Özleyiş Topbaş: Başkanlık aklımızdan geçmemişti

İstanbul gibi metropolü iki dönemdir yöneten Kadir Topbaş'ın başarısının arkasında eşi Özleyiş Hanım'ın da payı büyük. Özleyiş Topbaş çok iyi bir eş, anne ve aynı zamanda tam donanımlı bir yardımsever... Özleyiş hanımla uzunca bir söyleşi yaptık...

Özleyiş Topbaş: Başkanlık aklımızdan geçmemişti
Özleyiş Topbaş: Başkanlık aklımızdan geçmemişti
GİRİŞ 24.05.2012 09:18 GÜNCELLEME 25.05.2012 00:18
Bu Habere 3 Yorum Yapılmış

Nursel Tozkoporan'ın röportajı

Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır. Siz de böyle mi düşünüyorsunuz?

Bence çok doğru bir söz… Çünkü bir erkeğin başarılı olabilmesi için önce yuvasında huzuru olmalı, rahat olmalı. Bunu da sağlayan kadındır.  

Peki, Kadir Bey’in başarısında sizin yeriniz nedir?
Ev hayatındaki huzuru olduğunu düşünüyorum. Bunun yanı sıra sosyal çalışmalarla O’na verdiğim destek sayesinde muhakkak ki olumlu katkılarım oluyor. En önemlisi tabiki çocuklar… Onlar büyürken baba çok yoğunsa anneye daha çok görev düşüyor. Ben de bunun eksikliğini hiçbir zaman hissettirmemeye çalıştım ki bunu da başardım zannediyorum.

Siyasetçi eşi olmak nasıl bir şeydir?
Kolay bir şey değil aslında. Eşiniz siyasetin içinde olduğu için vaktinin büyük bir kısmını bu çalışmalarla geçiriyor. Hayatınızda her şey sizin istediğiniz doğrultuda olmuyor. Bunun için özverili olmak gerekiyor. Evdeki problemleri çoğunlukla eşlerin çözmesi gerekiyor. Çocuklar büyürken tabi ki siyasetçi olan beyler de ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar ama yeri geldiğinde yetişemedikleri oluyor. Böyle bir durumda annenin bu eksiği kapatması ve çocuklara yansıtmaması gerekiyor.

BAŞKANLIK AKLIMIZIN UCUNDAN GEÇMEDİ

Hayat belki biraz daha zorlaşıyor?
Zorlaştı da… Hayatınızı istediğiniz gibi planlayamıyorsunuz. Hatta özel kaleminden randevu alarak programlarınızı hayata geçiriyorsunuz. Ama İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmak eşim için de, onun eşi olarak benim için de çok onurlu bir görev. Eşim Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmadan önce bizimle konuştu. Yani aile birliği ile verilmiş bir karar bu...            

Böyle bir hayaliniz var mıydı?
Kesinlikle yoktu. Eşimin de, benim de aklımızın ucundan geçmedi.   

Gerçekten hiç düşünmediniz mi bir gün İstanbul’u yönetmeyi?
Çok enteresan ama hiç düşünmedik.                                                                                 

KONUTUN BÜTÜN TADİLATINI KADİR BEY YAPTI

Peki, nasıl oldu belediye başkanlığı adaylığı?
Başbakanımızın teklifiyle oldu. Böyle bir konum için önce söylenir sonra kişi bunu arzu ederse yola çıkar. Büyükşehir seçimleri gelince teşkilat içerisinde eşimin adı geçti ve böyle bir eğilim olduğu ortaya çıktı. Kısacası Ak Parti teşkilatının teveccühü ile oldu.

Çok enteresan başka bir şey söyleyeceğim, şu andaki başkanlık konutunun bütün tadilatını eşim yaptı. Başbakanımız o zaman belediye başkanıydı. Hidiv Kasrı’ndan tutun birçok yenilemeleri de o zaman eşim yapmıştı. Onların oturması için konutun her şeyi ile ilgilendi. Aklının ucundan bile geçmezdi ki ben gidip orada oturacağım.

