Ünlü gazetecilerin küfürlü kavgası

Haşmet Babaoğlu, özel hayatı hakkında yazılanlara kızınca, İstanbul Nişantaşı'nda Mansur Forutan ve Ahmet Hakan ile kapıştı. Küfürlü kavga bugün köşelere de yansıdı...

Ünlü gazetecilerin küfürlü kavgası
Ünlü gazetecilerin küfürlü kavgası
GİRİŞ 17.11.2006 07:52 GÜNCELLEME 17.11.2006 07:52

Gazeteci-yazar Haşmet Babaoğlu, ilişkisi hakkında yazılar kaleme alan köşe yazarı Mansur Forutan'ı İstanbul Nişantaşı'nda bir kafede buldu. Mansur Forutan, daha önce kendisini uyaran Haşmet Babaoğlu'nu görünce, 'Haşmet ağbi' diyerek ayağa kalktı. Babaoğlu, 'Hani yazında bana artık 'ağbi' demeyeceğini söylemiştin. Şimdi niye 'ağbi' diyorsun' diye sordu.

'Bugünkü esprini beğenmedim'

Bu sırada Mansur Forutan'la aynı masada oturan Ahmet Hakan'ı fark eden Babaoğlu, ona da 'Bugünkü esprini beğenmedim' dedi. Hakan dünkü yazısında şarkıcı Neco'dan söz ederken 'Haşmet Ağbi'nin kayınpederi evden firar etmiş' ifadesini kullanmıştı. Babaoğlu'nun bu sözlerine Ahmet Hakan 'Sen kimsin ki' yanıtını verdi. Ortam daha da alevlendi. Hakan'a 'Asıl sen kimsin ki' diyen Babaoğlu, olayla ilgili şöyle konuştu: 'Ben oraya Mansur'u hedef alarak gittim. Daha önce zaten ikaz etmiştim yazısından dolayı. Kavga hoş değil ama, bunların yaptıkları bir fikir tartışması olmadığı için, onlara yazıyla cevap vermiyorum. Dolayısıyla böyle bir karşılaşma oldu, yumruklaşma olmadı. Kafe, arkadaşımın mekânı olduğu için işi daha fazla uzatmadım.'


(Sabah)


HAŞMET BABAOĞLU'NUN BUGÜNKÜ KÖŞE YAZISI






Bir zibidi var. Köşe yazarı









Çok büyük bir gazetemizde kendine köşe bulmuş bu kişinin işi sürekli ona buna sataşmak...

Ünlüler ve gazeteciler arasından hedef seçtiklerine laf atıyor; bunu yaparken zavallılıklarını, komplekslerini sergiliyor ve ne yazık ki bunları da polemik diye yutturmaya çalışıyor.

“Nasıl laf soktum ama...” duygusunun hain hazlarına kilitlenmiş halde yazıp duruyor.

Yazdığı her “acıtıcı” satırdan sonra da kötü tüccarlar gibi yağlı ellerini ovuşturup gülüyor.

Sonunda ne göreyim; benim adımı da geçirmiş bir yazısında, aklı sıra benimle eğlenmiş.

E, hakkını teslim etmek gerek! Kalemi kıvrak.

Fakat ruhu yavşak!

Kendisi gibi kompleksleri paçalarından akan ve yanından hiç ayrılmayan arkadaşıyla birlikte günlerini geçirdiği Teşvikiye kafelerinden birinde dün yüz yüze hesaplaşırken anladım ki fena halde de korkak!..

Adını anmıyorum. Çünkü biliyorum ki o güzel adı, bu adamdan utanıyor...


***


Onu burada daha fazla konu edecek değilim. Değmez.

Ama asıl anlatmak istediğim başka...

Medyaya yerleşmiş bu “kötülük” yuvalarından hepimiz sorumluyuz.

En kolay yollardan tiraj-reyting hedefleyen yayın yönetmenleri ve dedikodu şehvetinin kışkırtılmasına bayılan okurlar da sorumlu bu adamların yükselişinden.

Tamam, nihayetinde sel gider kum kalır.

Fakat olan mizah duygusuna ve estetiğine oluyor.

Beyinlerinde bir gram özgün fikir, kalplerinde azıcık olsun halis duygular taşımayan bu kişiler sürekli mizahın arkasına sığınıyor; sıkışınca “mizah yapıyorum” diyerek sıvışmaya çalışıyorlar ya...

İşte o bitiriyor beni!


(Haşmet Babaoğlu)


***


AHMET HAKAN'IN BUGÜNKÜ KÖŞE YAZISI


Haşmet kızmış

DÜN
bu sütunlarda 'evinden firar eden' şarkıcı Neco için 'Haşmet’in kayınpederi' dedik ya...

Haşmet bu işe acayip bozulmuş.

Kendisi özel alanımıza girip bir tiyatro çevirmeye kalkıştı:

Bir yandan 'Tutmayın beni' pozlarına girip tutulup tutulmadığını kontrol etti, bir yandan da 'Bir duygu insanı Haşmet' imajını yerle bir ederek ağza alınmayacak küfürler yağdırdı.

Neymiş?

Neco’yu tanımlarken 'Haşmet’in kayınpederi' demişiz.

Sanki arkadaşımız, 'Önde zeytin ağaçları / Arkasında yar' tadında yaşayıp giden, kire pasa katiyen bulaşmamış; özel hayatını, sevgilisini herkeslerden köşe bucak saklamış, kendi halinde takılan münzevi bir zavallıcıktır da kontrol altına alamadığı öfkesi bu yüzdendir.

Sanki gazete sütunlarından kendisine 'Haşmetim' diye seslenilmemektedir de kendini kaybetmesi bu yüzdendir.

Zıvanadan çıktı da ne oldu sanki? Ne olacak?

En babasından bir ikiyüzlülükle daha müşerref olmuş olduk.

Şöyle ki:

Sen ağlak şiirler okuyup 'Duygu... Biraz duygu... Bütün istediğim buydu' falan diye inleyeceksin... Sonra da 'minicik bir espri' karşısında, üzerinde sakil mi sakil duran bir sokak çocuğu pozu takınıp küfürler yağdıracaksın!

Peki... Haşmet’in bu haliyle bizi yıldırma ihtimali var mı?

Ne gezer!

İşte şimdi de bütün pervasızlığımızla kendisine 'Neco’nun damadı!' diyoruz.

Hadi bakalım... Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.

Haşmet’ten korkan Haşmet gibi olsun.


(Hürriyet)



 

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Vatandaşa satmayıp stokluyorlardı! Sektörde 2024-2025 için kötü haber geldi!
TCG ANADOLU örnek oldu! Türkiye'nin gemisini görünce hemen kolları sıvadılar...