Ne tavsiye ediyorsunuz hocam?

Televizyon ekranlarında sabah kuşağında en çok izlenen programlar arasında olan Feridun Kunak Show'ı hazırlayıp sunan Dr. Feridun Kunak, yine ilginç bilgilerle sizi şaşırtacak..

Ne tavsiye ediyorsunuz hocam?
Ne tavsiye ediyorsunuz hocam?
GİRİŞ 09.05.2013 08:24 GÜNCELLEME 09.05.2013 15:14
Bu Habere 10 Yorum Yapılmış

Nursel Tozkopran'ın röportajı

Dr. Feridun Kunak tam iki yıldır Kanal 7 ekranlarında hafta içi her sabah hem bedene hem ruha iyi gelecek ‘tavsiyelerde' bulunuyor.

Yani…

Daha son yılların popüler söylemiyle ‘detoks' önerileri yapıyor. Ancak bu detoks önerilerini yaparken ekstra maliyet çıkartacak, cebinizi yakacak cüzdanınızı delecek rakamlarla değil, mutfağınızda, evinizde olanları sizi şaşırtarak değerlendirme fırsatını sunuyor.

Dr. Feridun, iki yıldır şapkasından tavşan çıkartırcasına,  kel alaka ‘elektrikli ev gereçleri'ni  bir anda ‘medikal malzemelere' dönüştürüyor.


Şöyle ki…

Misal markası ne olursa olsun evinizde bulunan elektrikli süpürge ya da halı yıkama makinasının aynı anda sırt, bel, boyun, diz ağrılarına iyi gelen ‘masaj aleti' yerine geçip bu kez bedeninizdeki ağrıları vakumlayabildiğini biliyor muydunuz?

Bir türlü geçmeyen, artık kaderiniz olduğunu düşündüğünüz, tonlarca lira ilaç parası verdiğiniz  ‘baş ağrıları'n mucizevi ilacının ‘aktarda' bir köşecikte duran küçücük şişedeki ‘nane ruhu'nun olduğunu biliyor muydunuz?

Buzdolabınızdaki patlıcan, domates, soğan-sarımsak ve yoğurdun illa ki midenize girmesi gerekmediğini, canınız yemek yapmak istemezse ‘maske' yapabileceğinizi mesela…

Sabah uyandığınızda ilk yapmanız gereken şeylerin neler olduğunu…

Saçma soru diye bir şey yok Feridun Hoca için, kendinize dair ister bedeninize isterse de ruhunuza iyi gelebilecek her şeyi ‘ne tavsiye ediyorsunuz hocam' diyerek sorabilirsiniz…

Bende öyle yaptım…

Bu röportaj birazda kendim için oldu… Merak ettiğim ne varsa onu sordum… Hatta uçaktan indiğimde yine her zamanki gibi başım ağrıyordu röportaja da bu soruyla başladım…

 Hem de evinizde,

Başı ağrıyana da…

ÇOK BAŞI AĞRIYANLARA" NANE RUHU"NU TAVSİYE EDİYORUM

Hocam, korkunç başım ağrıyor. Uçak yolculuklarında bunu hep yaşıyorum. Bu normal midir?

-Uçak yolculukları, ayağın yerden kesildiğinden dolayı insanı ister istemez strese sokuyor. Araba ile bir yere giderken dua edersin ama uçağa bindiğinde daha çok dua edersin. Alçak basıncın yüksek basıncın etkileri de oluyor. Bu da baş ağrısına neden oluyor. En önemlisi ve bütün dünyanın kabul ettiği; uçakta basınç ayarlaması yapılmasına rağmen bedenimizde bazı değişiklikler oluyor. Mesela inerken içimiz falan tuhaf oluyor. Neden? Kan basıncında değişiklikler olduğu için. Bunlar sizin gibi bazılarında baş ağrısı gibi gösteriyor, bazılarında midesinde ağrı gibi gösteriyor, bazısının da ayakları şişiyor.

