Savunma Bakanlığı akreditasyonu kaldırdı

Milli Savunma Bakanı Yılmaz, bakanlığının gündemindeki konuları değerlendirdi. Yılmaz, Genelkurmay'ın bazı medya kuruluşlarına akreditasyon uygulamasını eleştridi.

Savunma Bakanlığı akreditasyonu kaldırdı
Savunma Bakanlığı akreditasyonu kaldırdı
GİRİŞ 28.03.2012 11:25 GÜNCELLEME 28.03.2012 11:25
Bu Habere 4 Yorum Yapılmış

Mustafa Ünal, Emre Soncan'ın haberi

Hükümetin bu konudaki kararlılığını "Bizim dağlarımızda eli silahlı adamlar gezemeyecek." sözleriyle özetleyen Yılmaz, PKK'nın üst yapılanması KCK'nın, 'eli silahlı' olanların taleplerini dile getirdiğinin altını çizdi.

Savunma Bakanı, generallerin çeşitli davalarda tutuklu yargılanmasının terörle mücadelede zafiyet oluşturduğu eleştirilerine ise "Sadece terörle mücadelede değil, sahip olduğu muharebe gücünde de herhangi bir zafiyet söz konusu değildir. Ordumuz kendisine tevdi edilecek her görevi başarı ile yerine getirecek imkân ve kabiliyettedir." cevabını verdi.

Genelkurmay'ın bazı medya kuruluşlarına yönelik akreditasyon uygulamasının, kendi bakanlığı için artık geçerli olmayacağı bilgisini verdi.

"Vatanına, milletine, bayrağına bağlı kurumlara yapılan akreditasyonu, ötekileştirmeyi doğru bulmuyoruz. Her şey yolunda giderse niye çözülmesin?" dedi. Yılmaz'ın, Uludere'de 34 vatandaşın hayatını kaybettiği olayla ilgili tavrı ise net: "Olmaması gereken bir olaydı. Sınırın dışında da olsa teröristle kaçakçıyı ayırt etmek devletin görevi."

Milli Savunma Bakanı Yılmaz, Zaman'a yaptığı değerlendirmede son günlerde yeniden tartışılmaya başlanan 'terörle mücadele konsepti' konusunda önemli ipuçları verdi. Yılmaz, her şeyden önce terörle mücadelenin aralıksız süreceğini ifade ediyor. Hükümetin kararlılığını "İngiltere'nin, Almanya'nın, Rusya'nın, ABD'nin dağlarında eli silahlı adamlar gezebilir mi? Gezemez. Bizim dağlarımızda da gezmeyecek." sözleriyle ortaya koyuyor.

Diğer yandan temel hak ve özgürlüklerden geriye dönüş olmayacağını vurguluyor. Ancak eli silahlı insanların varlığını bunun önündeki en büyük engel olarak görüyor. Bu noktada 'Teröristler dağda olduğu sürece, bölge insanı da temel hak ve özgürlüklerini yeterince kullanamıyor." ikazını yapıyor.

PKK'nın üst yapılanması KCK'ya dönük operasyonların önemine işaret eden Yılmaz, "Sivil ve demokratik bir yapının Güneydoğu'daki halkın temsilcisi olsun isteriz. Ama onlar eli silahlı olanların taleplerini dile getiriyor. Böyle bir yapı demokratik değil." ifadelerini kullanıyor.

Uludere olmamalıydı

İsmet Yılmaz, Uludere'de 34 vatandaşın hayatını kaybettiği olayla ilgili ise net konuşuyor: "Olmaması gereken bir olaydı. Sınırın dışında da olsa teröristle kaçakçıyı ayırt emek devletin görevi. Biz, 'Fırat'ın kenarında bir koyunu kurt kapsa, sorumlusu Ömer'dir' anlayışından geliyoruz."