Nereden nereye değil mi?
Başbakanımız ve ailesinin oturabilmesi için yaptık. Zaten devamlı gelip oturmuyorlardı ama geldikleri zaman rahat etsinler diye düşündük. Düzenlemeyi eşim yaptı, bütün tadilat detaylarıyla da ben ilgilendim.    

Sonra da kendi zevkinize göre düzenlediğiniz konuta oturdunuz…
Rabbim kısmet etmiş. Aklımızdan bile geçmemişti oysa.
                                                                               
Aklınızdan geçse bile bunda bir tuhaflık yok… Böyle güzel bir şehre başkanlık yapmak kim istemez?
Çok onurlu bir hizmet... Hakikaten İstanbul’u hepimiz çok seviyoruz. Eşim belediye başkanı olduktan sonra İstanbul’a bakışımız bile değişti. Nerede ne düzeltilir, ne yapmalı, ne yapılırsa daha güzel olur diye bakıyoruz.

http://image.haber7.com/haber/haber7/archive/4jpg_h229.jpg

KASIMPAŞA DOĞUMLUYUM


Kaç yıldır İstanbul’dasınız?
İstanbul doğumluyum. Kasımpaşa…

Kadir Bey?
Artvin’de doğmuş ama birkaç aylıkken İstanbul’a gelmiş. Daha doğrusu yaz tatilinde annesi tatile gittiğinde orada doğuyor ama İstanbul’da yaşıyorlar.                                                                                   

Kadir bey için siz mi, İstanbul mu öncelikli?
Kendisine sorulduğu zaman, İstanbul benim hayatım, siz de o hayatın içindesiniz diye espri yapar. Bunu kendisine sormak lazım bence...

Peki, İstanbul’u kıskanıyor musunuz?
Hayır tabii ki… Bu bir görev. Ama bu görev özveri istiyor ve biz de onu yapıyoruz.  Eşim gerçekten hassas bir insandır. Ne kadar yoğun olsa yine de değer verdiğini hissettirir.

İstanbul’un sorunları üzerine ya da yapılan hizmetlerle ilgili fikir alış verişinde bulunuyor musunuz?
Çok yoğun bir temponun içerisinde. Eve geldiği zaman da tamamıyla sorunlarla ilgili konuşmuyoruz. Yeri geldiği zaman sosyal çalışmalarla ilgili fikir paylaşımlarımız oluyor. Yapılan çalışmalarla ilgili benim de sorduğum şeyler oluyor. Çünkü sosyal çalışmaları hakikaten çok yakından takip ediyor. Önerdiği fikirler olabiliyor.  

Peki, eleştirir misiniz, hesap sorar mısınız?
Hesap soruyorum demeyim ama bir yerde bir hata varsa, yanlışlık varsa bunu kendisine bildirdiğim gibi özel kalemine de birçok kere bildirdim. Hayatın içerisinde bazen çok farklı şeylerle karşılaşabiliyorsunuz. Size yanlış olarak görünen bir şey de olabiliyor. Bazen öyle oluyor ki onun ne olduğunu izah ediyor, o zaman ben yanlış açıdan bakmışım diyebiliyorum. Veya hakikaten gözden kaçmışsa iletmiş oluyorum.

KADİR BEY ÇOK TİTİZ, İSTEDİĞİ ANINDA OLSUN İSTER

Kadir Bey’in sizi için en çok etkileyen özellikleri nelerdir?
Çok prensip sahibi bir insan olduğu gibi çok da merhametli bir insandır. Bütün insanlara karşı öyledir, çok sevecendir, bize karşı çok iyi bir eş, çok iyi bir babadır.