O zaman ne yapmak lazım?

En önemli şey, uçağa binmeden önce duş almak. Vücudun kötü enerjisini boşaltıp taze enerji ile uçağa binmek lazım. Daha sonra uçakta giderken boş durmamak , boynu, kolları, elleri, ayakları hareket ettirmek lazım. Hele 1 saati geçen bir yolculuksa muhakkak ayakları hareket ettirmek hatta ayağa kalkmak lazım. Gerekirse ihtiyacınız olmasa bile tuvalete gitmek lazım. Çünkü insanoğlu yürümeye göre yapılmış.

Baş ağrılarının çok önemli sebeplerden birisi de gerilim tipi baş ağrısıdır. Buna mani olmak için hafif şakaklarınızı, kaşların üstünü ovmak, ensenize masajlar yapmak da sizi rahatlatacaktır.

Bu tavsiyelerinizi bilmediğim için yapmadım ve başım ağrıyor. Bundan sonra ne yapacam?

Çok başı ağrıyanlara özellikle migren tipi baş ağrıları olanlara "nane ruhu" nu tavsiye ediyoruz.

"Nane ruhu" nedir?

- Katıksız, Toros Bölgelerinde yetişen bir nane cinsi var. Onu alıyorlar damıtma metoduyla alttan buharını geçirip çok özel bir yağ çıkarıyorlar. Nanenin özünü çıkarıyorlar. Buna nane ruhu diyorlar.

Peki, başağrısı için "nane ruhu" nu nasıl tüketeceğiz?

Öncelikle katıksız olanını bulmanız gerekiyor. "Nane ruhu "uçucu bir şeydir, onu kokladığınız zaman, bütün dünyada da bu kabul edilmiş, baş ağrılarına mükemmel iyi geliyor.

Nerede bulabiliriz katıksız olanını?

Güvendiğiniz baharatçılarda, aktarlarda bulabilirsiniz. Nane şekeri yapan şekerciler vardır, o şekeri yapan nane esansı vardır oralardan da bulabilirsiniz.

Nane şekeri etkili olabilir mi?

Olabilir. Eskiden otobüse binmeden önce naneli şeker verirlerdi. Gerilim tipi ağrılarınızı almasında yarar vardır. Ben bunu özellikle tavsiye ediyorum ama en önemlisi hareket etmenizi tavsiye ediyorum. Bir de uçaktan iner inmez eğer fırsat varsa derhal elinizi yüzünüzü yıkayınız.

Ayak şişmelerine ne öneriyorsunuz?

Muhakkak ayaklarınızı soğuk su ile yıkamanız lazım. Mesela hem binerken hem inerken abdest almak inanılmaz bedeni rahatlatıyor.

ABDEST ALARAK VÜCUDUNUZUN AKUPUNKTUR NOKTALARINI SUYLA TAZELİYORSUNUZ

Abdest almanın nasıl bir etkisi var?

Vücudunuzun akupunktur noktalarını suyla tazeliyorsunuz. Yüzünüzü yıkarken yüzünüzün akupunktur noktalarını tazeliyorsunuz, kulağınızın içindeki noktaları tazeliyorsunuz. Anadolu'da insan fenalaşınca ensesine su tutarlar, abdestte ensenize mesh ettiğinizde ensenizi rahatlatıyorsunuz.

Ayakların yıkanması çok etkili dediniz. Neden?

Biliyorsunuz ayaklarda; beyin, karaciğer, dalak, akciğer, mide, eklemler ve kalça noktaları var. Abdest alırken " topluiğne başı kadar su değmemiş yer kalmasın " tarif edilir. Bu, suyu her yere değdirin anlamındadır. Hele bir de parmak aralarını, ayak tabanını ovarak yıkadığınız zaman bütün kötü enerjiniz boşalacaktır.

Auranın yaşam kalitesine etkisi var mı?

