Arınç'tan 'sayın Öcalan'la ilgili açıklama

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Çalışanların örgütlenmeleri artık çağımızın gereğidir. Bunun da en güzel örneklerinden biri Anadolu Ajansımızdır." dedi AA'nın farkını anlattı.

Arınç'tan  'sayın Öcalan'la ilgili açıklama
Arınç'tan 'sayın Öcalan'la ilgili açıklama
GİRİŞ 21.05.2012 18:04 GÜNCELLEME 21.05.2012 18:53
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Arınç, Basın İlan Kurumu İzmir Şubesi'nin yeni binasının açılışında, ''Çalışanların örgütlenmeleri artık çağımızın gereğidir. Bunun da en güzel örneklerinden biri Anadolu Ajansımızdır. Anadolu Ajansımız başka hiç bir basın kuruluşunda olmayan sendikalardan 2 tanesine sahiptir. Çalışanlarımıza diyoruz ki istediğini seç, istediğine üye ol, daha çok senin hakkını gözetiyorsa o da toplu sözleşme yapsın. Böyle bir hakkı vermek bize kısmet olduysa hakkı alanlar açısından da mutluluk olduğunu düşünüyorum'' diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Yargıtay'ın (Sayın Öcalan) sözlerine verilen cezayı bozmasına ilişkin, ''Sadece 'sayın' ifadesinin kullanılması 'suç olmaz' diye bir Yargıtay kararı var. Bu terörün övülmesi anlamına gelmez, terörist başının övülmesi anlamına da gelmez. Yargıtay kararında, 'bu artık gelişigüzel kullanılan ifadedir' dedi'' diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Yargıtay'ın (Sayın Öcalan) sözlerine verilen cezayı bozmasıyla ilgili olarak, ''Her (Sayın) diyeni ''Gel bakalım'' diyerek 1 sene içeri atarsanız Türkiye'de böyle bir cezaevi yok. Bir de bunun kullanılış amacına bakmak lazım. Bence Yargıtay'ın verdiği kararı gelişmeler ışığında normal karşılamak gerekir'' dedi.

Arınç, AK Parti İzmir İl Başkanlığı'nda, bir gazetecinin Yargıtay'ın (Sayın Öcalan) sözlerine verilen cezayı bozmasıyla ilgili sorusunu, şöyle dedi:

''Sadece ''Sayın'' ifadesinin kullanılması suç olmaz diye bir Yargıtay kararı var. Bu terörün övülmesi anlamına gelmez, terörist başının övülmesi anlamına da gelmez. Yargıtay kararında, bu ''artık gelişi güzel kullanılan ifadedir'' dedi. Her (Sayın) diyeni ''Gel bakalım'' diyerek bir sene içeri atarsanız Türkiye'de böyle bir cezaevi yok. Bir de bunun kullanılış amacına bakmak lazım. Bence Yargıtay'ın verdiği kararı gelişmeler ışığında normal karşılamak gerekir.''

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Dünya değişti, artık yerel medyada ilan okuyup da bir şeyi satın almak çok düşünülecek bir şey değil. Yerel medya kıymetimizi bilsin, zam yaparak üstelik bu ilan reklam desteğini sürdürüyoruz'' dedi.

Arınç Basın İlan Kurumu (BİK) İzmir şubesinin yeni hizmet binasının açılış töreninde yaptığı konuşmada, siyasi sorumluluğunun yanı sıra TRT, Anadolu Ajansı, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü, Basın İlan Kurumu, RTÜK, Atatürk Kültür Dil Tarih Yüksek Kurulu gibi kurumların sorumluluğunda bulunduğunu hatırlattı.

Basınla ilgili güzel işler yaptıklarını, TRT'nin 14 kanala çıktığını kaydeden Arınç, başarılı yayıncılık yapan TRT'nin dünyada neredeyse 1 milyar kişiye ulaştığını belirtti.

