Hem hikâyenin hem yazının ustası

Usta hikayeci Mustafa Kutlu’nun 20 yıl boyunca yazdığı gazete yazılarından yaptığı seçkilerden oluşan denemelerinin üçüncüsü çıktı.

Hem hikâyenin hem yazının ustası
Hem hikâyenin hem yazının ustası
GİRİŞ 21.07.2015 11:25 GÜNCELLEME 21.07.2015 11:25

Vatan Yahut İnternet ve Dem Bu Demdir'in ardından Mustafa Kutlu'nun Yeni Şafak'ta yazdığı köşe yazılarından oluşan üçüncü kitabı "Vitrinde Olmak", Dergâh Yayınları arasından okuyucuyla buluştu.

Aynı izlekte toplamda tek bir büyük kitaba doğru giden seçme yazılar, insanın ve eşyanın yakın tarihimizdeki değişim ve dönüşümünü, Kutlu'nun açık Türkçesiyle fark etmeyi mümkün kılıyor. Mustafa Kutlu, son eseri Vitrinde Olmak'ta artık neredeyse hâkim konuma gelen tüketim kültürünü bütün açıklığıyla gösteriyor. Vitrinde Olmak, Türk hikâyesinin usta ismi Mustafa Kutlu'nun gazete yazarı olarak da ustalığının altını bir kez daha çiziyor. Hikâyemizin büyük ustasının gazete yazarı olarak portresini, Türkçenin ustaları anlatıyor.
 
BUGÜNÜN EN ANLAŞILIR TÜRKÇESİ

Mustafa Kutlu'nun köşe yazarlığını ele alan usta denemeci Berat Demirci, "Mustafa Kutlu, günümüzün en anlaşılır Türkçesini kullanan yazarıdır. Hikâyeciliği zaten üslup sahibi olmasıyla paralel yürümüştür, hikâyesindeki temiz ve sade üslubu aynı şekilde gazete yazılarında da görmekteyiz. Türkçeyi sevdirmek için iki yazar öneriyorum ben, çocuklarıma da talebelerime de; Ömer Seyfettin ve Mustafa Kutlu.

Gazete yazarı olarak Mustafa Kutlu'nun, güncel siyasi meselelerden uzak duran, kendi iddiasını içinde barındıran, insana, ve tabiata dair şeyler yazdığını görüyoruz. Özellikle bu tür yazıların bugünkü gazetelerde olmasında büyük fayda var. Son dönemde İbrahim Tenekeci'de de benzer bir durum var mesela. Mustafa Bey, derin bir taşra hayatı yaşamamış ama bu hayat tarzını derin bir şekilde gözlemlemiştir. Doğrudan doğruya ruhi bir seyahat gibi, ruhi bir keşfe dayanan sağlam bir dünya manzarası ortaya çıkıyor. Estetik idrakiyle, eşyaya yaklaşım tarzıyla... Kutlu bunları telif edebilen bir kalem. Bu da onun ruh dünyasının zenginliğine işaret ediyor" diyor.

MUSTAFA ÖZEL

Edebiyatımızın mütebessim yüzüdür Kutlu

Mustafa Kutlu, Türk edebiyatının acılı mütebessim yüzüdür. Acısı bir ferdin değil, insanlığın acısıdır. Fıtrata ters olarak, kendini tabiattan koparıp gökdelenlere ve mağaza vitrinlerine hapseden insanlığın acısı. Tebessümü ise derin inancından geliyor, “Allah'tan asla umut kesilmez!” bilgeliğinden. “Huzursuz Bacak” yazarı, huzurlu bir anti-iktisatçıdır. İktisatçılar, kapitalistlerin kasalarını doldurmaktan başka hiçbir gerçek fayda sağlamayan vitrinlerin dünyasını kutsarken, o “Kanaat Ekonomistlerini” aramaktadır. Modern insan, ruhunu sanal ihtiyaçlar karşılığında satan bir bahtsız. Kutlu, özellikle inanan insanların bu alışverişte “çok ucuza gittiklerini” bize sürekli hatırlatan bir halk bilgesi, bir Yunus Emre.

BEŞİR AYVAZOĞLU

Üslup ustası bir gözlemci

Mustafa Kutlu her şeyden önce hikâyeci, bir edebiyat adamı… Kendine has bir üslubu var, ister istemez hikâyelerindeki edebi üslubu köşe yazılarına yansıyor. Onun köşe yazılarını, her hangi birinin köşe yazarının yazıları gibi okumuyoruz. Arkasında bir edebiyat birikiminin olduğunu fark ediyorsunuz. Bir edebi tat var, bir derin bakış, ince bir alay, hafif bir ironi hissediliyor. Yani Türkiye'de standart köşe yazarlığının dışında, onun üstünde bir şey Mustafa Kutlu'nun köşe yazıları. Bu anlamda köşe yazarı sayısı azaldı biliyorsunuz. Peyami Safa'sı, Necip Fazıl'ı, Refik Halid'i mesela, bunlar köşe yazarıydı ve edebiyat adamıydı. Mustafa Kutlu, o geleneği devam ettiren birkaç yazardan biri olması açısından önemlidir. Türk basınında köşe yazısı yazan edebiyatçılar neslinin son örneklerinden biri. Bu açıdan nev-i şahsına münhasır bir köşe yazarıdır. Mustafa Kutlu'nun hususiyeti, hem hikâyelerinde hem köşe yazılarında toplumdaki değişmeleri çok iyi yansıtıyor. Çok dikkatli bir gözlemci olduğu için, değişmeleri çok küçük nesneler üzerinden bile okuyabiliyor. Mustafa Kutlu'nun yazıları, sosyoloji iddiası olmayan sosyoloji yazılarıdır. Yani sosyolojik arka planda da vardır.

HÜSREV HATEMİ

Halk arasında dolaşan bir kamera

Edebiyatçıların, köşe yazarlığı yapması bugün çok örnekle gösterilemese de bizde daima olmuştur. Peyami Safa, Refik Halit, Orhan Selim adıyla yazan Nazım Hikmet… Mustafa Kutlu, zaten çok olmadığı halde son yıllarda azalan bu örneklerden birisidir. Hilmi Yavuz gibi, Beşir Ayvazoğlu gibi… Beşir Ayvazoğlu daha çok düşünsel planda, Hilmi Yavuz daha çok felsefi planda yazılar yazar. Bunlar arasında Peyami Safa'ya, Refik Halit'e, Vala Nurettin'e daha çok benzeyen, hem edebiyatçı hem hikâyeci hem de halk arasında bir kamera gibi dolaşan Mustafa Kutlu'dur. Mustafa Kutlu'nun hem edebi yönü kuvvetli hem kamera yönü kuvvetli… Halkın devamlı fotoğrafını çeken, yorumlayan havasıyla Mustafa Kutlu'nun köşe yazarı olmaya en yakın edebiyatçılardan biri olduğunu söyleyebilirim. Halk adamı, edebiyat adamı ve inanmış bir Müslüman özelliklerini biraraya getiren bir köşe yazarıdır Mustafa Kutlu.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: Türkiye sahalara döndü
Mirasta yeni uygulama: Yıllar sonra evinizden olabilirsiniz!