Devlet Bahçeli: Ver başkanlığı al özerkliği

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup toplantısında Türkiye'deki gelişmeleri ele aldı. Bahçeli, çözüm sürecini, ''Ver başkanlığı al özerkliği, ver başkanlığı al Güneydoğu'yu'' diye değerlendirdi.

Hocalı Katliamının 21.yılını andıklarını ifade eden Bahçeli, bu katliamı kimseye unutturmayacaklarını ifade etti. Bahçeli, "Türkiye gelerek partimizi de hedef alarak Azerbaycan milletvekilleri bu şekilde hareket etmeye devam edecek. Türk milleti yaşayacaksa Türk tarihine riayetten geçecektir. Ermeni zaliminin açtığı yara kabuk bağlamadan anlaşmaya gitmeyecektir. Ermeni saldırganlığı ile tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bunu kimseye unutturmayacağız" dedi. 

"BARIŞ MÜZAKERELERİ TAKTİK OLARAK KULLANILIYOR"

Başbakan Erdoğan'ın PKK'ya derin muhabbet beslediğini söyleyen Bahçeli, "İhanet ve barış görüşmeleri hergün daha farklı bir boyut almaktadır. İmralı'da gerçekleşen hain planlar buraya yönlendirilmiştir. AKP hükümeti teröristlere Türk milleti üzerinde bir avuç eşkiyaya başı önünde siyasi namusunu devretmiştir. Siyasi iktidar ve Erdoğan örgüte sevdalanması ve bebek katiline derin muhabbeti son yılların en haysiyet kırıcı vakası olmuştur. Başbakan aslında klasik bir PKK ağzı olan çözüm ve barış kavramlarını anlatmaktadır. Örgüt her fırsatta çözümden bahsederek kendilerine müttefik aramıştır. Çözüm arayışından sonra saldırılar ve cinayetler peş peşe gelmiştir. Siyasi uzantıları için barış müzakereleri taktik olarak kullanılmıştır. Her sözde barış adımları, saldırılara ve şehit haberlerine ortam açmıştır" diye konuştu. 

"ÇÜRÜYEN CANİYİ TEKRAR DİRİLTTİ"

Başbakan Erdoğan'ı İmralı müşavirliği ile suçlayan Bahçeli, "İmralı'da çürümeye terkedilmişken AKP ilk yardım müdahalesi yaparak bu katili tekrar hayata kaldırmışlardır. Herşey bitti derken eli kanlı canavara yaşam katmışlardır.  Küle dönmüş iskelet haline dönmüş PKK'yı canlandırmış, diriltmiş ve yanına alarak Türk milletine cephe açmıştır. Erdoğan değişik görevlerin yanı sıra kartvizitine eklediği imralı müşaviri ile yeni çalışmalar yapmaktadır. İmralı canisi tarafından gönderilen sözde çözüm önerilerinin neyi kapsadığı hala açıklanmamıştır. Terörist başının katili kardeşi ve dağ kadrosu ile mesaj getirip götürmeye devam etmektedir. AKP'nin kılavuzluğu ile birinci BDP heyeti ve 23 Şubat ile ikinci heyet 3 mektup alarak aynı gün geriye dönmüştür. İmralı canisi ile yapılan görüşmeleri izlemiş ve risk almadan netice almamız mümkün değil demiştir. Tarihi bir süreç yaşandığı devletin elindeki tutsaklarla ve PKK'nın elindeki tutsaklarla kıyaslanarak küstahlık yapılmıştır. Ne zamandır Polislerimiz ve mehmetçikilerimizi şehit eden insanlık suçu işleyen vampirler tutsak olmuştur. Türkiye eşit ve dengi bir ülke ile savaşa girmiştir de esir mi verilmiştir? Türkiye böyle bir rezaletin içine düşürmeye kimi cüreti yeter? AKP hükümeti imralı canisinin gönlünü yapmak için 4. yargı paketi hazırlamıştır" dedi. 

"VER BAŞKANLIĞI AL ÖZERKLİĞİ"

