Kitap okumak tv izlemek gözü bozmaz

Kitap okumanın, televizyon seyretmenin ve bilgisayar başında çalışmanın gözü bozmadığına dikkat çeken İstanbul Cerrahi Hastanesi, Göz Klinik Şefi Operatör Dr. Sinan Göker, www.bizimsaglik.com a önemli açıklamalarda bulundu:

Kitap okumak tv izlemek gözü bozmaz
Kitap okumak tv izlemek gözü bozmaz
GİRİŞ 31.10.2007 08:21 GÜNCELLEME 31.10.2007 08:21

Kitap okumanın, televizyon seyretmenin ve bilgisayar başında çalışmanın gözü bozmadığına dikkat çeken İstanbul Cerrahi Hastanesi, Göz Klinik Şefi Operatör Dr. Sinan Göker, www.bizimsaglik.com a önemli açıklamalarda bulundu:

Göz bozulmaz, yorulur

Televizyon seyretmek, kitap okumak gözü bozmaz… Yalnız, bu gibi çalışmalar sadece gözü yorar. Kötü ışık altında okunan kitap ve yakından seyredilen televizyon gözlerimizi yorar. Ancak, dinlenince gözlerimiz eski normal haline döner… Burada şu hususa dikkat çekmek isterim. Eğer gözde birtakım bozukluklar varsa, televizyon seyreden ve kitap okuyan kişi, bu durumdan çok etkilenir…

Göz tansiyonuna dikkat

Göz tansiyonu sinsice ilerleyen tehlikeli bir hastalıktır. Yani, ilerlerken gözde hiçbir belirti vermiyor. Bu sinsi hastalık ancak, göz muayenesinde ortaya çıkarılabiliyor. Eğer, bu hastalık ortaya çıkarılmazsa kişide yüzde 80-90 oranında görme kaybına neden olabiliyor. Bu yüzden erişkenlerin 20`li yaşlardan itibaren gözlerini muayene ettirmelerinde büyük yarar vardır. İleride ciddi hasarlara ve hatta körlüğü bile neden olabilen bu hastalık erken teşhis edildiğinde, tedavisi çok basittir. Bir göz damlası ile hastalığın kontrol altına alınması mümkündür…

Gözümüzü dinlendirmeliyiz

Çoğumuz bunun farkında değil ama… Gözümüzü dakikada ortalama 12 kere açıp kapatıyoruz. Anacak, bilgisayar kullanırken bu sayı zaman zaman beşe kadar düşebiliyor. Bilgisayar başında çalışanlar, her yarım saatte bir gözlerini ekrandan ayırarak uzak noktalara bakmalıdır. Ayrıca, her yarım saatte bir 30 saniye de olsa gözlerimizi kapatarak, dinlendirmeyi unutmamalıyız…

Mesela; bir saatlik çalışma süresinde 5-15 dakikalık ara verdikten sonra, işimizi sürdürmek göz sağlığı açısından önemlidir. Ayrıca, bulunduğumuz ortamın ışıklandırma sistemi de çok önemlidir. Bilgisayarlar pencere kenarına kurulmamalıdır. Buralarda gün boyunca maruz kalınacak güneş ışığı gözümüzü iyice yorar…

Göz tembelliği doğuştan itibaren gelişiyor

Göz tembelliğini, göz ve görme yollarında herhangi bir anatomik ve organik bozukluk olmadığı halde az görme durumu olarak tarif edebiliriz…
Göz tembelliği olan kişilerde görmeyi düzeltici gözlük camları ve kontak lensler kullanılsa bile görme duyusu yeterince arttırılamaz. Bunun nedeni ise; kişide görme algısının gelişmemiş olmasıdır…

Sizin kanalınızla, buradan anne-babaların şu hususa önem göstermelerini rica ediyorum. Göz tembelliği, doğuştan itibaren 10 yaşına kadar olan dönemde gelişiyor. İşte, burada anne ve babalara önemli görevler düşüyor. Göz tembelliğinde de erken teşhisin önemi oldukça büyüktür. Bu dönemlerde, tedavi edilmeyen gözler, maalesef tembel kalıyor. Çocuk, 9-10 yaşlarına geldiğinde, görme seviyesi ne kadar ise ömür boyu o kadar olacaktır. Bu yaşlardan sonra yapılacak tedavinin hiç bir anlamı yok. Bu yüzden anne ve babalar, çocuklarının göz sağlığına özen göstermelidir.

