Prof. Dr. Bülent Ertuğrul: Virüs hala dolaşıyor

Türkiye 1 Haziran'dan itibaren büyük oranda normalleşmiş olacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Perşembe günü gerçekleşen kabine toplantısının ardından yeni normalleşme adımlarını bir bir açıkladı.Hemen her alanda 1 Haziran'dan itibaren kısıtlamalar 3 kural çerçevesinde kalkıyor. Maske, sosyal mesafe ve hijyet bu üç kural.

Peki, bu hızlı normalleşmenin etkileri koronavirüsün yol açtığı Kovid-19 hastalığı ile mücadeleyi nasıl etkileyecek?

Adnan Menderes Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, atılan normalleşme adımlarını değerlendirdi.

1 Haziran'ın zaten önceden belirlenmiş bir tarih olduğunun altını çizen Ertuğrul, "1 Haziran'dan itibaren birtakım şeyler açılmaya başlanacaktı. Daha rahat bir biçimde olacaktı. Onları teker teker saydı ama hep ısrarla konuştuğumuz bir şeyi de vurguladı Sayın Cumhurbaşkanı. Bu açılımlar yapılacak ama buradaki işleyiş biçimi, davranışlar nasıl olması gerektiği kendi kurumlarınca belirlenecek kurallar dahilinde olacak." dedi.

Bunun eskiden yaşadığımız normallere dönmek anlamına gelmediğini vurgulayan Prof. Ertuğrul, "Örneğin spor karşılaşmalarının veya konserlerin, ören yerlerindeki ziyaretlerin nasıl olacağı o kurumların bağlı olduğu kurumsal yapılar tarafından belirlenecek kurallarla olacak. Her kurumsal yapı, her işletme artık rehberlerle yaşamaya alışacak. Yani oranın içerisine girdiğimizde nasıl davranmamız gerektiği, ne şekilde olması gerektiği adım adım belirlenecek ve o kurullarla yaşayacağız." ifadesini kullandı.

Kısıtlamalar yeniden gelir mi?

"Biz bunlara ne kadar uyacağız, sanırım bu da haftalık değerlendirmeler , olgu sayıları, hastaların artıp-azalması durumuna göre kısıtlamalar artacak ya da azalacak." diyerek sözlerine devam eden Ertuğrul, "Daha önce Sağlık Bakanı'nın açıkladığı bir kurallar dizisi vardı. Her kişi kendi güvenlik çemberini oluşturacak yaşayacak bundan sonra. Aslında Cumhurbaşkanının açıklaması da buna benzer bir biçimde onu destekler nitelikte. Kendi güvenlik çemberimiz dediğimiz zaman da aklımıza üç unsur geliyor zaten. Birincisi maske, ikincisi sosyal mesafe, üçüncüsü de el hijyeni ya da hijyen kurallarına dikkat etmek. Yani bundan sonra dışarıda yaşarken, o kurumsal yapıların, işletmelerin kurallarına uygun biçimde, o binanın içine kaç kişi girmesi gerekiyorsa o kadar insan girerek, kalabalık ortamlardan uzak durarak, kendi güvenlik çemberimizde yaşayacağız. Bunu başarmak zorundayız çünkü virüs hala dolaşıyor." diye konuştu.

Olgu sayılarının tekrar binin üzerine çıktığını hatırlatan Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, uyarılarını şöyle sürdürdü:

"Pozitif olgu-test oranına baktığımız zaman da 4.9'a kadar çıktı. Bu oran 2,5'lara kadar düşmüştü halbuki. Çok iyi bir noktadaydık. Yani bunu denetleyerek gitmek zorundayız. Benim korkum İtalya'ya bakınca görüyoruz. Önlemler kalkmaya başlayınca, gevşemeler başlayınca insanlar sanki hiç yaşamamış gibi geçmişi unutarak aynı şekilde yaşamaya başladılar. Bizim bunu yapmamamız gerekiyor. Belki yaz etkisiyle hasta sayılarını kontrollü tutsak da Güney Amerika şu an salgının odak noktası oldu. Çünkü kış mevsimine girdi ve hasta sayıları artmaya başladı. Bizim bunu eylül ekimde yaşamamamız için şimdiden bunlara hazırlıklı olmamız gerekiyor."