Cinsellik olmadan da aşk anlatılabilir

Ahmet Ay, romanı Hüzn-ü Aşk’ta; cinsellik olmadan da aşkı anlatabileceğimizi göstermeye çalıştığını söylüyor.

Cinsellik olmadan da aşk anlatılabilir
Cinsellik olmadan da aşk anlatılabilir
GİRİŞ 24.02.2012 09:06 GÜNCELLEME 24.02.2012 09:06

Cihan Dindar'ın kitap kritiği

Dünyada en çok okunan kitap türleri arasında birinciliği kimseye bırakmayan bir tür var; romanlar...

Romanlar tüm okurlara hitap eden eserleriyle raflarda en görkemli yerleri dolduruyorlar. Böyle olunca hem yerli eserleriyle hem de tercüme şeklinde edebiyat dünyamıza kazandırılan diğer örnekleriyle bu tür, kitap kültürümüzün de büyük bir kısmını oluşturuyor.

Bu eserler, bu denli etkileyici ve başarılı bir tür olmalarına rağmen bazı zaafları da içlerinde barındırmıyor değiller. Özellikle tercüme romanların içerisinde yer alan kültürümüze yabancı öğeler, onlarla büyüyen nesillerin de zihin dünyasını tehdit ediyorlar. Gençler, belki ömürleri boyunca duymayacakları kem özellikleri bu romanlar vesilesiyle kitaplardan öğrenmiş oluyorlar. Belki bu tarz zararlarından en çok korktuğumuz eser türü de; “aşk romanları...”

Aşk romanları, bülûğ çağının heyecanlı ve kararsız günlerinde arayış içinde olan genç okurların ellerinden hiç düşmüyor. Hatta yalnız onlar değil, büyüklerin de en çok sevdiği türlerden birisi oluşturuyor aşk romanları... Fakat özellikle tercüme eserler içerisinde yer alan, aşk ile süslenmiş cinsellik; çocuklarımızın hep safî ve kirsiz kalmasını dilediğimiz düşünce dünyasını da bir hayli pislendiriyor, sislendiriyor. Belki hayatı yeni yeni tanımaya başlayan ve kelimeleri anlamlandıran bir genç, aşk kelimesinin içini de cinsellikle dolduruyor. Aşkı, cinsellik sanıyor...

İşte eseri hakkında konuşurken de bu noktaya dikkat çeken Ahmet Ay, Esen Kitap’tan yayınlanan romanı Hüzn-ü Aşk’ta; cinsellik olmadan da aşkı anlatabileceğimizi göstermeye çalıştığını söylüyor. Aşkı bir meta, bir şehvet ürünü gibi göstermeye çalışanlara bedel; onun duygu dünyamıza kattığı zenginlikleri inkâr etmeden, bizim de romanlar yazabileceğimizi ifade ediyor ve ekliyor:

“Aşk asla bu asırdaki kadar ayaklar altına düşen bir meta olmadı. Bugün duyunca kulaklarımızı kapadığımız pekçok iğrençlik bile aşk olarak fikir soframıza sunuluyor. Burada bizim düştüğümüz ikinci bir yanlış, onları reddederken aşkı da reddetmemiz. Eğer aşkı reddedersek, bu sefer onun yolunun cazibesini de görmezden gelmiş oluruz. Biz bugün böyle eserler üretmesek bile gençler o tür eserleri mutlaka bir yerlerden bulup alacaklar, okuyacaklardır. Bu yüzden daha safi anlatımlı aşk romanlarına ihtiyacımız var.”

Eserini ve arkasındaki fikriyatı bu cümlelerle ifade eden Ahmet Ay, Hüzn-ü Aşk’ın biraz dramatik, biraz hazin öyküsünü hepimize tavsiye ediyor... Ne dersiniz, aşkı hiç cinselliğe bulaşmamış haliyle okumak, yalnızca aşkı okumak hoş olmaz mı?

(Moralhaber.net)

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
CHP'li belediyelerde akraba kıyağı: Liyakate değil kan bağına bakılıyor
Başkan Erdoğan'dan İsrail-İran açıklaması: İki taraf da farklı şeyler söylüyor