11. cumhurbaşkanını kim seçecek?

Anayasa Mahkemesi'nin son kararı, 11. cumhurbaşkanının seçimiyle ilgili yeni sorular yarattı. Köşk seçimi hangi hüküm uyarınca, kim tarafından gerçekleşecek?

11. cumhurbaşkanını kim seçecek?
11. cumhurbaşkanını kim seçecek?
GİRİŞ 09.07.2007 09:59 GÜNCELLEME 09.07.2007 09:59
Bu Habere 14 Yorum Yapılmış
Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Serap Yazıcı'nın Zaman gazetesindeki yorumu....

Köşk krizinde son perde

Anayasa Mahkemesi'nin 05.07.2007'de kamuoyuna açıkladığı karar, 11. cumhurbaşkanının seçimi süreciyle ilgili olarak cevaplanması gereken yeni sorular yaratmıştır.

Anayasa Mahkemesi bu son kararıyla, cumhurbaşkanının halk tarafından seçimi usulünü de öngören Anayasa değişikliği paketini şeklen Anayasa'ya aykırı bulmadığına, bu paketin yürürlüğünün durdurulması ve iptal istemini reddettiğine göre, 11. cumhurbaşkanının seçimi hangi hüküm uyarınca, kim tarafından gerçekleştirilecektir? Diğer bir deyişle, yeni cumhurbaşkanı mevcut Anayasa'nın 102. maddesine uygun olarak TBMM tarafından mı, yoksa 21 Ekim'de halkoylamasına sunulacak olan, Anayasa değişikliği paketinin öngördüğü gibi halk tarafından mı seçilecektir? Bu soruya cevap verebilmek için öncelikle Anayasa değişikliği paketinin akıbetinin ne olacağı meselesini incelemek gerekir.

Bilindiği gibi bu paket, Cumhurbaşkanı'nın iadesi üzerine TBMM tarafından yeniden kabul edilerek, Cumhurbaşkanı'na sunulmuştur. Cumhurbaşkanı ise anılan paketin 16.06.2007'de Resmî Gazete'de yayımlanmasını sağlamıştır. Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun'un 2. maddesine göre, bu paketin 21.10.2007'de halkoylamasına sunulması gerekmektedir. Bu maddeye göre: 'Anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulması, ilgili Anayasa değişikliği kanununun Resmî Gazete'de yayımını takip eden yüz yirminci günden sonraki ilk pazar günü yapılır.' Bu halkoylamasında, kullanılan geçerli oyların yarıdan fazlasının evet olması halinde, paket yürürlüğe girmiş olacaktır. Böylece cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi usulünü öngören Anayasa hükmü uygulama kabiliyeti kazanacaktır. Aynı paketin 6. maddesi, mevcut Anayasa'nın geçici 19. maddesinde yer almak üzere şu hükme yer vermiştir: 'Onbirinci Cumhurbaşkanı seçiminin ilk tur oylaması, bu kanunun Resmî Gazete'de yayımını takip eden kırkıncı günden sonraki ilk pazar günü, ikinci tur oylaması ise ilk tur oylamayı takip eden ikinci pazar günü yapılır.'

Yeni cumhurbaşkanını kim seçecek?

Bütün bu açıklamalar 11. cumhurbaşkanının, bu paketin yürürlüğü ihtimaline bağlı olarak halk tarafından seçilme usulüne ertelenmesi halinde, bu seçimin ilk oylamasının en erken Aralık 2007'nin ilk günlerinde yapılabileceğini göstermektedir. Bu ise nisan ayında başlayan, anayasal kurumların dünya kamuoyu nezdinde itibarının aşınması sonucunu yaratan krizin yaklaşık 8 ay kadar ülke gündemini meşgul edeceği anlamına gelmektedir. Bu nedenle, 11. cumhurbaşkanının seçiminin bu Anayasa değişikliğinin akıbetine bağlı olarak ertelenmesinde hiçbir açıdan isabet bulunmamaktadır. Yapılması gereken, bu seçimin 22 Temmuz genel seçimlerini takiben kurulacak yeni TBMM tarafından, mevcut Anayasa hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilmesidir. Daha da açık ifade etmek gerekirse, 22 Temmuz seçimlerini takiben kurulacak TBMM'nin gündemine alması gereken ilk mesele, cumhurbaşkanının seçimi olmalıdır.

