Yapılmayanı yaptı ama elinde kaldı

Türk bilim adamı koç boynuzundan mikroorganizmaların üretiminde dünyanın en kaliteli pepton meddesini üretti, ancak yeni ürünün ne patentini alabildi ne de üretimini yapabildi. İşte bir bilim adamımızın isyanı:

Yapılmayanı yaptı ama elinde kaldı
Yapılmayanı yaptı ama elinde kaldı
GİRİŞ 27.08.2006 10:30 GÜNCELLEME 27.08.2006 10:30

Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esabi Başaran Kurbanoğlu, koç boynuzundan mikroorganizmaların üretiminde besin maddesi olarak kullanılan dünyanın en kaliteli pepton maddesini üretti, ancak bu yeni ürünün ne patentini alabildi, ne de üretimini yaptırabiliyor. Doç. Dr. Kurbanoğlu'nun 5 yıl süren araştırmasında, ülkemizde önemli kısmı değerlendirilmeden atılan koç boynuzunun içerdiği keratin proteini, ayrıştırılarak kimyasal analizleri yapıldı.


Analizler sonucunda, koç boynuzunun çok zengin kimyasal madde içerdiği ve bu boynuzdan tıp, ilaç sektörü, endüstriyel ve klinik mikrobiyolojide kullanılan pepton maddesi üretilebileceği ortaya çıktı.


EN KALİTESİNİ ÜRETTİ


Araştırmanın sonraki aşamalarında koç boynuzundan elde edilen pepton, dünyada 4 marka adı altında satışa sunulan diğer pepton ürünleriyle kalite bakımından karşılaştırması yapıldı. Koç boynuzundan elde edilen peptonun, her yönüyle mevcut diğer pepton maddelerine oranla çok daha kaliteli olduğu ve üretiminin yüzde 500 oranında daha düşük maliyetle yapılabileceği tespit edildi.


Doç. Dr. Kurbanoğlu, AA muhabirine, 5 yıl zamanını alan araştırma sonrasında elde ettiği boynuz peptonun, laboratuvarlarda yapılan incelemelerde mevcut diğer peptonlardan çok daha kaliteli olduğunun belirlenerek, literatüre geçirildiğini bildirdi. Araştırmanın bulgularının kendisini ve çevresindekileri çok mutlu ettiğini dile getiren Kurbanoğlu, ancak bu mutluluğunun kısa sürdüğünü, araştırmaya verdiği emeğin karşılığını alamadığını belirterek, bu nedenle büyük üzüntü yaşadığını ifade etti.


KOÇ BOYNUZU PROTEİN KAYNAĞI


Kurbaoğlu, Türkiye'de kimyasal madde satışı yapan ve markalaşmış bir firma bulunmadığına, bu nedenle ürettiği peptonu değerlendiremediğine dikkati çekti. Ülkemizde bol miktarda bulunan koç boynuz atıklarının tümünün pepton olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Kurbanoğlu, şöyle devam etti:


"Bir koçun boynuzlarında bulunan protein miktarı, vücudunda bulunan protein miktarına eşittir, hatta bazı durumlarda fazladır. Bu kadar bol olan protein kaynağını göz ardı edemeyiz. Bunların mutlaka endüstriyel ürünlere dönüştürülmesi gerekir. Ayrıca bu gibi proteinlerin endüstriyel ürünlere dönüştürülmesi, ekonomik olarak büyük önem arz etmektedir."


Doç. Dr. Kurbanoğlu, koç boynuzundan dünyada ilk kez sitrik asit, gliserol ve laktik asit gibi endüstriyel ürünleri de elde ettiğine işaret ederek, "Devlet ve özel sektör koç boynuzunu özellikle pepton olarak değerlendirmesi gerekir. Bu durumda, ülkemizin milyonlarca dolarlar ödeyerek ithal ettiği peptonu, kendi öz kaynaklarımızla, hem de daha kaliteli olarak karşılayabiliriz" dedi.


