Binlerce el emeği eser Feshane'de

İSMEK binlerce kursiyerin el emeği göz nuru ürünleri Feshane Kültür Merkezi'nde sergileniyor. Sergi, iki hafta boyunca gezilebilecek.

Binlerce el emeği eser Feshane'de
Binlerce el emeği eser Feshane'de
GİRİŞ 05.06.2011 13:38 GÜNCELLEME 05.06.2011 13:38

Her yıl Feshane Kültür Merkezi'ne misafir olan İstanbul Meslek Edindirme Kursları (İSMEK) Sergisi, 14 Haziran'a kadar Feshane'de. Geçen yıllardan farklı olarak göze çarpan bir şey var: Hemen her bölümde satışı gerçekleşen eserlerin yanı başındaki atölyede nasıl yapıldığı gösteriliyor.Bugünlerde hoşça vakit geçirmek isterseniz, el emeği ürünlere de ilginiz varsa yolunuzu Feshane'ye düşürebilirsiniz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Meslek Edindirme Kursları'ndaki (İSMEK) binlerce kursiyerin el emeği göz nuru ürünleri Feshane Kültür Merkezi'nde sergileniyor. Sergi, iki hafta boyunca gezilebilecek.

Geleneksel İSMEK Sergisi'nde bu yıl farklı bir uygulama göze çarpıyor. Bazı bölümlerde hem uygulama hem de satış yapılıyor. Mesela yaş pastanın hem tadına bakabiliyor hem de nasıl süslendiğini öğrenebiliyorsunuz. Ya da alüminyum kabartmayla yapılan tabloları hayranlıkla izlerken yanı başındaki atölyede bu tablonun yapım aşamasını izlemek mümkün. Beğendiğiniz takdirde satın alabiliyorsunuz. Sergi alanında, aklınıza gelebilecek hemen her sanat ürünü, ayrıca yemek, kuaför, cilt bakımı stantları da var.

Kursiyerler, Babalar Günü'ne özel tasarımlar hazırlamış. Sipariş üzerine istediğiniz herhangi bir ürünü özel yaptırma imkânınız var. Düğünler de önem verilen konular arasında. Evlenecek çiftin nişanından düğününe kadar tüm organizasyonlar için hediye ve ikramlıklar özenle yapılmış, istediğiniz sayıda sipariş verebiliyorsunuz. Nişan sepeti, nikâh şekeri, merasimlerde kullanılan süslerle çiçekler, davetiyeler hatta mavili-pembeli bebek şekerleri, hepsi maharetli kursiyerlerin elinden çıkmış. Ev tekstili bölümünde bu yıl, eski İstanbul'un modernizme geçiş serüveni okunuyor. Her bir ev tekstil ürününde ve kıyafetlerde geçmişten günümüze İstanbul'un değişimini gözlemlemek mümkün.

Muhallebiyi bitirmeyin sanata da kalsın

Sergide unutulmaya yüz tutmuş sanatların örnekleri, meraklılarını bekliyor. Hele bir Katı' sanatı var ki, tabloları görenleri hayran bırakıyor. Katı', iki yüz yıldır nadir yapılan geleneksel Osmanlı sanatlarından biri. Eğitimi bir Türk İslam Sanatları İhtisas Merkezi'nde, bir de İSMEK'te Emel Nurhan Ogan'ın atölyesinde veriliyor. Kitap sanatlarından biri olan katı'da kâğıt veya deri üzerine çizilmiş yazı veya motif özel bir keski yardımıyla oyuluyor. Daha sonra başka bir zemin üzerine yapıştırılıyor. Ama uhu ya da japonla filan değil, bildiğimiz muhallebiyle! Kursiyerler, evlerinde muhallebi yapıp bir kısmını bir güzel yedikten sonra kalan kısmını küçük kavanozlara koyup derse getiriyorlar. Geleneksel olsun, tarihte nasıl yapıldıysa şimdi de öyle devam edilsin diye.

Bir de 'telkari sanatı' var ilgi gören. Bir rivayete göre Milat'tan önce 3 bin yıllarına uzanır ve özellikle Mardin yöresinde yapılırmış. İnceltilen gümüşün kesilip kıvrılarak ve birbirine lehimlenerek motiflere dönüştürüldüğü telkari ile yüzük, küpe, kolye ve daha birçok aksesuar yapılıyor. Mardin'deki ustaları, bu sanatın yok olmaya yüz tuttuğunu söylüyor. Yine de ümitsiz olmamak lazım çünkü İSMEK'te beş yıldır 2 bin küsur kişi eğitim almış. Telkari sanatının usta öğreticisi Fatma Fisunoğlu, gümüş olduğu için ilginin arttığını söylüyor.

İlginç eserler de var

Serginin ilgi odağı olmayı başaran eserlerden biri de 'kitre bebek'ler. Kitre bebek sanatı, kitrelenmiş pamukla ve ince tellerle yapılan zahmetli el sanatlarından. Survivor'ın cesur yarışmacısı Nihat Doğan da bu sanata konu olmuş. Çöpçüler kralı Kemal Sunal, gülüşü ve tontonluğuyla hafızamızda yer edinen Adile Naşit de kitre bebekleriyle gülümsetiyor.

Sergide kâğıtla yapılan eserler de mevcut. Gazete kâğıdıyla yapılan adamların yanından geçerken gerçek olduklarını sanabilirsiniz. Hayattan sahneler de usta ellerde sanat eserine dönüştürülmüş. Kâğıttan yapılan telaşlı insanlar, vurdumduymazlar, geride kalmışlar, zenginler, fakirler dikdörtgenin içinde, ölüler ise dışında. Bu sanat eserlerinin mimarları, 'topraktan geldik, toprağa dönüyoruz' mesajını vermeye çalışıyor.

ZAMAN

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Ankara skandalında o detaya dikkat! 'Bu tuzağa düşmemek lazım'
Kripto düzenlemesi TBMM Başkanlığı'na sunuldu! Gri listeden çıkış için son adım