Hiç vaka görülmeyen köye telefon yağıyor

Korona virüs vakasının hiç görülmediği Aliobası köyü Türkiye’nin gözdesi oldu. Yurdun dört bir yanından telefon yağmuruna tutulan köyde üretilen doğal ürünler için talep patlaması yaşanırken, köyden arsa almak isteyenlerin sayısında da ciddi artış yaşandı.

Hiç vaka görülmeyen köye telefon yağıyor
Hiç vaka görülmeyen köye telefon yağıyor
GİRİŞ 10.12.2020 15:50 GÜNCELLEME 10.12.2020 19:30
Bu Habere 11 Yorum Yapılmış

Korona virüs salgınının ülkemizde görülmeye başladığı günden bu yana Bartın’ın Amasra ilçesine bağlı Aliobası köyünde hiç vakaya rastlanmadı. Köy muhtarı Ramazan Tığ’ın geceli gündüzlü çalışmaları, köy sakinlerini virüse karşı bilinçlendirmesi ve uyguladığı kurallar sonucu Aliobası köyü ‘virüsün giremediği köy’ olarak ün saldı. Haberlere de konu olan köyde doğal yaşam dikkat çekerken, köyde üretilen doğal ürünler için Türkiye’nin dört bir yanından sipariş yağmaya başladı. Yurdun farklı şehirlerinden köy muhtarına ulaşan vatandaşlar ise, köyden arsa almak için görüşme talebinde bulundu.

Karadeniz’in kıyısında ormanlık bir alanın içinde kurulu 120 haneli ve 600 nüfuslu köyün sakinleri bugüne kadar köylerinde hiç vaka görülmemesinin sırrının kurallar ve doğa ile iç içe yaşamakta saklı olduğunu söylediler. Köy sakinlerinden Nurşen Özel (64), muhtarlarının uyarılarını dikkate aldıklarını ifade ederek, “Muhtarımız il dışından gelenleri köye sokmuyor. Köyümüze hiç yabancı almıyoruz. Köylere oturmaya gitmiyoruz. Kabul etmiyoruz. Hep doğal şeyler yiyoruz. Tarhana, bal, pekmez, zencefil, hep öyle şeyler içiyoruz. Ihlamur çayı içiyoruz. Hiç birbirimizle muhatap olmuyoruz. Maskelerimizi çıkarmıyoruz. Muhtar bizi devamlı uyarıyor her konuda. Onun da uyguladığı şeyleri yapıyoruz” dedi.

Aynı köyde yaşayan Ali Özel (60) ise temizliğe dikkat edip doğal beslendiklerini söyleyerek, “Biz öncelikle temizliğe dikkat ediyoruz. Köye yabancı bir kimse sokmuyoruz. Süt yiyoruz. Kendimize doğal öte beri pekmez, reçel, bal, tavuk yumurtası, dışarıdan bir şey alıp da binde bir yemeyiz. Fazla da gezmeyiz. Köyümüzden çıkmayız. Mesafeye uyarız” dedi.

Evlerine misafir kabul etmediklerini ve köyden çıkmadıkların söyleyen Sevgi Tığ (45) ise, “İlk başta maske, mesafe, temizlik hijyeni. Evimize misafir kabul etmiyoruz. Misafirliğe gitmiyoruz. Doğal beslenme gösteriyoruz. Şekersiz dut pekmezlerimiz var. Bal yiyoruz. Allah kimsenin başına vermesin, çok kötü bir hastalık. Herkes kendini korusun. Benim annem bu hastalıktan yaşadı yanına gidemedim. Gitsem bir suç, gitmesem daha bir suç ama ben gitmemeyi tercih ettim sevdiklerimi korumak için. Lütfen dikkat edelim, çok kötü bir şey. Sevdiklerimizi koruyalım, mesafemize dikkat edelim” ifadelerini kullandı.
Köyde yaşayan ilkokul öğrencileri Şevval Tığ (11) ve Ayşe İrem Parlak’ta (12) maske ve mesafe gibi kurallara dikkat ettiklerinin altını çizerek, “Evde kalıyoruz, kendimize dikkat ediyoruz. Sağlıklı besinler yiyoruz. Genellikle dışarı çıktığımızda kalabalık ortama gireceğimiz zaman maskemiz ağzımızda oluyor. Sürekli zaten dışarı çıkmıyoruz. Sosyal mesafemizi de koruyoruz” şeklinde konuştular.

“Köyünüzde satılık arsa var mı diyorlar"