BİYOTEKNOLOJİK VE MİKROBİYOLOJİK ARAŞTIRMALARDA MARKA ÜRÜN ŞARTI


 Kurbanoğlu, bilimsel araştırmalarda elde edilen sonuçlar dünya literatürlerinde yayınlanırken, kullanılan kimyasal maddelerin hangi markaya ait olduğunu belirtme zorunluluğu bulunduğunu da belirterek, şöyle konuştu: "Uluslararası arenada bilinen ve kimyasal madde üreten yabancı markalar var. Oysa ki ülkemize ait olan ve bu alanda uluslararası olarak bilinen bir markaya sahip değiliz. Koç boynuz peptonunu üretirsek ve bunu biyoteknolojik ve mikrobiyolojik araştırmalarda kullanırsak, hangi markayı yazacağımız belli değil. Dünyada yalnızca 4 marka adı altında, mikroorganizmaların çoğaltılmasında kullanılan pepton üretiliyor. Bu markalar da ABD, İngiltere ve Almanya'ya ait. Eğer bu marka adı altında üretim yapılmazsa, pepton satışı olmuyor ve bilimsel araştırmalarda da kullanılamıyor. Ben de büyük emek harcayarak bulduğum boynuz peptonun yabancı bir marka adı altında satışa sunulmasını istemiyorum."


Bu nedenle boynuz peptonun üretimi için yerli bir marka oluşturulması gerektiğini ifade eden Kurbanoğlu, "Devlet ve özel sektörün çabalarıyla kimyasal madde üretim alanında marka oluşturulması durumunda, peptonun üretimini yapabiliriz" dedi.


Kurbanoğlu, koç boynuzundan pepton üretiminin, fazla maliyeti olmadan kurulacak küçük bir tesiste yalnızca ham madde olarak koç boynuzunun kullanılarak üretilebileceğini kaydetti. Türkiye'nin, yabancı markalar adı altında üretilen peptonun kilosunu 500 YTL'den dışarıdan ithal ettiğini anlatan Kurbanoğlu, bunun da önemli döviz kaybına neden olduğuna işaret etti. Kurbanoğlu, boynuz peptonun ekonomiye kazandırılması durumunda ise satışının 10 YTL'den yapılabileceğini bildirdi.


PATENT ALMAKTAN VAZGEÇTİ...


Doç. Dr. Kurbanoğlu, geçen yıl Türkiye Patent Enstitüsü'ne, koç boynuz peptona patent alabilmek için başvurduğunu, ancak önüne birçok engel çıktığını söyledi. Patent alabilmek için 22 bin avro para harcaması gerektiğini anlatan Kurbanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Patent enstitüsü yetkilileri, boynuz peptona patent verilebilmesi için de para ödemem gerektiğini söylediler. Fakat Türkiye'de şu anda pepton üretme şansım olmadığı için istenilen miktarda parayı yatırmam mantıklı değil. Çünkü boynuz peptonun satışı, biraz önce söylediğim gibi ancak üretimi bir marka adı altında gerçekleşirse satışı olabilir. Ayrıca alacağım patente her yıl belirli miktar para ödemem gerekiyor. Bu durumda benim patent almamın da bir anlamı yok. Bu nedenle patent almaktan vazgeçtim."


ARAŞTIRMA RAFTA BEKLİYOR...


Kurbanoğlu, Türkiye'de bilimsel araştırmaların raflarda kaldığını iddia ederek, şöyle konuştu: "Benim yaptığım araştırmanın bulguları da rafta bekliyor. Ülkemizde bilimsel çalışmalar, araştırmayı yapan akademisyenin sadece akademik kariyer yapmasını sağlıyor. Bunun dışında hiçbir yararı yok. Oysa, büyük emek harcanarak yapılan araştırmalardan elde edilen bilgi topluma kazandırılması lazım. Bilgiyi tam anlamıyla kullanmalıyız."

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Zekeriya Say yazdı: "Bizim paramızla geziyorlar"
Tüm dünya gözünü kırpmadan saniye saniye AKINCI'yı izledi! İşte AKINCI'nın özellikleri