Öz çocuğuna çamaşır suyu içiren anne için "aklı başında" raporu

İstanbul Avcılar’da öz bebeğine iğne ile çamaşır suyu enjekte ettiği, şırınga batırdığı ve darp ettiği iddia edilen anne hakkında Adli Tıp Kurumu “akli dengesi tam” raporu verdi.

Öz çocuğuna çamaşır suyu içiren anne için "aklı başında" raporu
Öz çocuğuna çamaşır suyu içiren anne için "aklı başında" raporu
GİRİŞ 13.12.2021 19:46 GÜNCELLEME 13.12.2021 19:46
Bu Habere 4 Yorum Yapılmış

Karar sonrasında İHA’ya konuşan babaanne Feriha Canverdi, “Öyle bir ceza verilsin ki örnek olsun. Eylül ve Eylül gibi nice bebeklere kalkan eller havada kalsın, kanuni yolla kırılsın. Bir daha korkularından hiçbir bebeğe dokunmasınlar, ellerini süremesinler” dedi.

Avcılar’da farklı zamanlarda 1.5 yaşındaki öz bebeğine iğne ile çamaşır suyu enjekte ettiği, şırınga batırıp, jiletle kesikler attığı belirtilen anne Ezgi K’nin yargılandığı davaya devam edildi. Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Ezgi K. SEGBİS sistemi üzerinden katılırken, taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu. Mahkeme başkanı, sanık Ezgi K. hakkında Adli Tıp Kurumu’ndan gelen raporda akli dengesinin tam olduğunun belirtildiğini söyledi. Adli Tıp Kurumu'ndan gelen raporun ardından İhlas Haber Ajansı mikrofonlarına konuşan babaanne Feriha Canverdi, verilen ‘akli dengesi tam’ kararına sevindiğini ve Ezgi K.’yı ziyarete gittiğinde olayı kabul ettiğini söyledi.

"ÖYLE BİR KANSIZ Kİ, BUNU İNKAR ETMESİNİ KALDIRAMIYORUM AÇIKLAMASI"

Torununun yaşadığı eziyeti anlatan babaanne Feriha Canverdi, “Eylül doğduğundan beri hastanelerle uğraştık. Önce bir solunum yolu diyerek başladı Eylül’ün hikayesi. Ondan sonra kanamalar başladı. Gözünde, göbeğinde, ağzında ve kulağında. Bunu devlet hastanesine yatırdık. Paget hastalığından şüphelendiler, ama olmadığı ortaya çıktı. Sonra Ezgi’nin demesiyle jiletle kesikler başladı. Sonradan jiletle kesildiğini öğrendik yani. Kanuni Sultan Süleyman’da yatarken de çamaşır suyu, yüzey temizleyici, sıvı el sabunu damar yolundan enjekte etmiş. Son ölüm halindeyken çocuk nefessiz ve solunumsuz kaldığında çocuk mosmor kesiliyor, Hasan Önal doktor farkına varıyor. O ara oğlumu çağırdı, dedi ki, 'Bunu alın biz anneden şüpheleniyoruz. Başka birisi gelsin' dedi. Bende kızımı oraya gönderdim, kızım gittikten 2 gün sonra Eylül’de değişmeler başladı. Eylül’ün daha öncesinde yani iğneyi vurduğu her yerde yaralar çıkmaya başlamıştı. Yaralar açılıyordu. Yani torunumun çektiği acılar hiçbir büyük insanın çekmeyeceği, dayanamayacağı acılardı. İnsanın gözlerinin içine yalvararak bakışları, ağlaması, inlemeleri, anlatamam. Öyle bir kansız ki, bunu inkar etmesini kaldıramıyorum açıkçası” dedi.

