Ahmet Kekeç, Hürriyet'i manşetleri ile vurdu

Gazeteci yazar Ahmet Kekeç, Hürriyet'in dün manşetten duyurduğu bildiride kaleme aldığı tüm maddeleri gazetenin attığı manşetlerle cevap verirken son sözü hayli manidar oldu.

Ahmet Kekeç, Hürriyet'i manşetleri ile vurdu
Ahmet Kekeç, Hürriyet'i manşetleri ile vurdu
GİRİŞ 20.02.2014 09:43 GÜNCELLEME 20.02.2014 09:43

Ahmet Kekeç, Star Gazetesi'nde bugün 'Melanete devam aslan parçaları' başlıklı köşe yazısında Hürriyet'in dün birinci sayfadan verdiği 'Biz sadece okurlarımızdan talimat alırız" duyurusuna cevap verdi. 

Kekeç, Hürriyet'in duyurusundaki ilkelerine dikkat çekerken gazetenin geçmişte attığı manşetleri hatırlattı. 

Kekeç'in Hürriyet'i yerden yere vuran köşesi şöyle: 

Efendim, Hürriyet Dünya'nda herkese yer varmış. Her partinin seçmenine, her din ve mezhebe, etnik kimliğe açıklarmış... Çünkü Hürriyet Dünyası olarak “farkın yarattığı zenginliği” bilirlermiş, severlermiş.

Herhalde ironi yapıyorlar... 

Her din ve mezhebe açık Hürriyet Dünyası'nda neden başörtülü bir muhabire yer bulunamıyor, her etnik kimliğe açık Hürriyet Dünyası'nda neden “Türkiye Türklerindir” mottosu dışında farklı bir ses çıkmıyor?

Bunu, “Biz ancak halktan talimat alırız”diyen Hürriyet editörü açıklasın...

Kime (hangi odağa) karşı kırılgan olduklarını, hangi haberlere oto sansür uyguladıklarını, hangi konulara ceffelkalem dalıp çarşıyı karıştırdıklarını, telefonlarının hangi hatta açık olduğunu kendileri daha iyi biliyor.

Halktan talimat alıyorlarmış...

Halktan talimat aldıkları için mi o utanç verici, “Topyekûn Savaş”“İşi bu defa Silahsız Kuvvetler halletsin”, “Paşa Başkan'ı hizaya soktu” manşetlerini attılar?

Halktan talimat aldıkları için mi meslektaşlarını andıçladılar?

Halktan talimat aldıkları için mi, Ahmet Kaya'yı “şerefsiz”ilan ettiler?

Halktan talimat aldıkları için mi Hrant Dink'e, Orhan Pamuk'a etmediklerini bırakmadılar?

Halktan talimat aldıkları için mi, halkın oylarıyla teşekkül etmiş parlamentoyu “kaosun kaynağı” ilan ettiler?

Halktan talimat aldıkları için mi bütün darbelerin arkasında hizalanıyorlar?

Halktan talimat aldıkları için mi “Her şeyin hukuktan ibaret olmadığını” söylüyorlar?

Halktan talimat aldıkları için mi Pakistan Yüksek Mahkemesi'ne koşup darbeye cevaz arıyorlar?

Halktan talimat aldıkları için mi devlet katlarında ihale ve teşvik kovalıyorlar?

Demek ki, “farkın yarattığı zenginlik” böyle bir şey!

Efendim Başbakan alenen haksızlık ediyormuş, Hürriyet'i AK Parti karşıtı gibi göstermeye çalışıyormuş...

Karşıtlık?

Evet, anlaşılabilir bir durumdur “karşıtlık...”

Bir gazete, politikasını “karşıtlık” ya da “taraftarlık” üzerine kurabilir.

Hürriyet, karşıtlık yapmıyor...

Düşmanlık yapıyor.

Düşmanlıkla karşıtlık arasında sadece derece farkı değil, mahiyet farkı da bulunuyor.

Hürriyet, bugün, Erdoğan'a yönelik “nefret hareketinin” en gözde temsilcisi durumunda ve en delişmen kalemleri bünyesinde barındırıyor.

Biri, üç parçalı köşesinde her gün üç adet “çaktı” yazısı yazıyor.

Biri, beş parçalı köşesinde her gün beş öğün nefret kusuyor.

Hürriyet editörü de bunu “gazetecilik” sanıyor.

Hayır, sanmıyor... “Yaptığımız iş gazetecilik” diyor.

Biricik amaçları gazetecilikmiş, bunu yapmaya çalışıyorlarmış ama bazı kötü niyetli kişiler Hürriyet Dünyası üzerinde baskı kurmak, habercilikten caydırmak, “yorumcularını susturmak” istiyormuş.

Hiçbir siyasetçi sizi susturamaz, merak etmeyin... Melanet yapma hakkınızı elinizden alamaz.

Hürriyet gazetesinde yer alan dünkü duyuru ise şöyle

Hürriyet Dünyası'nda herkese yer var.
Her partinin seçmenine, her din ve mezhebe, etnik kimliğe açığız.
Çünkü biz Hürriyet Dünyası olarak farkın yarattığı zenginliği biliriz, severiz.
Dün Sayın Başbakan Meclis kürsüsünde manşetlerimizi eleştirdi.
Ardından, "Emir ve talimat alıyorlar" dedi.
Kesinlikle ifade ediyoruz ki kimseden talimat almıyoruz.
Almayız.
Sadece okurlarımızı doğru bilgilendirmenin çabası içindeyiz.
Çünkü bu gazete, bağımsız olduğu için okurlarına güven veriyor.
Bizi, yeni medya düzeninin gazeteleri ile karıştırmasınlar.
Biz, yayıncılık geliri ile yaşarız, halka açığız.
Kasamıza girenin çıkanın hesabını 365 gün veririz.
Aslında bizim de bir telefon hattımız var...
Ama o hat sizlere, okura bağlı.
Hesabı oraya veririz.
Sevgili okurumuz;
Maalesef yine seçim zamanı geldi.
Malum senaryo ve klişe yine uygulamaya konuldu.
Amaç Hürriyet üzerinde baskı kurmak.
Habercilikten caydırmak, yorumcularını susturmak.
Yaptığımız iş gazetecilik...
Baskılar arttıkça sorumluluğumuzu daha iyi kavrıyoruz.
Sayın Başbakan bize haksızlık yapıyor.
Bizi, topluma Ak Parti karşıtı gibi göstermeye çalışıyor.
Oysa biz hiçbir partinin ve camianın karşıtı ya da taraftarı değiliz.
Olsak, okuyucularımız buna izin vermez.
Anayasamızın ve yasalarımızın güvencesi altında bağımsız ve tarafsız yayıncılık yapmak istiyoruz. Bu güvenceler, halkımızın büyük çoğunluğu tarafından seçilmiş Hükümetimize emanet.
Biz bu emanetin doğru kullanılmasını, Hürriyet'in bir linç kampanyasının hedefine konulmamasını istiyoruz.
Herkes gibi istediğimiz tek şey adalet.
Yine herkes gibi biz de bu ülkede huzur içinde yaşamak, işimizi düzgün şekilde yapmak, emeğimizin karşılığını almak istiyoruz.
Hürriyet okuruna her gün hürriyetini sunmak istiyoruz.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Belçika'nın VRT televizyonu, Eurovision yayını sırasında İsrail’i protesto etti
BM'de konuşan Haluk Levent'ten Netanyahu'ya Gazze tepkisi