıldırdığını, bahçesine güzel bir medrese yaptırdığını ve çok uzun bir vasiyetnameyle vakıf haline getirdiğini belirtti.

Ayasofya'nın mutlaka camiye dönüşmesi ve bu mahzun halinden kurtulması gerektiğini ifade eden Kacır, "Bu hem Fatih Sultan Mehmet'in vakfiyesinin hem İstanbul'un fethinin, hem milli iradenin tezahürünün, hem de sınırlarımıza sahip olmamızın gereğidir. İstanbul İslam'ın baş şehridir. Sembol şehridir. Ayasofya Camisi de İstanbul'un sembolüdür. Fethin sembolüdür. Mukaddes bir binadır. Müminlerin mabedidir. Biletle değil, abdestle girilmelidir. Turizmin değil, fethin sembolü olmalıdır" diye konuştu.

Kacır, 1935'ten beri müze statüsündeki Ayasofya'nın ibadete açılması tayeplerinin, yetkililerce dikkate alınmasını beklediklerini kaydederek, "Bu konu siyaset ve partiler üstü bir meseledir. Her fikriyattan ve görüşten milyonlarca insan ittifak etmiş, bu mekanın aslına rücu etmesi hususunda hayırlı haber beklemektedir. Bu çağrı Sultan Fatih'e vefa ve tarihsel hafızamıza önemli bir atıftır. Herkesi bu konuda duyarlı olmaya, sorumlu davranmaya davet ediyoruz" dedi.