Kıraç: Bir daha dünyaya gelmek istemem

İki yıl aradan sonra 'Derindekiler' adlı ilk üç boyutlu albümünü çıkaran Rock müziğin dev sesi Kıraç, bir daha dünyaya gelmek istemediğini açıkladı.

Kıraç: Bir daha dünyaya gelmek istemem
Kıraç: Bir daha dünyaya gelmek istemem
GİRİŞ 17.12.2011 15:05 GÜNCELLEME 17.12.2011 15:05
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Sibel Ateş Yengin'in röportajı

Kıraç, iki yıl aradan sonra 'Derindekiler' adlı ilk üç boyutlu albümünü çıkardı. 'Hem dinlenecek hem de izlenecek bir çalışma yaptık' diyen Kıraç'ın albümünde üç boyutlu görüntülerden oluşan bir de DVD var.

Kıraç, bir yandan yeni çalışmasını anlatıyor, bir yandan müziğin fast-food bir hale büründüğünden yakınıyor. Şarkıcı, müziğin ve dinleyicisinin kendisi için çok değerli olduğunu vurguluyor. 'Dinleyicinin ödeyeceği paranın hakkını verdik' dediği 'Derindekiler' albümüyle eski sıcaklığı yakalamak istediğini de söyleyen Kıraç, 'Kafamdaki müzik sustuğunda tuhaf olurum' diyor.

- 'Derindekiler' adını neden koydunuz albüme?
Yüzeyselliğe bir tepki olarak bu adı koydum. Zaten müziğimle her zaman bunu yapmaya çalıştım.
- İlk kez denenen üç boyutlu albümünüzü anlatır mısınız?
Albümümüzün içindeki DVD'de iki ve üç boyutlu görüntüler İngilizce, Almanca, Çince, Arapça, Farsça, Korece alt yazı seçenekleriyle var.  Bu dilleri konuşan insanlar da albümleri alıyor. Üç boyutlu çektiğimiz görüntüler en yüksek kalitede izlenecek. Hem dinlenecek hem de izlenecek bir albüm oldu. İki sene bekledik ama sürprizle çıktık.
- Nasıl bir albüm oldu?
Bu albüm için saund'u daha yumuşak olsun ama hala rock olsun diye uğraşlarımız oldu. 1970 yılı yapımı bir davul getirttik Almanya'dan. Dünyada da aslında hala eski mikrofonlar, eski müzik aletleri tercih edilir. Bu davulun yenileri de var ama dünyada şu an modern kayıtlarda bile bu davullar kullanılıyor. Albümde aynı anda çalıp kayıt yaptık.
- Albüm sürecinde ruh haliniz nasıl olur? Neşeli, tedirgin, karamsar...
Hepsinden bir parça var. Daha çok düşünceli oluyorum. Şarkıları oluştururken genelde gece saatleri ve sabahın ilk ışıkları çok etkili oluyor.
- Dinleyicinin bu albümden ne anlamasını istersiniz?
Müziğin daha değerli olduğunu anlamalarını isterim. Müzik çok değerli ve çok zordur. Biz de değerli bir şey ürettik, içime sindi.

