Çamuroğlu kendi kalemiyle vuruldu

Ak Parti'nin alevi adayları arasında yer alan ünlü tarihçi Reha Çamuroğlu, alevi bir muhabir tarafından 13 yıl önceki bir yazısı ile eleştirildi ve bir kez daha döneklikle suçlandı.

Çamuroğlu kendi kalemiyle vuruldu
Çamuroğlu kendi kalemiyle vuruldu
GİRİŞ 05.06.2007 11:20 GÜNCELLEME 05.06.2007 11:20
Bu Habere 15 Yorum Yapılmış

Haberin başlığı 'Ve dönüyordu Çamuroğlu'. Başlık Çamuroğlu'nun 'Dönüyordu - Bektaşilikte Zaman Kavrayışı' adlı eserine bir atıf. Haberin altındaki imza Reha Çamuroğlu gibi Aleviliği ile tanınan Miyase İlknur.


Ünlü gazeteci Miyase, döneklikle suçladığı Çamuroğlu'nun siyasi manevralarını anlattığı haberine ünlü yazarın 13 yıl önceki bir yazısını da eklemeyi ihmal etmedi.


Aslında bu tarz hücumları bekleyen Reha Çamuroğlu, peşinen bu tarz eleştirelere yanıtı 'İkiilebir' adlı eserinde vediğini açıklamıştı. Ama Miyase bu beyanatı duyduysa bile duymazdan gelmiş görünüyor. Çamuroğlu'nun bu esere ilaveten bir yanıt verip vermeyeceğini şimdilik bilemiyoruz.


Ancak Cumhuriyet muhabiri Miyase İlknur'un, Çamuroğlu'nu kendi yazısı ile vurduğu haber ve Çamuroğlu'nun bugün kendisini vurmak için kullandığı yazıyı sizlere olduğu gibi sunuyoruz:







MLSP-Acilciler'den BP'ye, DTP'den DYP'ye ve son durak AKP'ye savrulmanın öyküsü


Ve dönüyordu Çamuroğlu


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'ın özel davetiyle AKP'ye katılan ve katılım töreninde 'Türkiye'nin partisine hoş bulduk' diyerek sevincini dile getiren Reha Çamuroğlu , bir zamanlar kendisi gibi davranan solcu aydınları ağır bir dille eleştiriyordu.


1994 yerel seçimleri öncesi RP yöneticileri ile görüşen Cem Vakfı yöneticileri için 'Birkaç yolunu saptırmış insan, Alevileri yolundan saptıramaz. Geçmişin MDP kurucularını bugün RP'nin yanında görmek eğlendirici oluyor' diyen Çamuroğlu, RP'nin yerel seçimlerde iktidara gelmesinin ardından bazı solcu aydınları İslamcılara yalakalık yapmakla suçlamıştı.


Daha önceleri MLSP-Acilciler saflarında boy gösteren Çamuroğlu 1980 sonrasında Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü'nü bitirdikten sonra kendisini tarihsel araştırmalara vermişti. ' Yeniçerilerin Bektaşiliği ' kitabı sayesinde Alevi çevrelerle tanıştı. Yirmi yıllık bir aranın ardından Abidin Özgünay 'ın yönetiminde yeniden çıkan Cem dergisinde çalışmaya başladı.


Alevi camiası, tarihi konularda yetkin, konuşmalarıyla ruhlarını okşayan bu yazara kısa sürede ısındı. Ancak kimseler onun hangi Alevi ocağına mensup olduğunu, ailesinin geçmişini, tam olarak nereli olduğunu öğrenemedi. Bunu sorgulamayı da ayıp saydı. Madem ki kendi tezlerini savunuyordu, artık o bir Aleviydi.



BAŞ DÖNDÜREN GEÇİŞLER


Cem dergisinde uzun süre yazılarını sürdürdü. Ancak 1994'te mini yerel seçimler arifesinde Cem dergisi yöneticilerinin RP'nin önde gelenleriyle buluşup anlaştığı haberleri ortalıkta dolaşmaya başladı. Cem dergisinde Abidin Özgünay'ın 'RP'nin inanlılarıyla Alevilerin inanlıları neden işbirliği yapmasın' konulu yazısı çıkınca öfkelenen Çamuroğlu, Cem'den ayrılıp Cemal Şener 'le birlikte Nefes dergisini kurdu ve bu derginin yazıişleri müdürlüğünü üstlendi.


