Necla Nazır: Rabbime çok borcum var

Moral FM'de yayınlanan Ramazan Sohbetleri programında Emrah İriç, bir zamanların Yeşilçam'ının ünlü aktristi Necla Nazır ile Ramazan'ı konuştu. 'Rabbime çok borcum var' diyen Nazır, 'misafirsiz iftar sofrasına oturmam' diyor.

Necla Nazır: Rabbime çok borcum var
Necla Nazır: Rabbime çok borcum var
GİRİŞ 19.10.2006 00:21 GÜNCELLEME 08.11.2019 17:51

Ramazan ayı bizde de her Müslüman gibi ramazanın bereketi ile geliyor.

 

 

 

Ramazan birazcık daha çabuk başlıyor bende. Üç aylarla başlamış oluyor bizde. Ramazanı karşılamak adına üç aylarda oruç tutuyorum. Üç aylarda sürekli olmasa da belli günlerde… Allah rızasının olduğu orucu tutmayı nasip etsin diyorum.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bütün Müslüman evlerde yaşanan bir şekilde yaşanıyor bizde de farklı bir şey olmuyor. Ben genellikle ramazanda uyumam. Sabah namazında sonra uyurum. İftardan sonra uyumam. Camiye giderim namaz kılmaya. Yatsıyı teravihi camide kılmaya gayret gösteriyorum. Evimin yanındaki camiye gidiyorum. Onun dışında kendimce kaza namazlarım var. Rabbime çok borcum var. Beni affetmesi için elimden geldiğince güzel bir şekilde geçirmeye çalışıyorum Ramazanı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tabiî ki bu ibadetlerimiz sadece Ramazan ayına mı ait olmalı tabiî ki değil. Allah sevgisini kalbinde yaşayan herkesin kendince belli günler ayarlamalı diyorum kendimce. Ramazan gibi kandil gibi... Allah’la baş başa olduğu günler olmalı diyorum.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu günleri sadece ramazana saklamamalıyız. Ramazan geldiğinde bir çaba bir gayret ama ramazan bittiğinde ise tüm her şey bitmiş gibi davranmamak lazım. Bu durum aynen şöyle algılanır. Yalnızca cuma namazına aitmiş gibi ibadetler o zaman yapılır. Burada kimseyi eleştirmek ya da yadırgamak adına konuşmuyorum. Çünkü gözlemlediğim kadarıyla bu böyle. Allah cümlemize hidayet versin gerektiği gibi Müslümanlığı yaşamayı nasip ettin.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ekranlarda görünmediğiniz sanat dünyasında bulunmadığınız dönemlerdeki ramazanlarla şuan ki ramazanlar arasında bir fark var mı?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Benim çocukluk dönemimde çok farklıydı. Tabiî ki bu kadar kalabalık değildik. Misafirler olurdu. İftara insanlarımız gelirdi. Benim çocukluğumda ki ramazanlarda babaannelerimiz ninelerimiz ramazanla ilgili kandillerle ilgili insan sevgisiyle ilgili komşu ilişkisiyle ilgili bir sürü şeyler anlatırlardı bizlere. Bizlere onların anlattıkları ninni gibi gelirdi ve uyurduk. Sonra bizi iftarda tekrar uyandırırlardı. Ben rahmetli babaannemden biliyorum oda uyumazdı ramazan aylarında. Oda beş vakit namazında abdestinde desturlu bir hanımdı. Allah rahmet eylesin. Eşlerimizle dostlarımızla geçirirdik. Ama şimdi çok büyük farklılıklar var. İnsanlar çok büyük bir koşuşturma içerisindeler. Baktığınız zaman karı koca çalışmak zorundalar. İnsanlar iftarlarını sokaklarda açıyor. Oruç tutanlar için söylüyorum. Evlerinde olan hanımlarda çalışmayan hanımlarda bence ramazanı çok güzel ve keyifli geçirdiğine inanıyorum ben. Birde çalışıp tutanlar var. Onlar için çok zor olduğunu düşünüyorum ben. Çünkü bir sürü şeye hasret kalıyorlar bence.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Geçim sıkıntısının artığı, herkesin daha çok çalışma çabası içinde olduğu bugünlerde siz acaba ah o eski ramazanlar diyor musunuz?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

   Ben inşallah ramazanı gerektiği gibi yaşadığına inanan insanlardan birisiyim. Öyle olması için çaba harcıyorum ben her şeyden önce. Benim çocukluğumda da davul çalardı. Davulla uyandırırlardı insanları. Hamd olsun burada Emirgan da da ben aynı hazzı duyuyorum. Burada da öyle… Ben duygu anlamında bir fark görmüyorum. Ama ilişki anlamında bir fark olabilir. Duygu anlamında benim için ramazan aynı. Bir farklılık yok. Şimdi birde aslında televizyonlarda var. Artık ekranlarda bulunan kişilerde bizlerle beraberler. Onları takip ediyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

   Ben dediğim gibi ramazanda sahura kadar okuyorum. İbadetlerimi yapıyorum elimden geldiğince. Dualarımı okuyorum namazımı kılıyorum sahurumu yapıp sabah namazımı kıldıktan sonra yatıyorum. Saat on iki gibi kalkıyorum. Zaten bu saatten sonrada öğle namazı vakti geliyor. Öğle namazımı kılıyorum. Ondan sonrada mutfak başlıyor. İftara misafirlerim konuklarım oluyor. Bunu içinde Allah’ıma her sabah dua ediyorum. Yarabbi soframı misafirsiz bırakma diye. Birisi olmadığı zaman ben mutlaka bir yerlere gidiyorumdur. Zaten biliyorsunuz o gün içinde öğle namazı ikindi namazı ve gün bitiyor. Aslında kısa artık günler. Sabah bir bakıyorsunuz akşam olmuş. Ondan sonra camiye gidiyorum. Sonrada yine geliyorum. Dediğim gibi ibadetle geçiyor ramazan.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Oyunculuk döneminizde ramazandan nasıl etkilendiniz. Sizi zorladı mı? O dönemde ramazan ayının gereklerini yerine getirebildiniz mi? Zor oldu mu?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  Tabiî ki böyle bir dünyanın içine daldığım bir dönem oldu. Olmadı değil. Ben bunun farkına varan insanlardanım inşallah. Tutmadığım dönemler var tabiî ki. Hem de çok var. Benim rabbime çok borcum var. Rabbimin merhametine affına sığınarak inşallah bundan sonrası için yaklaşık ben sekiz yıldır böyleyim. Gayret ediyorum affettirmeye kendimi. Tabiî ki benimde o renkli dünyanın içinde kaybolan çok uzun yıllarım var. Allah affetsin. Tutuyordum mesela şey gibi hani söylemiştim ya namazı sadece Cuma namazına aitmiş gibi bakarız ya beş vakit namaza. O zamanda işte öyle başında ortasında sonunda gibi kendimi kandırdığım dönemler oldu tabiî ki. Allah beni affetsin. Tuttuğum dönemlerde vardı. Çocukluğumda tutuyordum.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

   (Moral Haber)

 

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Rusya, Türklere kapılarını ardına kadar açıyor
İsmailağa Cemaati tarihinde bir ilk! Kapılarını basına açtılar