Alzheimer Tip 3 diyabet mi?
Bilimsel çevreler son günlerde alzheimer’ın diyabetle ilişkisini sorgulamayı sürdürüyor.
Alzheimer için yıllardır diyabet, kolesterol, hipertansiyon ve egzersiz azlığının risk olduğu biliniyordu. Ancak Dr. Gökmen, alzheimer’ın diyabet ile ortak bir hastalık mekanizmasına sahip bulunduğunun ortaya çıkmasının henüz çok yeni gelişme olduğunun altını çiziyor. Bu nedenle bazı bilim insanları alzheimer’ı şimdiden Tip 3 diyabet olarak ilan etmiş durumda
65 yaş sonrasında her 100 kişiden 8’inde alzheimer hastalığı görülüyor ve 65 yaştan sonra her 10 yılda bir bu oran daha da artıyor. Hastalığın belirtilerinin net olarak ortaya çıkması beyinde değişikliklerin başlamasından sonra 15-20 yılı bulurken, geç tanı sebebiyle tam bir iyileşme sağlanamıyor. Güncel ilaç tedavileri ise şimdilik hastalığın seyrini yavaşlatmada etkili.
Ancak işin sevindirici bir yönü var! Genç yaşlarda MCI (Minimal Kognitif Bozukluk-Minimal Cognitive Impairment) evresinde tanı konduğunda, Alzheimer riskine karşı “koruyucu” bir tedavi süreciyle başarılı sonuçlar alınabiliyor...
Hafif unutkanlıklar başladığında...
Bugün alzheimer ile ilgili bütün bilimsel çalışmalar erken tanı koymak üzerine odaklanmış durumda. Anadolu Sağlık Merkezi Nöroloji Uzmanı Dr. Hale Alpsan Gökmen, hafif unutkanlıkların başladığı genç yaşlarda MCI tanısının önemine dikkat çekerek şunları söylüyor: “MCI tanısı almış hastaların hepsinin ilerleyen yıllarda alzheimer olacağını söylemek doğru değil. Ancak ileride Alzheimer’a dönüşmemesi açısından hastayı takip etmek şart. Eğer bütün risk faktörlerini ortadan kaldırırsak o kişinin alzheimer olma riskini de önleyebiliriz.”
MCI tanısı nasıl konuyor?
Unutkanlık şikayetiyle nöroloji uzmanına başvuran hastaların öncelikle dikkatini ve hafızasını ölçmeye yönelik bir dizi test aşaması mevcut. Test sonuçlarının değerlendirilmesiyle, bulgular ışığında hastaya MCI tanısı konabiliyor. Test sürecinde üç sözcük (mavi, şahin, lale) uygulaması en klasik yöntemlerden biri.
Uygulamada üç sözcük hastaya söylendikten sonra birkaç dikkat testi yapılıyor. Ardından üç sözcüğün ne olduğu sorularak hastadan hatırlaması bekleniyor. “Uyguladığımız bazı tetkikler bize sorunun, tiroid bezinin iyi çalışmamasından ya da B vitamini eksikliğinden kaynaklandığını gösterebilir” diyen Dr. Gökmen, o eksiklikler yerine koyulduğunda unutkanlığın da düzelebildiğine dikkat çekiyor.
Bazen tanı koymada yardımcı olmak amacıyla kandan numune alarak uygulanan ApoE geninde E4 polimorfizmi ise bir başka test. Ancak Dr. Gökmen “Bu testi bir tanı koymak için değil, sadece kişinin ileriki yaşamında bu hastalıkla karşılaşma olasılığının yüzdesini görmek için kullanıyoruz” diyor.
Diyabetlilerde alzheimer riski 2 kat
Tıp dünyası alzheimer’ın diyabetle ilişkisini sorgulamayı ve araştırmayı sürdürüyor. Yıllardır diyabet, kolesterol, hipertansiyon ve egzersiz azlığının alzheimer için risk olduğu biliniyordu. Alzheimer’ın diyabet ile ortak bir hastalık mekanizmasına sahip olduğunun ortaya çıkmasının henüz çok yeni gelişme olduğunun altını çizen Dr. Gökmen bazı bilim çevrelerinin alzheimer’ı Tip 3 diyabet olarak ilan etmiş olduğunu söylüyor.
Bilinen diyabeti olan hastaların aAlzheimer hastalığına yakalanma oranı diğer kişilere göre iki kat daha fazla. Dolayısıyla, insülin direnci başlamış kişilerde tanı koyabilmek, bu yeni gelişmeyle birlikte artık daha da önemli hale gelmiş durumda.
İş hayatınızdaki unutkanlıklarımızın sebebi nedir?
Son yıllarda yoğun iş temposu içinde çalışanların en önemli sorunlarından biri de unutkanlık. Dr. Gökmen, genç yaşlarda daha çok dikkat bozukluğu, yoğun çalışma temposu ve stres gibi faktörlerle dikkatin dağıldığını ve bunun da küçük unutkanlıklara neden olduğunu söylüyor.