DÜNYA BİR CEZA YERİ

- Aklınızda şarkı sözleri sürekli uçuşur mu?
Melodiler uçuşur. Benim kafamda hep şarkı vardır. Sürekli müzik çalar, o sustuğu zaman tuhaf olurum, teklerim yani. Yaşadığım her şey yazmamı tetikleyebiliyor. 
- Daha önceki bir röportajınızda bu dünyanın insanlara bir ceza olduğunu söylüyorsunuz. Bu evrende ruhunuz çok mu acı çekiyor?
Dünyada reankarnasyon tartışması var ama ben bir daha dünyaya gelmek istemem. Bir daha gerçekten bu dünyayla işim olmaz. Şu anki tercihim bu yönde. Dünyanın gerçekten bir sürgün ve bir ceza yeri olduğunu düşünüyorum. Zaten sürgün yeri olduğu açık.  Bu saatten sonra bunu olduğundan farklı kabul etmem zor. Ben de güncel hayatımda lezzetlerin keyfini çıkarmayı çok seven biriyim. Böyle şeyler söylediğimde karamsar olduğum düşünülüyor ama değilim.
- Neden böyle hissediyorsunuz?
Bilincim dünyanın korkunç bir yer olduğunu söylüyor. Çok yorucu.
- Bir an önce şu dünya denen şeyi bırakmak istiyorum da demişsiniz. Öte dünyaya geçmekten korkmuyor musunuz?
Öteki dünyanın olduğuna inanıyorum. Hıristiyan'ı, Yahudi'si, Müslüman'ı kutsal kitaplarda bunun böyle olduğunu bilir. Bilinmezlik her zaman korkutur ama bildiğimiz bir şey var ki hepimiz ölüyoruz. Ölmeyen bir yaratık var mı? Güneş de yok olacak. Bunun adı karamsarlık değil, gerçek. Bu düşünce insanı feraha ve mutluluğa sürüklüyor.
- Eşinizle bu düşüncelerinizi paylaştığınızda 'Beni çabuk mu terk etmek istiyorsun' diye alınganlık göstermiyor mu?
Eşimin böyle bir şey söylediği yok. İnanç meselesi bu. Sadece hayata dair derin fikirlerim bunlardır. Karamsar değilim. Ben de keyif alıyorum.

ERKEKLER SAFTIR

- Sizi tuhaf buluyorlar mı?
Bazen öyleymiş gibi geliyor. Mutsuz diyorlar, mutsuz değilim sadece gerçekleri görüyorum. Modern toplum, bir harala gürele içinde makarnanın ağaçta yetiştiğini, kasaplar da satılan etin de bitki olduğunu sanıyor. Hayatı marketlerden, büyük şehirlerden ibaret sanıyor. Kırsaldakiler de buna özeniyor. Şehirde yaşayan birçok insan da kırsala kaçsam da, bahçeli evim olsa diyor. Garip bir tuhaflık yıllardır gidiyor. Gerçeklerin farkına varırsak birbirimizle daha sıcak ilişkiler kurarız.
- Kız çocuğunuz olunca kadınlara karşı davranışlarınız değişti mi? Belki eskiden kadınlara daha hoyrat davranıyordunuz...
Bu bir kadın bakış açısı, erkekler böyle bakmaz. Erkekler maceracıdır, çocuktur, saftır. Kadınlar kadar planlı olmazlar. Kadınlar bu konuda erkeklerden ilerdedir.
- Kadınlar şeytan, erkekler de mazlum mu?
Ben böyle bir şey demedim. Sert konuşurum ama kadının kadın, erkeğin de erkek olmasından dolayı ne eleştiririm ne överim. Dünyanın en salakça tartışmasının da bu olduğunu düşünürüm. Kadınlar daha kuralcı ve planlıdır. Erkekler daha romantiktir. Kadın kadın olarak doğmuştur buna kendisi karar vermemiştir. Bu onun ne başarısı ne de başarısızlığıdır. İnsan olarak ya başarılı ya da başarısızsınızdır.

Ülkem ve insanlık adına kaygılıyım

- Mutlu musunuz?
Huzurluyum. Allah bana sevdiğim işten para kazanma şansı verdi. Yeteri kadar mal verdi şükürler olsun. Ama ülkem ve insanlık adına mutsuzum. Dünya adına korkunç kaygılıyım. Kızım iki buçuk yaşında ve ona iğrenç bir dünya bırakıyoruz.

- Eski günlere karşı da bir özlem duyar mısınız?
Özlem duymam. Hoş anılarımı hatırlarım. Geçmişte yaşamak isteyen biri değilim. Çocukluğumu özlüyorum tabii ki. İnsan ilişkilerini, televizyonsuz odaların içindeki sohbetleri özlüyorum. İnsanların birbirinin yüzüne baktığı ve televizyon sesinin asla duyulmadığı günleri özlüyorum.

Akşam / Cumartesi

YORUMLAR 1
  • Ismail Yildiz 12 yıl önce Şikayet Et
    kendi elinde olmadigini anlamak yerine. dünyaya gelmek istemem diyor.. zaten hic bir insan dünyaya bir daha gelmeyecek.. merak etmesin... ancak bu sekilde genclige yanlis örnek bari olma...
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Meteoroloji'den 35 ile son dakika uyarısı: Dikkatli ve tedbirli olun!
Gece kulübü yangını ve teleferik kazası için Meclis komisyonu kurulacak mı?