TRT'nin Kürtçe, Arapça gibi farklı dillerde yayınını sürdürdüğünü, belgesel kanalının da İzmir'den yayın yaptığını söyleyen Arınç, ''Bir İngilizce haber kanalıyla artık 15'te bu işi sınırlamak istiyoruz. Televizyon yayıncılığı yapmak kolay değil. Üstelik kamu yayıncılığı yapmak hiç kolay değil, özel televizyonların geniş harekat alanı içinde bizim biraz daha kısıtlı yayın politikasına mecbur olduğumuzu biliyorsunuz'' diye konuştu.

-AA'nın hedefi dünyada ilk 5-

Anadolu Ajansı'nın da Büyük Atatürk'ün ilk kurduğu 2 kurumdan biri olduğunu kaydeden Arınç, ''Milli Mücadele yıllarında 23 Nisan 1920'de TBMM toplanınca, ilki nisan ayında Anadolu Ajansı'mızı, haziran ayında da Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü'nü kurdu. Bununla hem iç haberleşmeyi hem de bağımsızlık mücadelemizi bütün dünyaya resmi ajanstan duyurmayı büyük Atatürk öngörmüştü'' dedi.

Arınç, Anadolu Ajansı'nın 8 yıl sonra, kuruluşunun 100. yılında dünyadaki ilk 5 büyük ajans içine girmeyi amaçladığını anlatarak, şunları kaydetti:

''Şu anda AA yabancı dillerde bülten yayınlamaya başladı ve en iyi haberciliği yapma konusunda da iddialı. Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü de 7 olan il basın yayın enformasyon müdürlüğünü 17'ye çıkardı. İzmir'de geçmişten bugüne vardı ama yanı başımızdaki Afyon'da, Muğla'da yeni açıyoruz. Dünyada pek çok bölgede basın müşavirliklerimiz, basın ataşeliklerimiz var. Onların da kadrolaşmasını tamamladık. Onlar da çok güzel yükselmenin içindeler. RTÜK'ü de bugüne adapte etme ihtiyacını duyduk. Basın İlan Kurumu da 60. yılına giderken çok başarılı yapılanmayı yeğledi.''

-''Yerel medya demokrasinin kılcal damarı gibi''-

Yerel medyaya büyük önem verdiklerini söyleyen Bülent Arınç, demokrasinin kılcal damarı olan yerel medya ne kadar güçlü olursa halkın sesinin de o kadar gür çıktığını ifade etti.

Arınç, şöyle konuştu:

''Biz özellikle kendi alanımız içinde yerel medyanın hem bilgi hem eğitim hem teşkilatlanma hem de ilan ve reklamlarının artması bakımından bir çalışmanın içindeyiz. Ben başbakan yardımcısı olduğum günden beri konuşulur, 4. yıla girdi. 'İnternet sitelerinde reklamlar yayınlanacak, yerel medyadan bu haklar alınacak' diye. Aslında yerel medyada ilan yayınlamanın ne getirdiğini tartışabiliriz ama bu medyanın can suyu ilan ve reklam gelirleri. O yüzden neye mal olursa olsun bunu devam ettirmek hatta tiraj bakımından daha yüksek, daha alçak zam yapmak suretiyle desteğimizi güncelliyoruz. Çünkü dünya değişti artık yerel medyada ilan okuyup da bir şeyi satın almak teklif vermek çok düşünülecek bir şey değil. Yerel medya kıymetimizi bilsin, zam yaparak üstelik bu ilan reklam desteğini sürdürüyoruz.''

İzmir ve Bursa gibi şehirlerde yerel basının tiraj, çalışanlar, nitelik ve nicelik bakımından güçlü olduğunu, ancak bazı kentlerde gazetenin ne kadar basıldığı, satıldığının ve çalışanlarının nerede olduğunun belli olmadığını dile getiren Arınç, şöyle devam etti:

''Belli çalışan göstermek zorundalar. Teftişe gidiyorsunuz 'nerede bu arkadaş' diyorsunuz. Patronun sekreteri karşınıza çıkıyor. Eğer inşaatçıysa kendisi dozer operatörü aynı zamanda gazetenin çalışanı gösterilmiş. Bunları bilmiyor değiliz. Sadece ilan almak gayesiyle çıkanlara bir çift sözüm var; Kendinizi yenileyiniz. Gazetenin sayısının çok olması değil, niteliği önemli. Birinin şirketinde kadrolu eleman olarak görünüp bir de yerel medyanın köşesinde günlük siyaset yapmaya kalkanlar gülünç olur. Biz basının özgür olduğuna, kalemini satmadığına inananlardanız.  

