Arınç: Diyaloğa ve uzlaşmaya açığız

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 1982 Anayasası'nın Türkiye'ye artık dar geldiğini belirterek, ''Biz diyaloğa ve uzlaşmaya açık bir çalışma yapıyoruz. Yanlışımızı düzeltmeye ve eksiğimizi de tamamlamaya hazırız'' dedi.

Arınç: Diyaloğa ve uzlaşmaya açığız
Arınç: Diyaloğa ve uzlaşmaya açığız
GİRİŞ 24.03.2010 15:02 GÜNCELLEME 24.03.2010 15:02

Arınç, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek ile Anayasa değişikliği paketiyle ilgili olarak, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'nu (KESK) ziyaret etti.

Görüşmenin ardından gazetecilere açıklamada bulunan Arınç, KESK'i ziyaretlerinde görüşmelerinin çok yararlı ve verimli geçtiğini söyledi. Genel Başkan Sami Evren ve KESK yöneticilerinin Anayasa'yı bütüncül bir yaklaşımla ele almak gerektiğini ve 1982 Anayasası'nın bir darbe Anayasası olduğunu söylediklerini ifade eden Arınç, Evren ve KESK yöneticilerinin ayrımcılığa, ırka dayalı bir Anayasa yapımına karşı olduklarını dile getirdiklerini söyledi.

''Bunlar saygıdeğer düşüncelerdir'' diyen Arınç, KESK'i ziyaretlerinde hazırladıkları paketi sunduklarını, bunun bir taslak olduğunu, KESK tarafından hem bugünkü düşüncelerinin hem de taslakla ilgili etraflı düşünce ve eleştirilerini ileteceğini belirtti. Arınç, gelecek haftaya kadar yeniden düzenlemek ve bazılarını ekleme imkanlarının da bulunacağını ifade etti.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, şöyle konuştu:

''Tabii Anayasa'nın bütüncül bir yaklaşımla ele alınması konusu bizim de inandığımız bir konudur. Türkiye'ye artık bu Anayasa dar gelmektedir. Çağdaş bir Anayasa'ya daha demokrat, daha sivil bir anayasaya ihtiyacımızı toplumun bütün kesimlerin de alıyoruz. Ancak, böylesine bütüncül bir yaklaşım ile bu Anayasayı bu süreçte değiştirmek mümkün görünmediğine göre öncelikli olarak bazı maddelerinde yeni düzenlemeler yapma ihtiyacını duyduk.

Bu bir çalışmanın ürünüdür. Bizim siyasi partilerden de beklediğimiz ya kendi önerilerini bize iletmeleri ya da bizim önerilerimiz üzerinde düşünce ve fikirlerin açıklamalarıdır. Biz diyaloğa ve uzlaşmaya açık bir çalışma yapıyoruz. Yanlışımızı düzeltmeye ve eksiğimizi de tamamlamaya hazırız. Yüzbinleri temsil eden KESK'in taleplerine duyarsız kalamayız. Ancak bunları bu süreçte mi değerlendirebiliriz yoksa daha sonraki süreçlerde mi gündeme gelebilir, bu konuda elbette bir karar vereceğiz. Ben olumlu yaklaşımlarından, olumlu eleştiri ve önerilerinden dolayı teşekkür ediyorum.''

Bülent Arınç, bir gazetecinin, ''Dün akşamki Pakistan Milli Günü'nde, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile yaptığı görüşmede, Anayasa değişiklik paketinin gündeme gelip gelmediğini'' sorması üzerine, ''Hayır, kesinlikle. Dün akşam Pakistan Milli Günü dolayısıyla resepsiyona katılmıştım. Sayın Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının bir kısmı da oradaydı. Konuştuğumuz konu Pakistan ve Türkiye ilişkilerine ait konular'' diye konuştu.

-KESK GENEL BAŞKANI EVREN-

KESK Genel Başkanı Sami Evren de görüşmede Anayasa paketine ilişkin öneri ve eleştirileri ilettiklerini söyledi.

1982 Anayasası'nın 1987'den itibaren 81 maddesinin değiştiğini, yeni değişikliklerle bunun 100 maddeye kadar çıkacağını dile getiren Evren, ancak tüm bu değişikliklere rağmen Anayasa'nın ruhunun ve zihniyetinin değişmediğini, bir eleştiri konusu yaptıklarını belirtti. Evren, ''Devlet yurttaşlar arasında ayrım yapmamalıdır. Dine, ırka dayalı bir devlet anlayışı olmamalıdır'' dedi.

