Poyrazoğlu: Türküler içki masasında meze

İstanbul Halk Ozanları Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Aşık Ahmet Poyrazoğlu, türkülerin içki masalarına meze olmasına isyan ediyor ve ozanlar için destek bekliyor..

Poyrazoğlu: Türküler içki masasında meze
Poyrazoğlu: Türküler içki masasında meze
GİRİŞ 23.05.2005 09:45 GÜNCELLEME 23.05.2005 09:45

Milliyetçi Türkülerin ve Ülkücü beste ve güftelerin sahibi olan Ercişli olan halk ozanı Poyrazoğlu, türkülerimizin içki masalarında meze yapılmasına ateş püskürüyor. Ercişli Emrah'ın hayatını ve özdeyişlerini bir kitapta toplayan ve yıllardır bu milletin örf, âdet, gelenek, görenek, adalet anlayışı ve ecdada duyulan saygıyı içeren türkülerin etkinliği için mücadele veren Aşık Ahmet Poyrazoğlu, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Popüler kültüre karşı desteksiz ayakta kalmaya çalışan halk ozanlığının millet nezdinde itibarı olduğunu, ancak hükümetin de destek vermesi gerektiğini söyleyen Poyrazoğlu'nun sorularımıza verdiği cevaplar ilginç... İşte ozanın tespitleri...


> Sayın Poyrazoğlu, müsaadenizle bir Ercişli ve sizin de Ercişli Emrah hakkındaki çalışmalarınızı bilen biri olarak söyleşimize Ercişli Emrah'la başlayalım.. Ercişli Emrah nasıl bir insandı?
- Ercişli Aşık Emrah, bundan 400 yıl önce yaşamış kültürümüzün öncüsü değerli bir üstadımızdır. Emrah, İran Şahı'nın Erciş'i istilası sırasında herkes sessiz dururken sazıyla Erciş kızını yabancılara vermemiş bir kahraman.. Emrah, mücadeleci, maneviyat yönü ağır basan bir insandı. Saz ve sözünün yanında manevi derinliği olan bir ozandı. Kendisi erenlerin, pirlerin, dervişlerin elinden bade (aşk badesi) içmiş. Türküleri dilden dile 400 yıldır söylenir. Onun yaşadığı dönemde bugünkü gibi televizyon, gazete yok, ama iyi biliniyor. Günümüzde; Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Azerbaycan'da iyi tanınıyor.


'ERCİŞLİ EMRAH ALLAH SEVGİSİNİ İŞLİYORDU'


> Görmediğiniz bir insana çırak olmayı kabul edişinizin sebepleri nelerdir? 
> Birinci nedeni bulunduğumuz ortamda sürekli Emrah'ın isminin geçmesi oldu. Kulağı neyi dinliyorsa onunla büyür insan. Onun türkülerinden ve hayata müspet manevi bakışından etkilendim. Türkülerinde Allah ve insan sevgisi gibi bütün güzellikleri işliyor. Mertliği işliyor. Bir türküsünde 'Her nerede olursan çağır Allah'ı, seni darda koymaz vallah billah' der. Allah'a sığınmanın ne kadar güzel olduğunu söylüyor. 
> Kendine manevi bir üstad bulan Ahmet Poyrazoğlu ile karşı karşıyayız. Poyrazoğlu ne kadardır sazla ve sözle uğraşıyor?
- 15 yaşından beri kendimi sazın, sözün içinde buldum. O zamandan beri bu sanata devam ediyorum. İlk başlangıcım Erciş oldu, orda Aşıklar Kahvem vardı. Çalar söylerdik, halkı toplardık başımıza. Sonra Erzurum Atatürk Üniversitesi'nin düzenlediği Aşıklar Bayramı'na katıldım.
> Profesyonel anlamda ozanlığı kendinize bir iştigal haline getirmeye ne zaman başladınız?
- Sanat olarak bu işi, 1974'ten beri; öğretmenliğe başladığım günden beri yapıyorum. Sonra İstanbul'a geldim ve devam edip gidiyorum.
> Ozanlarının arkasında fazla medya desteği yok ama ozanlarının millet nezdinde büyük bir saygınlığı var. Bunu neye bağlıyorsunuz? - Halkımız bakıyor ve acı gerçekleri görüyor. Yıllardır her taraf kirlenmiş; siyaset kirlenmiş, hava kirlenmiş, su kirlenmiş, ahlak kirlenmiş, herkes birbirine kazık atıyor. O zaman bunu dürüst yapan, onun derdine tercüman olan kim var: Aşıklar.
Aşıklar milletin örfünü, gelenek, görenek ve adaletini söylüyor, maneviyatını dile getiriyor, ecdadını anlatıyor. Bugün Japonlar neden her konuda önderler? Çünkü ecdadlarını unutmuyorlar. Geçmişini unutan bir toplum başarıya ulaşamaz. Kökünü inkâr eden iflah olmaz.