Hiç negatif yönü yok mudur?
Titizdir. İstediği anında olsun ister. Ama 38 yıllık evlilikte zaten birbirinizin huylarını alıyorsunuz. Birbirinizi çok iyi keşfediyorsunuz. Evlilikte sevgiyi saygı ile bütünleştirdiğiniz zaman o evlilik iyi bir şekilde yürür ve birbirinize daha bir muhabbet beslersiniz. Böyle olunca da seneler geçtikçe birbirinizin huylarını çok daha iyi tanıyorsunuz ve ona göre hareket ediyorsunuz. Yoksa herkes dört dörtlük olamaz. Herkesin kusurları olabilir.

Sizler de sorun yaşamışsınızdır…
Elbette. Zaten hayatın güzellikleridir bunlar. Gün gelir fikir çatışmalarınız da olabilir veya aynı düşünceyi paylaşmadığınız zamanlar da olabilir. Ama ortak bir noktada buluşabiliyorsanız o zaman hiçbir problem yoktur.   
DÖRT AİLE AYNI EVDE OTURDUK (sayfa 2'de)


Siz yoğun ve aynı zamanda da göz önünde bir ailesiniz. Hiç yalnız kalmayı özlüyor musunuz?
Bilakis biz insanlarla birlikte olmayı seviyoruz.  Zaten biz kalabalık bir aileyiz. Dört aile aynı evde otururduk, çocuklarımız birlikte büyüdü. Dolayısıyla geniş bir aileyiz ve belirli günlerde bütün aileyi toplarız. Mesela Kadir Bey şimdi ailenin büyüğü konumunda olduğu için Ramazan’ın ilk günü bütün aile bizde toplanır. Yine Bayram sofralarında hep beraber bizde toplanırız. Rahmetli kayınpederimin geliriyle hazırlanan bayram zarfları,”dedenizden size mektup var” diye herkese dağıtılır. Bu bizim için gelenekselleşti. Enteresandır bazen eşime baş başa vakit geçirmeyi teklif ederim ama yalnız kalmayız. Mesela geçen Pazar günü baş başa yemeğe gittik. Orada bile kalktı Libya’dan gelmiş bir gruba kendini tanıttı ve onlarla sohbet etti. Sonra başka tarafa gitti onlara selam verdi, başka masadan geldiler selam verdiler. İnsanlarla olmak çok hoşuna gidiyor.

Başarının da sırlarından bir tanesinin de bu olması gerek…
Evet. İnanın Ramazan’da insanların arasında saatler geçiyor, resimler çekiliyor. Ben bazen yoruluyorum, O’nun kadar dayanamıyorum. Ama ben de sosyal çalışmaların içinde olmayı seviyorum. Kadın Koordinasyon Merkezi’nin yaptığı çalışmalar, İSMEK’lerin yaptığı çalışmalar çok hoşuma gidiyor.

İstanbul’un sizin için en güzel yeri neresi?
İstanbul’un her köşesi çok güzel… Boğaz’da olmak, Boğaz manzarasında bir yemek çok zevkli. Birinci Köprü ile caminin birlikte olduğu manzara çok güzel.  

http://image.haber7.com/haber/haber7/archive/1jpg_h629.jpgİLÇE VE BELDELERİ TEK TEK DOLAŞIRIM

Sürekli gittiğiniz belli yerleriniz var mıdır?
Bizim pek periyodik yerlerimiz olamıyor. Periyodik yaptığımız tek şey, Pazar sabahları evimizde çoluğumuz çocuğumuzla beraber saat 11’de kahvaltı yapmak. Bunun dışındakiler zaman içerisinde fırsat bulunca yapılan şeyler. Ama tabii ki köşklerimiz çok güzel yerler, severek gidiyoruz. Boğaz’da kahvaltı etmek çok hoşuma gidiyor.       

Boğaz’ın dışında yeni kurulan semtlere de gidiyor musunuz?
Eşim Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten sonra iki kere beldeleri ve ilçeleri tek tek dolaştım, bölgelerdeki teşkilatları ziyaret ettim. Oradaki kadınlarımızla beraber oldum. Bunun dışında da ekiplerle birlikte aile ziyaretlerine devam ediyoruz. İstanbul doğumluyum ama sınırlarının bu kadar geniş olduğunu bu ziyaretlerimle anladım.