Bu seçimin Anayasa'nın 102. maddesi gereğince ve Anayasa Mahkemesi'nin cumhurbaşkanının seçiminde toplantı yetersayısının 367 olduğunu öngören kararına uygun olarak yapılması gerektiği açıktır. Ancak burada cevaplanması gereken asıl soru, cumhurbaşkanının seçimi sürecini 30 günle sınırlayan 102. madde hükmünün mevcut şartlarda ne şekilde işletilmesi gerektiğidir. Anılan maddenin 2. fıkrasına göre: 'Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından otuz gün önce veya cumhurbaşkanlığı makamının boşalmasından on gün sonra cumhurbaşkanlığı seçimine başlanır ve seçime başlama tarihinden itibaren otuz gün içinde sonuçlandırılır. Bu sürenin ilk on günü içinde adayların Meclis Başkanlık Divanı'na bildirilmesi ve kalan yirmi gün içinde de seçimin tamamlanması gerekir.' Cumhurbaşkanının seçimi sürecini 30 günle sınırlayan bu hüküm, 'Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından otuz gün önce' ve 'Cumhurbaşkanlığı makamının boşalmasından on gün sonra' şeklindeki durumları esas almaktadır. İçinde bulunduğumuz şartlar, maddede öngörülen bu iki olasılıkla da örtüşmediğinden, 30 günlük süre hangi andan itibaren başlatılacaktır? TBMM kendi Başkanlık Divanı'nı oluşturmadan hukuken varlık kazanamayacağına, cumhurbaşkanının seçimi dahil hiçbir işlem yapamayacağına göre bu sürecin başlatılabilmesi için öncelikle TBMM Başkanlık Divanı'nın kurulması gerekmektedir. Bu ise ancak, Yüksek Seçim Kurulu'nun resmî seçim sonuçlarını açıklamasını takiben yeni TBMM'nin, Meclis İçtüzüğü'nün 3. maddesi uyarınca ilk toplantısını yapmasının ardından mümkün olacaktır. Bu maddeye göre: 'Milletvekili genel seçimi kesin sonuçlarının Yüksek Seçim Kurulu'nca Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu kanallarında ilânını takip eden beşinci gün saat 15.00'te Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu çağrısız olarak toplanır. Bu birleşimde, önce milletvekillerinin and içme töreni yapılır.' Bu ilk toplantısının ardından ise yeni TBMM, Anayasa'nın 94. maddesi uyarınca Başkanlık Divanı'nı oluşturmakla yükümlüdür. Maddenin 3. ve 4. fıkraları şu hükme yer vermektedir: 'Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı için, bir yasama döneminde iki seçim yapılır. İlk seçilenlerin görev süresi iki, ikinci devre için seçilenlerin görev süresi üç yıldır. (Değişik: 3.10.2001-4709/30 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi başkan adayları, Meclis üyeleri içinden, Meclis'in toplandığı günden itibaren beş gün içinde, Başkanlık Divanı'na bildirilir. Başkan seçimi gizli oyla yapılır. İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan üye, başkan seçilmiş olur. Başkan seçimi, aday gösterme süresinin bitiminden itibaren, beş gün içinde tamamlanır.'

Yeni süreç ve halkoylaması meselesi...