Hepimizin bir elektriği var, bir sistem var. Biz buna "Aura" diyoruz. Hatta bazı bilimler bunun fotoğrafını dahi çekiyorlar. Auranız düzgün olduğu zaman hiç korkmayın. Her türlü hastalığa karşı, her türlü dışarıdan gelen etkenlere karşı rahatlıyorsunuz. Ama zamanımız, teknoloji, bilgisayarlar en önemlisi cep telefonları auramızı bozdu. Kendi doğal enerjimizi bozdu. Cep telefonlarının zararını eğer size gösterebilsek, bir kilometre öteye kaçardınız. Ama işimiz gereği, şartlarımız gereği maalesef hepimiz kullanıyoruz.

CEP TELEFONLARIYLA BLUETOOTHLA DEĞİL, KULAKLIKLA KONUŞUNUZ

Ne yapmak lazım aurayı düzgün tutabilmek için?

Cep telefonlarında muhakkak kablo kullanınız, bluetoothla değil kulaklıkla konuşunuz. Dolayısıyla telefonun ana merkezi sizden uzakta duruyor, zararını öteliyorsunuz, zarar fazla olmuyor. Ama biz ne yapıyoruz? Çalar çalmaz hemen kulağımıza götürüyoruz, bir de uzun süre konuşuyoruz. Dikkat edin uzun süre telefonla konuştuğunuz zaman kulak bölgenizde bir ısı, hafif karıncalanma hissedersiniz. Neden? O kadar çok manyetik alan gelip çarpıyor ki oradaki dengeyi bozuyor.

Cep telefonu ile konuşmaların zararları çok mu?

İleri safhalarda beyin kanseri, beynin kan dolaşımının bozulması, unutkanlık, kulak çınlamaları, tansiyon ve birçok dengelerin zedelenmesine neden oluyor. Cep telefonu ile kısa, öz, net konuşmalıyız. Bilhassa çocuklarımızdan uzak tutmamız lazım. Dünya Sağlık Örgütü "15-16 yaşlarına kadar olan çocukları 10 dakikadan fazla konuşturmayın "diyor

AURAYI EN GÜZEL TAZELEMENİN YOLU, RAHAT BİR UYKUDUR

Auramızı düzgün tutmamız için başka ne yapmamız lazım hocam?

Aurayı en güzel tazelemenin yolu; güzel, rahat bir uykudur. Bunun için de seçilen yatak çok önemli… Geçenlerde gördüm bir yatak firması ametist taşlı yatak yapmış. Bu yatak şirketine aferin. Taşların vücudun dengesini düzenlediği iddiası doğrudur.

SENTETİK ÇARŞAFLARDAN UZAK DURUN

Yataklarımız da kullandığımız nevresimlerin kalitesi de önemli mi?

Sentetik çarşaflardan uzak durun. Pamuklu, doğal bambulu, ipek çarşafları tercih edin.

Neden?

Çünkü yatakta kıpırdadıkça vücutta elektrikleniyor. Yatak sentetik, çarşaf sentetik siz de hareket ettikçe statik bir enerji oluşuyor. O enerji de sizin üstünüze biniyor. O nedenle güzel bir yatak alın, üstüne muhakkak %100 pamuktan bir kılıf geçirin. O zaman yatağın elektriklenecek sentetik kısmı ile sizin aranızı çarşaf ayırarak, oluşacak enerjiye mani olacak. Bir de çok renkli, alacalı bulacalı çarşafları tercih etmeyiniz. Keşke imkân olsa da doğal renklerle boyanmış çarşaflar üretilebilse. Renkli çiçekli olanlar insanı cezbediyor ama vücudun enerjisini, aurayı da bozmada çok büyük bir etken.

ÖZELLİKLE TUVALETE, ÇIPLAK AYAKLA GİDİNİZ

Çıplak ayakla gezmek yanlış mıdır?

