Altan: Çözümü İslamcılarda bulamadık

BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, çözüm süreciyle ilgili olarak neler söyledi? Tan, Kürt meselesinin çözümünü İslamcılarda bulamadık, açıklamasında bulundu.

Altan: Çözümü İslamcılarda bulamadık
Altan: Çözümü İslamcılarda bulamadık
GİRİŞ 21.04.2013 11:47 GÜNCELLEME 21.04.2013 11:47
Bu Habere 3 Yorum Yapılmış

Helin Avşar, İmralı'ya giden ilk heyette yer alan BDP Milletvekili Altan Tan'la Diyarbakır'da evinde buluştu. Avşar, 13 yaşından bu yana İslami çizgiye yakın olan Tan'la nasıl BDP milletvekili olduğundan evde çocukları ve eşiyle nasıl zaman geçirdiğine kadar uzun bir sohbet yaptı. Tabii ki barış süreciyle ilgili görüşlerini ve İmralı görüşmesinde neler olduğu da dahildi...

'ANADİL OLARAK ÖNCE TÜRKÇE'Yİ ÖĞRENDİM'

Kendinizi anlatın bize, nasıl bir ailede büyüdünüz?

Midyatlıyız. 1948'de 4 amcam, babaannem ve dedem Midyat'tan İstanbul'a gitmiş. Babam Diyarbakır'da kalmış. 60 yıldır Diyarbakır'dayız. İstanbul'a gitme nedenleri en büyük amcamın İngilizce bilmesi. 1955'te Hilton Oteli açıldığında gidiyor. Ben babaannemin prensi olarak, el bebek gül bebek büyüdüm. 5 oğlunun ilk torunuyum. O öldükten sonra hayatım kaydı. Hayattayken her yaz tatilinde İstanbul'a giderdik... Diyarbakır Maarif Koleji mezunuyum. 81'de Ankara Üniversitesi Mimarlık Mühendislik İnşaat Fakültesi'ni bitirdim. Sonra serbest çalıştım. Siyasi olaylar, dergiler, gazeteler... Esas işim inşaat mühendisliği. Hâlâ da yapıyorum. Kardeşimle aile şirketimiz var. Evliyim. 4 kızım 2 oğlum var. İngilizce, Kürtçe ve Arapça biliyorum. Anadil olarak Türkçe'yi sonra Kürtçe ve Arapça'yı öğrendim.

Babanız neden Diyarbakır'da kalmış?

20 yaşındayken Diyarbakır'a gelmiş. Şark Postası o dönem Kürt siyasetinde çok önemli bir gazete. Gazeteye işçi olarak girmiş. Ticaret lisesinde okuduğu için sonradan muhasebecilik ve mali müşavirlik de yaptı. 15 yıla yakın yerel gazetecilikten sonra köşe yazıları yazmaya başladı. Gazete çıkardı. 1966'dan itibaren daha çok ticari hayatın içinde oldu. 80 darbesinden sonra PKK itirafçısı biri onların şirketinden para çaldırdığını söyledi. Hasan Cemal'in Kürtler kitabının ilk 30 sayfası babamın hikâyesiyle başlar. Şirketin bütün ortakları tutuklandı. 50 gün sürdü tutukluluk. 51'inci gün cenazesi çıktı. Babamın Kürt siyasetiyle direkt bir ilişkisi yoktu. "Demokrat İslami anlayış" diyebileceğimiz bir çizgideydi. O dönem de Diyarbakır Cezaevi'ne kim girse aynı muameleyi gördü.

Bu yüzden mi siyasete atıldınız?

Hayır. Babamla geç saatlere kadar sohbet ederdik. Bir gün bana "Oğlum sen Kürtçü olmuşsun" dedi. O biraz daha mesafeliydi Kürt siyasetine. 13 yaşında İslami örgütlere girdim, ailenin büyükleri vasıtasıyla gidip gelmeye başladım. Öyle de devam etti...

'ÇÖZÜMÜ İSLAMCILARDA BULAMADIK'

Şu an BDP milletvekilisiniz. Bu nasıl oldu?

Siyasi görüşümde değişiklik yok. Kürt meselesinin çözümünü İslamcılarda bulamadık. Farklı arayışlara girdik. 2000-2002 arası HADEP'in Parti Meclisi üyesiydim. Bu seçimlerde Emek, Demokrasi, Özgürlük Bloğu'ndan aday oldum. Sol seküler sosyalist Kürt hareketlerinde de İslami fikirlerinizi bir yere oturtmanız zor.
Belki siz yeni bir oluşum gerçekleştirirsiniz.

