İstanbul'u tarih boyu kimler kuşattı?

Tarih boyunca İstanbul'u kimler kuşattı fakat almaya muvaffak olamadı. Fatih zor olanı nasıl başardı. Sultan II. Mehmet'i Fatih kılan taktik farklılıkları nelerdi?

İstanbul'u tarih boyu kimler kuşattı?
İstanbul'u tarih boyu kimler kuşattı?
GİRİŞ 27.05.2009 13:49 GÜNCELLEME 27.05.2009 13:49
Bu Habere 2 Yorum Yapılmış

 Sultan Çoğalan'ın haberi

Hazreti Muhammed'in, ''Kostantiniye (İstanbul) muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden emir ne güzel emir, onu fetheden ordu ne güzel ordudur'' hadisine mazhar olmayı hedefleyen 2. Mehmed, fetihle birlikte ''Fatih'' unvanının yanı sıra çağ açıp çağ kapatan sultan olarak tarihe geçti.

Adına şiirler ve şarkılar yazılan, Asya ile Avrupa arasında köprü vazifesi gören, dinler arası hoşgörünün hakim olduğu kadim kent İstanbul, fethedilişinin 556. yıl dönümünü kutlamaya hazırlanıyor.

Karadeniz ile Akdeniz'i birbirine bağlayan deniz yolu üzerinde kurulu olan İstanbul, günümüzde olduğu gibi tarihsel süreçte de önemini koruyan bir şehirdi.

İstanbul'un siyasi ve coğrafik konumu, önemini daha da arttırmış, tarih boyunca, başta Araplar ve Osmanlılar olmak üzere defalarca kuşatılmış, ancak 1453 yılının 29 Mayıs'ına kadar başarı sağlanamamıştır.

Tarihte kenti fetih amacıyla gerçekleştirilen ve dikkat çeken kuşatmalardan bazıları şöyle:

''M.Ö 340 Makedonya Kralı Phillippe, M.Ö 194 Roma İmparatoru Septim Severus, M.S 616 İran Hükümdarı Keyhüsrev, M.S 626 İranlılar ve Avar Türkleri ortak, M.S 665 Emevi Halifesi Muaviye, M.S 667 Emevi Halifesi Muaviye, M.S 672 Emevi Halifesi Muaviye, M.S 712 Emevi Halifesi I. Velid, M.S 722 Emevi Halifesi I. Velid, M.S 782 Abbasiler, M.S 854 Abbasi Halifesi Mütevekkil, M.S 864 Ruslar, M.S 869 Abbasi Halifesi Mütevekkil, M.S 936 Ruslar, M.S 959 Macarlar, M.S 970 Abbasiler, M.S 1203 Latinler, M.S 1302 Venedikliler, M.S 1348 Cenovalılar, M.S 1391-1396 Osmanlı Padişahı I. Bayazid, M.S 1412 Osmanlı Şehzadesi Musa Çelebi, M.S 1422 Osmanlı Padişahı 2. Murad, M.S 1437 Cenovalılar, M.S 1453 Osmanlı Padişahı 2. Mehmed.''

Bunun yanında Atilla'nın, Vikinglerin, Bulgarların ve Gotların da kuşatma yaptığı bazı kaynaklarda yer alıyor.

-FETİH FİKRİ KURULUŞTAN İTİBAREN VAR-

Siyaset ve yönetim alanında önemli devlet adamları yetiştiren Oğuzların Kayı boyuna mensup olan Osmanlılar, bugünkü Bilecik bölgesindeki Söğüt ve Domaniç'te 1299'da Ertuğrul Gazi tarafından küçük bir beylik olarak kuruldu. Komşusu Bizans Devleti'nin güçsüzlüğünü avantaja çeviren Osmanlılar, kısa zamanda denizlere ulaşarak büyük bir avantaj kazandı.

Atilla Hun İmparatorluğu, Bulgarlar, Avarlar ve Macarlar, Ruslar, İslam devleti olan Emevi ve Abbasiler gibi Müslüman ve Hristiyan topluluklarınca fethedilme girişimlerine karşın alınamayan İstanbul, Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemindeki bütün hükümdarlarının amaçları arasında yer alıyordu.

Bu nedenle İstanbul'u almak hemen hemen her hükümdarın tahta geçtiğinde düşündükleri ilk çalışma oldu. Ancak askeri tarih açısından kale kuşatmalarının meydan savaşlarına göre daha zor olması nedeniyle İstanbul'un alınması ancak 1453 yılında gerçekleşebildi.

Kuruluş dönemi hükümdarlarından Yıldırım Bayezid zamanında İstanbul, defalarca kuşatıldı. Alınması ihtimalinin güçlendiği bir dönemde, Timur'un Ankara önlerine gelmesi ve Ankara Savaşı, İstanbul'un alınması 50 yıl geciktirdi.