O yıl Cem Vakfı hariç diğer Alevi örgütlerinin bir araya gelerek oluşturduğu Alevi Temsilciler Meclisi'nin çalışmalarına üye olarak katıldı. Ağırlıklı olarak Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu üyelerinin yer aldığı bu meclisten daha sonra yayımladığı bir bildiri ile ayrıldı. Çamuroğlu, o bildirisinde Alevi Temsilciler Meclisi'ni 'Siyaset yapmak' la suçluyordu. Ancak daha önce ağır eleştiriler yönelttiği Cem Vakfı saflarına döndü. Ne varki buradaki ikameti yine kısa sürdü. Barış Partisi kurulunca yine Cem Vakfı'nı terk edip Barış Partisi'ne katıldı. Siyaset yapmakla suçladığı Alevi Temsilciler Meclisi Üyeleri ile Barış Partisi'nde buluşarak birlikte siyaset yaptı. Barış Partisi'nde ve genel başkan yardımcılığı görevine getirildi.


Ali Haydar Veziroğlu 'nun Barış Partisi'ni kapatmasından sonra kendini yeniden araştırma kitaplarına veren Çamuroğlu, 'Osmanlı'nın 500. Yılı' kutlamalarında 'Osmanlı'yı aklayan' konuşmalarıyla Neo-Osmanlıcı, Neo-liberal çevrelerle yakınlaştı. Bu çevrelerin aracılığıyla Süleyman Demirel 'le tanıştı. Bu tanışma ona Hacı Bektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü'nü kazandırdı.



DTP'NİN KURUCU ÜYESİ


Alevi örgütlerinin ödüle aday gösterilenler içinde adı bulunmamasına karşın, Çankaya'dan Hacıbektaş'a yapılan telkinler sonucu Dostluk ve Barış Ödülü'nün sahibi oldu. Ardından da Mehmet Ali Bayar 'ın, basının rüzgârıyla iktidara geleceği öne sürülen Demokrat Türkiye Partisi'ne kurucu üye oldu. Genel başkan yardımcılığını da sürdürdüğü parti, DYP ile birleşince bu kez DYP'nin genel başkan yardımcısı oldu.


AKP Grup Başkan Vekili Salih Kapusuz 'un daveti ile Başbakan Erdoğan 'la görüşerek AKP'ye girmeyi kabul etti. Geçen hafta kendisiyle yapılan bir söyleşide, 'Ben gittiğim yerin rengini almam, rengimi veririm' diyen yazarın DTP ve DYP'ye verdiği rengi henüz kimse anlayamadı. AKP'ye vereceği rengi görmek için bir süre beklemek gerekecek.





REHA ÇAMUROĞLU'NUN 9 TEMMUZ 1994 TARİHİNDEKİ YAZISI


'İslamcılara yalakalık yapan solcu aydınlar'


Reha Çamuroğlu 9 Temmuz 1994 tarihli Nefes dergisinde 'Tüm Türkiye Bir Sivas mı?' başlıklı yazısında İslamcı tehlikeye şöyle dikkat çekiyordu: 'Aradan geçen bir yılda neler oldu. İslamcı zihniyet büyük bir ilerleme kaydetti. Artık Ercümend Özkan 'ın ağzından televizyon ekranında 'Biz gelince hükmedeceğiz' diyor. Geçen yıl Aziz Nesin 'in konuşmasından 'tahrik oluyorlardı', bu yıl televizyonda Sadık Albayrak 'ın ağzından açıklıyorlar ki, 'kadınların kulak memesinden bile tahrik' oluyorlar. Zannediyorlar ki, bu tartışmalarla Türkiye'nin kadınlarının geleceğini belirleyecekler. Belediyeleri alıyorlar, 'Solculara para mı vereceğiz', 'Böyle sanatın içine tükürürüm' gibi yumurtalar yumurtluyor, gazetecilere 'Yanlış ata oynuyorsunuz' diyerek tehdidi ihmal etmiyorlar.


