'Ahmet Kaya gecesini niye sansürledin?'

Ahmet Kaya'nın 11 yıl önceki linç edilişinin ham görüntülerini bir grup gazeteciyle izleyip tespitlerini kaleme alan Nagehan Alçı'nın yazısı Akşam gazetesinde sansürlendi. Reha Muhtar her iki geceyi de yazdı...

'Ahmet Kaya gecesini niye sansürledin?'
'Ahmet Kaya gecesini niye sansürledin?'
GİRİŞ 27.07.2010 08:16 GÜNCELLEME 27.07.2010 08:16
Bu Habere 50 Yorum Yapılmış

Reha Muhtar'ın köşe yazısı

Sevgili okuyucularım biliyorsunuz geçen hafta, Ahmet Kaya’ya saldırıların olduğu 11 yıl önceki gecenin görüntülerini mütevazi bir Boğaziçi evinde bütün ayrıntılarıyla izlediğimi yazmış, ama isim vermemiştim...

İsim vermedim, çünkü isminizle olayı yazayım mı diye sormamıştım...

Ancak o geceye katılanların izlenimlerini önce Sabah’tan Sevilay Yükselir sonra da Akşam’dan Nagehan Alçı kaleme aldılar...

Sevilay’ın yazısı yayınlandı...

Ancak o anda inanılmaz bir şey oldu ve Akşam gazetesi kendi köşe yazarı Nagehan Alçı’nın yazısını sansürledi...

Cumartesi akşamı hiçbir şeyden haberim yok, medya sitelerinde gördüm ki Nagehan’ın yazısı köşesinden çıkartılmış...

Sabah Gazetesi yazarı Sevilay Yükselir 23 Temmuz'da kaleme aldığı yazıda, Mahsun Kırmızıgül'ün Ahmet Kaya'yı linç edenleri alkışlamasına dikkat çekmişti. Yükselir, Taraf yazarı Rasim Ozan Kütahyalı'nın evinde izledikleri görüntülerden edindiği izlenimleri şöyle kaleme almıştı...

kullanKeşke ellerin kırılsaydı Mahsun Kırmızıgül!

