Turgut'a göre Özkök'ün erkekliği de gitti

Kısa süre önce Akşam'ın yayın yönetmenliğinden azledilen Serdar Turgut, benzer akibeti yaşayan arkadaşı Ertuğrul Özkök'ün durumunu analiz ettiği yazıda çok tartışılacak ifadeler kullandı. Bakın Turgut'a Özkök nelerini yitirmiş...

Turgut'a göre Özkök'ün erkekliği de gitti
Turgut'a göre Özkök'ün erkekliği de gitti
GİRİŞ 30.12.2009 10:00 GÜNCELLEME 30.12.2009 10:00

Ertuğrul Özkök'ün Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmenliği görevini bırakmasını değerlendiren Akşam'ın eski yayın yönetmeni yazarı Serdar Turgut, Özkök için "Bende bulunmadığını iddia ettiği ve kendisinde bulunduğunu söylediği erkek melekelerinin genel yayın yönetmenliğinden ibaret olduğunu o da sonunda fark edecek." dedi.

Ertuğrul Özkök'ün bundan sonraki yaşantısında nelerle karşılaşabileceğini kendisinen örnekler vererek anlatan Serdar Turgut "Ertuğrul Özkök'ün gidişinden sonra olacak kesin gelişmeler" başlıklı yazısında medya dünyasında çok tartışılacak ifadeler kullanıyor... 

İşte Turgut'un yazısı:

- Sabaha karşı SMS sohbeti edecek arkadaşım kalmadı. Çünkü o yıllardır ilk kez iki gecedir mışıl mışıl uyumaya başladı. Artık sabaha karşı 04.00'te attığım hiçbir mesaja anında cevap yazmıyor.

- Yemeğe çıktığımızda hesabı benim de ödememi isteyebilecek. Bu gayet tabii ki büyük bir felaket anlamına geliyor.

- 2010'da dünyanın en seksi erkekleri listesi hazırlanırsa o bu listeye bırakınız 11'inci sırayı, 111'inci sıradan bile giremeyecek.

- Bende bulunmadığını iddia ettiği ve kendisinde bulunduğunu söylediği erkek melekelerinin genel yayın yönetmenliğinden ibaret olduğunu o da sonunda fark edecek.

- Bu son gelişme Tansu'ya (Özkök) kötü haber anlamına gelebilir. Çünkü ya o da benim gibi evde çalışmaya başlarsa?.. Gün boyunca evde bulunan bir Ertuğrul Özkök'ün düşüncesi bile katlanılabilecek şey değil. Evde her gün Fredy'yi ağırlamak gibi bir şey bu. Hem benim de sık sık 'Haydi votka içelim' diyerek ziyaretine gideceğim hatırlanırsa, bu Tansu için tam bir felaket olacaktır. Jason ile Fredy'nin partisine benzer bir şey olur bu herhalde. Üstelik karşılıklı içtiğimizde sarhoş olup yayın yönetmenliği oyunu oynamaya da karar verebiliriz. Sırayla bir o benim yayın yönetmenim, bir sonra da ben onun yayın yönetmeni olurum. Oyunumuz gerçekçi olsun diye Tansu'nun evde olmadığı günlerde, genç kızları 'Sizi yazar yapacağız' diye kandırıp evde taciz de edeceğiz.

- Özkök artık nihayet tavşan kardeş kıyafetini giyip Nişantaşı'nda dolaşmaya başlayabilir. Bu onun için iyi, bizler için ise kötü bir şey. Çünkü bunun uzaktan görüntüsünün insanı hayli irrite edici bir şey olacağını tahmin ediyorum.

- Yıllardır hayal ettiğimiz şeyi biraz öne çekip yapmamız gerekebilecek. Yurtdışında bir ev alıp hafta sonlarını orada geçirmek gibi mesela...

- İkimiz de karşılıklı oturup daha fazla hayal kurabileceğiz. Bunun sonuçlarının Türkiye açısından fazla hoş bir şey olacağını hiç sanmıyorum.

- Onda da alışkanlık var bende de... Dolayısıyla gönül rahatlığıyla istikrarlı bir şekilde yalan söyleyebileceğimiz üçüncü bir kişiyi hemen bulmak zorundayız. Çünkü o bugüne kadar yalancılık alışkanlığını benim üzerimde tatmin ediyordu. Ben de ona yalanlar söyleyerek rahatlıyordum. Şimdi birbirimize karşı mecburen daha dürüst olmak zorundayız. Kendimize seçeceğimiz yeni yalan hedefinin hayatının hayli zor geçeceğini sanıyorum.

- Ekran başında pizza partileri tekrar keyifli olmaya başlayacak. Bundan böyle bana gazeteler, haberler gibi absürd konulardan bahsederek partide keyfimi kaçıramayacak. İkimiz de seyrettiğimiz filme ve pizzaya konsantre olacağız.

- Hürriyet gazetesinde yıllardır var olan büyük boşluk artık dolabilecek. Yıllardır penis yazıları da yazan bir yazara büyük ihtiyaçları vardı. Şimdi belki Ertuğrul Özkök arada bir penis yazıları yazarak bu büyük boşluğu doldurur. 

- Nihayet 'Acaba Ertuğrul Özkök gidiyor mu?' konulu bir tartışma olmadan milletçe bir yıl yaşamayı becereceğiz. Bunu 20 yıldır hayli özlemiştik. Bu sefer de 2010 yılından itibaren 'Acaba Ertuğrul Özkök geliyor mu?' tartışması geleneği başlayacak. 'Geliyor mu?' tartışmasını da 'Gidiyor mu?' tartışmasını da yapanların aynı insanlar olması dikkat çekecek.

Kadınlar hakkında keyifli bir sohbet ederken onu gazeteden bir kişi arayıp ıcığın cıcığı bir haber ile ilgili görüş istemeyecek. Sohbetlerimiz artık bu tür saçma konularla bölünmeyecek. Kadınlar konusuna yoğun ve derin bir şekilde konsantre olacağız. Bu da kadınlar açısından travmatik bir gelişme olacak. O 'Galiba artık yayın yönetmeni olmadığım için bana yüz vermiyorlar' diyecek. Ben ise 'Benim için bir şey fark etmiyor. Bana ben yayın yönetmeniyken de yüz vermiyorlardı. Hayatımda değişen bir şey yok' cevabını vereceğim. Onun bu gerçeğe alışması zaman alabilir. Ne yapayım; başa gelen çekilir. Artık katlanacağım bir süre bu tür şikayetlere, bunalımlara. Umarım yakında alışır hayatın gerçeklerine.

BU PERDELİK SON SÖZÜM
Bunu bir defa olsun mutlaka söylemek zorundayım. Burada olsa daha iyi olur. Yüz yüze duygusallıklardan hoşlanmam.

Ertuğrul Abi; başladığımız günden bu yana bana gösterdiğin arkadaşlık, mesleki yardım, bana açtığın cesur yollar ve bana verdiğin ufuk için çok, çok  müteşekkirim. Yıllar içinde seni kırmış isem özür diliyorum. 

İkimizin de elimizde yazı gücümüz var. Arkadaşlığımız ise daha güçlenerek sürecek. Benim için tek önemli olan şey bu. Gerisi ise teferruattan ibaret.

Yazının özgün haline bu linkten ulaşabilirsiniz...

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Time dergisinden Filistin kapağı!
ABD'den ateşkes açıklaması: Anlaşmaya varamadık!