Siyasilerden unutulmaz gaflar

Siyasi tarihimiz, gaflarıyla kendinden söz ettiren siyasilerle dolu olunca, her seçim döneminde yeni gaflarla tanışmak da kaçınılmaz oluyor. Gafçı siyasilerin başında Çiller var..

Siyasilerden unutulmaz gaflar
Siyasilerden unutulmaz gaflar
GİRİŞ 16.04.2007 00:20 GÜNCELLEME 16.04.2007 00:20

'Söz var, iş bitirir; söz var baş yitirir' atasözüyle sözün ehemmiyetini dile getiren, 'Söz ola kese savaşı, Söz ola kestire başı' diyen Yunus Emre'yi yetiştiren bir millet olarak, pür dikkat yapılacak gafları bekliyoruz. Gaf yapanı affetmiyor, dilimize dolayıp, kolay kolay da unutmuyoruz. Hatta siyasilerimizin öyle gafları var ki, fıkra niyetine bile anlatılıyor. Biz de hazır Cumhurbaşkanlığı seçimi, genel seçim derken yeni bir seçim dönemine girmişken hem tarihi gaflarımızı hatırlayalım, hem de bu konuyu bir bilene soralım istedik. Ama önce söz, o unutulmaz gaflar ile laflarda ve gaflarıyla meşhur siyasilerde…

Merhum siyasileri unutmak mümkün mü?

Demokrat Parti'nin tek başına iktidarda olduğu yıllarda, partisinin gücünü anlatmak isteyen rahmetli Adnan Menderes'in “Odunu bile koysam milletvekili olur” sözü epeyce tepki çeken gaflardan birisi olmuştu. Yine kelimeleri özenle seçen ve hatasız konuşan rahmetli Bülent Ecevit'in de hafızalardan kolay kolay silinmeyecek gafların altında imzası var. “Erken seçim olmasaydı 2084'e kadar iktidarda kalacaktık” bunlardan en meşhuru. Şortla askeri teftişi hâlâ belleklerde olan Turgut Özal'ın “Benim memurum işini bilir', 'Bir koyup üç alacağız' 'Biraz da küçük Turgut'la oynasınlar' lafları ise hala hatıralarda.

“Allah'ı size emanet ediyorum”

Gaf denilince ilk akla gelen isimlerden biri hiç şüphesiz Tansu Çiller. Kitleleri heyecanlandırayım derken sessizliğe büründüren Çiller'den geriye 'Mübarek kurban şeker bayramınız kutlu olsun', 'Allah'ı size emanet ediyorum' gibi gafları kaldı. Miting yaptığı illerin ismini yanlış söylemekle ünlü Çiller'i ünlendiren bazı dil sürçmeleri ise şöyle: 'Çekiç Güç' yerine 'Çekici Güç', 'Kırat' yerine “Beyaz At, Ak At, White Horse”, “güven oyu' yerine 'güvenlik oyu.' Her konuya göre karakteristik cümle ve kelimeler bulan Süleyman Demirel ise kendine özgü doğaçlamaları ile hafızalardaki yerini koruyor: “Millete plan değil pilav lazım', 'Yollar yürünmekle aşınmaz!' 'Dün dündür bugün bugündür…' 'Ege bir Yunan gölü değildir. Ege bir Türk gölü de değildir. Binaenaleyh, Ege bir göl değildir.'

“Sayın Cumhurbaşkanım”

Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın adaylığının sıkça tartışıldığı son dönemlerde CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın Erdoğan'a hitaben söylediği “Sayın Cumhurbaşkanım” ifadesi, tarihi niteliği olan gaflar olarak hafızalarda kaldı. Baykal'ın gafları bununla sınırlı değildi. Baykal 'Aşık Veysel'i Anma Gecesi'nde Aşık Veysel'i anlatırken 'Çorum'dan çıkıp geldi' diyerek, Sivaslıları hem üzdü, hem güldürdü. 12 Eylül'ün mimarı Kenan Evren'in gafları ise pek yenilin yutulur cinsten değildi: 'Çoktandır idam olmuyor, bazı kişilerin idam edilmesi gerek…' 'O anayasa bize bol geldi; içinde oynamaya başladık', 'Çankaya`yı artık bırakıyorum. Heveslileri gelsin, biz hevesimizi aldık.'