Tutuklu generaller orduda zaafiyet oluşturmuyor

Milli Savunma Bakanı, askerî darbelerin bugün millet vicdanında mahkûm olduğuna dikkat çekerken, hukuk düzenine herkesin saygılı olması gerektiğini anlatıyor. Ardından Ergenekon ve Balyoz davalarında tutuklu generallerin durumunun terörle mücadelede zafiyet meydana getirdiği eleştirilerine değiniyor.

"TSK'nın tecrübeli ve yetişmiş personelinin kadro görevlerinden uzak kalmasını hiçbir zaman kabul etmeyiz. Hukukî düzen içinde bu sürecin en kısa zamanda tamamlanmasını talep etmekteyiz." diyen Yılmaz, tutuklamalar yüzünden orduda bir zafiyet oluşmadığını şu sözlerle ortaya koyuyor:

"Şunu belirtmek isterim ki TSK, dünyanın sayılı orduları arasındadır. Sadece terörle mücadelede değil, sahip olduğu muharebe gücünde de herhangi bir zafiyet söz konusu değildir. Ordumuz kendisine tevdi edilecek her görevi başarı ile yerine getirecek imkân ve kabiliyettedir. Özellikle terörle mücadelede son dönemde gösterilen başarı da bunun en iyi göstergesidir."

Bedelli askerlikte başvuru sayısı 19 bine dayandı

Bakan Yılmaz, beklenen başvurunun bir türlü sağlanamadığı bedelli askerlikle ilgili de son bilgileri verdi. Buna göre şu ana kadar 18 bin 973 başvuru yapıldı. Devletin kasasına 444 milyon TL girdi. Bakan, profesyonel ordu uygulamasında gelinen noktayı da şöyle özetliyor: "TSK mevcudunun yüzde 35'ini oluşturan subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlar profesyonel personeldir. İç güvenlik harekâtında kullanılan Kara Kuvvetleri'nde beş, Jandarma Genel Komutanlığı'nda bir olmak üzere toplam 6 tugay, komando uzman çavuş ve uzman onbaşıdan oluşuyor. 2011'de 5103 kişilik erbaş ve er kontenjanı belirlendi ama 536 istihdam sağlandı. 2012 için 10.659 kişinin temini planlandı."

Basına akreditasyon ötekileştirir, doğru değil

Bakan Yılmaz, Genelkurmay'ın bazı medya kuruluşlarına dönük akreditasyon uygulamasını doğru bulmuyor. "Vatanına, milletine, bayrağına bağlı kurumlara yapılan akreditasyonu, ötekileştirmeyi doğru bulmuyoruz. Bunun belli bir süreç içerisinde düzeleceğini umuyoruz." diyor. "Bu sorun sizin bakanlığınız döneminde çözülür mü?" sorusuna "Her şey yolunda giderse çözülür, niye çözülmesin?" cevabını veriyor. Yılmaz, akreditasyon olayının özünde diyalogsuzluk ve birbirini anlayamamanın yattığını anlatırken, akreditasyon uygulamasının Milli Savunma Bakanlığı'ndaki programlar için artık geçerli olmayacağını söylüyor.

ATAK helikopteri, yıl içinde hizmete giriyor

Hakkında görevden alınacağına dair söylentiler çıkan Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar'ın görevine devam edeceğini açıklayan Bakan Yılmaz, Savunma Sanayii'nde yürütülen kritik projelerle ilgili ise şu bilgileri verdi: "ATAK helikopteri projesinde 2012'de ilk teslimatlar başlanacak. Üçüncü ülkelere ihracatına yönelik de çalışmalar başladı. İnsansız hava aracı ANKA da bu yıl terörle mücadelede kullanılacak. Altay tank projesi, kesinlikle milli bir proje. G. Kore'nin Rotem firması ile yapılmış teknik danışmanlık anlaşması ise milli tank projemizin daha hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi için gerekli . 2012 içinde ilk prototipler üretilerek test faaliyetlerine başlanacak."

