Hitabet sanatı hayatı nasıl değiştirir?
"Aman, derdimizi anlatacak kadar dil biliyoruz işte, güzel konuşacağız da ne olacak, politikacı mı olacağız?" demeyin. Hayatınızı çirkinleştirmeyin:
Genç Gelişim, dergisinin Eylül sayısında yer alan bilgilere göre, hitabet sanatı ile insanın iş hayatındaki başarısından, aile hayatındaki ilişkilerine kadar pek çok ilişkisini geliştirip, güzelleştirmesi mümkün. Söz sanatları, ruhları şahlandırıyor, hayatları kanatlandırıyor.
Güzel konuşma ve düşünme kültürünün ailenin olmazsa olmazları arasında olduğunu sevinen dergiye göre, iş hayatının zenginliği ve işyerinde işler gitmediği zaman en büyük yardımcınız da hitabet sanatı.
Derginin bu ayki kapak konusu olan, "Güzel ve Etkili Konuşma Hitabet Sanatı" dosyasında şu ana baylıklar yer alıyor: İşler Yolunda Gitmediğinde Yardımcınız: Hitabet Sanatı, Ailede Güzel Düşündürüp Güzel Konuşturma Kültürü, İş Hayatının Zenginliği: Güzel Konuşma ve Hitabet, Hitabette “Etki Ağacının Çekirdeği” Söz Sanatları, Mevlana’dan 6 Altın Hitabet Kuralı, NLP ile Güzel Konuşma
Dergide bu ay yer alan diğer yazılar ise şu başlıkları taşıyor:
Çocuklarınızın Psikolojisini Ekonomik Koruyun!
Var olmanın Işığında Kendini Bilmek
Mutluluk Bazen Bir Kır Çiçeğiyle Gelir
Kalp Söze Başlayınca Akıl Sağır Olur
Söylen(e)meyenleri Duyabiliyor musunuz?
Empatik mi Olmak İstersiniz, Sempatik mi?
Niye Ben?
Düşünce Virüsleri
Para Biriktirmenin En Kestirme 7 Yolu
Orhun Abidelerinden Süzülen Öğütler
Yol Arkadaşınız Bilgi Olsun
Bencil mi Doğduk?
Zekânızın Işıltısıyla Hayatınız Aydınlansın
İlişkinizde Sezginize Güvenin
Kişiliğimizdeki Kör Noktalardan Nasıl Kurtuluruz?
Öfke Ağır Bir Yüktür
Özümüzdeki Okyanusa Kulaç Atmak (e-CD)'sinin bu ayın hediyesi olduğunu hatırlatan denginin genel yayın yönetmeni Adem Özbay, bu ayki sunuş yazısında Vefa ve sevgiye değiniyor:
Sevgi ve Vefa üzerine
Japonya'da yaşanmış gerçek bir olay şöyle anlatılagelir: Evini dekore ettirmek isteyen Japon, evinin duvarını yıkar. (Japon evlerinde genellikle iki tahta duvar arasında çukur bir boşluk bulunur.) Duvarı yıkarken, ayağına çivi batmış ve oracıkta sıkışmış kalmış olan bir kertenkele görür. Adam bu manzara karşısında kendini kötü hisseder ve aynı zamanda merakla kertenkeleyi incelemeye başlar. Adam, bu kertenkele muhtemelen 10 yıl önce, ev yapılırken çakılan çiviler esnasında böylece sıkışıp kalmış olacak diye düşünmeye başlar.
Peki nasıl olmuş da kertenkele bu pozisyonda hiç kıpırdamadan 10 yıl boyunca yaşamayı başarmış? Karanlık bir duvar boşluğunda hiç kıpırdamadan yıllarca yaşamak çok zor olmalı, diye düşünmüş.
Böylece adam şaşkın şaşkın kertenkeleyi izlerken, nereden çıktığını fark edemediği ağzında taşıdığı yemekle başka bir kertenkele gelir... Adam gördükleri karşısında sersemler. Adeta afallar. Bu nasıl bir sevgi ki; ayağı çivilenmiş kertenkele, 10 yıldır diğer kertenkele tarafından beslenmektedir...
Bizi hayata bağlayabilecek pek çok güzellik olduğunu ve hangi ellerle ne uçsuz bucaksız emellere ulaşabildiğimizi görebilmemiz, bunun farkında olmamız; bize nasıl bir iç huzur verir, nasıl hoş bir histir bu Bu ay biraz bu konu üzerinde düşünelim ne dersiniz... Bir kertenkelenin bir başka kertenkeleye olan vefası ve sevgisi göz önüne alındığında bizlerin nasıl olmamız gerektiği konusunda söylenecek çok da fazla bir söz olmasa gerek
Varlığın manası olan sevgi’nin iliklerimize kadar işlemesi dileğiyle