"Türkiye üçüncü dünya ülkesi değil"

Akdoğan, partisinin Yozgat'ın Sorgun ilçesinde Seçim İrtibat Bürosu'nu ziyaret etti. Akdoğan, burada yaptığı konuşmada, AK Parti'nin mitinglerinin geçen seçimlere oranla çok daha fazla kalabalık olduğunu, bunun da milletin AK Parti'ye duyduğu güvenden kaynaklandığını söyledi.

Yozgatlıların da her zaman AK Parti'ye sahip çıktığını ifade eden Akdoğan, "2007  seçimlerinde yaşananlarla bugün yaşananlar aslında birbirine çok benziyor. 2007'de ne olmuştu. 'AK Parti Cumhurbaşkanını seçemez' demişlerdi. Sokaklar hareketlendirildi. AK Parti karşısındaki partiler Anavatan Partisi ve Demokrat Parti bir araya getirilmeye çalışıldı. Milletvekillerini meclise sokmadılar. Partimize kapatma davası açıldı. Bugün de AK Parti Cumhurbaşkanı seçmesin istiyorlar. Bugün de sokaklar hareketlendirilmeye çalışılıyor. Bugünde partiler arası ittifaklar yapılıyor" diye konuştu.

Akdoğan, AK Parti iktidarının çetelerle, mafyayla, karanlık odaklarla, darbecilerle büyük bir mücadele verdiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:

"Bu mücadeleyi biz verdik. Bu sorunun muhatabı, mağduru bizdik. Darbecilerin yok etmeye çalıştığı bizdik. Onun için bu davalara müdahil olduk. Ergenekon davası konusunda AK Parti iktidarının pozisyonu değişmemiştir. Hatırlanırsa, benim bir sözüm üzerine tartışma başladı. Milli ordumuza, milli bankamıza, Milli İstihbarat Teşkilatımıza kumpas kuruldu dedim. Bu sorun şunu anlatıyor. Bu süreçte gelinen nokta kumpastır. Ne kadar katakulli, tezgah, fırıldak, tertip, yalan, iftira ne varsa işte görüyoruz. 17 Aralık sürecinde bunları yaşadık. Bu sürecin ruhunu anlatan kelime gerçekten kumpastır. Ergenekon meselesini ben kastetmedim. Kamu vicdanında soru işaretleri var. Yaşın yanında kuru da yanıyor, sapla saman karıştırılıyor. Uydurma delillerle bir sürü insan cezaevine doldurulmuş. Biz intikam peşinde değiliz, adalet peşindeyiz."

"Son tahliyeler beraat etmek değildir"

Ortada suç ve suçluların olduğunu belirten Akdoğan, "Onları cezalandıracaksın. Kim suçluysa ona cezasını vermektir adalet. Önüne gelen herkesi içeriye doldurmak, abartılı cezalarla onları yok etmeye çalışmak değildir. Bu yüzden Ergenekon meselesinde bizim pozisyonumuz aynıdır, değişmemiştir. Bu son tahliyeler beraat etmek değildir. Bunlar beraat etmedi. Tahliye edildi. Bu tahliyeler de bize fatura edilmek isteniyor. Oysa tahliye sebebi Anayasa Mahkemesinin verdiği bir karardı. Siz adama ceza vermişsiniz, gerekçeli kararı yazmamışsınız. Arkasından 7 ay geçmiş, hala gerekçeli karar yazılmamış, tutuklu yargılanmalar devam ediyor. Anayasa Mahkemesi de dedi ki, burada kişi haklarına bir şey var, bir mağduriyet üretmişsiniz. Bunun üzerine bu tahliyeler yaşandı" diye konuştu.

Twitter'a tedbir amaçlı erişim engeli

Twitter'in kapatılmadığını, sadece tedbir amaçlı erişimin engellendiğini belirten Akdoğan, "Arkadaşlar şu anda twitter kullanılıyor. Demek ki kapatılan bir şey yok. Yasaklanan bir şey yok. Bir engelleme var. Nedir o engelleme. Vatandaş bir hanımefendiyle ilgili uydurma bir hesap açmış. İçine pornografik görüntüler koymuş. Bir başka şahısla ilgili yine sahte hesaplar açılmış ve kişilik haklarına saldırıyor. Vatandaş ne yapacak, silahı doğrultup adamı vuracak hali yok. Gidip dava açacak" diye konuştu.

"Biz kabadayılık falan anlamayız"

Twitter'in mahkeme kararını dinlemediğini belirten Akdoğan şöyle devam etti:

"Vatandaş dava açmış, 3-4 mahkeme de karar vermiş. 'Bu hesaplar kapatılmalı' diye. Bakanlık veya TİB ne yapmış, bunu göndermiş twitter'a, Amerika'ya. Adamlar hiç tınlamamışlar. Yani ortada Türkiye Cumhuriyeti'ni tanımayan, muhatap kabul etmeyen, Türkiye Cumhuriyeti hukukunu, mahkemelerini tanımayan, kişi hak ve özgürlüklerini kale almayan bir şirket var. Tek tek biz de hesapları kapatamadığımız için, hepsine erişimi engelledik. Biz de diyoruz ki, mahkeme kararlarını nasıl Amerika'da uyguluyorsan, Türkiye'de de uygulayacaksın. Türkiye üçüncü dünya ülkesi değil. Biz kabadayılık falan anlamayız. Biz bütün dünya üzerimize geldi, eyvallah etmedik, böyle bir şirkete de eyvallah edecek halimiz yok. Böyle bir olay yaşanınca da birileri gelip bizleri eleştiriyor. Arkadaş, sen kendi ülkeni eleştireceğine, git elin şirketini eleştir. Senin ailene, yakınlarına böyle bir şeyler yapılsın görelim. O zaman neler oluyor."