Biz gazetecilerin kendi aralarında yaptığı sohbetler hayli ilginçtir. Eğer sohbete katılanlar gerçekten renkli kişiliklerse inanılmaz bir ortam yaşanır o anlarda. Çok hararetlidir ama bir o kadar da verimli geçer tartışmalarımız. İşte iki gece evvel de böyle bir an yaşadık bir grup gazeteci arkadaşımla. Rasim Ozan Kütahyalı'nın Kuruçeşme'deki evindeydik.
Bugün o gecede yaşananları anlatacağım sizlere.
Nereden geldik, nasıl geldik bilmiyorum ama bir ara konu Ahmet Kaya'ya ve lince maruz kaldığı Magazin Gazetecileri Derneği'nin düzenlediği o meşhur geceye geldi. Başladık tabii sorgulamaya... "Kim ne yaptı? Nasıl tepki gösterdi?" falan diye. Aramızda geceye tek tanıklık eden tek gazeteci Reha Muhtar'dı. Hatırlarsanız o dönem Show TV Haber'in başındaydı. Reytingleri olay yaratıyordu. Ayrıca o gecede, ödüle layık görülen "En iyilerden" biri de Reha'ydı. Ve maalesef linç girişimini başlatanlar arasında onun da adı geçiyordu. Epeyce dolmuş demek ki bu söylenenlere... Onun için uzun uzun anlatma ihtiyacı hissetti bizlere o gecede yaşananları. Sonra da, "Büyük haksızlık yapıldı bana!" dedi ve "Keşke o kaseti bulsak da izlesek ve siz de benim gerçekten ne yaptığımı görseydiniz!" diye ekledi.
Biz tam, "Tamam... Olur" falan derken Rasim salona gitti ve elinde bir DVD ile geri döndü! Ve "Hadi izleyelim" dedi. Yok yok adamda! Tam teşekküllü mübarek! Meğer o gecenin ham görüntüleri varmış elinde. Hiçbirimiz itiraz etmedik tabii... Geçtik televizyonun başına. Ve an be an, kare kare başladık hep beraber Ahmet Kaya'ya yapılan o alçakça saldırıların montajsız görüntülerini izlemeye.
Bir yandan izliyoruz bir yandan da şok üzerine şok yaşıyoruz. Tamam bugün gibi aklımda o gecenin görüntüleri ama hiç bu kadar detaylı olanı izlememiştim. Bir anda haysiyet celladı kesilen Serdar Ortaç'ın "Bu devirde kimse hükümdar değil, padişah değil" şarkısını söylerken Ahmet Kaya'nın oturduğu masaya dönüp, "Bu ülkeyi kimseye böldürtmeyiz! Teröre yem etmeyiz!" sözleri ile ne haltlar karıştırdığını biliyorduk ama onun buram buram provokasyon kokan şarkısını kimlerin ayakta alkışladığını bilmiyorduk mesela!
Kimler kimler... Saymakla bitmez ama biri vardı ki ben onu görünce beynimden vurulmuşa döndüm! Nutkum tutuldu sayın okurlar adeta! Sadece ben değildim tabii bu korkunç şaşkınlığı yaşayan. Nagehan Alçı dayanamayıp, "Olamaz ya! Bu Mahsun değil mi? Güneşi Gördüm diyen Mahsun! Ne yapıyor böyle?" diyerek ansızın fırladı ayağa...
İnanamadık. Defalarca Mahsun'un ayakta Serdar Ortaç'ı alkışlayan o sahnesini izledik.
Sonra işadamı Erdal Acar'ı gördük. Konuşmasını bitirdikten sonra protestolar arasında masasına doğru giderken Ahmet Kaya'yı durduruyor birden... Bir yandan bir şeyler söylüyor rahmetliye, diğer yandan da işaret parmağını sallıyor tehdit eder gibi! Küfür mü ediyor, "Bunun hesabını vereceksin mi?" diyor anlayamadık. Ama buna rağmen Ahmet Kaya gülüyor Erdal Acar'a. Hatta sarılıp omzunu okşuyor babacan bir tavırla! Sonra kısa ve küt saçlı bir kadın var görüntülerde. Tanıyamadık. Bas bas bağırıyor! Durmadan küfrediyor ve hakaret ediyor; "Atın bu vatan hainini dışarı!" diye. Bir başka kadın ise, Ahmet Kaya'ya dönüp; "Sünnetsiz pezevenkkkk!!!" diyor! Ben tanıyamadım o kadını ama Rasim, magazin gazetecisi Şenay Düdek olduğunu söylüyor. Tunca Yönder denen bir şahıs var ortamda. Dizi yönetmenimiymiş neymiş... Provokasyonun elebaşlarından. Savaş meydanındaymış gibi sloganlar atıyor. Hakaretler yağdırıyor. Sonra bir başka adam. Esmer, bıyıklı filan. Ahmet Kaya masada otururken eşi Gülten Kaya'yla oraya yönelip saldırmak istiyor ama bizim aslan parçası Savaş Ay araya girip püskürtüyor olası saldırıyı. Zaten Ahmet Kaya'ya ve eşi Güten Kaya'ya zarar gelmesin diye diplerinden ayrılmayanlardan tek gazeteci Savaş Ay! Diğeri de Mehmet Aslantuğ. Helal olsun! Durmadan insanları yatıştırmaya gayret ediyorlar salonda. Neyse. O gecede insafsızlık yaptığı için yazılıp çizilmesi gereken onlarca adam var ama ben haklı olarak en çok Mahsun Kırmızıgül'e takıldım. Ne diyecek çok merak ediyorum. "Ellerim kırılsaydı keşke!" falan mı diyecek acaba? Yoksa, "Dün dündür, bugün bugündür" mü? İyi ama o zaman dönüp sormazları mı bu adama? "Son dönemde özellikle Kürt Meselesinden esinlenerek daha doğrusu beslenerek çektiğin gişe hasılatları kıran o muhteşem filmlerinin hesabını nasıl vereceksin?" diye... Demezler mi; "Eyyy Mahsun... O gece o linç yaşanırken senin Serdar Ortaç'ı alkışlamak yerine Ahmet Kaya'nın yanında durman lazımdı. Durabilseydin. Korkaklık yapmayıp, bugünkü gibi, 'Kürdüm ulan bende!' diyebilseydin, Ahmet Baba'ya kalkan olabilseydin, belki de o hâlâ aramızda yaşıyor olacaktı. İki kere özür borçlusun sen şimdi. Biri, korkaklık yaptığın için! Diğeri de Ahmet Kaya'nın canıyla ödediği bedelin üzerinden bugün gişe rekorları kırarak cukkanı doldurduğun için!"