Aliobası köyünün 3 dönemdir muhtarlığını yapan Ramazan Tığ, “Köyümüzde şu ana kadar vaka sıfır, sıfır vakayla da devam ediyoruz. 10 aylık süreçte öncelikle maske, çok sıkı bir şekilde maske dağıtımı yaptım. 20 binden fazla maske dağıttım. Maske dağıtırken halkımızı bilgilendirdim. Maske, mesafe, hijyen, komşularınıza oturmaya gitmeyin, komşularınızı davet etmeyin şeklinde. Bu şekilde 10 aylık süreci yürüttük. Bazen çok katı kurallar da uyguladım. İstanbul’daki dostlarımıza, köylülerimize 'gelmeyin' dedim. Buradaki annenizi, babanızı, dedenizi mağdur etmeyin. Buraya gelip de burada sıkıntı çıkmasın. Köyümüzü sıfır vaka ile devam ettirelim şeklinde çağrılarda bulundum. Allah razı olsun gurbettekiler olsun, köyümde yaşayan vatandaşlar olsun çağrılarımıza uydu. Hala daha uymaya devam ediyorlar. Bir de organik ürünlerimiz var. En büyük avantajlarımız bunlar. Organik balımız var, organik dut pekmezimiz var. Organik çayımız, tarhanamız var, yani bunlarla korunuyoruz. Acılı tarhana içiyoruz sabahları. Çorbalarımızda sürekli özellikle tarhanayı tercih ediyoruz. Balımız çok organik. Köyümüzün bütün sofralarında marmelatlarımız bulunur, balımız bulunur, organik dut pekmezimiz bulunur. Bu yayınlar başladığından beri İstanbul’dan, Ankara’dan, Denizli’den, Hatay’dan, Artvin’den, her taraftan köyümüze çok büyük bir telefon trafiği yaşanmaya başladı. Nasıl korundunuz diye benden bilgi alıyorlar. Köyünüzde satılık arsa var mı diyorlar. Arsa talep ediyorlar. Örneğin bugün sabah Çanakkale’den aradılar, İzmir’den aradılar. Halkımızın duyarlı olması köyümüze de çok büyük bir talep oluşturdu. Ben de gerçekten köy muhtarı olarak köy halkı adına gurur duydum. Onurlandım, gururlandım. Şu ana kadar çok büyük bir kestane balı talepleri var. Dut pekmezi, ıhlamur, tarhana, kuşburnu talepleri var. Köyümüzde Cenab-ı Allah’ın verdiği tüm nimetlerimiz var. Bu nimetlerden de köy halkımız bilinçli olarak faydalanıyor. Faydalandığı zaman da sonunda hastalığı kendi köyümüze ve komşularımıza, köy halkına şu ana kadar sıfır vaka ile sürdürüyoruz. Vakasız, sıfır vaka ile sürdürüyoruz köyümüzdeki bu süreci” ifadelerinde bulundu.

 

 

YORUMLAR 11
  • yurttaş 3 yıl önce Şikayet Et
    Bi tane gerzek benim adıma yazıyor..Bak sen kinsen kendi adına yaz.itiraz et.şunda yanlışsın yanılıyorsun dogrusu bu de..İnsanlar konuşa konuşa ve seviyeli tartışarak dogruyu bulur.Aptallıgın lüzumu yok.
    Cevapla
  • Aslıı 3 yıl önce Şikayet Et
    Ben aslı alttaki yorumum için herkesten özür diliyorum Allah a emanet olun kardeşlerim
    Cevapla
  • Yurttaş 3 yıl önce Şikayet Et
    Benim bazi ruhsal sorunlarim oldugu için bazen saçmalarim, beni fazla ciddiye almayin arkadaşlar
    Cevapla
  • Ottomans 3 yıl önce Şikayet Et
    Degil seni ciddiye almak seni adam yerine bile koymiyoruzki
    Cevapla
  • Asli 3 yıl önce Şikayet Et
    Ya kardesim bu virüs yediginle ictiginle alakasi yokki sen istedigin kadar dogal ye. Bu virüs solunum yoluyla geciyor. Tutmuslar daha halen bal yiyoruz pekmez iciyoruz vs sacmalamislar.
    Cevapla
  • Yurttaş susss 3 yıl önce Şikayet Et
    Yurttas kim senin adina özür dileyecekmiş ,HADI GIT IŞINE SEN CAHILIN ÖNDE GIDENISIN ÖNCE ÖZÜR DILIYORSUN SONRADA BEN DEGILDIM DIYORSUN .belliki sen ruhsal bunalimdasin,
    Cevapla
  • yurttaş 3 yıl önce Şikayet Et
    Birisi benim adıma özür dilemiş.Anlatayım.Yangında ayrı şey su bambaşka birşey.Yangını söndürmek için ikşsinin biraraya gelmesi lazım.Tabiki vşrüste çok ayrı birşey fakat dogru beslenirsen etkisi zayıf olur.Kahveden başka içecegi bilmeyen batıdaki ölüm oranları neden sence bizde yok.
    Cevapla
  • Yurttaş 3 yıl önce Şikayet Et
    Ben yurttaş yorumcuyum nefsime yenik düştüm ve ASLI hanimi Hasedlendim için herkesten özü diliyorm. Tabiki yemekle virüsün alakasi yok
    Cevapla
  • yurttaş 3 yıl önce Şikayet Et
    Biraz akıllı ol.Yediginle içtiginle çok akıllı ol.Dogal beslenirsen virüsü kolayca yenersin.Grip veya üşütmeden daha hafif bile atlatırsın.kapiş.En önemlisi bol sıvı sıcak içecekler.
    Cevapla
  • Ömer 3 yıl önce Şikayet Et
    Satın arazilerinizi de oranında içine etsin yurdumun sonradan görmeleri.Doğal olan herşeyi zararlı çekirgeler gibi bozmaya çalışan belli bir tüketim kitlesi var.Tüm ülke vatandaşlarına sesleniyorum ,üç kuruş gelir elde edeceğim diye köyünüzü,kasabanızı turizm adı altında yabancılara (yerli turist dahil) istila ettirmeyin.Herkes kendi memleketine gitsin doğal hayat istiyorsa.Yoksa Bodrum gibi rezil olursunuz.
    Cevapla
  • Ahmet 3 yıl önce Şikayet Et
    Kardeşim seni ayakta alkışlıyorum, içimden geçenleri yazmışsın.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Miçotakis'ten Yunan S-300'ünün Ukrayna'ya sevkiyatına veto
Son Dakika... 7 ilde 'Mahzen' operasyonları: Bir suç örgütü daha çökertildi!