Süleyman Seyfi Öğün: Türk-Yunan savaşına oldukça yakınız

Yeni Şafak yazarı Süleyman Seyfi Öğün "Kuşatmalar ve kırılganlıklar" başlıklı yazısında; Türkiye'nin doğudan İran, batıdan Yunanistan ile sıkıştırılmak istendiğini belirterek, "Türk-Yunan savaşına her zaman olduğundan daha yakınız" dedi.

Süleyman Seyfi Öğün: Türk-Yunan savaşına oldukça yakınız
Süleyman Seyfi Öğün: Türk-Yunan savaşına oldukça yakınız
GİRİŞ 13.06.2022 13:48 GÜNCELLEME 13.06.2022 13:48
Bu Habere 75 Yorum Yapılmış

Yeni Şafak gazetesi yazarı Süleyman Seyfi Öğün, "Kuşatmalar ve kırılganlıklar" başlıklı yazısında, Suriye'ye olaı operasyon, Yunanistan ile yaşanan gerginlik ve diğer dış politika konularına değindi.

DEAŞ'ın sınırımızda ilerlediği dönemde gerekli askeri müdahalenin yapılmadığını, dolayısıyla şu anda da bunun bedelini ödediğimizi kaydeden Öğün, "Türkiye bölgeyi kontrolü altına alabilirdi. Ama maalesef öyle olmadı. Fırsatı kaçırdık. Pısırık bir yol tâkip edildi. Peşmerge'ye eskortluk yapmakla, daha beteri de meşru olarak Türkiye Cumhûriyeti'ne âit olan Süleyman Şah Türbesi ve arazisi de haysiyet kırıcı bir şekilde terk edildi. Türbenin taşınmasının, büyük bir kahramanlıkmış, ince bir başarıymış gibi takdim edilmesi de cabası. Nihâyetinde PKK, IŞİD'i kovarak (!) bölgenin hâkimi oldu. Şimdi anlıyoruz ki, IŞİD işgâli, PKK için bir mıntıka temizliğinden başka bir şey değilmiş. O günlerde operasyona red cevâbı veren askerî otoriteler (!) kimlermiş, daha sonra, 15 Temmuz'da anladık" ifadelşerini kullandı.

Sözü Der Spiegel'in bundan birkaç yıl önce yayınladığı kapağa getiren Süleyman Seyfi Öğün; o kapakta yer alan liderlerin nasışl tasfiye ediliğini ve bazılarının bugün nasıl köşeye sıkıştırıldığını anlattı.

O kapakta Cumhurbaşkanı Erdoğan da yer alıyordu. Türkiye'nin doğudan İran, batıdan Yunanistan ile sıkıştırılmak istendiğini belirten Yeni Şafak yazarı; "Resimde yer alan son figür olarak Erdoğan'ın da hali gündemde. İki cepheden sıkıştırılıyoruz. Batı'da alabildiğine şımartılmış ve cüret kazanmış olan Yunanistan, doğuda ise İran Türkiye'yi sıkıştırıyor. Türkiye, kâğıt üzerinde hâlâ Batı Kampı'nın bir parçası gibi duruyorsa da fiilen tam mânâsıyla dışlanmış durumda. Sûriye Harekâtı bir bakıma bu çemberi aşma sürecinin ilk adımı olacaktır. Sürecin dolaylı olarak bir İran-Türkiye hesaplaşmasına evrileceğini öngörüyorum. Buradan istedikleri neticeyi alamazlarsa, yâni Mehmetçik bu işin üstesinden gelirse, esas darbeyi batıdan, Yunanistan'dan beklemeliyiz. Türk-Yunan savaşına her zaman olduğundan daha yakın olduğumuzu ,esefle görüyorum. Putin- Zelenski veyâ Rusya-Ukrayna denkleminin, biraz daha aşağıda Erdoğan-Miçotakis veyâ Türkiye-Yunanistan denklemi olarak oluşturulmak istendiğini akıldan çıkarmamak gerekiyor. Saldırgan, Asyalı vahşi suratsız Türkler- mazlum, Avrupalı ve sempatik Yunanlılar, Diktatör Erdoğan-Demokrat Miçotakis senaryolarına hazırlıklı olalım" dedi.

İŞTE SÜLEYMAN SEYFİ ÖĞÜN'ÜN YAZISININ TAMAMI:

"Türkiye Cumhûriyeti, Sûriye’nin kuzeyinde, Mümbiç ve Tel Rıfat merkezli bir harekât yapacağını dünyâ kamuoyuna ve alâkalı siyâsal otoritelere, gerekçeleri ile berâber açıkladı. Harekât karârı siyâsal nitelikli. Ama zamanlaması ise ayrı bir husus. Bir taraftan yoğun bir diplomasi gayretleri yürütülüyor. Diğer taraftan, askerî hesaplamalar ve hazırlıklar devâm ettiriliyor. İşin aceleye getirilecek tarafı yok. Bâzıları, bunun bir “blöf” olduğunu ve Türkiye’nin geri adım atmakta olduğunu düşünüyor. Bunun doğru olduğunu düşünmüyorum. Elbette aklı başında her devlet gibi, Türkiye Cumhûriyeti Devleti de, askerinin, Mehmetçik’in hayâtının mevzubahis olduğu bu derecedeki kritik bir karârı hem alırken, hem de hayâta geçirirken âzamî titizliği gösterecektir.