Yazıya baktım, Ahmet Kaya gecesinde yaşananları ve benim gecede “neler yaptığımı anlatıyor”, tamamen izlediklerine dayanarak...

Tarihi gerçeklerin izlendiği bir gecede, tarihi olayın aktörlerinin de olduğu ve izlenimleri içeren bu yazı niye sansürlendi acaba?..

Önce Nagehan’ın o geceyle ilgili gazetede yayınlanmayan yazısını okuyalım...

Ahmet Kaya gecesi

İki gündür Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’deyim. Uzaktayken bir de baktım yine ortalık karışmış. Geçen pazartesi akşamı yaptığımız bir dost sohbetini, sohbete katılan Reha Muhtar ve Sevilay Yükselir bazı farklılıklarla yazınca Muhtar’a yüklenmek isteyen çevreler coştukça coşmuş. En iyisi o akşama gitmek...

***

Rasim Ozan Kütahyalı, Ahmet Kaya’nın ham görüntülerinden bir süredir bahsediyor. ‘Görüntüler bende var, kare kare izlemek lazım’ diyor. Ancak ne zaman izleyeceğimizi kararlaştırmış değiliz...

***

Pazartesi sabahı Sevilay aradı: ‘İzinden yeni döndüm, hadi bu akşam bir arada olalım.’

Teklif üzerine ne yapalım diye düşünürken plana Rasim kendi evini açarak dahil oldu. Gün batımında Kuruçeşme’deki terasında buluştuk. Masada Sema Öztürk de var. Oradan, buradan konuşuyoruz ama siyasetin s’si yok.

***

Bir süre sonra, tam Sema kalkarken Reha Muhtar aradı Rasim’i. Bizim orada olduğumuzu bildiğinden değil, tamamen tesadüf. Arayınca hepimiz o da gelsin dedik. Kırmadı, geldi...

***

Önce hoş, beş derken konu Ahmet Kaya’nın görüntülerinden açıldı. Biz o dönem Reha’nın ortamı yumuşatmaya çalıştığını biliyoruz, ona haksızlık yapıldığını düşünüyoruz.... Rasim ‘Abi bende o gecenin tüm görüntüleri var, izleyelim’ dedi. Ben ve Sevilay zaten detayları meraktayız...

***

Reha önce tereddüt etti. ‘Bu güzel gecede içeri girmeyelim, ben zaten kendimden eminim vs’ Ama aradan geçmiş 11 yıl... O da istiyor aslında o geceyi yeniden görmek...

***

Israrımız üzerine hep birlikte geçtik içeri. Gerisi zaten yazıldı. Biz dehşet içinde Kaya’ya yapılan linçe alkış tutan Mahsun Kırmızıgül’ü, Şenay Düdek’i, Erdal Acar’ı teşhis etmeye çalışıyoruz, Kadir İnanır’ın zoraki gülümsemesini fark ediyoruz, Reha’nın sanatçıları çağırarak ortamı kaynaştırma ve bir tatsızlığa engel olmaya çabaladığını izliyoruz...

***

Derken görüntüler bitti. Hepimiz Reha’dan bir şeyler söylemesini beklerken döndü ve şöyle dedi: O görüntüleri yayınlamamamız, Kaya’ya yapılanları görmezden gelmemiz için üzerimizde müthiş bir baskı vardı. Diğer kanallar bir dakika verdiler yaşananları. Ben ise direndim. O gün haber bülteninde tam 12 dakika akıttım gecede yaşananları...