Devletin çalışma hayatının demokratikleşmesini güvence altına alması gerektiğini ifade eden Evren, iş güvencesinin de büyük önem taşıdığını dile getirdi. Kamu hizmetlerinin kamu yararı esasına göre düzenlenmesi gerektiğini de bildiren Evren, kamu hizmetlerinin, piyasanın insafına teslim edilmemesini istedi. Bu nedenle yapılacak olan Anayasa'da kamu hizmetlerinin özellikle de eğitim ve sağlık hakkının parasız olmasının sağlanması talebinde bulunan Evren, şöyle devam etti:

''Demokratikleşme konusunda son bir yıldır çok tartışmalar gerçekleşti ama bu tartışmalar içerisinde özellikle Kürt sorununun çözümüne yönelik demokratik bir açılımı maalesef burada göremediğimiz eleştirisini de söyledik. Yine Anayasa'nın 42. maddesinin mutlaka kaldırılması gerektiğini ifade ettik. Çünkü, 'Devletin resmi dili Türkçe'dir'. Burada herhangi bir sorun ve tartışma zaten yoktur ama diğer dillerin yasaklanması, özellikle ana dilde eğitim hakkının yasaklanması gibi çağdışı hükümlerin Anayasa'da olması gerekmiyor. Alevi Çalıştayı gibi demokratik çalıştaylar yapıldı. Bunun da Anayasa'da güvence altına alınması için özellikle Alevi yurttaşların talebi olan Anayasa'nın 24. maddesinin yani zorunlu din derslerinin kaldırılması talebinin çok dikkate alınmadığını gördük.''

''Özellikle de kamu çalışanlarıyla ilgili yapılan Anayasa'nın 53 maddedeki değişikliğe çok ciddi eleştiri ve itirazımız var'' diyen Evren, kamuoyuna bu konunun çok yanlış yansıtıldığını öne sürdü. Toplu sözleşme hakkının tanındığı, ancak grev hakkının tanınmadığı şeklinde kamuoyuna bir yansımanın olduğuna işaret eden Evren, şunları kaydetti:

''Bu son derece yanılsamadır. Hem toplu sözleşme hakkı aslında tanınmıyor, hem grev hakkı yasaklanıyor. Bu konuya ilişkin çok açık olarak düşüncemizi kendilerine ifade ettik. Giriş bölümünde 'toplu sözleşme hakkı verilir' denilmesine rağmen, daha sonraki bölümde özellikle 'uzlaştırma kurulu kararı, toplu sözleşme hükmündedir' denilerek de sendikaların işlevi tamamen ortadan kaldırılmakta, uzlaştırma kuruluna gittiğiniz taktirde aracı olan kurum toplu sözleşme ve toplu sözleşme hükmünde karar verebilmektedir. Daha önce Bakanlar Kurulu yetkiliydi. Şimdi, yürütmenin, hükümetin atayacağı kurul yetkili hale getirilmiş. Burada hem grev yasaklanmış hem de toplu sözleşme hakkının içi boşaltılmıştır. Bunun bir kanunla düzenleneceği ifade edilmektedir. Bunun da nasıl olabileceği kanunda tarif edileceği için Yürütme burada irade sahibidir. Yine sendikalar burada irade sahibi değildir. Bu maddenin çok açık bir şekilde grevsiz toplu sözleşme aslında toplu görüşmeyi tarif eder.

Dolayısıyla, toplu sözleşme hakkımızın olabilmesi için grev silahımızın olması lazım. Bunu tanımadığınız taktirde toplu sözleşme yapma hakkınız kalmamaktadır. Bu düzenleme, uluslararası sözleşmelere aykırıdır, Anayasa'nın 90. maddesine aykırıdır. Bu düzenlemenin bir güvence olarak yapılması gerektiğine inanıyoruz, Çünkü uluslararası sözleşmelerden doğan hakkımızla zaten 25 Kasımda üretimi durdurduk, grev gerçekleştirdik. Bizim grev hakkımız zaten vardı, biz bunun güvence altına alınmasını istiyoruz.''

Toplu sözleşme iradesini Hükümetin göstermesi gerektiğine inandıklarını, toplu sözleşme masanına hükümetin gelmesini ve taleplerini müzakere etmek istediklerini ifade eden Evren, paketle ilgili değerlendirmelerini hukukçuları ve konfederasyonun kurulları ile yapacaklarını, Cuma gününe kadar öneri ve eleştirilerini bir kez daha ifade edeceklerini kaydetti.

KESK Genel Başkanı Evren, ''Eleştirilerimizin dikkate alınması, demokrasinin gereğidir. Bu demokratik gelişmenin olumlu olmasını diliyoruz. Aksi takdirde sadece görüşmeden ibaret, önerilerin alındığı, dostlar alışverişte görsün görüşmesini de etik bulmuyoruz. Bu nedenle Sayın Arınç ve arkadaşlarına bizi ziyaret ettikleri için çok teşekkür ediyoruz'' diye konuştu.

Bu arada, KESK'ten ayrılışında Yüksel Yüksel adlı bir vatandaş, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç'ın yanına gelerek kızı için iş talebinde bulundu. Arınç da danışmanına vatandaşa yardımcı olunması yönünde talimat verdi.

KAYNAK: AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Avrupa'yı sallayan Türkiye açıklaması: Kendimizi bir Türk milleti olarak görüyoruz
Düğün yapacaklar dikkat! Yaz aylarında talep arttı: Uzmanından sahte altın uyarısı