İstanbul’un dışında başka bir şehirde yaşamak zorunda kalsanız neresi olur?
 Hiç düşünmedim. Hayat neyi gösterir onu bilmem ama benim tercihim İstanbul.  Türkiye’nin birçok yerini gördüm ama sadece görmek için güzel, yaşamak için tercihim İstanbul.

BAŞBAKANIMIZLA EŞİNİN NİŞANINDAN İTİBAREN TANIŞIYORUM

Kasımpaşa’da doğdum demiştiniz… Tayyip Bey ile oradan mı tanışıyorsunuz?

Hayır. Başbakanımızla, Emine hanımla nişanlanmalarından itibaren tanışıyorum.  

Emine Erdoğan ile arkadaş mıydınız?
Arkadaş değildik ama eşim Tayyip Erdoğan’ı tanıdığı için nişan ve düğünlerinde bulunduk. Daha sonra hayatının her döneminde zaman zaman görüştük.

Hem siyasetin içindesiniz hem de evin sorumluluğu sizin üzerinizde anladığım kadarıyla. Aynı zamanda kayınvalidesiniz. Kayınvalide olmak zor mu?
 Gelinlerinizi de kendi evladınız gibi gördüğünüz zaman zor değil. Bir kayınvalide olarak çok da zor taleplerde bulunmuyoruz. Ancak saygı ve sevgi bekliyoruz onlardan. Elimizden geldiği kadar da hayatlarını kolaylaştırmaya uğraşıyoruz. Beklediğimiz tek şey onların mutlu, huzurlu olması. Bunun için siz elinizden geleni yapıyorsunuz, onlardan da sevgi ve saygı bekliyorsunuz.

Küçük gelinim örtünerek bize sürpriz yaptı (sayfa 3'te)

KÜÇÜK GELİNİM DE ÖRTÜNDÜ 


Büyük gelininiz başörtülü, küçük gelininiz açık. Basında oldukça geniş yer aldı…
Bir yıldır o da örtülü.

Bir müdahaleniz oldu mu?

Kesinlikle. O tamamen kendi tercihiydi. Hep beraber umreye giderken kendisi örtündü. Zaten mütedeyyin bir aileden gelen birisi. Kendi arzusu ile örtündü.  Umreden döndükten sonra bir daha açılmadı. Bize de sürpriz oldu.

Biraz da çocuklarınızın evliliğinden bahsetmenizi isteyeceğim. Çocuklarınız aşk evliliği mi yaptı?
Hayır… Büyük oğlum eşini yolda gördü, beğendi. “Çok hoş, çok güzel” diye kızıma bahsetti, kim olduğunu da bilmediği için kızım da tahmin etti, buldu, sonra da görüştüler. Nasip kısmetmiş oldu. Küçük oğlumun eşi de kızımın arkadaşıydı. Yani ona da kızım aracılık yaptı.

Peki, kızınızın kendisi?
Abisi vesile oldu. Abisi kendi arkadaşının kardeşiyle tanıştırdı ve oldu.

İstediğiniz bir damat veya gelin modeli var mıydı?
Ben Rabbimden her şeyin hayırlısını diledim. Yoksa şu olsun bu olsun, şöyle olsun böyle olsun diye belirli bir standartlarım yoktu. Böylesi hayırlısıymış. Çok şükür mutluyuz.

http://image.haber7.com/haber/haber7/archive/2jpg_h241.jpgTORUNLARIMDAN BİRİNİN ADI KADİR

Kaç torununuz var?
4 torun var,  5’inci de yolda… Hepsi erkek. Birinin adı da Kadir… Oğlum eşinin hamile olduğunu öğrenince, aralarında konuşmuşlar geldi bize müjdeyi verdi. ‘Kadir’ geliyor dedi. Eşim bu konuda çok hassastır, ‘’Gelinin fikrini aldın mı?’’ diye sordu. Birlikte karar verdiklerini söyledi. Birincisi Kadir Topbaş, ikincisi de Muhammed Selim.