***

Sevilay ve Reha’nın anlatımlarında küçük farklılıklar olabilir. Ama önemli olan şu: Hepimiz o geceyi gözyaşları içinde kapattık. 10 yılda bu ülkenin ne kadar değiştiğini düşünüp bu günlere şükrettik. Bazı isimlerin dün ne olup, bu gün kendilerini nasıl takdim ettiğini hatırladık. Ve geçmişte yaşanan zulümlerin etrafında ortak bir duyarlılık oluşturabildiğimiz için mutlu olduk!”

***

Yazı bu...

Ne birisini hedef gösterme, ne aşağılama, ne o ne bu...

Sadece tarihe ışık tutan bir gecenin tertemiz ve samimi satırları...

Şimdi Akşam Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya kardeşimin açıklamalarına ve yazıyı niye yayınlamadığı konusuna gelelim...

***

İNGEÖL VE HATAY’DAKİ OLAYLARI GÖRÜYOR MUSUN İSMAİL?..

Yazıyı yayınlayan internet siteleri, Akşam’ın Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya kardeşime soruyorlar, “Niye sansür uyguladınız bu yazıya?” diye...

İsmail kardeşimin cevabı aynen şöyle:

“Sansür mü?...

Ahmet Kaya’yı mı?..

Nagehan mı söylemiş?..

Nagehan Ahmet Kaya’yla ilgili derinlikli bir yazı yazmış da, biz mi koymamışız?..”

***

Ben Akşam gazetesinin içişlerine karışmam...

Genel Yayın Yönetmenliği’nin de ne zor ve dengeleri kollayıcı bir iş olduğunu bilirim...

Yıllarca yaptım hem de her gün 20 milyon insanın karşısında...

Ama İsmail kardeşime bir iki soru sormalıyım şimdi müsadenizle:

Arkadaş bu yazıyı yeterince “derinlikli bulmamak”la, hiç hak etmediği halde bir kadın yazarını aşağılamış olmuyor musun?..

Bu yazının neresi derinlikli değil İsmail?..

Yazının derinlikli olması için senin kıstaslarına göre nasıl olması gerekiyor?..

Türkiye’nin yıllardır konuştuğu ünlü bir sanatçıya Kürtçe klip yüzünden saldırı gecesinin, görüntülerini ve yaşananlarını samimiyetle anlatmak ne zamandır sansüre neden oluyor?..

Benim tarih önünde, hayatın ve gerçeklerin ışığında “temize çıkmam mı” seni rahatsız ediyor İsmail?..

Niye sansürlüyorsun yazıyı?..

Bilmelisin ki, bir gazetecinin, suçluları ve sorumluları ortaya çıkarttığı gibi, suçsuzları ve iftira atılanları da ortaya çıkartmak görevi vardır, tarihe bütün gerçekleri doğru aktarmak zorundadır...

Bu konuyu yeterince derinlikli bulmuyorsan sana söyleyeceğim bir şey yok...

***

Bak dün İnegöl’de neler oldu?..

Doğu kökenli minübüs şoförüyle kahvede oturan gençler arasında bir alacak verecek tartışması, “karakol, belediye binası ve banka şubelerinin taşlanmasına, polis otolarının devrilip ararçların yakılmasına” kadar vardı...

Bir grup genç, karakol taşladı, kameraları kırdı, biri panzer 7 polis aracını devirdi, kalabalık bir anda ikibin kişiye ulaştı...

Yollar kapandı, dükkanlar taşlandı...

Dün İneogöl’den sonra ne hikmet-i ilahi bu sefer Hatay’da dört polis şehit edildi...

Bir küçük kıvılcım, bir anda “orman yangını gibi bütün ülkede yangın yapıyor...” görmüyor musun?..