Bir yılda yıldırmanın sonuçları neler oldu? Toplumda yılgınlığın birçok sonucunu hemen görmek mümkündür. Bu yılgınlığın en güzel örneklerinden birini birtakım yeni solcular ya da sivil toplumcular oluşturuyor. Büyük çoğunluğu geçmişte de her türlü sol mücadelenin uzağında durup akıl hocalığı rolüne soyunmalarıyla tanınan bu insanlar bugünlerde, garip akıllarını topluma mal etmeye çalışıyorlar. 'Aman uzlaşalım' bunların amentüleri. Uzlaşıcı olduğunu düşündükleri birtakım 'İslamcı aydınların' ellerine, ayaklarına kapanıyorlar. Bununla yetinmiyor, o 'İslamcı aydınlar' İslamcılıklarını hatırlayıp hiç de uzlaşıcı olmayan 'tabii ki şeriat hükmeder' gibi bir mesaj verdiklerinde devreye giriyor, 'Sayın bilmem kim aslında öyle demek istemedi, şöyle demek istedi' şeklinde yorumlarla 'yalakalığın' doruğuna çıkıyorlar.


İslamcıların tek bir zihniyete sahip olmadıklarını, aralarında çok demokrat insanlar falan olduğunu yaymaya, kendilerine garanti vericiler bulmaya çalışıyorlar. 'Birlikte yaşayabiliriz değil mi?' diyerek sırnaştıkları her İslamcı kapıdan kovulsalar bile ne gam, sırnaşıklık ikinci kişilikleri haline gelmiş.





(Haber7)

YORUMLAR 15
  • kadir öztürk 16 yıl önce Şikayet Et
    Keser Döner Sap Döner,Gün Olur Hesap Döner.. Demirele ait bu söz herkezin kulağına küpe olsun!
    Cevapla
  • Boray Akkaya 16 yıl önce Şikayet Et
    KISKANCLIK !. Evet resmen adami kiskaniyorlar. Adam alevi ama, mümin dogmus ve yaptigi hatanin farkina varip dosdogru olani secmis Kikanmayalim komsuda piserse gün gelir size de düser. AKP ümit kapisidir. Herkesi bekleriz. Yahu sahi benim anlamadigim herkes bize katiliyor(!) Ertugrul nerde kaldi. Ya Ertugrul yahut A.Hakan, birinden birini kandiramadim gitti!!!
    Cevapla
  • seğmen Beyi 16 yıl önce Şikayet Et
    başlıksız. Benim itirazım şuna=bazı tipler kendilerini neden alevi olarak tanıtmak zorunda hissediyorlar?Yani alevilik övünülecek bir şeymi?Bunların yaptığı aşağılık kompleksindenmi?yoksa açık açık bölücülük mü yapıyorlar?Bu halkı din-mezhep ayrımına tabi tutmak değilmi?yürekli,tarafsız(!)savcılar-eğer varsa Türkiyede-neden bunlara eski 312 nin karşılığı olan madddeden dava açmaz?
    Cevapla
  • yaşar Gürakan 16 yıl önce Şikayet Et
    Örekiler ne ki. AKP dekilerin hepsi Milli görüşten,sol dan anap tan dyp den dönme değilmi?Eh artık Gül gibi cumhurbaşkanını secip vatana millere daha çok hizmer! ederler herhalde YERSEK
    Cevapla
  • ali akın 16 yıl önce Şikayet Et
    yazık, çok yazık. Abdüllatif ŞENER\'i harcadılar, A.GÜL\'ü de Çankaya\'ya yolladıktan sonra bu ülke Tayyip Erdoğan\'ın İstanbul ekibi tarafından parsel parsel yağmalanacak. Hazır ol Türkiye, yüzyılın soyguncuları geliyor
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
İran'dan ateşkes açıklaması
Sadece ‘bakan yardımcılığı’ istemekle yetinmemiş... Özel’den Erdoğan’a 3 teklif