Torun Kadir Topbaş benziyor mu dedeye?
Oğluma daha çok benziyor. Daha sarışın ama dede gibi mavi gözlü değil. Küçük oğlan anneye benziyor. Ama kızımın küçük oğlu dedeye benziyor. Sarışın, mavi gözlü, ismi de Mehmet Akif. Büyük oğlu da Ahmet Faruk, aynen babaya benziyor.

EV USULÜ MUHALLEBİ YAPARIM

Siz Sayın Başkanımızla Sarayda tanıştınız. Muhallebi yapar mısınız?
Ev usulü yaparım. Ama Saray’ın yaptıklarını benim evde yapmam mümkün değil. Çocuklarım büyürken evde devamlı sütlaç yapardım. İki günde bir 3-4 kilo sütten sütlaç yapardım çok severlerdi, üç dört kâse yerlerdi. Çocuklarıma hiç Fast Food yedirmedim. Mesela meyve suyu yerine evde kompostolar yapardım. Bir döneme kadar çocuklarıma asitli içecekler hiç içirmedim. Şimdi de doğal beslenmeye devam ediyorlar.

EVLENECEK KIZLARIN ÇEYİZLİKLERİNİ KENDİ MAKİNEM DE DİKERDİM

Başkan eşlerinin hayır işleriyle uğraşmaları çok alışıldık bir durum. Ama sizin farkınız bu işlere daha önce başlamanız… İlk sosyal projeniz nedir?
İlk önce daha ufak çalışmalarla başladım. Evlenecek kızlara kendi makinemle çeyizliklerini dikerek, yardım ederdim. Sonra Ensar Vakfı’nın bünyesinde kadınlar kolu olarak bir oluşuma girdik. Orada, kermes hazırlıkları yapardık. Elde ettiğimiz gelirle de Anadolu’dan gelmiş fakir öğrencileri okuturduk. Onların problemleriyle ilgilenirdik. Bunlar hep ferdi çalışmalarımızdı. Vakfın bünyesinde hanımlar olarak, gönüllüler olarak yaptığımız işlerdi

DANTEL, İŞLEME YAPARIM

Kendiniz el işi yapabiliyor musunuz?

Tabi. Dantel, işleme yaparım. Mefruşat alanında da kendim dikerim. Atölyecilik işini iyi beceririm. Nakış da severim ama panolu çalışmaları daha çok severim, motifli şeylerden çok hoşlanırım. Mesela ben kendi kızımın, kız kardeşleriminki üç tane kız kardeşim var, hepsinin çeyizini kendim hazırladım, evlendirdim.                                                                   

Benimkini de hazırlar mısınız?
Tabi ki. İnşallah. Siz hiç merak etmeyin. Şu anda zaten atölyemiz çalışıyor Maşallah. Bütün çalışmalarımızı da Kadın Koordinasyon Merkezine yönlendirdim.

MERKEZİN ADINI DEĞİŞTİRME GEREĞİ DUYMADIM

Kadın Koordinasyon Merkezi ne zaman kuruldu?
1999 yılında deprem döneminde ikinci el eşyaların toparlanıp ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için Reyhan Gürtuna öncülüğünde başlamış. Daha sonra seçim dönemine doğru burası kapatılmış. Sonra biz tekrar ele aldık merkezi.

Adını neden değiştirmediniz?
Benim için önemli olan yapılan hizmetti. Yani bir başkası başlatmış, şöyle olmuş böyle olmuş ben bunlara takılmıyorum. Kadın Koordinasyon Merkezi bence güzel, yerine oturan bir isimdi. Değiştirmek gereği duymadım. Önemli olan yapılan çalışmaları daha aktif bir hale getirmek ve insanlara faydalı bir şeyler yapmak. Yedi ekiple başladık. Şu anda İstanbul’un her köşesinde ekiplerimiz çalışıyor. Call Center sistemi kurduk. Büyük bir iş atölyesi kurduk. Bağış olarak gelen şeylerin içerisinden öyle şeyler çıkıyor ki onları ayıklayıp, değerlendirdikten sonra satışa sunabiliyoruz. Buradan elde edilen gelir de fakir ailelerimize ulaşıyor. İlk başta koli yardımı yapıyorduk. Artık onu kaldırdık.

