Filistin Başbakanı İştiyye'den İsrail'e asansör tepkisi
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria’nın El-Halil kentinde bulunan Harem-i İbrahim Camisi’nin simge yapılarını değiştirmesini kınadı.
Filistin resmi ajansı WAFA'da yer alan habere göre, Iştiyye, İslami vakıf arazisinin yeni alanlarının ele geçirilmesi anlamına gelen, Harem-i İbrahim Camisi’nde asansör inşa edilmesine tepki gösterdi.
Iştiyye, uluslararası topluma, Harem-i İbrahim Camisi’ndeki çalışmalara ve İsrail'in ihlallerine son vermesi için acilen harekete geçmesi çağrısında bulundu.
İsrail'in caminin simge yapılarına zarar verdiğini belirterek bu ihlalleri kınayan İştiyye, bunun ibadet özgürlüğüne de saldırı anlamına geldiğini kaydetti.
Filistin Başbakanı, uluslararası insan hakları kuruluşları ve BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünden (UNESCO) Dünya Mirası Listesi'nde yerini alan camiye yönelik ihlaller karşısında İsrail'i kınamasını istedi.
UNESCO'NUN DÜNYA MİRASI LİSTESİNDE
UNESCO Dünya Mirası Komitesi Temmuz 2017'de Harem-i İbrahim Camisi'ni ve El-Halil'deki Eski Şehir'i Dünya Mirası Listesi'ne dahil etmişti.
Filistinliler, asansör inşa etme kararının, korunması gereken bir miras olan caminin tarihi kimliğini değiştirdiği için BM kararlarının ihlali anlamına geldiğini savunuyor.
Eski İsrail Savunma Bakanı Naftali Bennett, Mayıs 2020'de Harem-i İbrahim'in geliştirilmesi projesi kapsamında vakıf arazilerine el konulması projesini nihai olarak onaylamıştı.
EN KUTSAL DÖRDÜNCÜ CAMİ KABUL EDİLİYOR
Müslümanlara göre Harem-i İbrahim Camisi, Mekke'deki Mescid-i Haram, Medine'deki Mescid-i Nebevi ve Kudüs'teki Mescid-i Aksa'dan sonra en kutsal dördüncü cami kabul ediliyor.
Caminin altında yer alan Hazreti İbrahim ve eşi Hazreti Sare'nin kabirlerinin yanı sıra Hazreti İshak, Hazreti Yakup, Hazreti Yusuf ve eşlerinin mezarlarının bulunduğuna inanılan mağara, İsrail tarafından "Ata Babalar (Machpelah)" olarak isimlendiriliyor. Harem-i İbrahim, bu nedenle sık sık fanatik Yahudilerin baskınlarına uğruyor.
Hazreti İshak ve eşinin bulunduğu kabirler, Müslümanlara ayrılan kısımda kalırken diğerleri ise Yahudilere ayrılan ve sinagoga çevrilen bölümlerde bırakılmış durumda.
Harem-i İbrahim Camisi, Baruch Goldstein adlı fanatik bir Yahudi'nin 25 Şubat 1994'te 29 Müslüman'ı öldürdüğü katliamın ardından kapatılmış ve yeniden açıldığında çoğu Yahudilere tahsis edilecek şekilde ikiye bölünmüştü.