Özelikle tuvalete falan giderken mümkün olduğunca çıplak ayakla gidiniz. Ayaklarınızı taşa bastığınız zaman enerjide bir tazelenme olur. Tuvaletinizi yaptıktan sonra muhakkak ellerinizi oğuşturarak biraz fazla yıkayınız. Kötü enerjinizi boşaltmış olursunuz.

OLSUN OLMASIN AKLINIZA GELDİĞİNCE İDRARINIZI BOŞALTIN

Aurayı düzeltmenin bir yolu da; idrarınızı tutmayınız. Olsun olmasın aklınıza geldiğince idrarınızı boşaltın. Aurayı düzeltmenin bir diğer yolu da kabız olmayınız. Kabızlık, bağırsak sistemi bozukluğu bütün vücudun dengesini bozar.

Kabızlık için ne öneriyorsunuz?

Posalı yiyecekleri tercih etmeliyiz. Bol su içmemiz lazım. Çok özür dilerim ama her tuvaletinizde idrarınıza bakınız. Eğer rengi sarı ise demek ki idrarınızda problem var. Biliniz ki vücudunuzun suyu az.

BEDENİNİZDE TERİNİZ, İDRARINIZ VE BÜYÜK ABDESTİNİZ ÇOK DÜZGÜN OLMALI


Nasıl olması lazım?

Beyaza yakın sarı olması lazım. O zaman vücudunuzun suyu dengeli demektir.

Büyük abdestiniz çok afedersiniz çok yumuşak çıkması lazım. Çok katı çıkarıyorsanız, her gün bir sefer tuvalete çıkmıyorsanız problem var demektir. Çok mükemmel bir araba düşünün, her şeyi mükemmel, en son sistem ama arabanın egzoz sistemi bozuksa yani pis gazları atamıyorsa siz o araba ile hiçbir yere gidemezsiniz. Beden de aynı öyle. Bedeninizde teriniz, idrarınız ve büyük abdestiniz çok düzgün olacak.

Posalı yiyeceklerden kastınız nedir?

Her türlü sebzeleri yememiz lazım. Özellikle elma, kayısı, inciri bolca tüketmemiz gerekiyor. "Ben şeker hastasıyım nasıl yiyeceğim "diyenlere de "bol marul yiyin, zeytinyağı nimetinden faydalanın "diyoruz.

ETİN YANINDA MUHAKKAK SEBZE YEMELİYİZ, AYRAN İÇMELİYİZ

Bağırsaklarda probiyotin denen faydalı mikroplarımız var, bunların önemi son dönemlerde yeni yeni anlaşılıyor. Çok lüzumsuz antibiyotik ilaçlar kullanarak bu sistemi bozduk. Şimdi dünyada yeni yeni bu probiyotiklerin önemi anlaşıldığı için probiyotiğin haplarını çıkardılar. Ama bizim çok büyük bir şansımız var %100 doğal yapılmış yoğurtların da probiyotik özelliği var. Artı kefir dünyanın en büyük probiyotiği olan bir yiyecek. Süt ürünlerinden beslenmemiz lazım. Etin yayında muhakkak sebze yememiz lazım. Yine etin yanında muhakkak ayran içmeliyiz. Etin bazı toksinlerini ayran alıp götürüyor.

Şalgam suyunu çok severim, önerir misiniz?

Kesinlikle çok faydalı içecek. Etin yanında şalgam suyu çok iyi olur. Mor olan her türlü sebzeleri, içecekleri tüketmemiz lazım. Kara üzümü tercih ediniz.

Neye faydası var mor renkli yiyeceklerin?

Antioksidan özelliği olduğu için, vücudun toksinlerini atıyor.

Büyük abdest çıkışlarında bir yanlışlığı daha size anlatayım. Güzel tuvalet alışkanlığımız yok. Eski sistem tuvaletlerde büyük abdesti çıkarmak çok daha kolay. Çöküyorsunuz iyice kapanıyorsunuz.

TUVALETTE GAZETE, KİTAP OKUMAYIN, ÇOK YANLIŞ

Klozetleri önermiyor musunuz?