KOLİ DAĞITIMINI, MARKETTEN ALIŞVERİŞ YAPMAYA DÖNÜŞTÜRDÜK

Şu anda koli dağıtımı yapmıyor musunuz?
Yok. Ben ailelere ekiplerle birlikte gidiyorum, bilhassa ramazanda her gün altı aile ziyaret ediyorum. İnsanların sadece koli yardımına ihtiyacı yok, farklı şeylere de ihtiyaçları var. Buradan yola çıkarak, hatta ilk başlangıçta bu koliler yeterli değil diye hayırsever arkadaşlarımızla birleştik ilk sene 2000 tane kahvaltı kolisi hazırladık. Ve bunu A Grubu dediğimiz çok zor durumda olan ailelere dağıttık. Sütünden, tereyağından, beyaz peynir, kaşarına, balına kadar her şeyiyle bir kahvaltı paketi hazırladık. Ertesi sene bunu daha kapsamlı yapalım diye belediyenin bünyesinde ihale usulü yaptık ama malzemeleri beğenmedim. Eksikler gördüm, kusurlar gördüm bu benim içime sinmedi. Buradan yola çıkarak marketten alışveriş yapmaya dönüştürdük.

Marketten alışverişi nasıl formüle ettiniz?
Kişinin TC kimlik numarasına göre kupon çıkarılıyor ve bu kuponla ihtiyaç sahibi gidip belediyenin anlaştığı marketten alışverişini yapıyor. O alışverişini yaptığı zaman, biz bilgisayar ortamında onu görüyoruz. Kaç kişi alışveriş yaptıysa belediye ona göre ödeme yapıyor. Hiçbir şey boşa gitmiyor.

Çok yerinde bir tespit…
İhtiyaç sadece yiyecek, giyecekten ibaret değil ki…

Kesinlikle…
Aldığımız tepkilerden kararımızın çok doğru olduğunu gördük. İnsanlar dua ediyorlar. Hatta ilk başladığımız zaman, Çağlayan’da, merdivenlerden inerken bir hanım çocuğuyla birlikte yanıma geldi. ‘’Ben size çok teşekkür etmek istiyorum. Hayatımda hiç bir marketten içeriye girmemiştim. Ama şimdi çocuğumu götürüp  çikolata aldım’’ dedi. O kadın için çok önemli bir şey tabii. Böylelikle o insanlar evlerinden dışarı çıkıyorlar, bir nevi sosyalleşiyor, alışverişten tutun da birçok şeyi bir arada görebiliyorlar. En önemlisi neye ihtiyacı varsa onu alıyor.

Geçiş döneminde Reyhan Gürtuna ile bir iletişiminiz oldu mu?
Hayır. Orasını kapatılmış bir vaziyette devraldığımız için böyle bir şeye biz de gerek duymadık. Zaten kafamızda olanı biz oraya oturttuk. Zamanla yedi olan ekip sayımızı 13’e çıkarttık. Şu anda 50 ekiple çalışıyoruz ve İstanbul’u 3 bölgeye ayırdık. Her bölgede çalışmalar devam ediyor. Öncelikle ihtiyaç sahibi ailelerin tespitlerini yapıyorlar, yardıma uygun görülen ailelere gıda kuponları dağıtıyorlar, farklı ihtiyaçları olduğu zaman da Belediye’nin diğer sosyal birimleriyle paslaşarak, onlara yardımcı oluyorlar... Mesela sağlık sorunu olduğunu düşünelim, evde bakımdan destek alıyorlar, hastanelerle bağlantı kuruyorlar. Bizim aynı zamanda iletişimi sağlayan ve çözüm getiren sağlık kurumumuz da var.  

