Amerikanın konuştuğu cesur savcı!

Dedesi ve babası polis Mosby’nin, ‘adalet tutkusu’ kuzeninin uyuşturucu satıcısı zannedilip öldürülmesiyle başlamış. 

ABD’de siyahlara yönelik polis şiddetine tepkinin patlama noktalarından birine dönüşen Freddie Gray’in (25) ölümünde Baltimore kenti başsavcısı Marilyn Mosby dikkatleri üzerine çekti. Mosby, önceki gün yaptığı açıklamada topladığı delillere dayanarak altı polisi cinayetle suçladı.

Polislerin Gray’i yasadışı biçimde gözaltına aldığını ve elleri ile ayakları kelepçeliyken yardım çağrısına kulak asmadığını belirten Mosby, açığa alınan polisleri sanık sandalyesine oturtacağını duyurdu. Önceki gün teslim olan altı polis kefaletle serbest kaldı; tutuksuz yargılanacaklar.

Mosby’nin ABD genelindeki diğer vakaların aksine hızla harekete geçmesi takdirle karşılanırken gözler geçmişine çevrildi.

Ocak ayında seçimle göreve gelen 35 yaşındaki Mosby, ülkenin en genç kent başsavcısı. Seçim kampanyasında ‘polislerin hesap verme sorumluluğunu sağlama’ sözü veren Mosby’nin dedesi Massachusetts eyaletindeki ilk siyah polislerden.

Annesi ve babası de emniyet görevlisi Mosby’nin ‘adalet tutkusu’; henüz 14 yaşındayken kuzeninin uyuşturucu satıcısı sanılarak evinin merdivenlerinde polis tarafından öldürülmesiyle başladı.

Boston kentinde boşanmış annesi tarafından zorluklarla büyütülürken, kentin zengin beyaz banliyösü Dorchester’daki okuluna gitmek için her Sabah 05.00’de kalkıyordu. Başsavcı, bir söyleşisinde “Afrika kökenli Amerikalı olarak polis tarafından taciz edilme deneyimlerim var” dedi.     

Gray, 12 Nisan’da gözaltına alınırken direnmemişti; polis minibüsüne bindirilirken sağlıklıydı. Karakola vardığında ise omurgasında üç kırıkla hastanelik haldeydi. 19 Nisan’da hayatını kaybedince bilnlerce kişi sokaklara döküldü.+

Mosby pankartlarıyla Baltimore’de yürüyüş

Mosby’nin açıklamasıyla Baltimore sokaklarındaki öfkeli protestoların yerini kutlama havası aldı. “Teşekkür ederiz Mosby!” pankartlarıyla yüründü.

Maryland Üniversitesi’nden hukuk profesörü David Gray, Mosby’nin ön yargılama aşamasında büyük jüri mekanizmasını devreye sokmadan bizzat suçlamada bulunmasının; ‘kanıtların yeterli olmasına’ inandığını ortaya koyduğunu belirtti.