Aydınlı tatlıcı 1 metrekare tezgahtan sağladığı kazançla 4 çocuk yetiştirdi!

Aydın'da 66 yaşındaki tatlı ustası Mehmet Can Uğur 1990 yılında çalıştığı fabrikadan çıkartılınca geçimini sağlamak için eşi ile birlikte evde yaptıkları tatlıları seyyar tezgahta satmaya başladı. Zamanla Aydın halkı tarafından çok sevilen bu lezzetler sayesinde 30 yıldır geçimini bu şekilde sağlıyor. Bir metrekare tezgahla 4 çocuk yetiştirdiğini söyleyen Uğur, 'Sağlığım el verdiği sürece işimin başındayım' dedi.

Aydınlı tatlıcı 1 metrekare tezgahtan sağladığı kazançla 4 çocuk yetiştirdi!
Aydınlı tatlıcı 1 metrekare tezgahtan sağladığı kazançla 4 çocuk yetiştirdi!
GİRİŞ 11.03.2021 11:50 GÜNCELLEME 11.03.2021 12:18
Bu Habere 4 Yorum Yapılmış

Aydın'da yaşayan tatlı ustası 66 yaşındaki Mehmet Can Uğur, çalıştığı fabrikadan çıkartılınca geçimini sağlamak için 1990 yılında tatlıcılığa başladı. Eşi ile birlikte evlerinde yaptıkları el yapımı fıstık ve susam helvalarını bir metrekarelik tezgahı ile semt pazarlarına giderek satan Uğur’un yaptığı tatlılar kısa sürede Aydınlılar tarafından aranan lezzetler arasına girdi. Tatlı ustası Uğur, tatlılarının ünü il dışına taşınca yıllarca Muğla ve İzmir’deki belirli pazarlara da giderek tatlılarını vatandaşlarla buluşturdu. İşsizliğe meydan okuyan Uğur, tatlılardan elde ettiği gelir ile 4 çocuğunu büyüterek okuttu ve evlendirdi. 

Aydın'da bir adam 150 yıllık aile mesleğini eski usul zeytinyağı üreterek sürdürüyor!


 
'Aydın'da bu işi yapan tek ben kaldım'

18 yaşında çırak olarak başladığı baba mesleğini 40 yıldır sürdürüyor!


Üretimini yaptığı fıstık ve susam helvalarının Aydın’daki son temsilcisi olan tatlı ustası Uğur, "Çalıştığım fabrikadan çıkartılınca bu işe girdik. Eşimle birlikte evde hazırladığımız tatlıları pazarlara çıkarak satmaya başladım. Zamanında bu tatlılar çok meşhur oldu. Çarşıya pazara çıkan herkes mutlaka satın alırdı. Allah bereket versin, kazancımız aileme yetti. Bu tezgah ile 4 erkek evlat okuttum, evlendirdim. Şimdi her biri kendi işinde gücünde. Onlar bu mesleğe devam etmek istemediler. Son bir arkadaşımız daha vardı bu tatlıları yapan. Onu da uzun zamandır görmüyorum. Sanırım o da mesleği bıraktı. Aydın’da tek kaldım. Eskiden Aydın başta olmak üzere Muğla ve İzmir’deki pazarlara da gidiyordum. Ancak yaşım ilerledikçe zorlanmaya başladım. Artık sadece Efeler ilçesindeyim" dedi. 


 
'İşimizi zevkle yapıyoruz'

Fıstık ve susam helvasının yapımını anlatan Uğur, "Çiğ fıstıklar önce odun fırınında güzelce kavuruyor, kabuklarından ayırarak temizliyoruz. Büyük bir tencerenin içerisine şekeri koyup kaynatıyoruz. Ardından limon tuzunu ilave ediyoruz. Bunu yaparken ayarını tutturmak çok önemli. Helvanın şurubunun pişmaniye gibi tel tel olması lazım. Hazırlanan şurubu bir bir buçuk saat kadar karıştırıyoruz. Şurubu tezgaha döküp fıstıkları ekleyerek  merdane ile üzerinden geçiyoruz. Son olarak hazırladığımız helvamızı bıçak yardımıyla keserek paketliyoruz. Her iş gibi bunun da bir zorluğu var. Ama 30 yıldır yaptığımız için artık bize zor gelmiyor. İşimizi zevkle yapıyoruz" diye konuştu.
 
Elinin erdiği, sağlığının verdiği sürece işinin başında olmaya devam edeceğini belirten Uğur, mesleği bırakacak kimsesinin olmadığını, işsizlikten yakınan gençleri de anlamadığını söyledi.

KAYNAK: İHA
YORUMLAR 4
  • arkadaş 3 yıl önce Şikayet Et
    rızk Allah'tandır, kendinden mi sanırsın?
    Cevapla
  • zafer gülten 3 yıl önce Şikayet Et
    çocukluğumuzun nostaljik tatlıları,63 yaşında şeker hastasıda olduğum halde gördüğüm yerde dayanamayıp alıyorum,hakkaten lezzetli şeyler.öyle marketlerde satılan abuk sabuk şeylere benzemiyor.
    Cevapla
  • Nokta 3 yıl önce Şikayet Et
    Asıl o ablamın ellerinden öpüyorum saygıyla selamlıyorum Neden, şimdiki nesil parayla evleniyor yok şu marka TLF yok şu yok bu ebsnk artık sonra geçim sıkıntısı boşanma ablam yapmış abim satmış bukadar işte okadarrrr Nokta.
    Cevapla
  • emret 3 yıl önce Şikayet Et
    aynen katılıyorum
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Rezalet! 23 Nisan kutlaması adı altında yapılan etkinlik pes dedirtti
Şili Meclisi'nde skandal! Türkiye'den sert tepki: Yok hükmünde!