Savunma Sanayii rekabete açılacak

TSK Güçlendirme Vakfı'na bağlı TAI, Aselsan, Havelsan ve Roketsan gibi şirketlerin iyi yönetilemediği yönünde eleştiriler söz konusu. Bakan Yılmaz, bu soruna değinirken doğrudan alımlar yerine ihaleler yoluyla şirketlerin rekabet gücünü artıracaklarına dikkat çekiyor: "Şirketlerimizin bugün geldiği nokta gurur duyulacak bir seviyededir. Daha da ileri götürülmesi, rekabet gücünün artırılması gerekiyor. Ancak bu şartla bu şirketlerimiz sağlıklı bir yapıya kavuşur ve mevcudiyetlerini devam ettirebilirler. Bugüne kadar çoğu ihalelerin doğrudan verildiği ve bunun da şirketlerin rekabetçi güçlerini geliştirmesine engel olduğu gerçektir. Bundan sonra doğrudan alımları en aza indirip, bu şirketlerimizin de katılacağı ihaleler yolu ile tedarik süreçlerini başlatacağız."

ZAMAN

YORUMLAR 4
  • yusuf yağcı 12 yıl önce Şikayet Et
    sabır. kurum içinde hala ipliği pazara dökülmemişler olduğu aşikar bu akredite işi de onların marifeti.sabır...
    Cevapla
  • soner 12 yıl önce Şikayet Et
    adalet. Biz, 'Fırat'ın kenarında bir koyunu kurt kapsa, sorumlusu Ömer'dir' anlayışından geliyoruz." ama kuzey Ankara projesinde sahte kura ile dolandırılanlar müstesna...
    Cevapla
  • ali ateş 12 yıl önce Şikayet Et
    tutuklamalar. tutuklu generaller elbette terörle mücadelede ve ordunun savaş gücünde zaaf sebebi değildir ama tutuklama öncesi tutuklama ve yargılama sürecinde yaşananlar tsk personelinin birbirine olan güven duygularının temelden sarsılmasına kimsenin kendi sorumlukuk ve işleriyle ilgili insiyatif kullanma riski almamasına kurumda statü hastalığından kaynaklanan ayrıştırmaların açtığı yaraların derinleşmesine sebep olmuştur.bunların düzeltilmesine dair bakan olarak ne yaptınız şimdiye kadar? 30 yıl hizmet etmiş emekli albayın aldığı 3.500 tl emekli maaşı aynı süreyle hizmet etmiş 1 nci dereceye düşmemiş uzman çvş astsubay ve sivil memurların aldığı 980 tl emekli maaşı vicdanınızda hiç yer edip karşılaştırmaya tabi tutuluyormu? bu konuda vicdanınızdaki akreditasyonu kaldırmayıda düşünüyormusunuz? yoksa maliyeci albayların kendi eşitlerine üst düzey komutanlarıda kandırıp ikna ederek geçtiği kıyağı boynu bükük seyreylemeye devam mı edeceksiniz?
    Cevapla
  • Hakan Can 12 yıl önce Şikayet Et
    Sayın Bakan, Re'sen Emekli (Gizli YAŞ) Mağdurlarının Durumu Ne Olacak?. Sayın YILMAZ, bir sene önce kanunla irticai gerekçelerle TSK'dan ilişikleri kesilen YAŞ mağdurlarına ve 12 Eylül darbesinden hemen sonra solcu oldukları gerekçesiyle ilişiği kesilen bir kısım mağdurlara bazı hakları geri verilmişken diğer darbe dönemi mağdurlarına ve benzer gerekçelerle ancak yargıya açık idari işlemlerle (ki askeri yargıya açık yani emir komuta zincirine bir şekilde dahil olan AYİM'e itiraz hakkı olan) ilişiği kesilenler bu haklardan mahrum edildi. Bir nevi üvey evlat muamelesi yapıldı. Lütfen bu hususu da gündeminize alınız ve sayın Başbakanımızın "darbelerin açtığı yaraları saracağız" sözünün gereğini yerine getiriniz.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Bakan Göktaş: Evlilik kredisinde ilk ödeme 21 Mayıs'ta
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan öğretmene şiddet açıklaması