Albay faili meçhulleri açığa çıkarttı

AİHM'in Türkiye'yi tazminata mahkum ettiği davada vicdan azabına dayanamayan Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Albay Oğur'un kendi isteğiyle ifade verdiği belirlendi

Albay faili meçhulleri açığa çıkarttı
Albay faili meçhulleri açığa çıkarttı
GİRİŞ 30.06.2007 10:28 GÜNCELLEME 30.06.2007 10:28
Bu Habere 45 Yorum Yapılmış
Zülfikar Ali Aydın'ın haberi

 

Hakkâri'de Yüksekova Çetesi'ne adı karışan aralarında bir binbaşı ile korucu ve itirafçıların bulunduğu çeteyle ilgili Albay Kamber Oğur'un verdiği şok ifadeler ortaya çıktı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye'yi tazminat ödemeye mahkûm ettiği cinayetin öyküsü 1995'te başladı.

 

Yüksekova ilçesinde, Dağ Komando Tabur Komutanı Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul komutasındaki bir birliğin, Ağaçlı ve Karlı köylerinde düzenlediği operasyonlarda iddiaya göre Abdullah Canan'ın evini yıkıp, akrabalarından Şemsettin Yurtsever, Mulmat Özteke ve Münir Sarıtaş'ı da gözaltına aldı. Ve o günden sonra kendilerinden bir daha haber alınamadı. Abdullah Canan olaydan sonra operasyonu komuta eden Yurdakul ve askerlerini savcılığa şikâyet etti.

 

İddiaya göre tabur komutanlığına çağrılarak tehdit edilen Canan aracıyla Yüksekova'dan Van'a giderken bir kontrol noktasında durdurularak gözaltına alındı ve 45 gün sonra işkence edilmiş ve kurşunlanmış cesedi bulundu. Kayseri Jandarma Bölge Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Albay Kamber Oğur, olaydan 2 yıl sonra itirafçı Kahraman Bilgiç'in Yüksekova Çetesi ile ilgili anlattıkları ortaya çıkınca, Canan'ı öldürülmeden önce tabur revirinde başı sarılı olarak gördüğünü belirterek ifade vermek istediğini söyledi. Oğur ifadesinde şu bilgilere yer verdi:

12 BİN MARK ÖDENDİ

'Şubat 1996'da tabur karargâhında Abdullah Canan isimli şahsı başı sarılı vaziyette revirde otururken gördüm. Durumu anlattığım Esat Canan, Dağ Komando Alayı'nın olduğu Hakkâri'ye gitmiş. Konuyu paşa ile görüşmek istemiş. Kapıda karargâhta çalışan astsubayla karşılaşmış. Şahıs sorunu çözebileceğini söyleyip bir otelde randevu vermiş. Buluşmada Abdullah Canan'ın teslimi karşılığı 20 bin mark istemiş. 12 bin markı peşin almış. Tesliminde de 8 bin markı almak üzere anlaşmış.'

TAYİNİ ÇIKTI
Oğur ifadesine şöyle devam etti; 'Şubat ayının sonlarına doğru Abdullah Canan'ın cesedi Esendere mıntıkasında, otomobili de Van istikametinde bulunmuş. Esat Canan ve ailesi cesedin bulunmasından sonra kanuni yollara başvurdu. Temmuz aylarında aynı tabur beni şikâyette bulununca Şırnak'a tayinim çıktı. Yani sürüldüm.'

 

Kaymakam da sürgüne gitti

 

Albay Kamber Oğur'un ifadelerinde para pazarlığının dışında da çarpıcı ifadeler yer alıyor. Bunlardan biri de dönemin Yüksekova Kaymakamı Aydın Tetikoğlu ile ilgili. Oğur, 1998'de Kayseri'ye tayin edildikten sonra Mersin'de Yüksekovalı Tahir Baskın'ı ziyaret etti. Yüksekova Kaymakamı Aydın Tetikoğlu ile Baskın'ın evinde karşılaşan Albay Kamber Oğur daha sonra ifadesinde şunları anlattı: 'Aydın Tetikoğlu'nun tayini de Sakarya Karasu'ya çıkmıştı. 'Yüksekova Çetesi'nin ortaya çıkarılmasıyla adalet yerini buldu. Kimsenin ahı kalmaz' diye konuşurken, Kaymakam Aydın Bey, Abdullah Canan'ın öldürülmesi hadisesi ve köylülerin öldürülmesi ile ilgili ilçe idare kuruluna şikâyet olduğunu, dosyanın idari tahkikat için kendilerine gönderildiğini ancak delil bulamadıkları için Men-i Muhakeme kararıyla olayı kapatmak zorunda kaldıklarını anlattı. Kaymakama 'Mahkemede şahitlik yapalım' dedim. Benim fazla bilgim yoktur' deyip konuyu değiştirdi. Ben de bunun üzerine dilekçe verip bunları anlatmayı görev bildim.'

