Eşkiyayı, evliyalaştıran eğitim sistemi

"Tasavvufi terbiyede nasıl bir pedagojik boyut vardı ki, evvelce 'eşkıya' olarak nam salmış kimi isimleri dahi 'evliya'lara dönüştürebildi?" Sorunun cevabı bu kitapta:

Eşkiyayı, evliyalaştıran eğitim sistemi
Eşkiyayı, evliyalaştıran eğitim sistemi
GİRİŞ 27.04.2012 16:00 GÜNCELLEME 27.04.2012 16:00

"İslami mirasın göz kamaştırıcı tecrübelerinden biri olarak tasavvuf, asırlar boyu sürdürdüğü hizmetlerle sayısız kamil insan yetiştirdi? Peki, bunu hangi metodlarla başardı? Tasavvufi terbiyede nasıl bir pedagojik boyut vardı ki, evvelce 'eşkıya' olarak nam salmış kimi isimleri dahi 'evliya'lara dönüştürebildi?"

Şakir Gözütok'un Nesil Yayınlarından neşredilen "Sufi Pedagojisi" adlı eseri, bu soruların cevabını araştırıyor.

Tasavvuf eğitiminin hangi özelliklere sahip olduğu, insanı nasıl kemale erdirdiği ve günümüz eğitim sistemlerinin kullanıldığı gibi sorulara titiz bir araştırma ve doyurucu bir muhtevayla cevap getiriyor.

Peki bunu nasıl başarıyor? İşte bu sorunun cevabı da Nesil Yayınları Genel Yayın Danışmanı Metin Karabaşoğlu'nun sunuş yazısında.

Sizi o yazı ile başbaşa bırakıyoruz:

"GÜNEŞİN BATTIĞI DİYARDA olmakla birlikte kendisini dünyanın merkezine yerleştiren Batı, benmerkezli bir zaman, tarih, insan ve toplum anlayışıyla çıkar karşımıza. Bu minvalde, temelleri çağlar öncesine uzanan birçok disiplini sadece Batının hakim olduğu modern zamanlara hapsettiği gibi, tarihi de 'Batı-merkezli' olarak sunar.

Mesela, Batıda yazılmış bilim tarihi veya düşünce tarihi kitaplarına baktığımızda, Îslâmî birikim ve miras bu alandaki kitapların olmazsa olmazı olduğu halde ya görmezden gelinir yahut paranteze alınıp geçilir.

Aynı şekilde, sanki modern Batılı anlamıyla psikoloji yokken insanı, sosyoloji yokken toplumları tanımak neredeyse mümkün değilmiş gibi bir izlenim bırakır zihinlerde. Yine modern Batılı anlamıyla psikiyatri henüz ortada yokken, insanlar ruhsal veya manevî sorunlarıyla öylece kalakaldıkları gibi bir kanaat uyandırır.

Halbuki, ışık doğudan gelir. Batıda insanlık adına işe yarar, ruha temas eder, kalbe dokunur bir şeyler varsa, bunda Doğudan gelen vahiy nurunun mutlaka hissesi vardır. Işığın kaynağı, Batı değildir. Batı sözkonusu olduğunda, olsa olsa, yetersiz ve hatta bazen saptırıcı bir yansıtıcılıktan söz edilebilir.

Bütün bu sözleri niye söyledik? Batıda geliştirilmiş bu 'Batı-merkezli' tarih, insan ve toplum görüşü, Batılı olmayan dünyadaki zihinleri dahi etkisi altına almış durumda da, onun için... Bir aile problemi, sevdiği birinin beklenmedik kaybı, boşluk hissi ve benzeri yığınla psikolojik sorun sadece modern zamanlarda ve sadece Batıda yaşanmadı halbuki. Aynı şekilde, doğan çocukların nasıl bir eğitimden geçeceği, dahası çocukluk ve belki gençlik dönemlerini âdeta yontulmamış' halde geçirmiş kimi insanların hayatlarının daha sonraki dö¬nemlerinde nasıl 'terbiye edileceği' gibi konular, çok daha önceki zamanların da konusuydu.

Sufi PedagojisiVe işte bu noktada, Müslüman dünya, vahiy nurunun ışığında metodları ve kurumlarıyla bütün insanlık için yol gösterici bir örnek ortaya koydu. İslâmî mirasın göz kamaştırıcı tecrübelerinden biri olarak tasavvufun hem psikoloji, hem pedagoji alanında ortaya koydukları, bunun bir delili olarak karşımızda duruyor.

Peki, bu nasıl oldu? Bugünkü anlamıyla bir bilim dalı olarak sistematize edilmemesine karşılık, tasavvuf tecrübesi, insanların anlam arayışına, boşluk hissine, travmalara, hatta kişilik bozukluklarına nasıl bir cevap ve tedavi sunabildi? Aynı şekilde, nasıl oldu da, tasavvufî terbiyenin içinde evvelce 'eşkıya' olarak nam salmış kimi isimler dahi evliyaya dönüşebildiler? Tasavvufî metod nasıl bir terbiye edici güç içeriyordu ki, kükremiş aslan durumundaki kimi nefisleri bile hakikat karşısında uysal bir kediye dönüştürebildi?

Îslâmî mirasın bugünün dünyasında bütün insanlığa yol gösterebilmesi için, cevaplanmayı hâlâ daha bekleyen bu ve benzeri nice sorular mevcut.

Bu kitap, bu noktada, mütevazı ama çok önemli bir katkıda bulunma hedefiyle yola çıkıyor. Ömrünü eğitim bilimine, özelde 'dinî eğitime adamış bir isim olarak Doç. Dr. Şakir Gözütok, tasavvufî tecrübeyi pedagojinin metodları ve imkânları çerçevesinde bir değerlendirmeye tâbi tutuyor. Ve böylece, bugün de, çocuk-genç, ergen-yetişkin, erkek-kadın demeden her yaştan ve her cinsten insan için tasavvufun sağladığı pedagojik ufka zihinlerimizi yöneltiyor.

Kitabın sayfaları arasında, özellikle de, giriş ve hazırlık bölümlerinden sonra münhasıran bu konuya eğilen üçüncü ve dördüncü bölümlere bakıldığında, Sûfi Pedagojisinin tasavvufta şahsiyet eğitimini anlatırken bize kazandırdığı yöntem, vizyon ve ufuk, herhalde, daha açık bir şekilde ortaya çıkacaktır. Doç. Dr. Gözütok, bu eğitimin öğretim' suretinde nasıl kurumlaştığına dair son bölümle de, bize ilave bir bakış açısı daha kazandırıyor.

Doç. Dr. Şakir Gözütok'a, Batı ve modernite merkezli bir at gözlüğüne mahkûm edilmiş bugünün insanları için, İslâmî birikimin içinden süzüp sunduğu bu çerçeve için gönül dolusu teşekkür ediyorum"

(Haber 7)

Kitapla ilgili teknik bilgiler ve internet üzerinden sipariş şartlarını görmek için bu linki kullanabilirsiniz

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Seçime 2 gün kala Milli Görüş Platformu'ndan 'İslambol' çağrısı: Bütün ümmet sevinecek
İsmail Kartal ve futbolculardan, 'Ligden çekilme' önerisine flaş cevap!