Provokasyonların, düşmanlıkların, manipülasyonların, kıvılcımların, iç savaşı andıran görüntülerle, kin ve öfkeye dönüştüğü günlerde 11 yıl öncesinden kalan o gecenin izlenimleri bugün bir gazete için ibretlik bir ders niteliğinde İsmail...

Ahmet Kaya gecesi de böyle basit bir olay gibi başlamıştı...

Keşke Nagehan’ın o yazısını sansürlemesiydin, yayınlasaydın İsmail...

O yazı Akşam gazetesi için, madalyalık bir yazı çünkü...

Basın tarihi gerçekleri yazanlara madalya takacak... Tarihi gizleyenleri, çarpıtanları ve sansürleyenleri değil...

Vatan

YORUMLAR 50
  • salih1159 13 yıl önce Şikayet Et
    Asıl yanlış. Asıl saçmalık kürt le pkk yı biribirinden ayıramadığımız ,tabiiki herkürt pkklı olmadığı gibi her türkte bilmem ne değildir.şimdi ahmet kayanın yanında yer almak kürtçülüğe zemin hazırlamazmı hiç gerek yok kardeşlim önce insan olacaksın kürt olman okadarda önemli değil şimdi ise mahsun orada demedi ama her zeminde kürt olduğunu açıkladı hiç gerek yok ken bir kürtçülük yarattılar. önce insan ol sonra yine insan ol daha sonra hala insan ol gerisini boş ver kürdü türkü o dediklerin zarardan başka bir şey değil
    Cevapla
  • ortasya 13 yıl önce Şikayet Et
    DOBLOya. ben bir yerin göçmeni değilim öz be öz TÜRKüm Türk kalbinin attığı her yerde varım. Kürk işte hepsi bir damarlarında ihanet diye akan bir kan var. haberi okudun mu sen de konuşuyorsun arkadaşım bak diyor ki bunak "mahsun KIRMIZIGÜL ben kürdüm diyecekmiş arkasında duracakmış a.kayanın "ne diye dursun ya da neden kürtlüğünü belli etsin diyorum anladın mı?
    Cevapla
  • muhsin corug 13 yıl önce Şikayet Et
    mehmet çelik son bişey daha. o yazdığın kötü sözleri aynen harfi harfine sana iade ediyorum.hatta içimden daha neler neler geçiriyorum bi bilsen.haaa bu arada ahmet kaya apoyu özlüyormuş sende onu özlemeye devam et.yeryüzünde biz oldukça sizler birbirinizi özlemeye devam edeceksiniz.
    Cevapla
  • muhsin corug 13 yıl önce Şikayet Et
    mehmet çelik 2. iyi oku mehmet efe iyi oku.ahmet kaya kimdir biliyormusun? bimemek ayıp değil öğrenmemek ayıp okuda öğren.ahmet kaya fakir fukara edebiyatı yaparken lüks cip kullanan,lüks bir dairede oturan hatta aylık harcaması (o zamanlar) 60 asgari ücretlinin maaşından fazla olan biridir.bizzat mhpye gidip para karşılığı size müzik yaparım diyecek kadar davasına inanmış biridir.(yalan değil internetten bu bilgilere ulaşabilirsin,bağımsız sitelerden haa)sen yakınlaşmaya devam et mehmet efe devam et.
    Cevapla
  • Mehmet Bodur 13 yıl önce Şikayet Et
    SEYFETTİNİN DUASINA: AMİİİN... Burada Ahmet Kayayı savunanlar sadece onu sevenler değildir. Faşoların ona zülmünü onaylamayanlar da Ahmet Kayayı savunmaktadırlar. Sevdiklerimizle haşrolmaya gelince: sizin kimi sevdiklerinizi bildiğim için ve de sevdiklerimden emin olduğum için (sadece Allah dostlarını, insanları sevenleri ve onlara faydalı olanları sevdiğim için) kocaman bir amin diyorum. Zalimler için yaşasın cehennem.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Kamuda tasarruf dönemi! İlk etapta bin araç satılacak
Ergin Ataman'dan Siyonist tehdide cevap: Türk vatandaşıyım bana hiçbir şey yapamazsınız!