Hürriyet'te panik, Milliyet'in durumu vahim

Akşam yazarı Serdar Turgut, Sedat Ergin’in Hürriyet’te yazı yazmaya başlayacağı zamanı kendine has üslubuyla değerlendirdi. Ergin’in uzun yazılar yazdığını mizahi bir dille anlatan Turgut, Hürriyet’te gazete sayfalarını arttırma, Ergin’in yazılarını ek olarak verme, yazı dizisi yapma gibi esprilerin konuşulduğunu yazdı.

Turgut, Güngör Mengi’nin Milliyet’te yazacak olmasının ise daha vahim olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı, “Evet; gerçekten de Milliyet için birçok tanımlama getirilebilir ama benim için Milliyet, binasına girince bir yerinizi salladığınızda o bir yerinize mutlaka bir başyazarın ya da bir potansiyel yayın yönetmeni adayının çarptığı gazetedir.”

'HÜRRİYET'TE PANİK'

Serdar Turgut ‘Hürriyet’te panik’ başlıklı yazısında önce yazı yazmasına kendisini sürükleyen gezisini anlattı. Milliyet’in önünden geçerken aklına Sedat Ergin’in geldiğini belirten Turgut, Hürriyet’te Sedat Ergin’in yazmasıyla ilgili yapılan esprileri sıraladı: “Ağdalı cümleler kuran ve diyeceğini uzun anlatan arkadaşımızın (şöyle somutlayayım meseleyi. Bir Sedat Ergin yazısıyla karşılaştırıldığında, Hasan Cemal'in yazısı üçüncü sayfa yazısı gibi gözükebilir) yakında yollamaya başlayacağı yazılarla ilgili şöyle fikirler konuşuluyor Hürriyet medya towers'ta:

Gazetenin sayfalarını artıralım. Reklam kabul edilmeyecek sekiz sayfayı her gün Sedat Ergin'e ayıralım. Bu uzunluk, Sedat'ın geçtiğimiz yıllarda arada bir kendini tutamayarak yazdığı Milliyet yazılarının uzunluğu kadardır. Sedat bir köşe yazısını 'Savaş ve Barış' romanının uzunluğunda yazmayı başarabilen tek yazardır. Allah'tan o sık heyecanlanmazdı da çok yazı yazmamıştı. Sedat öyle her konudan heyecan duymaz.

Örneğin; Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki diplomasi trafiğinin anlamı üzerine filan heyecanlanabilir ve 8 gazete sayfası uzunluğunda makaleyi her gün yeni bir heyecanla yeniden yazabilir.”

'SABAH BAŞLADIĞI HABERİ GECE TAMAMLARDI'

Serdar Turgut, Sedat Ergin’in Cumhuriyet gazetesinde muhabirlik yaptığı dönemi de hatırlatarak, “Cumhuriyet gazetesinde muhabirlik yaparken sabah yazmaya başladığı haberini gece yarısı filan tamamlardı. İşte bu yüzden ülkenin taşrasında oturan insanların tek bir tanesi bile Sedat Ergin'in ismini hiç duymamışlardır.” diye yazdı.

Serdar Turgut, Hürriyet’in çözüm yollarını da sıraladı; “Sayfa sayısı artırılamazsa Sedat'ın yazılarını ya tefrika olarak yayınlayacaklar, arkası yarın yöntemiyle her gün yazısının bir bölümü yayınlanacak ve yazının bir ay içinde sonunun gelmesi ümit edilecek. Veya Hürriyet her ay Sedat'ın sadece bir yazısından oluşan kalın kitabı kuponsuz olarak okuyucuya dağıtacak.”

ANSİKLOPEDİYE BAKARAK YAZIYOR

Sedat Ergin’in yazıya ansiklopediyle hazırlandığını yazan Turgut, ilk yazısının da ‘Aardwak’la ilgili olacağını belirtti. Turgut her şeye rağmen, Ergin’in yazmaya başlamasından dolayı sevinçli olduğunu dile getirdi.
Turgut’un merak ettiği konulardan biri ise ansiklopediyi takip ederek yazı yazacağını savunduğu Ergin’in p hargine gelince ne yazacağı oldu. Turgut merakını şöyle dile getirdi; “Sedat ansiklopedinin P harfi bölümüne gelince bakalım neler olacak? Bakalım benim en favori kelimem hakkında bir yazı yazacak mı yoksa penis konusunu tamamen atlayıp direkt olarak Petrarch konusunda mı bir yazı yazmayı yeğleyecek? Benim düşüncem penis konusunu değil Petrarch konusunu tercih edeceği yolundadır."

ASIL FELAKET MİLLİYET'TE

Serdar Turgut, Göngör Mendgi’nin Hürriyet’te yazacak olmasını ise şöyle değerlendirdi:

“MİLLİYET'TE DURUM
Hürriyet hakkında bu kadar laf ettikten sonra Milliyet hakkında da biraz laf söylememek mümkün değil. Nasıl olsa arada Sedat bağlantısı da var.

Dün bazı internet sitelerinde Güngör Mengi'nin başyazar olarak Vatan'dan Milliyet'e geçeceği haberi yazıldı. Bu da, asıl felaketin Hürriyet'te değil Milliyet'te yaşanacağını gösteriyor.

Haber doğruysa Milliyet Hürriyet'ten daha hızlı batacak demektir. Milliyet birçok şekilde tanımlanabilir. Bir keresinde Sedat benim en çok sinirlendiğim tanım olan 'ailenizin gazetesidir' demişti. Ben de 'AKŞAM gazetesi aile kavramına karşıdır, hatta aileye düşmandır', demek zorunda kalmıştım. Seyircilerimiz reklamcılardı ve bilin bakalım kimin tanımı en çok alkışı aldı?

Evet; gerçekten de Milliyet için birçok tanımlama getirilebilir ama benim için Milliyet, binasına girince bir yerinizi salladığınızda o bir yerinize mutlaka bir başyazarın ya da bir potansyel yayın yönetmeni adayının çarptığı gazetedir.

Oraya bir tek Güngör Mengi eksikti. Başyazıları dönüşümlü olarak yazdırsınlar bari. Her gün farklı bir başyazar yazsın yazıyı. Bence o kadro bir gazetede yazacak yerde bir ansiklopedi üzerinde çalışsa çok daha iyi olur. Britannica ansiklopedisine rakip bir ansiklopediyi ancak onlar çıkarabilir. (Alın size bir başka ansiklopedi savaşı daha...)”