CHP'li Koç, çözüm için iki mutabakatı şart koştu

Koç, Zonguldak'ta bir restoranda partililerle yaptığı kahvaltının ardından düzenlediği basın toplantısında, ''İmralı'' diye bir ada devleti kurulduğunu, iktidarın nabzının da İmralı'da attığını ileri sürdü.

İmralı'nın Marmara'da bir ada adı olmaktan çıkarıldığını savunan Koç, şunları kaydetti:

''Ülkemizde böyle bir sorun var. Tarihsel derinliği olan bir sorun. Kürt sorunundan bahsediyorum. CHP ne düşünüyor, ne öneriyor? Herkesin merakı o. Bu sorunun çözümü için gizli kapaklı pazarlıklar yapmak, milletin kabul etmediği taahhütlere girmek yanlıştır. Bu işin çözüm noktası meşru siyaset zeminidir, TBMM'dir. Siyasi mutabakat, meclis dışında da toplumsal mutabakat aranması lazım. Terör örgütü siyasal muhatap haline getirilirse bu açık söylüyoruz, bu devletin hukuk devleti olmaktan çıkartılmasıdır.

En kritik nokta burasıdır. Bu sorun çözülmeli. Nerede, milletin önünde, açık ve şeffaf... CHP her şeye karşı, CHP hukuksuzluğa karşı, CHP bu süreç içerisinde devletin hukuk devleti olmaktan çıkarılmasına karşı, sürecin milletten saklanmasına karşı.''

-''Barış sağlanacaksa mutlu oluruz''-

Haluk Koç, demokrasin halkın iradesine dayanan bir rejim olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

''Sandıktan bu şekilde çıkıp kendisini oraya getiren hak ve özgürlükleri budamaya başlayarak daha farklı bir rejime yönelenlerin tarihte örnekleri vardır. Faşizm ille bir eylül sabahı tankla topla tüfekle ya da radyolarda davudi bir sesin okuduğu kahramanlık türküleriyle gelmez. Faşizm bu şekilde sandıktan çıkarak hak ve özgürlükleri kısıtlaya kısıtlaya, bir baskı rejimi olarak da apoletsiz, tanksız ve sivil şekilde gelebilir. Türkiye'nin başına çöreklenen bugün budur.''

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in 800 lira ücretle insanların çok rahat geçinebileceğine yönelik açıklama yaptığını savunan Koç, ''800 lirayla evi yoksa kira verecek, çocuk okutacak. Araştırmalara göre 4 kişilik bir ailenin asgari geçimi için alt sınır belli, 1300-1500 liradan başlıyor'' dedi.

Koç, bir gazetecinin ''çözüm süreci sonunda terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması yönünde BDP'lilerin teklifi olabilir mi'' şeklindeki sorusunu şöyle yanıtladı:

''Kan duracaksa barış sağlanacaksa herkesle birlikte biz de mutlu oluruz ama bu işler gizli kapalı pazarlıklar şeklinde olmaz. Sakın milletin kabul etmeyeceği hiçbir taahhüdün altına girme. Ne görüşülüyor? Kim kime mektup yazıyor? 325 AKP milletvekilinin olandan bitenden haberi var mı? Bu kadar ucuz mu bu iş? Sorgulamak yasak. Bir sürü varsayım var, sorunuza cevap.''