'ECDADIN ARMAĞANINI DEVAM ETTİRMEK İSTİYORUZ' 


> Ozan kendi milletinin örf ve âdetlerini ağırlıklı olarak işler mi? Saz ve söz ustalığında böyle bir misyon mu var?
> İşler, fakat bazıları gaza gelip, siyasete alet oldular. Bir zamanlar 12 Eylül'den önce sağcı ve solcuların fraksiyonlarını yapanlar oldu. Ama bugün o düşünceler olmadığı için bunlar da kalmadı. Biz; örfümüze, ahlakımıza, manevi değerlerimize, bozulmuşluğa yer vermeden ve Batı'yı taklit etmeden kendi müziğimizle Ahmet Yeseviler'den Yunuslar'dan, Mevlana'dan gelen Anadolu'yu mayalayan o ecdadın armağanını devam ettirmeye çalışıyoruz.
> Türkiye'de ne kadar ozan var bunu devam ettirmeye çalışan?
> Şu anda Türkiye'de 400'e yakın ozan var. Ancak bunların içinde bana darılmasınlar gecekondu aşıklar da var. Adam kendisini bir gecede aşık ilan ediyor. Sayısı 30'u bulmaz gerçek aşıkların yani.
> Aralarında gönül ve düşünce birliği var mı?
> Gönül birliği var. Örneğin bir şölen olduğunda hepimiz orada toplanırız. Fakat maalesef çok medya kuruluşu, kendilerini küçük gördükleri gibi bizi de küçük görüyorlar.
> Medya ve bazı kesimler neden sizi hor görüyorlar?                     > Bu ülkede kim vatanını seviyorsa, memleketi için güzel şeyler yapmaya çalışıyorsa, hortumcuya, vurguncuya, bozulmuşluğa karşıysa o kişiler belli gruplar tarafından hoş görülmüyor. Çünkü sen onun borusunu çalmıyorsun. Bizler onların borazancısı ve dış güdümlü değiliz. Dışardan gelen adam sanatı olmadığı için ya bacağını açıyor, ya göbeğini açıyor. Sanat adına sesi de yok, sözü de yok. Onlar açılıp ahlak dışı hal ve hareketlerin içinde bulundukça sanki modernmiş gibi gösteriliyor. Biz ise ödün vermediğimiz için gerici gösterilmek isteniyoruz. Ben ecdadımla gurur duyuyorum. Ecdadı kötüleyerek bir yere varamazsınız.


'AŞIKLARA SAHİP ÇIKILSIN!'


> İstanbul Ozanlar Derneği olarak ne tür faaliyetlerde bulunuyorsunuz? 
> Bir olalım, güçlenelim diye bu derneği kurdum. Merkezi Eminönü'nde 5 yıl devam ettik. Daha sonra kirayı ödeyemediğimizden dolayı burayı boşaltmak zorunda kaldık. Büyükşehir Belediyesi'ne çağrıda bulunuyorum: AB'ye giriş döneminde kendi kültürümüze sahip çıksınlar! Eskiden Osmanlılar döneminde İstanbul'da 5 tane aşıklar kahvesi vardı. Bu aşıklar kahvesinde çırak yetiştirilirmiş. Bugün Eminönü Belediyesi tarafından Sultanahmet'te oluşturulan Ramazan çadırlarında bizler bir aşıklar otağı kuruyoruz. İlk başta 'Kim gelecek?' dediler. Ama biz 'hodri meydan' dedik ve en çok ilgiyi gören biz olduk. Sosyetesi, laiki, dindarı herkes bize ilgi gösterdi.


'İÇKİ İÇİP YA ALİ DEYİP TÜRKÜLER SÖYLENİYOR'


 Ben 10 yıldır bu mücadeleyi veriyorum. Bizim paramız yok. Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesi Başkanlığı'ndan bize sahip çıkmalarını istiyoruz. Bir yer göstersinler, ozanlar olarak kültür faaliyetlerimizde bulunalım. Halkımız gelsin bizi dinlesin. Niye? Çünkü türküleri meze ettiler. Türkü barlar açıldı her yerde. İçkiler konuluyor, türküler söyleniyor ya Ali, ya Ali diye. Ya Medet, ya Hasan, ya Hüseyin diyorlar, içki içiyorlar! Türkülerimiz meze oldu. Ne oldu? Önce halkımız biraz ilgi gösterdi. Sonra insanlar bundan vazgeçmeye başladılar.


'HİZMET YAPMAK İSTİYORUZ'


> Kalıcı bir yer gösterilmesi halinde neler yapacaksınız? Bunun halka katkısı ne olacak?
-Kesinlikle ticari bir kaygımız yok. Belediye Başkanımız Sayın Kadir Topbaş'a bir proje verdim. İnceleniyor, olumlu bir karar çıkarsa açacağımız yerde hem çırak yetiştirmiş oluruz, hem de insanlar gelip bizi dinler. Milletimiz de 'türkü bar'lara itibar etmemiş olur. Ozanlarımız kültürümüzün önemli bir parçasıdır. Türkülerimizin onlarla yaşaması konusundaki devamı sağlanmış olur. Bazı çevreler bu kültürün gerçekten bitmesini istiyor. Biz ülkemizi seviyoruz yabancı fikirlere ve yıkıcı ideolojiye karşıyız, geçmişimize ve ecdadımıza bağlıyız. Herhalde çok gerici görüyorlar onun için bizi hep gerilere atmak istiyorlar. Ancak biz öyle değiliz. Bizim amacımız daima ileri atılmak.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
ABD'den Netanyahu'ya tarihi Gazze cevabı: Aşırılık yanlısı ve ırkçı hükümetiniz...
Flaş hamle geldi! Nuri Şahin'den Beşiktaş'a yanıt