Konuk: Türkiye bizi katliamdan kurtardı

Kıbrıs'ın hem federasyon hem de cumhuriyet dönemlerinde iki kez başbakanlık görevinde bulunan Osman Nejat Konuk, "Türkiye bizi Rumların katliamından kurtardı" dedi.

Konuk: Türkiye bizi katliamdan kurtardı
Konuk: Türkiye bizi katliamdan kurtardı
GİRİŞ 10.05.2011 17:56 GÜNCELLEME 10.05.2011 17:56
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Konuk, İnegöl Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret etti. Cemiyet Başkanı Mehmet Hanefi Yıldırım, "Sayın Konuk ile kısa süre önce yurt dışı seyahatinde tanışmıştım. Kendisini İnegöl'e davet ettim. Sağ olsun davetimize icabet ederek bizi kırmadı. Önümüzdeki günlerde bir kez daha İnegöl'e gelerek konferans verecek" dedi.

Yavru vatanının eski başbakanlarından Osman Nejat Konuk, "Kıbrıs, Türkiye için çok önemlidir. Önemli bir milli davadır. Kıbrıs halkı sömürge idaresine ve Rumların baskısına karşı hürriyet mücadelesini başarıyla yürütmüş, ana vatan Türkiye'nin yardımlarına mazhar olarak 1974'de gerçek özgürlüğe kavuşmuştur.

15 Kasım 1983'de de kendi devletlerini ilan ederek, tam bir devlet olmanın mutluluğunu yaşamışlardır. Bu devletin ayakta kalması hem Türkiye'nin stratejik çıkarları bakımından, hem de Kıbrıs Türk halkı tarafından önemlidir. Bu mücadeleyi ancak Türkiye'nin yardımlarıyla sürdürebiliriz. İlerleyen günlerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni yalnız Türkiye'nin değil, bütün dünyanın tanıyacağı bir devlet haline kavuşturmuş olacağız" dedi.

Kıbrıs Türk halkının, mücadele tarihinde çeşitli safhalardan geçerek bugünlere geldiğine işaret eden Konuk, "1963 yılında Rum katliam hareketlerinin sonucu olarak Türkiye uçaklarıyla kendi uluslararası haklarını kullanmak suretiyle müdahale etmiş, bizi Rumların katliamından kurtarmıştır. Ancak 1974 Barış Harekatından sonra böyle karmaşık bir devlet düzeninde yaşamaktansa, gerçek bir devlet hayatına kavuşmak için kendi anayasamıza halkımızın oylamasından geçirmek suretiyle yürürlüğe koyduk.

Kendi devletimizi, anayasası olan bir devlet haline getirdik. Bir toplumun, bir halkın içinde ufak da olsa marjinal grupların mutlaka vardır. Ben çok iyi hatırlıyorum. 1974 Barış Harekatından sonra, bir grubun, o zamanki Başbakan Bülent Ecevit'e, 'İşgal ordularını Kıbrıs'tan çek' diye telgraf çektiği de vakidir. Cumhuriyeti ilan eden bir kişi olarak ve bu cumhuriyeti ayakta tutan liderimiz olarak, sayın Rauf Denktaş'ın bu grubun hedefi haline getirildiği de ortadadır. 'Biz Kıbrıslıyız. Türk'üz, ama ana vatanımızı kabul etmiyoruz. 

Türkiye'yi ana vatan olarak kabul etmiyoruz' diyen bir kişinin, daha sonra cumhurbaşkanı olduğu da bir gerçektir. Sayın Talat'ın, 'Ben Türkiye'yi anavatan olarak kabul etmiyorum' dediği gazetelere yansımıştır. Ama toplumun büyük bir çoğunluğu her zaman olduğu gibi ana vatan Türkiye'ye bağlıdır. Türkiye'siz bu işin yürümeyeceğinin şuurundadır. 1963 ile 1974 arasında, o korkunç günlerde, toplumun yılmadan nasıl mücadele ettiği de ortadadır.

Bu grupları dikkate almamanızı tavsiye ediyorum. Bu toplum, büyük bir çoğunluğuyla ana vatan Türkiye'nin yanındadır. Kıbrıs, mutlaka Birleşmiş Milletler üyesi olacak ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak ilelebet yaşayacaktır diye düşünüyorum. Ben mücahit komutanlığından başbakanlığa gelen bir kişiyim. Benim mazimde mücahit komutanlığı var. Ben siyasi görevleri bir mücahit gibi algılayarak, bugünlere getirdim ve devrettim. Benim anlayışım budur. Hiçbir şey beklemeden, sadece milletime hizmet etmenin onurunu yaşarak bugünlere geldim" diye konuştu.

Kıbrıs'ta Türklerin varlığını ortadan kaldırmak için her türlü tezgahın ortaya konulduğunu anlatan Konuk, şunları söyledi:

"Para dönüyor. Menfaatler, rantlar dönüyor. Bu komploların içerisinde Kıbrıs Türk halkı olarak ayakta durabilmek, Türkiye'nin yanında durabilmek elbette çok önemli bir görevdir. Zamanında Rumlara, 'Federe devletinizi kurun. Federal bir Kıbrıs cumhuriyetinde iç içe değil, yan yana yaşayalım' dedik. Kabul etmediler. KKTC'yi kurduk. Kurduktan sonra 'Siz de kendi devletinizle beraber gelin, konfederatif bir şekilde yine yan yana yaşayalım' dedik.

Bunu kabul edinceye kadar da bekleyeceğiz. Başka yapacak bir şeyimiz yok. Tek başınıza bir çözüm bulamazsınız. Karşı tarafın da onayıyla neticeye varabiliriz. Varacağınız çözüm, sizin varlığınızı ortadan kaldırmaya yönelikse, Annan planı gibi, onu kabul etmemiz mümkün değil. Biz bugünlere kadar gelen dava arkadaşları olarak Annan planına 'hayır' dedik. Eğer 'evet' denmiş olsaydı, belki de Rumlar hedeflerine çoktan varmış olacaktı".


 
 

KAYNAK: İHA
YORUMLAR 1
  • talha tiryaki 13 yıl önce Şikayet Et
    hep destek. Türkiye her zaman sizinle
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Filistinli mücahit kucağında taşıdığı bomba ile İsrail tankını imha etti
Osman Kavala'nın yeniden yargılanmasıyla ilgili karar verildi