Görülüyor ki, 22 Temmuz seçimlerini takiben kurulacak olan yeni TBMM'nin hukuki varlık kazanması, ancak ağustosun ikinci haftasında gerçekleşebilecektir. Bunun ardından ise yeni TBMM'nin 102. maddede öngörülen ve ilk 10 günü aday göstermeye tahsis edilen 30 gün içinde 11. cumhurbaşkanının seçimini gerçekleştirmesi beklenmektedir. Eğer TBMM Anayasa'nın 102. maddesine ve Anayasa Mahkemesi'nin bu maddeye yüklediği anlama uygun olarak cumhurbaşkanını dördüncü oylamada da seçemezse, gene aynı madde uyarınca TBMM seçimleri derhal yenilenecektir. Şüphesiz buradaki derhal yenileme ifadesini dördüncü oylamanın yapılmasını takip eden ilk gün şeklinde anlamamak gerekir. Buradaki 'derhal' ifadesi, dördüncü oylamada da bir uzlaşmanın sağlanamaması halinde, seçimlerin yapılmasının mümkün olabileceği ilk tarihi kastetmektedir. Bu tarihi saptayacak olan ise Anayasa'nın 79. maddesi gereğince seçim sürecinin gerektirdiği her tür işlemi yapmaya yetkili olan Yüksek Seçim Kurulu'dur. Ne var ki, yeni kurulmuş bir TBMM'nin derhal seçimlerin yenilenmesi şeklinde, kendi hukuki varlığını sona erdirecek ağır bir müeyyideyi göze alacağını düşünmek pek gerçekçi görünmemektedir. Bu nedenle, yeni TBMM'nin siyasi kompozisyonu ne olursa olsun, bu kompozisyon içinden 11. cumhurbaşkanının seçimi konusunda bir uzlaşmanın doğması daha kuvvetli bir ihtimaldir. Kamuoyunun beklentisi de cumhurbaşkanının seçimi sürecinin yol açtığı siyasal krizin, bir an önce çözülmesi ve parlamenter sürecin normal işleyişine süratle dönülmesi yönündedir. Bunun ardından, Anayasa değişikliği paketi 21.10.2007'de yapılması beklenen halkoylamasında kabul edilerek yürürlüğe girecek dahi olsa, bu paketin cumhurbaşkanının halk tarafından seçimini öngören hükümleri ancak 12. cumhurbaşkanının seçiminde uygulanabilecektir. Burada açıklığa kavuşturulması gereken önemli bir husus, TBMM'nin 11. cumhurbaşkanını seçmeyi başarması halinde, bu yeni cumhurbaşkanının Anayasa'nın 101. maddesi gereğince, 7 yıllık bir süre için seçilmiş olacağıdır. Diğer bir deyişle, cumhurbaşkanının seçimini halkoylaması usulüne bağlayan, görev süresini 5+5 olarak düzenleyen hüküm, 11. cumhurbaşkanının görev süresi üzerinde etkili olmayacaktır.

YORUMLAR 14
  • MUSTAFA AKKUŞ 16 yıl önce Şikayet Et
    meclis seçecek. seçilen cumhurbaşkanı sizce istifa edermi yapmayın allah aşkına
    Cevapla
  • tam isabet 16 yıl önce Şikayet Et
    Çözüm basit . Meclis seçimden hemen sonra Sezer \' den biran önce kurtulmak için uzlaşma ile cumhurbaşkanını seçmeli . Referandumda evet çıkarsa cumhurbaşkanı istifa etmeli ve halkın cumhurbaşkanını seçmesini sağlamalı .
    Cevapla
  • Adnan Seven 16 yıl önce Şikayet Et
    TEK ÇÖZÜM. Ülkenin huzuru için tek çözüm CHP seçsin hatta atasın; biz de rahatlayalım. Nasılsa her şekilde hep onların istediği olmuyor mu? Halk falan seçerse onların istediğini seçmez yine ortalığı karıştırırlar bu ülkenin istikrara ve huzura ihtiyacı var. Ne yapalım CHP nin isteklerine boyun eğeceğiz.\"Tek başına CHP\"
    Cevapla
  • Bahdiyar simsek 16 yıl önce Şikayet Et
    Halk secsin kardesim halk!!. Ben inaniyorumki benim halkim en güzelini secer bundan hic kuskum yok.Ne deyim sectirmek istemeyenler UTANSIN!!EN Dogru karar milletimindir bundan kimsenin kuskusu olmasin 22 TEMMUS OLA HAYROLA.
    Cevapla
  • gökhan 66 16 yıl önce Şikayet Et
    cumhurbaşkanı. milletvekillerini kim seciyo biz yani onların seçmiş olduğu bizim seçmiş olduğumuz cumhurbaşkanıdır bi seçim 600 milyar yazık günah değilmi
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Bayraktar HÜRKUŞ ile Akıncı'yı takip etti!
Yönetilemeyen Türk futbolunda yeni olay! 3. kez sahadan çekilme vakası