DTP konvoyuna saldırı davası başladı

İzmir'de 22 Kasım 2009'da DTP konvoyundaki kavga sırasında aralarında polis memurunun da bulunduğu yayalar ile ambulansa çarptığı iddiasıyla hakkında dava açılan araç sürücüsünün yargılanmasına başlandı.

DTP konvoyuna saldırı davası başladı
DTP konvoyuna saldırı davası başladı
GİRİŞ 04.03.2010 15:18 GÜNCELLEME 04.03.2010 15:18

İzmir 6. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu yargılanan İrfan Duman ile 7 müşteki katıldı.

İrfan Duman, ifadesinde, 22 Kasım 2009 tarihinde, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'ü karşılamak için eşi ve iki kız kardeşiyle, Peugeot Partner marka aracıyla havaalanına gittiğini belirterek, dönüşte bir grubun taşlı sopalı saldırısına maruz kaldıklarını ileri sürdü.

Duman, olayı şöyle anlattı:

''Tanımadığım bir kişi elinde taşla benim aracıma saldırdı. Bu şahsa çarpmamak için direksiyonu sola doğru kırdım ve sol taraftaki bariyerlere çarptım. Aracım durdu. Bu arada çevreden gelen şahıslar bana yönelik linç girişimin bulundu. Kurtulabilmek için o panikle arabayı sürdüm. Nasıl oradan çıktım tam hatırlamıyorum. Sonradan televizyondan gördüğüm kadarıyla bir araca çarpmışım.''

Daha sonra karakola gittiğini, burada da kötü muameleye maruz kaldığını öne süren Duman, ''Kimseye kasıtlı olarak çarpmadım. Herhangi bir kişiye çarptığımı da görmüş değilim. Ambulansa çarptığımı televizyonda gördüm. Esnafım. Canavar mıyım ki tanımadığım birine veya aracına bilerek çarpayım'' dedi.

-MÜŞTEKİLER-

Duruşmada müşteki sıfatıyla ifadesi alınan polis memuru Mustafa Ertuğ, yardımcı kuvvet olarak bölgeye gönderilen polislerden olduğunu kaydederek, şunları söyledi:

''Çevredeki vatandaşlar ile konvoy arasında bayrak ve sloganlar yüzünden sözlü tartışma olduğunu gördüm. Vatandaşların kaldırımdan yola çıkmaması için 5'er metre arayla güvenlik tedbiri aldık. Sanığın kullandığı araç üzerime doğru gelince kendimi kaldırıma attım. Yara almadım. Daha sonra polis memuru arkadaşım Hüseyin'e vurdu.''

Polis memuru Hüseyin Yılmaz ise aracın gelip kendisine arkadan çarptığını ve yaralandığını kaydetti.

Ambulans sürücüsü Taner Kumru, sopa darbesiyle yaralanan bir kişiye müdahale etmek için bulundukları bölgede sanığın yönetimindeki aracın ambulansa çarptığını kaydederek, ''Araç ambulansa çarptıktan sonra bazı kişiler elle ve tekmelerle araca vurdu. Bunları ambulansın dikiz aynasından gördüm. Hatta silah sesi de duydum. Ancak kimin ateş ettiğini bilmiyorum'' dedi.

Kahvehane işleten Kamil Köse ise ''Cadde kenarındaki park halindeki arabamın yanına gitmiştim. Bir araç bana arkadan çarptı. Ayaklarımdan yaralandım. Geri geri giderek bir araca, daha sonra bir ambulansa çarparak durdu. Çarpma olayından önce saldırı olayını görmedim. Ambulansa çarptıktan sonra saldırılar gerçekleşti'' dedi.

Gökhan Uçar, konvoya bazı kişilerin taş attığını kaydederek, ''Konvoya taş atmadım. Sanığın kullandığı araç benim üzerime doğru hızla geldi. Etrafımdakiler kaçıştı ben kaçamadım'' dedi.

Diğer müştekiler de benzer ifadelerle olayı anlattı.

-TANIKLAR-

Duruşmada sanığın kardeşi Şükran Demir ve eşi Zakire Duman'ın tanık olarak ifadesi alındı.

Olay yerinde araçlarına taşlı sopalı kişilerin saldırdığını öne süren Şükran Demir, ''Aracın ön kaputu kalkmıştı. Ağabeyim yolu göremez haldeydi. Başımızı dışarıya çıkararak ağabeyime yol göstermeye çalıştık. Ancak sopalarla, tekmelerle aracımıza vurdular'' diye konuştu.

Zakire Duman ise ''Her taraftan insanlar taşlar ve sopalarla konvoydaki araçlara ve bizim araca saldırdı. Önümüzü göremez olduk. Arabada başımızı önümüze eğdik. Eşimin herhangi bir kişiye çarptığını ben görmedim'' dedi.

Sanık avukatı Nergis Tuba Ataş, müvekkilinin tahliyesini talep etti. Ataş, video görüntülerinin incelenmesini mahkemeden istedi.

Bir sonraki duruşmada video görüntülerinin izlenmesi talebini kabul eden hakim, sanığın tutuksuz yargılanma talebini reddedip duruşmayı erteledi.

-İDDİANAME-

Cumhuriyet Savcısı Uğurcan Sevinç Kızıloğlu'nun hazırladığı iddianamede, sanığın 2 kez basit yaralama, basit yaralamaya teşebbüs, kemik kırığına neden olacak şekilde yaralama, kamu malına zarar verme, trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokma suçlarından cezalandırılması isteniyor.

İddianamede, konvoydakilerin zafer işaretleri ve başka el kol işaretleri yaptığı, terör örgütü lehine slogan attığı, terör örgütünü temsil eden renklerde bezler salladığı ve böylece ''semt sakinleri'' ve işi nedeniyle oradan geçmekte olan kişilerin tepkilerini çektikleri öne sürülerek şu ifadelere yer verildi:

''Şüphelinin konvoya ve konvoya katılan kişilere, semt sakinleri ve oradan geçmekte olan kişiler tarafından hem sözle hem de bir şeyler atmak şeklinde fiili tepkilerle karşılık vermesine sinirlendiği, konvoy araçlarının güvenlik içinde geçip gidebilmeleri için oluşturulan güvenlik şeridinden geçip gitmek yerine sırf kızgınlık, zarar vermek ve yaralamak maksadıyla aracı önce orada konvoydakilerin güvenliğini sağlamak için gelmiş Asayiş Şube Ekipler Amirliğinde görevli polis memuru Mustafa Ertuğ'un üzerine sürdüğü, Mustafa Ertuğ kendisini kurtarınca Kamil Köse'ye, polis memuru Hüseyin Yılmaz'a, Bülent Pınarcı ve Gökhan Uçar'a, daha sonra da ambulansa çarptığı, tüm bu eylemleri gerçekleştirdikten sonra kaçtığı, şüphelinin ise üzerine atılı eylemleri kasıtlı şekilde gerçekleştirmediği, araçtaki yakınlarını korumak istediği ve aracının ön kaputunun havaya kalkması nedeniyle önünü göremediğini iddia ettiği dosya kapsamından anlaşılmıştır.''

KAYNAK: AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Fitili ateşleyen Güney Afrika'dan bir İsrail adımı daha! Resmen harekete geçtiler
Kassam Tugaylarının keskin nişancısı İsrail askerini böyle avladı