Terör çözüm sürecini, ''Ver başkanlığı al özerkliği, ver başkanlığı al güneydoğu'yu... Türkiye dar bir alana kıstırılmıştır'' diye değerlendiren Bahçeli, "PKK'nın kaçırdığı Kaymakam adayı, polis adayının, astsubayların olduğu hiçbir şart öne sürmeden serbest bırakılmalıdır.  AKP evlatlarımızı bulmalı ve ailelerine teslim etmelidir. Devlet senin babanın çiftliği değil. 10 yıl geçmesine rağmen öğrenemediğin devlet yönetiminin bir adabı vardır. Bu zeka ve kabiliyet sende olmadığı için çetelerle aynı kefeye koyulmuştur. Bundan sonra süreç daha çetin geçecek. İmralı canisinin ve terör örgütünün beklentileri bellidir. Aradaki anlaşma şöyle olacak. Ver başkanlığı al özerkliği, ver başkanlığı al ana dildeki eğitimi, ver başkanlığı al Güney Doğu'yu... Yeni çatışmasızlık kararı alınırsa bu diğerlerinden farklı olmayacaktır. Silah bırakma görüşmelerinin neyin karşılığında yapılacağı belirsizdir. Silahı çözüm olarak gören PKK'nın silahı bırakalacağı düşünüyor. Yenilmiş ve yıpranmış bir millet ortaya çıkacak. Rejimin çöktüğü Türklüğün geriye atıldığı. Kürdistan'ın kurulduğu bir yapı olacak" ifadelerini kullandı. 

İktidarın Türklüğü ve Türk milliyetçiliğini ayaklar altına aldığını belirten Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü: "MHP vatan ve millet mücaledesinde yalnız da olsa son derece heyecanlıdır. Biz sorumluluğumuzun ne kadar büyük olduğunu görüyoruz. Geçilemeyeceğimizi ve mağlup edilemiyeceğimizi bir kez daha tüm kararlılıkla ilan ediyorum. AKP zihtiyeti hukuku çocuk oyuncağına çevirmiştir. AKP elini hukuktan çekmeli ve hukuğu tamir etmelidir. Başbakan Erdoğan Türk miletine ve Türk milliyetçiliğine karşı sergilediği seviyesis üslubü son zamanların en kaba davranışı olmuştur. Türk milliyetçiliğini ayakları altına aldığını söyleyerek hakaretlerine devam etmektedir. CHP'de şurada söyle burada söyle diyerek milliyetçiliğin ayaklar altına alınmasından zevk duymaktadır. Milli değerlere uzanan dilin çok fazla uzadığını belirtmek istiyorum. AKP grup toplantısında Başbakan milli bankamız Merkez Bankamızdır. 27.5 milyon dolar rezervi ile bunun yarısını da yurt dışındaki vatandaşlarımızın parasıdır. Şimdi rakam 125 milyon doları aştır. Gerçek anlamdaki miliyetçilik bu. Bunu miliyetçilik olarak tanımlayan birinin cahil olması gerekir. Türkiye'nin dış borcunun aşmasını nasıl görmektedir? Sıcak paraya mecbur olmak, bankaları sigorta şirketlerini  sultanlara satmak millyetçiliğin neyiyle bağdaşmaktadır? Çifçtçilerin banka kucağına düşmesini, esnafın umudunu kaybetmisini vatandaşımızın çile çekmesini nasıl bağdaştırmaktadır. Kredi kartı borçlulularının çığ gibi büyemesini vatandaşlık olarak mı tanımlıyorsun? Bunu vatanseverlik olarak mı kabul ediyorsun?".

"MİLLİYETÇİLİĞİN AYAKLAR ALTINA ALINMASI PKK TAVSİYESİ"

Başbakan Erdoğan'ın milliyetçilik kapısından dahi geçemeyeceğini belirten Bahçeli, "Sen istesende milliyetçi olamazsın, sızlasan da milliyetçiliğin kapısından geçemezsin. Çünkü senin ne birikimin ne içinden çıktığın fikrin ve sicilin buna imkan vermez buna imkan tanımaz. Türk bayrağı diyemiyor ve yabancılar gibi Türkiye bayrağı diyorsun. Başbakan'ın milliyetçiliği ayaklar altına alması bir PKK tavsiyesidir. Türk olmaktan kurtulduklarını ifade edenlere çok sık rastlanmaktadır. Hakan Şükür'ü savunmak için Mehmet Akif Ersoy'un dizelerini kullandın. Şunu bil ki birilerini temize çıkarmak kullanılamayacak kadar gönlümüzün müstestna ismidir. O kökeni ne olursa olsun Türk olmuştur, Türklüğe mal olmuştur. Göğsünde ay yıldızı taşımıştır. O Türkiye'nin evladı ve bir mensubudur. 1906 yılında Abdullah Cevdet ne demiştir. Ben bir Kürdüm ama her şeyden önce Türküm demiştir. Bazı gazete köşelerinde yer tutanlar Türklüğü küçültmüştür, değersizleştirmiştir. Türkiye ne olursa olsun yoluna devam edecek Türklüğünden bir nebze olsun birşey kaybetmeyecektir. Bu AKP'ye oy veren kardeşlerim bu BOP'çuya karşı daha ne zamana kadar sessiz kalacaktır. Biz her daim Türk olacağız, Türkçe sesleneceğiz ve Türk milletini yaşatmak için yürüyeceğiz" dedi.