-İSTANBUL'U ALMAK CİHANGİRLİK KRİTERİ- 

İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Yeniçağ Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Ak, İstanbul'un bir kimliğinin olduğunu, tarih boyunca bütün devletlerin ilgisini çektiğini belirtti.

Ak, İstanbul'un tarihte hükümdarların cihangirliğini test ettiğini, kentin cazibe merkezi olması ve stratejik öneminden dolayı göz önünde bulunduğuna işaret etti.

Coğrafi keşifler öncesinde eski dünyanın merkezinin İstanbul olduğunu anlatan Ak, İstanbul'a sahip olanın iki denize hükmeden devlet olduğunu kaydetti.

Britanya'dan Basra Körfezi'ne kadar sınırları olan Roma İmparatorluğu'nun 395'te ikiye bölünmesinden sonra Doğu Roma İmparatorluğu olarak varlığını 1453'e kadar devam ettirdiğini anımsatan Ak, dünyada söz sahibi olmak isteyenlerin hakimiyetlerini İstanbul üzerinden tescil etmek zorunda kaldıklarını vurguladı.

İstanbul'un fethedilmeden önce Müslüman Türk grupların ticaret için geldiklerini, hatta bir bölüm Osmanlı'nın da fetih öncesinde kentte yaşadığını dile getiren Ak, ''Türklerin İstanbul'a ilgisi sadece fetih değil, ticari ve siyasi ilişkiler dolayısıyla sığındıkları yer olarak varlığını sürdürmüştür. Osmanlılar kuruldukları ilk günden bu yana planlarını hep İstanbul'u almak üzere kurmuşlardır. İstanbul'un fethi 1453'te gerçekleşmesine karşın fikir olarak 1359'da başlamıştır. 1453'ten önce fetih zaten zihinlerde oluşmuştu. Fetih sadece zihinlerdeki planın tatbikidir'' dedi.

-2. MURAD DÖNEMİ-

Doç. Dr. Ak, 1422'de 2. Murad döneminde İstanbul önlerine kadar gelindiğini, ancak deniz kısmının yeterince güçlendirilememesi ve deniz gücünün istenilen seviyede olmaması nedeniyle fethin gerçekleştirilemediğini belirterek, 2. Murad'ın sağlığında, daha 12 yaşında olmasına rağmen tahtını oğlu Şehzade Mehmed'e bıraktığını, bunun Osmanlı tarihinde ilk ve tek uygulama olduğunu bildirdi.

İki yıl süren hükümdarlık döneminden sonra yaşanan muhalefet nedeniyle 2. Mehmed'in Manisa'ya şehzade olarak gittiğini ve hükümdarlığa tekrar babasının geçtiğini ifade eden Ak, ''2. Mehmed, iki yıllık dönemde çocuk olmasına rağmen fetih fikrini her zaman düşünmüştür. Ancak bu fikrini ikinci hükümdarlığı döneminde gerçekleştirebilecektir'' diye konuştu.

Fetih öncesinde Bizans'ın siyasi, askeri ve ticari olarak çöküş içerisinde olduğunun altını çizen Mahmut Ak, ayrıca fetih öncesinde Bizans'ta müşterek hükümdarlık sisteminin olduğunu, bunun idarede büyük zaaflar oluşturduğunu söyledi.

-KALE KUŞATMASININ ZORLUĞU-

Ak, 1453'e kadar yapılan kuşatmalardaki en büyük eksikliğin şehrin Haliç'i de kapsayacak şekilde deniz tarafından kuşatılmaması olduğunu, çünkü o zamana kadar yapılan kuşatmaların deniz aracılığıyla karadan olduğunu ve bu nedenle başarıyla sonuçlanamadığını vurgulayarak, İstanbul'a hakim olmadan önce denize hakim olmak gerektiğini, çünkü kentin denizden beslendiğini, Bizans'ın askeri desteğinin kesilmesi için denize hakim olmak gerektiğini belirtti.

Yıldırım Bayezid döneminde yapılan Anadolu Hisarı'nın karşısına 2. Mehmed tarafından Rumeli Hisarı'nın inşa edildiğini, bunun denizde hakimiyet için büyük avantaj sağladığını vurgulayan Ak, 6 Nisan 1453'te başlayan kuşatma sırasında, Osmanlı ordusunun yaklaşık 100 bin, Bizans'ın ise 12 bin civarında olduğunu kaydetti.

Mahmut Ak, Osmanlıların aslında Bizanslılarla değil, İstanbul'un doğal tarihi siluetiyle savaştığını ifade ederek, ''Çünkü kale kuşatması çok zordur. O günkü İstanbul'un çevresi de surlarla kuşatılmış durumdaydı. Kalenin çevresi üç hat halindeydi ve hendekler kazılarak içi suyla dolduruluyordu. Bu nedenle saldırı da zorlaşıyordu'' dedi.