EVLENECEK OLANLARA GELİNLİK TEMİN EDİYORUZ (sayfa 4'te)


Evlenmeyi düşünen ihtiyaç sahiplerine nasıl yardım ediyorsunuz?
İhtiyaç sahibi ailelerimizden evlenecek kızlarımız olduğu zaman merkezimize başvuruda bulunuyorlar. Kendilerine buradan gelinlik temini yapılabiliyor, atölyemizde hazırlanan çeyizliklerden kendilerine veriliyor, zaman zaman beyaz eşya gibi farklı ihtiyaçları da karşılamak için yardımcı oluyoruz.

Merkez, sadece yardım amaçlı mı çalışıyor? Başka projeleriniz var mı?
Hayır, tabii ki, bunlar rutin çalışmalarımız. Öncelikle Kadın Koordinasyon Merkezi’ni resmi bir kimliğe de büründürdük. Yani İstanbul Büyükşehir Belediye’sinin İSMEK’i, Kadın Sağlığı Merkezleri, Özürlüler Merkezi nasıl birer sosyal birimse, Kadın Koordinasyon Merkezi de Belediye’nin bir birimi haline geldi.

Kadına şiddet konusunda bir çalışmanız var mı?
Kadın Koordinasyon Merkezi olarak bir çalışmamız yok. Ama Büyükşehir bünyesinde yapılan yerlere yönlendirme yapıyoruz. Birgün 6 aylık hamile bir kadın geldi merkezimize… Eşi askere gidince kayınpederi onu sokağa atmış ve ortalıkta kalmış. Ona bir ev tuttuk, eşi gelene kadar kirasını ödedik, kendisine gıda takviyesinde bulunduk. Eşi askerden geldikten sonra işe girdi, hatta bebekleri olduktan sonra ona da yardım ettik. Eşi durumunu düzeltti Sonrasında ihtiyaç durumu bizden kalktı.

http://image.haber7.com/haber/haber7/archive/3jpg_h911.jpgHerkes müracaat edebiliyor mu?
Tabii. Belirli bir telefon numaramız var, ihtiyacı olan kişiler arıyorlar ve arkadaşlarımız kendilerine cevap veriyorlar. Onların gerekli bilgilerini alıyorlar, kendilerinden neler istendiği konusunda da bilgi veriliyorlar. Acil bir durum varsa anında müdahale ediliyor.

“KASNAK İŞİ EĞİTİMİ” DİYE BİR EĞİTİM BAŞLATTIK

Merkezinizin bir bölümü de Bakırköy'de dğeil mi?
Evet, buraya  “Eğitim Bölümü” diyoruz. Orada kadınlarımızı eğitmek, hayata kazandırmak, evlerinde otururken bile para kazanabilmelerine imkân sağlamak adına bazı projelerimiz var. Mesela “Kasnak İşi Eğitimi” diye bir eğitim başlattık. Şu anda 30’uncu eğitim başlıyor. Kursu bitirince para kazanmaya başlıyorlar. Çünkü piyasada iş alanı bulunabilen bir işleme türü. Hatta bunu öyle bir hale getirdik ki, bu işlemeyi öğrendikten sonra, mefruşatın birçok alanında nasıl kullanabilecekleri konusunda hocalarımız yol gösteriyor. Birçok firmalardan, butiklerden iş alıyor kadınlar. Birleşmiş Milletler’den fon almıştık, fonun bitmesine rağmen biz devam ediyoruz. Diğer bir eğitim dalımız “Çiçek Eğitimi “ki bunlar kuru çiçek yapımları. Bunları daha yaparken para kazanmaya başlıyorlar.

Bunun dışında başka eğitim çalışmalarınız var mı?
Elbette… Sadece Bakırköy’de de değil, Bağcılar ve Üsküdar’daki kültür merkezlerinden faydalanarak bu eğitimleri devam ettiriyoruz. Aile içi iletişim, anne çocuk sağlığı, çocukta ilk yardım, aile içi şiddet, medeni kanundaki değişiklerle ilgili eğitici programlarımız var. Şu anda da deprem konusunu işliyoruz. Bunların hepsi de ilgi ile izlendi.