Klozetleri hiç önermiyorum. Ama dizlerinde sorunları olanlar için bir şey demiyorum. Klozette oturuyorsanız bile iyice öne doğru çökünüz. Belinizi bükünüz, mesaneye baskı yaptırınız. Sakın ola ki tuvalette gazete, kitap alıp okumayın. Çok yanlış.

Neden yanlış?

Beyninizi sadece onu çıkartmaya konsantre etmeniz lazım. Ve beyninizin de o iş için emir vermesi lazım. Siz gazetede çok önemli bir haberi okurken orayı unutuyorsunuz. Çok uzun oturmaya bağlı olarak bağırsak da tembelleşiyor. Uzun süre kıvrık pozisyonda oturduğunuz zaman varislerinizde de sıkıntı oluyor. Bir tavsiyem daha var, her gün aynı saatte tuvalete çıkmaya çalışınız. Mesela "ben sabah kalkarım elimi yüzümü yıkarım, büyük abdestimi yaparım" demeniz lazım.

BÜYÜK ABDESTİNİZ GELDİĞİ ZAMAN ERTELEMEMEK LAZIM

Bir de geldiği zaman ertelememek lazım. Mesela bazı yerlerde tuvalete girme sıkıntısından dolayı erteliyoruz. Haklı olabilirsiniz çok temiz tuvalet olmayabilir ama onu tutmanız daha da zararlı. Haberiniz olsun.

Büyük abdestin tutulmasının ne gibi zararları var?

İçeride, geriye doğru tepme oluyor. Mesela bir evin kanalizasyon teşkilatını tıkayalım. Önce koku gelmeye başlar. Bir süre sonra da alt katları pislik basar ve yayılmaya başlar.

Siz de büyük abdestinize her gün çıkmadığınız zaman önce koku basar bedeninizi. Vücut arınmıştı, o toksinleri atacaktı siz onu geri ittiriyorsunuz. Beyin de şaşırıyor, beden de şaşırıyor. Çok ciddiye almadığımız bu kabızlık oranı Türkiye'de çok fazla. Ama o kadar tezat ki, bizim kadar sebze bol olan ülke yok ama bizim kadar da kabız olan insan yok. Sebebi bol su içmiyoruz, sebzeleri yeterince yemiyoruz, zeytinyağı nimetinden yararlanmıyoruz. Probiyotik dediğimiz yoğurtlardan, kefirlerden de yeteri derecede yararlanmıyoruz.

 Hocam, önerdiğiniz her şeyi %100 kendinizde uyguluyor musunuz?

Kesinlikle ve kesinlikle uygulamadığım hiçbir şeyi kimseye bugüne kadar anlatmadım.

Sabah kalktınız, ilk olarak ne yaparsınız?

Sabah kalkar kalkmaz hemen elimi yüzümü yıkarım, dişlerimi fırçalarım.

Yataktan nasıl kalkarsınız?

Birden bire hemen pat diye kalkmam, şükrederim. Önce "Ya Rabbi bugün beni yine uyandırdın, sana sonsuz şükürler olsun" derim. Düşünsenize uyku o kadar enteresan bir şey ki, gece ölüyorsunuz sabah tekrar diriliyorsunuz. Düşünün hiçbir şeyden haberiniz yok, nasıl enteresan bir sistem.

Sonra ne yaparsınız?

"Aman Ya Rabbi bugünümü güzel eyle, hayırlı eyle" diye dua ederek mümkün olduğunca sağ ayağımla kalkarım. Sabah kalktığımda genleştiğimde hafif bir kültürfizik hareketlerim var, 5-10 dk parmak uçlarında zıplarım. . Çok önemli bir şey olmadıktan sonra her sabah duşumu alırım. Sonra da muhakkak büyük abdestimi yaparım.

Aç karnına mı hocam?