-YER ALTINDA TÜNELLER-

2. Mehmed'in, fetih sırasında geçmiş kuşatmalardan farklı bir yöntem denemesi gerektiğinin farkında olduğunu anlatan Ak, yapılan hazırlıklara ilişkin şu bilgileri verdi:

''Gemiler aracılığıyla Galata sırtlarına top makineleri kuruluyor. Geceleri askerler tarafından su dolu hendekler toprakla doldurularak geçilmeye çalışılıyor ama Bizanslı askerler sonradan bu toprakları boşaltıyor. Görünen yerden girilemeyince Saray bölümünün olduğu Edirnekapı tarafından tüneller açılarak tahtalarla örülüyor destek amacıyla. Ancak Bizanslılar bunu fark edince 'Grek ateşi', 'Rum ateşi' denilen yağlı ateş sistemi kullanılarak bu tüneller ateşe veriliyor. Osmanlı tarafında büyük kayıplara neden oluyor. Bunun üzerine tüneller taşlarla örülüyor. Ayrıca surların yüksek olması ve hendek nedeniyle kaleye ulaşılamıyor.

Yürüyen ve seyyar kuleler kurularak asansör mantığıyla karadan bağlantısı olacak şekilde kale kuşatması sağlanıyor. Kulelerin çevresi yanmaması için manda derisiyle kapatılıyor. Bu şekilde askerler toprak taşıyarak su kaplı hendeği kapatmaya çalışıyorlar. Ayrıca farklı fikirlerin öne sürüldüğü gemiler konusunda ise Osmanlı gemilerinin bir kısmı fetihten önce Haliç'e indirilmiş durumda. Haliç'te Galata'nın arkasındaki büyük ormanlarda gemiler yapılıyor. Hafif olan gemiler Marmara sahilinden yola çıkarılarak Kasımpaşa sırtlarından indiriliyor. Ama bir gecede indirildiği kesin. Ancak burada şunu söylemek gerekir. İndirilen gemiler bugün kafamızda şekillenen boyutlarda değillerdi.''

-''HARP ŞENLİĞİ''-

 Doç. Dr. Ak, fetih sırasında çok şehit verildiğini, büyük bir askeri niteliğe sahip 2. Mehmed'in, askerlerini motive etmek için ''harp şenlikleri'' düzenlediğini söyledi.

Ak, verilen bütün kayıplara rağmen 29 Mayısta fetihle sonuçlanan kuşatmanın ardından, Unkapanı, Vatan Caddesi ve Topkapı'dan gelen birliklerin Aksaray'da birleşerek Ayasofya'ya ilerlemesiyle İstanbul'un tamamen ele geçirildiğini kaydetti.

Fethin ardından 2. Mehmed'in ''Fatih'' unvanını aldığını hatırlatan Ak, ayrıca Orta Çağ'ın kapanıp Yeni Çağ'ın başladığını vurguladı.

Fatih Sultan Mehmed'in siyasi ve askeri eğitimini İstanbul'u fethetmek üzerine biçimlendirdiğine dikkati çeken Ak, Fatih'in, askeri kabiliyetinin çok üstün olduğunu, fetih sırasında bile yeni savaş taktikleri geliştirerek saldırıda büyük bir avantaj sağladığını bildirdi.

Ak, Fatih'in kentin dini farklılıkları içeren mevcut kimliğini korumak için dini ve devlet kurumlarını kendi zimmetine alarak yağmadan uzak tuttuğuna işaret ederek, ''Kenti terk edenlere dönün çağrısı yapılıyor. Din ve can emniyeti sağlanıyor. Fatih, Patrik'ten Hristiyan inanç sisteminin anlatıldığı 'itikatname' kaleme aldırmasını istiyor ve oluşturulan metin hemen Türkçeye çevriliyor. Bu da Osmanlının dini hoşgörüsünü ve her dinin yaşamasına verdiği önemi gösteriyor. Fetihten önce terk edilmiş bir şehir görünümünde olan İstanbul, fetihle birlikte hızla nüfusu artan ve nitelikli yeni sakinlerle geliştirilen büyük bir cazibe merkezi haline gelmiştir'' dedi.

(aa)

YORUMLAR 2
  • johny white 14 yıl önce Şikayet Et
    Şİmdi de. Şimdi sen bir hristiyanla görüşsen dinsiz veya onlardan oluyorsun. Vizyon farkı işte. İnsan konuşmalı ve anlaşmalıdır. Uzaktan telapati ile belki filler anlaşabilir ama insanlar asla.
    Cevapla
  • Celal Karakaya 14 yıl önce Şikayet Et
    hadis. “Istanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur.”
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Avrupa'ya son üç yılda gelen 50 binden fazla refakatsiz göçmen çocuk kayboldu
Zorunlu trafik sigortasında yeni dönem! Her ay hesaplanacak