Zamânında yapılan hatâların bedelini ödediğimiz ortada. Kuzey Sûriye’ye IŞİD’in yerleştiği günlerde yapılması gereken Türkiye’nin askerî olarak müdahale etmesiydi. Bu müdahaleye kimsenin bir şey diyebileceği olmazdı. Türkiye de bölgeyi kontrolü altına alabilirdi. Ama maalesef öyle olmadı. Fırsatı kaçırdık. Pısırık bir yol tâkip edildi. Peşmerge’ye eskortluk yapmakla, daha beteri de meşru olarak Türkiye Cumhûriyeti’ne âit olan Süleyman Şah Türbesi ve arazisi de haysiyet kırıcı bir şekilde terk edildi. Türbenin taşınmasının, büyük bir kahramanlıkmış, ince bir başarıymış gibi takdim edilmesi de cabası. Nihâyetinde PKK, IŞİD’i kovarak (!) bölgenin hâkimi oldu. Şimdi anlıyoruz ki, IŞİD işgâli, PKK için bir mıntıka temizliğinden başka bir şey değilmiş. O günlerde operasyona red cevâbı veren askerî otoriteler (!) kimlermiş, daha sonra, 15 Temmuz’da anladık.

15 Temmuz’da kaybettiler. İstedikleri olmadı. Ama zafer sarhoşluğu içinde kalıp, Türkiye’nin yakasını bırakacaklarını düşünmek safdillik olacaktır. Asla unutulmaması gereken fotoğraf, Der Spiegel’in o meşhûr kapağıdır. Âdeta, Amerikan kovboy filmlerindeki "wanted" ilânı gibi, istenmeyen liderlerin karikatür resimleri neşredilmişti. Kimler olduğunu bir hatırlayalım: Trump, Putin, Şi Cinping ve tabiî ki Erdoğan. Şimdi de bu liderlerin mevcût hâline bir bakalım. Trump tasfiye edildi ve Biden iktidâra geldi. Putin’in başına Ukrayna, Şi Cinping’in başına ise Tayvan meselesi sarıldı. Bugün Ruslar ve liderleri Putin, "dünyâ kamuoyunun" gözünde bir lânetleme nesnesi hâline getirilmiş durumda. Rusya tamâmen dünyâdan tecrit edilmiş vaziyette. Tayvan meselesi ise azar azar tırmandırılıyor. Çin resmi gördü ve kendi içine kapandı. Hazırlıklarını yoğunlaştırmakta. Muhtemelen, yaz sonunda Tayvan’a müdahalede bulunacak. Eğer bunu yapmazsa veyâ başka bir gelişme olmazsa kaybetmiş ve teslim olacak demektir.

Rusya ve Çin’i abluka altına alıp sıkıştırmanın ağır ekonomik neticelerini de küresel olarak yaşamaya başladık. Tekmil dengeler bozuldu. İnsanlığı, korkarım ki, daha beter günler bekliyor. Birileri, ısrarla, zâten bozuk olan ekonomiyi daha nasıl bozabilirizin hesâbı peşinde. Ekonomik ambargolar, kültürel ambargolarla eşlendiriliyor. Dünyâ tam bir anomi içinde.

Resimde yer alan son figür olarak Erdoğan’ın da hali gündemde. İki cepheden sıkıştırılıyoruz. Batıda alabildiğine şımartılmış ve cüret kazanmış olan Yunanistan, doğuda ise İran Türkiye’yi sıkıştırıyor. Türkiye, kâğıt üzerinde hâlâ Batı Kampı’nın bir parçası gibi duruyorsa da fiilen tam mânâsıyla dışlanmış durumda. Sûriye Harekâtı bir bakıma bu çemberi aşma sürecinin ilk adımı olacaktır. Sürecin dolaylı olarak bir İran-Türkiye hesaplaşmasına evrileceğini öngörüyorum. Buradan istedikleri neticeyi alamazlarsa, yâni Mehmetçik bu işin üstesinden gelirse, esas darbeyi batıdan, Yunanistan’dan beklemeliyiz. Türk-Yunan savaşına her zaman olduğundan daha yakın olduğumuzu ,esefle görüyorum. Putin- Zelenski veyâ Rusya-Ukrayna denkleminin, biraz daha aşağıda Erdoğan-Miçotakis veyâ Türkiye-Yunanistan denklemi olarak oluşturulmak istendiğini akıldan çıkarmamak gerekiyor. Saldırgan, Asyalı vahşi suratsız Türkler- mazlum, Avrupalı ve sempatik Yunanlılar, Diktatör Erdoğan-Demokrat Miçotakis senaryolarına hazırlıklı olalım.