Ben hemen elimi yüzümü yıkamaya gittim mi o gelir zaten. Çünkü yıllardır beynimi ona konsantre ettim. Sonra traşımı olurum, babamdan kalma bir şey; abdest alırım. Daha sonra kahvaltımı yaparım ve programım için kanala giderim.

BİR YA DA İKİ TANE ZEYTİN ÇEKİRDEĞİNİ SABAHLARI YUTARIM

Kahvaltıda vazgeçilmeziniz nedir?

Vazgeçilmezimiz zeytindir. Zeytinsiz kahvaltı etmem. 7-8 tane zeytin yerim. 1 veya 2 tane zeytinin çekirdeğini sabahları yutarım.

Zeytin çekirdeğini mi yutuyorsunuz?

Evet. Çünkü zeytin çekirdeğinin içerisinde çok büyük nimetler var. Zeytinin özü, anası çekirdeğidir. Zeytin çekirdeğinin içinde zeytinyağından beklediğimiz çok büyük özellikler var, kolesterol düşürücü, mide yanmasına karşı gibi bir sürü özellikler var. Düşünün zeytini toprağa ektiniz, ne oluyor oradan bir süre sonra yeşillenme oluyor, bir canlı çıkıyor. İşte ben o enerjiyi alıyorum bedenime.

Genelde tuzsuz peynirleri geceden hazırlattırırım. Mümkün olduğu kadar yumurta yerim. Birazcık bal, birazcık tereyağı muhakkak yerim. Çayımı içerim.

TÜRK KAHVESİNİ KESİNLİKLE ÖNERİYORUM

Kahve içer misiniz?

Çok kahve içmem.

Aaa… Ben Türk kahvesini çok seviyorum. Önermiyor musunuz?

Türk kahvesini kesinlikle öneriyorum. Ama beni affetsinler diğer sistem kahvelerini kesinlikle önermiyorum. Çünkü onların içerisinde bazı katkı maddeleri var.

Türk kahvesinin selülit yaptığı bilgisi yanlış o zaman…

Yabancı yayınlarda kahve zararlı dendiği için bizim kahveyi de dâhil ettiler. Ama sonradan Türk kahvesinin olumsuz bir etkisinin olmadığı gibi baş ağrısına da iyi geldiği anlaşıldı.

Bedeni rahatlatıcı bir özelliği var. Bunun dışında kahvelerin yanında su içilir bu da çok önemli bir özeliktir. Kahvenin daha iyi yayılmasını sağlar.

HER GÜN BİR VEYA İKİ ŞİŞE MADEN SUYU İÇİLMESİNİ TAVSİYE EDİYORUM

Bir de her gün 1 veya 2 şişe maden suyu içilmesini tavsiye ediyorum.

Neden?

Bedenin elektronik sistemini düzenliyor. Yani sodyumlar, potasyumlar, magnezyumlar açısından önemli.

BOL TAHILLI KEPEKLİ EKMEK YİYORUM

Hangi tür ekmekleri tüketiyorsunuz?

Kesinlikle ve kesinlikle bol tahıllı dediğimiz kepekli ekmek yiyorum. Beyaz ekmek dediğimiz çarşı ekmeğini çok fazla tavsiye etmiyorum. Onun yerine köy evlerinde yapılan tandır ekmeklerini daha çok tercih ediyorum. Onda da avucun içi kadar alınmasını tavsiye ediyorum.

-          EVDE NE İSEK PROGRAMDA DA AYNI ŞEKİLDE DAVRANIYORUZ

Eşinizle birlikte program yapmak avantaj mı dezavantaj mı?

Eşim çok iyidir, renkli bir kadındır. O'da biraz çok biliyorum havalarında ben de çok biliyorum havalarında. Her şeyi bildiğiniz zaman pek iyi olmuyor. Bu konuda biraz didişiyoruz. Maalesef bu programa da yansıyor. Çok samimi bir şey söyleyelim evde ne isek programda da aynı şekilde davranıyoruz.