Kürtlerin siyasal birlikteliğe ihtiyacı var. BDP son seçimlerde yaptığı gibi, dindar Kürtleri, liberalleri, sosyal demokratları, orta ve kentli sınıfı içine alacak bir siyasal genişlemeye giderse, yeni bir oluşuma gerek kalmaz. Şu an öncelikle BDP'yi genişletmek ve bütün Kürtleri içine alabilecek bir parti istiyoruz.

Barış süreciyle ilgili çalışmalar nasıl gidiyor?

Şu ana kadar iyi. İmralı'da bir mütabakat oldu. Bu mutebakat nedir? Türkiye, demokratik bir hukuk devleti olacak. Yeni bir anayasa yapacak. Yeni bir Türkiye kurulacak, yeni bir Ortadoğu olacak. Bu Irak ve Suriye'deki Kürtleri de kapsayacak. PKK önce eylemsizlik kararı alacak, sonra silahsızlanacak. Demokratik ve fikri mücadale kararı alacak. Bu proje güzel. Ama can alıcı iki soru var. İlki PKK bu taahhüdünde duracak mı? Diğeri de devlet, hükümet hatta daha spesifik bir tanımlamayla Recep Tayyip Erdoğan sözünde duracak mı? Şunu söylebilirim. Kürtler buna hazır. Oyunu bozan Kürtler olmayacak. Şu an hükümet "Sesinizi çıkarmayın. Mümkün olduğunca konuşmayın. Her dediğimizi yapın. Başkanlık sistemini de destekleyin. Bize vereceklerinizi peşin verin. Güvenin ve bekleyin" diyor. Parlamento bu gece Kürtçe anadilde eğitimi kabul etse, gerçekleşmesi en az 5 yıl sürer. Bunun bir planlama işi olduğunu herkes biliyor.

Silahlar sustu ama.

Susacağı kanaatindeyim. Dünya da bunu istiyor. Kürtler de belli bir olgunluğa erişti. İlle de silahla değil, demokratik örgütlenmeyle bu işi başarabilecekleri kanaatindeyim.

'MORALİ, KENDİNE GÜVENİ, HEYECANI YERİNDE'

İmralı'ya gittiniz. Abdullah Öcalan ile daha önce karşılaşmış mıydınız?

İlk kez gördüm.

Ne hissettiniz?

Ortadoğu'nun önemli siyasi aktörlerinden biri. İnsan önemli birini gördüğünde, belli bir merak ve ilgi uyanıyor. Amerika'ya Fethullah Hoca Efendi'nin de yanına gittim. Mesut Barzani'yi 20 yıl önce gördüm. Kuşağımın bütün siyasi liderlerini tanıdım.

Ne gözlemlediniz?

14 yıldır cezaevinde. Çok sınırlı görüşme imkânı var. Biraz yaşlanmış. Morali ve kendine güveni, dinamizmi, heyecanı yerinde. Şakalaşıyor.

Akıl sağlığı nasıl?

Bu konuda fikir beyan etmek çok nazik olmaz. Geçmişteki halinden büyük farklılıkları yok. Morali, kendine güveni, heyecanı yerinde. Bunların altını çizebilirim.

Dışarı çıkma umudu var mı?

O kadarını görüşemedik. Kendileri için bir şey istediklerini söylemezler, bunu hissettirmek de istemezler.
Dönemin liderleriyle tanıştığınızı söylediniz. Neler gözlemlediniz?
Çeşit çeşit lider var. Celal Talabani sohbeti severdi. Masasına oturduğunuzda eğilir, size yemek dağıtırdı. Sayın Bahçeli gibi daha resmi, karşısındakine mesafe koyan lider tipleri de vardı. Genelde liderlerin kendine güveni olur.

'Yurtiçi ve yurtdışı gezilerine eşimle gidiyorum'

Çok yoğun çalışıyorsunuz. Eşinizle vakit geçirebiliyor musunuz?

Fırsat buldukça yurtiçi ve yurtdışı gezilerine eşimle gidiyorum. Son bir buçuk senede 9 kere yurtdışına gitmişiz. Evimi Ankara'ya götürmedim. Haftada 3-4 gün Diyarbakır'dayım.

Milletvekili olduktan sonra neden Ankara'ya taşınmadınız?

Seçildikten sonra boykot süreci başladı. Bir yandan da Tayyip Erdoğan "Bunları Meclis'ten atacağım. Dokunulmazlıklarını kaldıracağım" diyordu. Hapse mi yoksa başka bir yere mi gideceğiz bilmediğimiz için evimizi taşımadık.

