'İnsanı tanımak uzmanlık istemez'

Metin Karabaşoğlu Oyuncak Tamirhanesi adlı kitabında "Şu dünya hayatında asıl imtihan sorumuz, dünü nasıl yaşadığımız değil; dün yaşadıklarımızı bugün nasıl içselleştirdiğimizdir" diyor.

'İnsanı tanımak uzmanlık istemez'
'İnsanı tanımak uzmanlık istemez'
GİRİŞ 30.03.2011 15:19 GÜNCELLEME 30.03.2011 15:19

Tahsin Törk'ün röportajı

İnsanı tanımak bir uzmanlık konusu mudur? Kendi iç sesini duymak için illa ki bir psikolojik desteğe mi ihtiyaç duymalıyız? İnsan çevre şartlarının mahkûmu mudur? Biz sebeplerin kurbanı mıyız?

Modern Batılı psikiyatrinin tarihi yüzelli yılın ötesine geçmezken binlerce yıldır insanlar ruhsal rahatsızlıklarını ve varoluşa dair temel sorularını nasıl çözümlediler sorusunun peşine takıldığınızda, Metin Karabaşoğlu Oyuncak Tamirhanesinde bu soruların cevabının pek de zor olmadığını anlıyorsunuz. Mesela 'Kuyu'yazısında Yusuf aleyhisselamın yaşadıklarını, yazar modern psikiyatrinin hiçbir analitik kalıbına sığmayacak şekilde, sehl-i mümteni bir üslupla tahlil ediyor. Hz. Yusuf kıssasını Oyuncak Tamirhanesi yazarının baktığı açıdan okuduğunuzda, bir akıl tutulmasından kurtulduğunuzu kullanfark ediyorsunuz.

Bununla da kalmıyor, Yusuf aleyhisselamın yaşadığı onca olayın üzerinden ne bir trajedi ürettiğini, ne de bir intikam duygusuna kapıldığına tanık oluyor, kendinizle yüzleşiyor ve kendi kişilik problemlerinizin faturasını içinde yaşadığınız çevreye kesmek üzere ürettiğiniz mazeretlerden utamyorsunuz. Metin Karabaşoğlu'nun kaleme aldığı Oyuncak Tamirhanesi, günümüz dünyasında hangi dinden, hangi dilden, hangi zihniyetten olursa olsun herkesi kuşatmaya başlayan 'psikanalitik'yaklaşımın geçmiş üzerinden bugünü açıklama çabalarını, hele ki kendi hayatımızda yaşadığımız acılar'üzerinden iç dünyamızda gelişirmiş olduğumuz açıklamaları altüst eden bir gerçeklikle bizi yüzleştiriyor.

Nesil Yayın Grubu içerisinde Nesil-Karakalem Yayınlan arasında çıkan kitap dört bölümden teşekkül eden 'denemelerden oluşuyor: "Hayat Tarife Sığmıyor," "İmgeler," "Göstergeler" ve "Başka Türlü Okumalar."

Kitapta yazar, günümüzdeki başarı algısını da dikkade irdeliyor. Modern başarı anlayışının sonuç-odaklı, Kur'ânî başarı tarifinin ise süreç- odaklı olduğunu vurgulayarak, yine ezberlerimizi bozuyor. Yaşanan açmazların 'tarife sığmayan ve formüle gelmeyen hayatın salt zihinle açıklanabileceği ve sorunların salt zihinle çözülebileceği' yanılgısıyla irtibatlı olduğunu, yazar çarpıcı bir dille ifade ediyor. Bu yanılgıyı aşmak; iç dünyalarda vahyin, kalbin ve merhametin saltanatını (yeniden) kurmak gerektiğini söylüyor.kullan

Batılı yok etmek

"Şu dünya hayatında asıl imtihan sorumuz, dünü nasıl yaşadığımız değil; dün yaşadıklarımızı bugün nasıl içselleştirdiğimizdir" diyor Oyuncak Tamirhanesi.

Yazar "Başka Türlü Okumalar" ismini taşıyan son bölümde, insanlık tarihinin en büyük okuyucusunun bildiğimiz anlamda okuma-yazma bilmeyen biri olduğuna dikkat çekiyor. Bütün zamanların en büyük okuyucusu olan bu ümmî Peygamberin, hayatı, kâinatı ve içindeki her şeyi, her olayı okuma yolunun bugün nasıl takip edilebileceğini bu bölümün yazılarında adım adım öğreniyoruz.

Malumunuz Musa aleyhisselamın 'asasının iki özelliği vardır: Birincisi hakikat suyunu çıkarması, ikincisi ise sihri, büyüyü, batılı yok etmesi. Nitekim, kalpten iman suyu çıkarmak için, hakikati çıkarabilmek için öncelikle içteki sihri çözüp Batılı yok edici olmak gerekiyor. Oyuncak Tamirhanesi işte tam da bunu başarıyor: Bir 'asâ-yı Musa' örneği gibi modernitenin geliştirmiş olduğu argümanlan yıkıyor, arızalandırdığı ruhlarımızı tamir ediyor ve bizi hakikade buluşturarak adalede, vicdanla, merhamede yüzyüze getiriyor.

Ben bu kitabı çok sevdim. Siz de seveceksiniz. İyisi mi sizi yazarın manifesto niteliğindeki önsözünden alıntıladığım bir paragrafla başbaşa bırakayım:

"Oyuncak Tamirhanesi, 'kabiliyetsizleştirici uzmanlıklar çağı'nın bir yansıması olarak 'psikolojizmin hayadarımıza böylesine tahakküm eder hale geldiği bir iklimde yazılmış meydan okuyucu yazılardan oluşuyor ve -sınırı ve dozajı bilinmek şartıyla uzmanlığın değerini teslim etmekle birlikte- iki iddiayı zihin gündemine taşıyor: (1) İnşam tanımak, bir 'uzmanlık' konusu değildir. Kendi iç sesine ve vahyin sesine beraberce kulak veren bir kişi hayatın anlamı, aile, çocuk, insan-insan ilişkileri konusundaki temel doğrulan pekâlâ kavrayabilir . (2) Kendi iç sesimiz ve vahyin sesi ancak bir uzmamn eliyle çözülebilir durumda gözüken 'problemli' alanlarda dahi insana bir çıkış yolu gösterebilir."

Kitabın teknik bilgileri için TIKLAYINIZ...

Bugün

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Gazze'de toplu mezar dehşeti! Canlı canlı gömmüşler
Dünya Bankası, "Emtia Piyasaları Görünümü" raporunun Nisan 2024 sayısını yayınladı