Bahçelievler Çocuk Esirgeme Kurumu’nun iki grup evini de sizler mi yaptırdınız?
Öncelikle, Bahçelievler Çocuk Esirgeme Kurumu’nun 0-6 yaş gurubunun iki gurup evini yaptık. Orada 4-5 sene boyunca 10 tane bakıcı anne çalıştırdık, ücretlerini biz ödedik. Daha sonra 6-12 yaş gurubunun iki gurup evini hayırseverlerimizle yaptık. Hatta hiç unutmuyorum Anneler Günü konserimiz çıkışında yanımıza gönüllü annelerimiz geldi. 0-2 yaş gurubunun gurup evlerini boşalttıklarını fakat yapacak olan kişilerin vazgeçtiklerini, ortada kaldıklarını söyledi.  “Ne yapabiliriz” diye yardım istediler. Eşimle konuştuğumda;  ‘’Sen bunu hayırseverlerle yaparsın’’ dedi. Biz böylelikle bir yemek düzenledik. O zaman güzel bir para toplandı ve hemen çalışmalara başlandı. İlk önce tadilat dendi sonra bina hasarlı çıktı. Onu yıktık, yerine iki katlı bir bina yaptırdık. Tabi bu yapılırken başka hayırseverler de işin içine katıldı. Ama yapımı boyunca bütün işçi masraflarını biz karşıladık. Bu başlangıcı yapmak birçok kişiyi de tetikledi ve çok güzel binalar hayata geçirildi.

Siz aynı zamanda Güneydoğu’da üreten kadınlarımıza da destek oluyorsunuz…

Evet. Çok Amaçlı Toplum Merkezleri bünyesinde Güneydoğu’da üreten kadınlarımız adına ilk Mardin’den bize teklif geldi. “Biz üretiyoruz ama ürettiklerimizi satamıyoruz bize yardımcı olur musunuz?” dediler. İlk sene Beyoğlu Olgunlaşma’da onlara yer verdik. Burada misafirhanemizde misafir ettik. Ertesi sene tekrar yine böyle bir talepleri oldu. Madem böyle 9 ilde 30 merkez çalışma yapıyoruz diye düşündüm. Ve bunların hepsini davet ettik. Ve Taksim’de 3’üncü sene çadırlar kurduk. Şu anda 8 yıl bitti ve hala da rutin bir şekilde devam ettiriyoruz. Geçen sene 15 gün kaldılar. Bu sene Taksim değil Sultanahmet’te yapacağız.  Bunun yanında kermesten elde ettiğimiz gelirlerle anaokulları hayata geçirdik. Şu anda dördüncüsünün yapımı sürüyor. 
KAYNAK: HABER 7
YORUMLAR 3
  • Umit Erdal 11 yıl önce Şikayet Et
    metrobüslere bir el atsanız. topbaş'ın en önemli faydalarından birisi bence metrobüstür. fakat ne yazık ki, metrobüslerde konforlu yolculuk yapmak çok nadir olabiliyor; çünkü genellikle sabahın 7'sinden gecenin 23'üne kadar çok kalabalık oluyor. sadece mesai çıkış saatleri değil, her vakit aşırı kalabalık var. lütfen, bu soruna öncelik verin.
    Cevapla
  • Selman Mete 11 yıl önce Şikayet Et
    vah vah vah.... i̇dareci hanımlarının ortalığa çıkmasını da sizlerle gördük...
    Cevapla
  • S. AYDIN 11 yıl önce Şikayet Et
    isim hatası . güzel bir söyleşi olmuş, ancak o uzun söyleşi sonunda keşke özleyiş hanım'ın ismini öğrenmiş ve ona göre yazmış olsaydınız. özdeyiş değil, özleyiş.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Sivas'ta geceye damga vuran penaltı: F.Bahçe ligin dışına itilmiştir
Cumhurbaşkanı Erdoğan: PKK artık gündem olmaktan çıkartılmalı