Bu da oldu! Polisi, bakanını takibe almış

Türkiye'deki telefon dinleme skandalına bir yenisi daha eklendi. Polis, Beşir Atalay'ı özel kalem müdürü aracılığıyla dinlemiş.

Bu da oldu! Polisi, bakanını takibe almış
Bu da oldu! Polisi, bakanını takibe almış
GİRİŞ 05.01.2015 09:42 GÜNCELLEME 05.01.2015 09:42
Bu Habere 5 Yorum Yapılmış

Ankara’daki telekulak soruşturmasında AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay’ın İçişleri Bakanlığı yaptığı dönemde Özel Kalem Müdürü olan Neşat Kırcalı’nın telefonlarının, İBDA-C üyeliği ve organize suç örgütü gerekçesiyle Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’nca sahte isimle dinlendiği tespit edildi.

Ankara merkezli yürütülen telekulak soruşturmasında önemli bir ayrıntı daha ortaya çıktı.  Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay’ın İçişleri Bakanı olduğu 2008 yılında tüm görüşme trafiğini yöneten Özel Kalem Müdürü Neşat Kırcalı’nın telefonlarının, İBDA-C üyeliği ve organize suç örgütü bahanesiyle sahte isim üzerinden dinlendiği belgelendi. Soruşturmada ayrıca, 2007-2010 arası Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nden sahte isim ve örgütler üzerinden alınan dinleme kararları ile Başbakanlık, Sanayi Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı müşavir ve müsteşarlarının da dinlendiği tespit edildi.

Başında o dönem Ramazan Akyürek’in bulunduğu Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı, bağlı bulunduğu İçişleri Bakanlığı’nın özel kalem müdürü Neşat Kırcalı ve Başbakanlık Müşaviri Filiz Özkan için ilk olarak 31 Ocak 2008’de Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak dinleme izni istedi.  Filiz Özkan ve Neşat Kırcalı için dinleme başvuruları isim verilmeden yapıldı. Dinlenecek kişilerin İBDA-C terör örgütü üyesi oldukları belirtildi. Mahkeme de dinleme izinlerini verdi. Polis iki önemli ismi bir süre takibe aldı.
Emniyet İstihbarat 7 Ağustos 2008’de bir kez daha Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Hedefte yine Neşat Kırcalı’ vardı. Kırcalı’nın telefon numarası Nurettin Yalçın isimli bir organize suç örgütü üyesine ait gibi gösterildi. Aynı örgüte üye oldukları gerekçesiyle Başbakanlık Başmüşaviri Ömer Kayır için Mehmet Taner adıyla, dönemin Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdür Yardımcısı Faruk Özçelik için Mehmet Döngül adıyla, DTP Personel Daire Başkanı Yusuf Özer için de Ethem Özşeker adıyla dinleme talep edildi. Mahkeme bu kararları da onayladı. 

Bakanlık bürokratlarını yakından izlemişler

O dönem Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nden sahte isimlerle şu kişilere dinleme izinleri alındığı ortaya çıktı: 

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Daire Başkanı Ahmet Uslu, 16 Temmuz 2007’de Osman Ünal sahte ismi ile İBDA-C örgütü üyesi olarak dinlendi. 

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı müşaviri Mustafa Can, 3 Ağustos 2008’de alınan mahkeme kararı ile Organize suç örgütü üyesi olarak dinlendi. 

Sanayi Bakanlığı müşavirlerinden Mustafa Hilmi Çolakoğlu, 9 Mart 2009’da Mehmet Baş sahte ismi ile organize suç örgütü üyesi olarak dinlendi. 

Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdür Yardımcısı ve Adalet Bakanı Müsteşar Yardımcısı Yüksel Kocaman 3 Mart 2008’de İBDA-C örgütü üyesi olduğu iddiasıyla dinlendi. 

Başbakanlık personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü Müfettiş Yardımcısı Adnan Ertem, Adnan Yılmaz sahte ismi ile 16 Temmuz 2008’de Hizb-üt Tahrir örgütü üyesi olarak dinlendi. 
Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Hüsnü Özer, 16 Temmuz 2008’de Hizb-üt Tahrir örgütü üyesi Hüsnü Şen adıyla dinlendi. 

Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çolak, 16 Temmuz 2008’de Hizb-üt Tahrir örgütü üyesi olduğu iddiasıyla dinlendi. 

Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı ve SGK Başkanı Muhammet Emin Zararsız, 16 Temmuz 2008’de Hizb-üt Tahrir örgütü üyesi Emin Yılmaz ismiyle dinlendi.  

Milli Eğitim Bakanlığı müsteşar yardımcısı Abdussamet Arslan, 1 Nisan 2009’da Mustafa Bağdat sahte ismi ile Hizbullah örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle dinlendi. 

Başbakanlık Müşaviri Tuncer Kayalar 15 Ocak 2009’da Organize Suç örgütü üyesi Ahmet Yıldırım adına alınan kararla dinlendi.

KAYNAK: HÜRRİYET
YORUMLAR 5
  • Abdullah M.Oflaz 9 yıl önce Şikayet Et
    şöylede bakılabilir..kanunsuz dinlenmişse suçtur.suçlular cezalandırılsın fakat kanuni dinlenip dinlemelerde suç unsuruna rastlanmışsa suçu işleyenler de cezalandırılsın..kimse ayrıcalıklı değil ki!kısaca ortada suç varsa dinleyen paralel diye aklanmış olmaz.
    Cevapla
  • can eker 9 yıl önce Şikayet Et
    Size yürekten katılıyorum, lakin bu dinlemeler dikkat edecek olursanız (EĞER DOĞRU İSE) değişik örgütlere serpiştirilmiş dinlemeler yani bunları dinleyen kişiler suç unsuru bulmak için dinlememiş bilgi edinmek için dinlemiş gibi duruyor.
    Cevapla
  • TEOMAN BEY 9 yıl önce Şikayet Et
    soruyu şöyle sormak lazım. acaba bakan ve bakan müsteşşarlarını dinleyerek hangi devlet ihale ve projelerinden haberleri oldu. daha ihaleler olmadan ne tür hazırlıklar yapıldı, bu bilgi hangi kurum yada kişilere ne tür pazarlıklarla satıldı. bu haksız rekabet - haksız kazanç ve kul hakkı yemek değil mi? "hiç bir şey olamazsan polisde mi olamazsın" diyen zihniyet bundan ne kadar ve nasıl rant elde etti. hukuk sistemine darbe, basına darbe diyen zihniyet özgürlüğün mü yoksa bu rantın mı peşinde?
    Cevapla
  • can eker 9 yıl önce Şikayet Et
    Roma'yı bilmem ama Türkiye Cumhuriyeti'nin ocağına incir ağacı dikmişler gibi geliyor.
    Cevapla
  • Abdullah İLKCEMRE 9 yıl önce Şikayet Et
    Yav He He, Romayı da bunlar yakmış...
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Bakan Şimşek'ten kamuda tasarruf açıklaması
Hamas'tan ateşkes açıklaması: Kapıyı kapatmadık