Dervişin fikri neyse zikri odur

Türkiye'nin eski kalemlerinden biri olan Hakkı Devrim, siyasi gafların sebebini 'beynin oyun oynaması' diye niteliyor. Devrim'e göre bu oyunun sebebi, zihinden geçenlerle, söylenenlerin başka şeyler olması…

Dil sürçmesi ya da gaf yapmanın sebebini “Beynin kişiye oyun oynaması” olarak tanımlayan Hakkı Devrim, bunun sebebini şöyle izah ediyor: “Kişi bir konuda derin derin düşünür. Fakat kamuoyu önünde ya da bir toplantıda bu düşüncelerini 'söylememesi gerektiğini' planlar ve beynine 'söyleme' der. Önemli bir ortamda göstereceği küçük bir dikkat dağınıklığı sonucu aklından geçenler diline geliverir.” Devrim'e göre özellikle siyasi kişiliklerin dil sürçmesi ya da gaflarının en önemli sebebi Türkiye'de yeterince özgür bir ortamın olmaması…

“Hürriyetin ve özgürlüklerin Türkiye'de yeterince olmaması insanları bir çeşit yalancı yapıyor. Türkiye koşullarında yapılan dil sürçmeleri ve siyasi gaflar az bile” diyen Devrim şunları söylüyor: “Birisi kendini müthiş dindar, diğeri Atatürkçü, solcu gösteriyor. Tüm bunlar Türkiye şartlarında zorlamayla yapılıyor. Hal böyle olunca dil sürçmesi de oluyor, gaf da …. Beyin küçük bir dikkatsizlikte düşünceleri deşifre ediyor.”

Çiller'inki dil sürçmesi değil

Siyasileri de değerlendiren Hakkı Devrim, İsmet İnönü'nün hiç siyasi gaf yapmadığını ve kelimelerini seçerek ve ölçerek kullandığını anlatıyor. Son dönem siyasileri içinde Tansu Çiller'in yerini kimsenin alamayacağını belirten Devrim, unutamadığı Çiller gaflarını şöyle sıralıyor: “Bu bacınız Trabzon'u Akdeniz'in incisi yapacak' diyor. Yine seçim öncesinde Samsun'a gidiyor. Samsunlulara 'Samsun'u il yapalım mı?' diye sesleniyor. Postacıları selamlayacak 'Merhaba asker' diye selamlıyor.” Devrim'e göre en kusursuz hatiplerden biri ise Adnan Menderes. Menderes'i “Romantik kürsü hatibi” olarak niteleyen Devrim, Menderes hakkında şunları söylüyor: “Kitleleri heyecanlandırma, fikrini kabul ettirme ve kendine hayran bırakma derdi yoktu. Kitleleri kendisine inandırma gayreti vardı. 1957 seçimlerinde onun uçağında 17 gün bulundum. Adnan beyi astıkları zaman bu 17 günlük seyahat nedeniyle duygusal anlamda çok zarar gördüm.”

Tayyip Erdoğan'ın hitabeti çok iyi

Hakkı Devrim'in size göre en iyi hatip kim sorusuna cevabı ise şöyle: “Tayyip Erdoğan'dır tabi. Konuşurken kelime bulmakta cümleyi süslemekte zorlanmıyor. Duraksamadan, heyecan verici bir dille konuşuyor. Ben dinlerken sıkılmıyorum. Abdullah Gül iyi bir kürsü hatibi değil. Başbakan ve bir çok bakan imam hatip mezunu oldukları için bana göre Türkçe'yi doğru kullanıyor. En azından okulda Türkçe dersi gördükleri belli. ”

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
ABD ve dünyada gözaltılara rağmen Filistin'e destek gösterileri sürüyor
Yüzyılın en büyük projesi olan "Kalkınma Yolu projesi"nin bölge için neden önemli?