Bence programın tutmasının sebeplerinden birisi de kendilerinden biri olarak görüyorlar bizi. Çünkü herkesin evinde var bu tarz didişmeler. Bazıları gizliyorlar ama biz gizlemiyoruz.

Birbirinize küsmüyor musunuz?

Yok… Serap Hanım çok iyi birisidir. Beni iyi tanır. Ben biraz daha sertimdir. O daha mülayimdir. Dengeleyicidir benim o sertliklerimi törpüler. Ama ben de kötü niyetli değilim. Sadece o anda iş daha iyi olsun, daha güzel olsun, bir de tez canlıyım, sabırsızım, her şey güzel olsun diye uğraşırım.

Program içeriğini nasıl hazırlıyorsunuz?

Bizim en büyük avantajımız benim bir muayenehanemin olması. Muayenehanemde her gün yaklaşık 50 kişi ile muhatap oluyorum. Orada insanlarda ne görüyorsam, ne eksik görüyorsam onları gelip anlatıyorum.

Yani size referans, hastalarınız mı oluyor?

Aynen öyle… Bir de herkesin yapamadığı bir şey yapıyoruz programda. Canlı yayına gelen misafirlerimiz içinde 6-7 kişi seçiyoruz diyelim ki biz o gün migren hazırladık ama gelen seyircilerimizin içerisinde de mesela diz ağrısı var veya akciğer iltihaplanması olan seyircimiz var hemen onu anlatıyoruz.

TÜRKİYE'DE İLK DEFA BİZ CANLI YAYINDA HASTA MUAYENE ETTİK

Yani yayın öncesi hazırladığınız akışa çok sadık kalamıyorsunuz…

Bizim programın bence başarılı olmasının sebebi bu, doğal olması. Türkiye'de ilk defa biz bu programda hasta aldık ve muayene ettik.. Bizden sonra diğer kanallar almaya başladı. İlk defa canlı yayında hastanın dizine iğne ile bir şeyler yaptık, aletler gösterdik, kemik gösterdik, canlı ameliyatın nasıl yapıldığını gösterdik.

Diğer televizyonların sağlık programlarını takip ediyor musunuz?

 Hepsini seyrediyorum. Hepsinden kendime pay çıkarıyorum. Mesela bizim duayenimiz Mehmet Öz kardeşimiz Amerika'da harika bir program yapıyor. Çok da takdir ediyorum. O'ndan çok faydalanıyorum. Onun gibi bazı şeyleri biz de uyguluyoruz. Türkiye'deki bazı kanallardaki arkadaşlar da çok güzel şeyler yapıyorlar onları da tebrik ediyorum ama bazılarında da reklama giren işler de oluyor.

STRESİN EN BÜYÜK TEDAVİSİ "ŞÜKÜR JİMLASTİĞİ"DİR

Hocam çağın hastalığı stres, siz de yaşıyorsunuz, biz de yaşıyoruz… Ne öneriyorsunuz?

Stresin en büyük tedavi si, şükür jimlastiği dir.

Nasıl yani?

Halinize şükür edeceksiniz. " Yarabbi verdiğine sonsuz şükürler olsun. Ne olur beni gördüklerimden ayırma, düşündüklerimi, hayal ettiklerimi, istediklerimi, duada istediklerimi benim için hayırlı eyle"diyeceksiniz. Bu şükrünüzü yaptığınız zaman o zaman mutlu oluyorsunuz.

Başka?

Stresten uzak durmanın en birinci kurallarından birisi bu şükür jimnastiğidir. Bir de ben kişilere göre bazı tavsiyelerde bulunuyorum. Kime kızıyorsam kime ne yapıyorsam ben de ona diyorum ki ben de seni Allah'a şikâyet ediyorum.

Bir de şunu öneriyorum. Sıkıntını boş bir kâğıda yaz, o kâğıdı git boş bir yerde yak ve "uçtu gitti ben bunu attım gitti"de. Hatta bazılarına diyorum ki, konuş konuş sonra bir balona üfle şişir sonra elinden at gitsin.

