Özkök tutuklamalara topyekün isyan etti!

Haklarında herhangi bir hüküm kesinleşmemiş ve hapishanelerde tutulan yüzlerce insan var. 3 yıldan beri kaçmamış, kaçmayacağını ispat etmiş insanlar niye tutuklandı?

Özkök tutuklamalara topyekün isyan etti!
Özkök tutuklamalara topyekün isyan etti!
GİRİŞ 26.07.2011 16:47 GÜNCELLEME 26.07.2011 16:47
Bu Habere 18 Yorum Yapılmış

Ertuğrul Özkök'ün köşe yazısı

43 YASINDA BİR KADIN TUTUKLANDI

Londra Polis Müdürlüğümün kısa adı "MET"tir... "MET" 17 Temmuz Pazar günü öğleden sonra bir açıklama yaptı.

Açıklama aynen şöyleydi:

"17 Temmuz günü saat 12 sularında 43 yaşında bir kadın, kanunsuz telefon dinlemek ve polise rüşvet vermek iddialarıyla tutuklanmıştır."

Bir Türk olarak bu açıklama çok tuhafıma gitti. Polis, "43 yaşındaki kadının" kim olduğunu açıklamadı, ama dünya medyası anında bu kadının New International'in CEO'su Rebekah Brooks olduğunu anladı.

Hiç şüphesiz bu olay, dünya basın tarihinde çok önemli bir kırılma noktası olacak. İster istemez Türkiye ile karşılaştırma da yapıyorum ve şu soruları soruyorum:

Şimdi biz "ileri demokrasi"ye geçtik değil mi?

Yargı'da "devrim yaptık" değil mi...

Basınımız, eski "kötü alışkanlıklarından" kurtuldu değil mi?

Öyle mi diyorsunuz? Hadi öyleyse anayasası olmayan ülke ile bir karşılaştırma yapalım.

* * *

Bir Rebekah Brooks günlerdir yerden yere vuruluyor. Olayın neredeyse tek "günah keçisi" haline getirildi.

Ama bakın; polis onu gözaltına aldığı gün yaptığı açıklamada adını bile vermiyor. IHI Tartışılan en önemli suç iddiası "kanunsuz telefon dinleme" olaylan.

Bazı gazeteler, özel dedektiflik şirketleri aracılığıyla özel kişilerin telefonlarını dinletmiş. Polisin elinde 11 bin sayfaya yakın kanunsuz dinlenmiş telefon kaydı var. Bugüne kadar bir tanesi bile basına sızmadı. Sızmış olsa bile gazeteler tarafından yayınlanmadı.

Ya bizdeki durum?

Bir Polis şu kişiyi gözaltına aldık falan gibi açıklama yapmıyor. Ama daha hakkında suç iddiası bile bulunmayan insanlar hakkında ne var ne yoksa basına sızdırılıyor.

Gazeteler ise suç iddialarıyla yakın uzak hiçbir ilişkisi bulunmayan özel konuşmaları çarşaf çarşaf yayınlanıyor.

Ve bunu yapan insanlar şimdi "basının eski kötü alışkanlıklarından kurtulduğunu" yazabiliyorlar.Eskilerinden kurtuldunuz da, yeni "Çok daha beter alışkanlıklardan nasıl kurtulacaksınız?"

Kanunsuz telefon dinlemeleri, ortam dinlemeleri ile hayatlan kaydırılann insanlar ne olacak. IKI Londra'daki soruşturmanın en önemli ikinci ayağı, para karşılığı polisten haber sızdırmak.

Polisle medyanın ilişkileri dünyanın her yerinde sancılıdır. Peki bu konuda Türk basınının bugünkü durumu, eskisinden daha mı iyi?

Kesinlikle daha kötü.