Süreç çok derin. İki buçuk asırlık Batılılaşma târihimizle esastan hesaplaşmayı gerektirecek kadar derin. Buna siyâseten, askerî ve daha mühimi kültürel olarak hazırlanmak gerekiyor. Askerî olarak Türkiye’nin hazırlıkları ,yer yer göz alıcı başarılarla devâm ediyor. Ama, teslim etmeliyiz ki, siyâset çok kırılgan..Kültürel ve zihinsel olarak gelişmelere hazırlanmak bâbından durumumuzun hiç de iç açıcı olmadığını görüyorum.. Entelektüel dünyâmız hiç olmadığı kadar yüzeye vurmuş hâlde.

Dünyânın da vaziyeti farklı değil. Siyâset ve kültürel çemberler her yerde kırılgan. Kırılganlıklar âşikâr. Ama kırılmaların hangi istikâmetlerde olacağı belirsiz. Bugünlerde yaşananlardan çok daha berbat başka neticeleri de doğurabilir. Ama tersi de olabilir. Dikkâtim kasımda ABD’de yapılacak Kongre Seçimlerinde. Basiretsiz siyâsetçilerin Kıt’ayı, kaderiyle oynayarak ABD’nin kucağına attığı Avrupa kamuoylarının vereceği tepkileri çok merak ediyorum. Bilmem, hem Türkiye’de hem de Yunanistan’da yapılacak olan 2023 seçimlerinin neticelerini çok hayâtî bulduğumu ayrıca vurgulamama ihtiyaç var mı?"

Erkan Talu Haber7.com - Dış Haberler Editörü
Haber 7 - Erkan Talu

Editör Hakkında

Elazığ'da doğan Erkan Talu; ilk, orta ve lise öğrenimini Ayvalık'ta tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, "Sanat Tarihi" bölümünden mezun oldu. Üniversite yıllarında gazetecilik üzerine çok sayıda eğitim alıp okumalar yaptı. Habercilik kariyerine "muhabir" olarak Kanal 7'de başladı. Kanal 7'de hem iç hem de dış basını takip eden ekipte yer alarak "Ana Haber"e bültenler hazırladı. Kanal 7'de çalıştığı dönemde, Ülke TV için haberin yanı sıra VTR, DSF ve program içerikleri üretti. 2017 ortasında Haber7'ye geçti. Kariyerini, "Haber7 Dış Haberler Editörü" olarak devam ettiriyor.
YORUMLAR 75
  • Hasan 1 yıl önce Şikayet Et
    Ee Nato yada kağıt üzeri hayır diyiyoruz İsveç ve finlandiyaya. Hakkımız.
    Cevapla
  • Mete 1 yıl önce Şikayet Et
    Bos kurgulara infiale gerek yok. Hersey 2023 u bekler. Secim var. Secim var. Secim var. Cinde hazirlik var. Ambargolar taraflar var. Kim kiminle muttefik kim kiminle ittifak edecek itilaf edecek cok degisir. Afrikaya bakin emperyaller yine goz dikti bayrak dikti.
    Cevapla
  • İrfan 1 yıl önce Şikayet Et
    Yunan bize yetmez biraz kalabalık gelseler bari
    Cevapla
  • ahmet 1 yıl önce Şikayet Et
    hee ordakilerede Türk bize yetmez dedirtip, kenara cekilip izliyorlar bizim gibi akilsizlari
    Cevapla
  • Akif 1 yıl önce Şikayet Et
    Sen kendini kanun sultan süleyman zamanında zannettin galiba
    Cevapla
  • Misafir 1 yıl önce Şikayet Et
    Bence, Nasıl Ukrayna Rusya'nın başına ABD ve batı tarafından örüldü. Aynı şekilde Yunan da Türkiye'nin başına örülüp dikkat ve güç yoğunluğu Suriye'den yani Türkiye'nin doğusu ve güneyinden azaltılmaya çalışılıyor. Çünkü İsrail'e dikensiz gül bahçesi hazırlanıyor. Ayrıca bu büyük İsrail projesine, İran bilerek ve bilmeyerek destek veriyor. İRAN bir güç olmadığı halde, ABD tarafından muhatab alınarak, İslam dünyasında ikilik çıkarılıyor, hem de Batı tarafından önü açılıyor... İran'ın müstakim yani İslam'a veya Kur'âna uygun bir inancı ve mezhebi yok... Bilerek güç yapılmaya çalışılıyor. Şiilerin 50 yıl öncesine kadar esamileri okunmuyordu.
    Cevapla
  • Cem keser 1 yıl önce Şikayet Et
    Bir damla petrol bir damla kandan değerlidir whiston Churchill
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Sur Belediyesi'nde DEM Partililer Atatürk ve Erdoğan'a hakaret etti! Skandal görüntüler
Kurtuluş Savaşında hizmetleri tespit edilen 4 gaziye İstiklal Madalyası verilecek