Ulusal medyada herkesin köşesi, çalışanları var. Orada da en büyük sıkıntı çalışanın iş güvencesinin olmaması, sendikalara izin verilmemesidir. Buradan medya patronlarının da dikkatini çekmek isterim. Sizin gazeteleriniz varsa ve siz onlarla iftihar ediyorsanız öncelikle çalışanlarının hem iş garantilerini teminat altına almak hem de sendikal haklarını temin etmek zorundasınız. 'Buraya sendika girerse hepinizi kovarım' diyen bir anlayış çağdaş değil vahşi bir anlayıştır. 

Çalışanların örgütlenmeleri artık çağımızın gereğidir. Bunun da en güzel örneklerinden biri Anadolu Ajansımızdır. Anadolu Ajansımız başka hiç bir basın kuruluşunda olmayan sendikalardan 2 tanesine sahiptir. Çalışanlarımıza diyoruz ki 'istediğini seç, istediğine üye ol' daha çok senin hakkını gözetiyorsa o da toplu sözleşme yapsın. Böyle bir hakkı vermek bize kısmet olduysa hakkı alanlar açısından da mutluluk olduğunu düşünüyorum.''

-Diğer konuşmacılar-

İzmir Valisi Cahit Kıraç, Basın İlan Kurumu'nun 1960'lı yıllardan itibaren İzmir'de hizmet verdiğini belirterek, ''Basın İlan Kurumu'nun olmadığı yerlerde görevi valilikler yürütüyor. Yeni hizmet binası bizim de merkez ofisimiz sayılır. Günümüzde ürünün olması yetmiyor, onu tanıtmak da gerekiyor. Demokrasi ile basını birbirinden ayırmamız mümkün değil. Basın İlan Kurumumuzun, Anadolu Ajansı'nın aramızda olması bizi mutlu ediyor'' dedi.

Cahit Kıraç, EXPO sürecinde Anadolu Ajansı, yerel basın ile ortak bir portal oluşturacaklarını dile getirdi. 

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve resmi kurumlardan İzmir basınına destek olmalarını istedi.

Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay da İzmir'de basın sektörünün topluma büyük katkı sağladığını ve örnek çalışmalara imza attığını belirtti. 

İzmir'in EXPO 2020'ye çok ciddi hazırlandığını, kentteki kurum ve kuruluşların el ele verince önemli başarılara imza attığını ifade eden Atalay, organizasyon sürecinde kentin tanıtımı için basın sektöründe çalışanlara görev düştüğünü söyledi.

Basın İlan Kurumu olarak Anadolu'nun her köşesine ulaşmayı hedeflediklerini kaydeden Atalay, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü, Anadolu Ajansı ve TRT ile kardeş kuruluşlar olduklarını söyledi.

Konuşmaların ardından Basın İlan Kurumu'nun yeni hizmet binasının açılışı gerçekleştirildi.

Tören öncesi alanda, detektör köpeklerle kontrol yapıldı.

KAYNAK: AA
YORUMLAR 1
  • beheerder 11 yıl önce Şikayet Et
    sayın demek saygın insana söylenirse değer kazanır... alçağın birine sayın denmiş madem böyle işler suç devlet 1 yıl içeri atacağına para cezası versin mesela o alçağa sayın diyene devlet ceza kessin onun gibi terörist hain her kim varsa para cezası versin bakalım bir daha sayın diyebileceklemi. en iyi ceza idamdan sonra para cezasıdır bu devirde insanın parasını alma canını al ver alçaklara 5000 lira ceza kaç defa sayın derse desin o kadar para cezası kesin işte size kaynak....
    Cevapla
DİĞER HABERLER
İstanbul'da bir köpek, kapısını açık bulduğu İETT otobüsünün şoför koltuğuna oturdu
BM'de konuşan Haluk Levent'ten Netanyahu'ya Gazze tepkisi