Gidiyor mu gerçekten?

Gidiyor. Bunlar otohipnoz dediğimiz şeyler. Bedenden atıcı şeyler. Bunları yapmanız lazım. Bir de melisa çayı, ıhlamur, rezene, papatya çayları da stresi gidermede çok büyük yararı var. Ve elinizi ayağınızı, yüzünü yıkamanın da stresi gidermede çok büyük yararı var.

Haber 7

YORUMLAR 10
  • bahar 8 yıl önce Şikayet Et
    gerçekten çok güzel şeyler ve yararlı şeyler anlatıyo Allah hocamıdan razı olsun
    Cevapla
  • hami kuyucu 10 yıl önce Şikayet Et
    tuvalete çıplak ayakla.... tuvalate çıplak ayakla gitmek ne demek kardeşim.Elimden gelse tuvalete hiç ayak basmadan gideceğim.Tuvalet demek pislik demek.en temiz tuvalet dahi pisliktir.çıplak ayakla nasıl basılr,bunu söyleyen insan hangi ruh haliyle bunu söyler anlamıyorum.Bir söz,söylediğiniz bütün güzel sözleri mahveder,değerini sıfıra indirir.Afrikadaki cahil yerli kabileden değilim,ikinci dünya savaşı öncesi tahareti bile bilmeyen japon değilim,birkaç yüzyıl önceki avrupalı da değilim,müslümanım ve türküm ben.Var sen çıplak ayakla git tuvalete...
    Cevapla
  • duran 11 yıl önce Şikayet Et
    teşekkürler. slm.sade bedenlerin degil aynı zamanda ruhlarımızın doktoru.ben her sabah izliyorum.çevreme ve tüm dostlarıma tavsiye ediyorum.serap hanımdaki sabrı alkışlıyorum.özelleikle teşekkür ediyorum .aslında tüm insanlara örnek oluyorlar.bizlere dünya da saglıklı olmayı,ahirette kurtulmayı anlaatıyorlar.pırogramdan öte birşey.hem göze hitap ediyorlar hem kulaga bu bizde çok kalıcı oluyor.ömürleri uzun olsu.vesselam....
    Cevapla
  • ERDAL KÖROĞLU 11 yıl önce Şikayet Et
    NE DİYEYİM !. Bu ülkede bazı insanların ciddi şansları oluyor.Her söyledikleri" vecize' dönüşüyor! Nediyeyim...
    Cevapla
  • Sabit Kal 11 yıl önce Şikayet Et
    Herşeyi güzel anlatmışsınız Hocam, Allah razı olsun. Ancak bu kime kızıyorsanız Allah'a havale etme işiniz. hiç hoşuma gitmedi. Neden hemen herşeyi Allah'a havale etme eğilimimiz var, anlamıyorum. Halbuki Allah, kavgada, kızgınlıkta en son başvurulacak merci değilmi? Neden önce kendi aramızda halletmiyoruz, hemen en üst Hakim'e çıkıyoruz? Dünya mahkemeleri bile sıralı, numaralı, dereceli iken ve şikayet en alt mahkemeden çıkıp yavaş yavaş yukarı çıkarken, birinize kızınca tutup hemen Allah'a şikayet etmek, bence çok vicdansızca ve olgunca olmayan bir tavır. Allah (cc) yanınıza geldiğiniz mesele yüzünden kızmasın size !!! Bir baba, bir öğretmen bile çoğu çocuk/talebe kavgasını ''gidin kendi aranızda halledin, yoksa gözüme gözükmeyin'' diyerek, kavgacıları barışma ve adil olma huyuna alıştırırken, bizim şap diye hemen Allah'a şikayetimiz, çok safça. Lütfen bu tavrınızı değiştirin.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Protestocu gençleri hedef aldı! Skandal sözler: Filistinlilerin işgal ettiği topraklar…
Türk SİHA’ların ‘yerli’ gözü: Milyar dolarlık mesele