 

Canan: Pazarlık görüşme içindi

 

Hakkâri Milletvekili Esat Canan Albay Oğur'un ifadelerini doğruladı. Yeğeninin gözaltına alındığı ispatlandığı halde sorumlu askerlerin beraat ettiğini hatırlatan Canan, şunları söyledi: 'Subayım diyen bir kişi bize otelde randevu verdi. Çok rahattı. Pazarlık yaptık. Bize gözaltında olduğunu ve görüştürebileceğini söyledi. Sivil olduğu için şüphelendik. Sonra yeğenim Mehmet Canan ile bu kişiyi askeriyenin kapısına kadar götürdük. Nizamiye kapısında tanınıyordu. Askerler selam verdi. İçeri girdi. İstediği 20 bin markın 12 binini verdik. Tamamen teslim edilmesi için de pazarlık yaptık ama bize 'ekibimizle konuşmamız lazım' dedi. Sonra yeğenimin cesedi bulundu.'

 

(Sabah)

 
YORUMLAR 45
  • nuri keleş 16 yıl önce Şikayet Et
    ALLAH. ALLAH ım o bölgede yaşayan insanları koru sen en büyüksün MAZLUM un hakını ZALİM lere bırakma AMİN
    Cevapla
  • kiratlarkabilesi 16 yıl önce Şikayet Et
    *. İşte Ak-Parti ye millet yatıp kalksın dua etsin bu adamlar olmasa biz bu dolapları öğrenemezdik,,,diğer hükümetler tarafından bu oluşumlar sürekli desteklenip görmezden gelinmiş,,,,adamlar resmen ülke düşmanlarına göz yummuşlar yazıklar olsun,,,
    Cevapla
  • Şahin EMEK 16 yıl önce Şikayet Et
    Gemi batmak üzere,çekiç Türklerin elinde,çivi kürtlerin elinde en önemli parça(tahta) ordunun elinde. 85 yıllık süreçte(Osmanlı imparatorluğunun gerileme dönemi dahil)Kürt\'leri yok sayma politikaları,buna müteakip isyanların olması,arkasından ülkenin maddi kaynaklarının yok olma pahasına milyarlarca dolar silaha ayrılması(silah tüccarlarının iştahını kabartan bir seçenek),en acı olanı gencecik çınarların yok olması,anaların ağıtları,ve ve 1000 yıllık beraberliğin çatlak vermesi.Soruyorum sonuç bumu olmalıydı? Gelin bu ayrılığa izin vermeyelim.
    Cevapla
  • mehmet tozlu 16 yıl önce Şikayet Et
    gayri nizami harp. hangi devlet vatandaşına karşı savaşır yaw mantıgı nedir bunun halk olmassa devlet olurmu?garip tsk yıpratmak karalamktan ziyade gerçeklerin bilinmesi gerekir pkk geçelim 28 şubatta tan sonra gece yarsı evelrinden alınan insanlara yapılanlar !bunun hesabını niye veremiyorlar halkını düşman benimsemiş bir kurum nerden eleman bulucak? halkına karşı en hafifinden piskolojik savaş diyen yetkilimi olur?!
    Cevapla
  • orhan dag 16 yıl önce Şikayet Et
    türkiyenin kurtuluşu emeklilerde. evet Türkiyenin kurtuluşu gerçektende emeklilerde.nasılmı? türkiyeyi yıllardır karıştıran birçok olayda hep emekli bazısubaylar çıktı.bütün çetelerde muhakkak bir kaç emekli subay-assubay.tabiiki bunu tsk lerimize mal edemeyiz ama içlerinde böyle çok çürük bulundurmaması lazım.eğer bu emeklileri saf dışı bırakabilsek vede en önemlisi doğu ve g.doğu da görev yapmış emekli subay general ve assubaylarıda konuşturabilsek. herşeyi bu emekli subayımız gibi itiraf etselerde.tüm türk halkı bu gerçekleri öğrense.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Bedeni eridi, azmi sapasağlam... Ebu Ubeyde’de 200 günde büyük değişim
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İBB'ye Edanur tepkisi