Sağlıklı bir kontrol mekanizması olsaydı, 13 askerin şehit olduğu olaydan sonra, "bir sızdırma haber", aynı cümleler, aynı virgüller, aynı ifadelerle 4 ayn gazetenin tepesine bu kadar rahat oturabilir miydi? "Vermeye" bu kadar hazır bir polisle, "almaya" ve "hiç kontrol etmeden aynen kullanmaya bu kadar amade" bir basın arasındaki ilişki, "eskisinden daha iyi olabilir mi?" Geçmişte, andıç utançları yaşayan bir medyanın, en azından bazı dersleri almış olacağını umut ederdim.

***

Yine de karamsar değilim. Ufukta bazı umutlar belirmeye başladı. Aziz Yıldırımm avukatı Faik Işık'ı büyük bir dikkatle izliyorum. Çok heyecanlı, atak, ağzına geleni söyleyen bir hukukçu.

Doğru şeyler, hem de çok doğru şeyler söylüyor. Ve bunu içtenlikle söylüyor.

28 Şubat'ta bazı haksızlıklara tanık olmuş. Haksızlıklara uğrayan insanlann avukatlığını yapmış.

Onun konuşmalarında, haksızlıklara ve "çifte standarda" karşı bir manifesto havası görüyorum.

Öyle tahmin ediyorum ki, önümüzdeki günlerde toplumun çeşitli kesimlerinden insanlar şu soruları daha yüksek sesle sormaya başlayacak:

■ Ergenekon davasının ilk günlerinde dışarıya kaçmamış, kaçmayacağını göstermiş insanlar niye hâlâ tutuklu?

■ Deniz Feneri davasında 3 yıldan beri kaçmamış, kaçmayacağını ispat etmiş insanlar niye tutuklandı?

■ Bütün serveti burada bulunan, kaçmayacağı belli olan Aziz Yıldırım, hasta haliyle neden sürüklene sürüklene içerde tutuluyor?

YORUMLAR 18
  • Nihat Özbudun 12 yıl önce Şikayet Et
    Önceden aklın neredeydi. GKB şak diye emreder, yüksek yargı tak diye yerine getirirken, Genel Kurmayda rektörlerle beraber koşuşup andıçlanırken, askerin tek bir sözü ile savcılar, hakimler açığa alınırken, avam kendi davalarını vicdanı ile cüzdanı arasına sıkışan hakimlere düşürmeğe çalışırken senin aklın neredeydi? Bir de utanmadan eskisinden kötüyüz yazıyorsun. Tuh suratına..
    Cevapla
  • ömer osman 12 yıl önce Şikayet Et
    sen ne yaptın peki. ulan sen montajla insanları ölüme gönderdin. ahmet kaya örneğini bu millet unuttumu. 28 şubatta olmayan şeriat geliyor nidalarını bir yerin patlayana kadar bağıran sen değilmsin. sen kimsin ki bu durumu eleştiriyorsun. sen dua et de demokrası ülkesindesin. şeriat ülkesinde olsaydın bak sana ne yapıyorlardı...
    Cevapla
  • sedat özçiçek 12 yıl önce Şikayet Et
    yüzyılın en ironik adamı. senin yaptıkların yanında bunlar hiçbir şey, aslında içerdeki herkesi çıkarıp seni tıkmak lazım, en azından bugün yapılanlar masum insanların öldürülmesine sebep olmuyor tam tersine masumların haklarını biraz sıradışı olarak korunuyor
    Cevapla
  • darbeleredurde 12 yıl önce Şikayet Et
    tutuklu yargılamalar. ergenekon davası sanıkları ,kirli işlerin adamı aziz yıldırım gibiler tutuklu yargılanmaya başlayıncaya kadar hiç gündemde yoktu.günaydın binlerce gariban yıllardır bu yöntemle yargılanıyor.yaprağa gelince kıpır kıpır sapı size değince meee ..
    Cevapla
  • HalitBinVelit 12 yıl önce Şikayet Et
    Türkiyedeki Adalet sisteminin.... Muhakkak gözden geçirilmesi gerek?.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
İsrail'i korku sardı: Netanyahu her kapıyı çalıyor Biden sessiz...
Çocuklarına karşı mezarlı önlem aldılar... Aydın'da 'Beni bahçeme gömün' akımı