Çocuklarınızın siyasetçi olmasını ister misiniz?

Herkes kendi yaptığı işi bir noktada çocuklarında görmek ister. Ama kendileri bilir. Küçük oğlum çok hevesli. Siyasi belgeseller izlemeyi çok seviyor. "Öldüğünde bana bir mektup bırak. Senin yerine ben milletvekili olayım" diyor. Büyük kızım Bilkent Üniversitesi'nde siyaset bilimi okudu. Galatasaray Üniversitesi'nde master yaptı. İlmini okumasına rağmen çok ilgisi yok.

'Başbakan'la Refah Partisi'nde berbaber çalıştık'

Tayyip Erdoğan'la çok iyi arkadaşmışsınız...

Refah Partisi'nde beraber çalıştık. Sonra yollarımız ayrıldı. 25 sene evvel kendisine söylediklerimizi bu sene dillendirmeye başladı. Bu süreçte Ali Murat iki yazı yazdı.1991'deki seçimlerden sonra Refah Partisi'nin Tepebaşı'ndaki il merkezinde Tayyip Erdoğan'la 3 saate yakın baş başa bir konuşmam var. Tayyip Bey seçimi kaybetti. Ben de istifa etmiştim. Bana "Her şeyi berbat ettin. Seni ilerleyen yıllarda siyasi işlerin bölgedeki sorumlusu olarak tasarlıyordum" dedi. Birbirimizi bir türlü ikna edemedik. O da "Sen Kürtçü olmuşsun" dedi. Ben de "Bir gün gelecek bu meselenin çözümünde bizim gibi insanlara ihtiyacınız olacak, bizim gibi insanları arayacaksınız ama bulamayacaksınız" dedim. 27-28 Şubat'ta Ali Murat bunu yazdı işte. 20 kusür sene bizi haklı çıkardı. Yeni bir Ortadoğu kurulacak, Kürtlerin statüsü artacak. Keşke bu kadar insan ölmeseydi, bu kadar zaman kaybetmeseydik. İstiklal Mahkemeleri'nin zabıtları henüz açıklanmadı biliyorsunuz. Israrla bunların açıklanmasını istiyoruz. Fakat yıllardır netice yok.

'Bölgedeki hiçbir kuruluş ve parti, sütten çıkmış ak kaşık değil'

Dicle Üniversitesi'ndeki olaylarla ilgili neler söylemek istersiniz?

Aslında spontan bir hadise. Çok planlı olduğu kanaatinde değilim. Fakat o hadise çıktıktan sonra, herkes üzerine senaryo yazıyor. Kim haklı kim haksız bu ayrı bir tartışma. Çünkü herkesin birbiri hakkında söyleyeceği bir sürü laf var. Bölgedeki hiçbir kuruluş ve parti, sütten çıkmış ak kaşık değil. Önce provakasyonların durması, sonra her türlü fikrin kendini ifade etmesi lazım. Bu da şiddete başvurmadan, hakarette bulunmadan yapılmalı.

KAYNAK: HABERTÜRK
YORUMLAR 3
  • ŞaH MaT 11 yıl önce Şikayet Et
    ŞaH MaT. sayın Altan TAN, Sen ancak kendini ve kendin gibileri kandırısın, Naval okumaktan başka birşey yaptığın yok, Anti PKK lı nasıl bir anda PKK lı olur onu biz çok iyi biliyoruz, Diyelim herkesi kandırdın ama ALLAH'ı nasıl kandırısın, Şimdi bu yorumu okusan Alim kesilirsin öyle cevap verirsin ama unutma, Güneş Balçıkla Sıvanmaz, Hak din ilalebet PAYİDAR olacaktır, Buna katkın olsada olmasada Bay TAN
    Cevapla
  • MUAZ CAFER 11 yıl önce Şikayet Et
    çözümler -cılarcılarda hiçbir zaman olamaz. müslümanlarda olur...
    Cevapla
  • mehmet akif 11 yıl önce Şikayet Et
    zerdüştler in içinde ne işin var !. kürt zerdüşler ne kürtlere ne de islamcılara HAYIRLI gelmeyecektir.. namazla , ezanla , kuran la dalgasını geçen MARKSİST sözde kürt ler KÜRT İSLAM HALKINA HUZUR VE MUTLULUK getirmeyecektir...
    Cevapla
DİĞER HABERLER
İsrail lobileri engellemeye çalışıyor: Erdoğan'ın ABD ziyaretinde son durum ne?
36 bin sağlık personeli alınacak!