Göz kusurlarından kurtulmak mümkün

Miyop, hipermetrop ve astigmat orta yaş grubunda en çok gördüğümüz göz kusurlarını oluşturmaktadır. Bu kusurlara karşı, üç seçenek vardır: Gözlük, kontakt lens, ameliyat. Gözlüğün kişiye hiçbir yan etkisinin olmadığını belirtmek isterim. Ancak, 16-17 yıl önce piyasaya çıkan ve hiç bir yan etkisi olmadığı söylenen ve hatta göz numarasını durdurduğu iddia edilen kontakt lensler, bilinenin aksine gözde kalıcı bir kuruluğa neden olmaktadır. Ve ayrıca, birçok alerjik hastalığa da sebep olmaktadır. Şu hususa da dikkat çekmek isterim…

Kirli hava, kullanılan birtakım ilaçlar ve hormonlu gıdalar yüzünden insanlarda son zamanlarda göz kuruluğundan şikayet edenlerin sayısında gözle görülür bir artış gözlemekteyiz. Uzun süre lens kullananlarda ise bu şikayetler daha fazla olmaktadır. Ne yazık ki, kuruyan göz bir daha eski haline dönemiyor...

Katarakt ileri yaş hastalığı

Yaptığımız muayenelerde, yaşlı insanlarımızda ‘katarakt’ tespit ediyoruz. Ancak, bu sorunu on dakikalık basit bir ameliyatla ortadan kaldırmak mümkün. Yalnız, 60 yaş sonrasında, her üç kişiden birinde ortaya çıkan gözün en kıymetli tabakası olan retinadaki bozukluk ise kişiyi kör edebiliyor…

 Belli bir yaştan sonra kişinin görmesinde yavaş yavaş bozulma başlıyor. Retinadaki sarı nokta bozuldukça her geçen gün görme netliği düşüyor. Kişi yaşlı olduğu için bu durum, doğal görülüyor ve hiçbir önlem alınmıyor. Doktora giden hasta birkaç vitaminle eve gönderiyor. Oysa kişiyi körlüğe götüren bu hastalığın artık tedavisi mümkündür.

Uyguladığımız, yeni bir teknik sayesinde bu körlüğün önüne geçebiliyoruz. Kullandığımız yöntem sayesinde hastanın kanındaki birtakım maddeleri temizliyoruz. Vücutta çok küçük kılcal damarlarındaki kan akışını böylece artırıyoruz ve bu artış sekiz seansın sonunda kalıcı bir hale geliyor. Bu yöntemle, hastaların yüzde 85`inde görmede tekrar bir artış gözlüyoruz...

Her göze ameliyat yapılmaz

Buradan şu hususlara da dikkat çekmek isterim. Her göze ameliyat yapılmaz…

Yani; korneada incelme ve şekil bozukluğu olan hastalara, kornea dokusu yeterli kalınlıkta olmayanlara, kontrol edilemeyen üveiti (göz içi iltihabı) olanlara, kontrol edilemeyen göz tansiyonu hastalarına (çok nadirdir), şiddetli `kuru göz` vakalarına, gebelere ve lohusalara, ileri derecede şeker hastalığı, böbrek hastalığı gibi problemleri olanlara, göz ameliyatı yapılmaz.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Bahçeli talimat verdi! MHP'den sürpriz adım
Türkiye'den yeni hamle... İsrail'i zor günler bekliyor!