"EYLÜL VE EYLÜL GİBİ NİCE BEBEKLERE KALKAN ELLER HAVADA KALSIN, KANUNİ YOLLA KIRILSIN"

“Eylül ve Eylül gibi nice bebeklere kalkan eller havada kalsın, kanuni yolla kırılsın”
Verilecek cezanın örnek teşkil etmesini isteyen Canverdi, ”Ben şöyle bir şey istiyorum. Öyle bir ceza verilsin ki örnek olsun. Eylül ve Eylül gibi nice bebeklere kalkan eller havada kalsın, kanuni yolla kırılsın. Bir daha korkularından hiçbir bebeğe dokunmasınlar, ellerini süremesinler. 1,5 sene sürdü. Bir sene dolu dolu, son zamanlarda da yakalandı. Aşırı bir kilo kaybı başlamıştı zaten. Düşünceli halleri vardı, ben ona üzülüyordum. 'Kızım çok zayıfladın, seni bir doktora götürelim' diyordum. Ben onu kız evlat gibi seviyordum. Hani diyormuş ya, 'Ben evde bunalıyordum', asla kabul etmiyorum. Benim gelinim değil, kız evladım gibiydi. En son 'Kocamla geçimsizlikten dolayı kurtulmak için bu yolu seçtim' demiş. Kurtulmak için bir anne çocuğuna eziyet edemez, ben bunu kabul etmiyorum. Madem sen bu kocadan şikayetçiydin, üç tane çocuk doğurmayacaktın. Hadi üç taneyi doğurdun, 4’üncüyü niye doğurdun. Yakalanmadan önce de çocuk aldırdı. Diyelim ki benim oğlumdan çok şikayetçiydin, devletin yerleri var, boşansaydın, çekip gitseydin. Torunuma, bir çocuğa işkence etmek ne demek. Sen kimsin ki o kadarcık bebekten öç alır gibi işkence ediyorsun. Ben bunu kaldıramıyorum, kabul de etmiyorum” diye konuştu.

"ÇOCUKLARI ZİYARETİNE GÖTÜRDÜM BANA YAPTIĞINI SÖYLEDİ"

"Her evlilikte olduğu gibi onların da sıkıntıları oluyordu" diyen babaanne Canverdi, mahkemenin işkenceyi ortaya çıkaran ilk doktorla görüşmesini istediklerini belirterek, “Kendi aralarında her evlilik gibi çatışmaları oluyordu. Bir insanın sevgisi bitebilir, saygısı bitebilir. Çocuğa işkence ederek kurtulma yolunu kabul edemiyorum ben. Eylül’ün abileri annelerini görmek isteyince aldım çocukları ziyaretine götürdüm. Orada sordum, 'Kızım burada kimse yok, yaptın mı böyle bir şeyler' diye sordum. O da, ‘Yaptım anne dedi’, 'Neden kızım?' diye sordum. O da 'Avukatlarım öyle söyledi' dedi. Eğer buradan barolar birliği beni duyuyorsa, ben o avukatlardan da şikayetçiyim. Savunmak ayrı bir şey, avukatlar mutlaka savunacaklardır. Fakat yönlendirmeyi kabul etmiyorum. Çünkü ortada konu olan 2 yaşında bir bebekti. Böyle yaparsan çıkarsın demeyi kabul edemiyorum. Bir savunma adamına da bunu yakıştıramadım. Jiletlemeyle şırıngayı kabul edeyim, sıvı sabunu reddedeyim demiş. O da demiş ki 'Hepsini reddet, kanıtlayamayacaklar.' Bunu ben birebir duydum. Ezgi’nin annesi, babası, torunu, en büyük torunum da duydu. Torunum diyor ki, 'Gerekirse beni götürün ben hakime söylerim' diyor. Eylül’ün yapılanlar yanına kalmaması için daha ne yapmamız gerekiyor. Devletin şu an yatağında yatıyor, doğalgazları da yanıyor. Hastalığında doktorlarına da gidiyor. Devletimiz onlara açıkçası bakıyor” şeklinde konuştu.

KAYNAK: İHA
YORUMLAR 4
  • Zümrüt 2 yıl önce Şikayet Et
    Böyle haberler İnsanın aklını bulandırır ya
    Cevapla
  • 4 Abdullah 4 2 yıl önce Şikayet Et
    Ya Rabb'im bunları kahreyle
    Cevapla
  • Mehmet 2 yıl önce Şikayet Et
    Ne delisi. Vicdan, merhamet kalmamış. Bildiğin cani.
    Cevapla
  • tepki 2 yıl önce Şikayet Et
    ne delisi ya her plani yapar iken akilli yakalanir ise deli ceza almasin ne guzel sistem deli ise iki uc kat daha fazla ceza almasi gerek her zaman risk demek geberene kadar hapis de olacak
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Vergi kaçırana taviz yok! Amansız mücadele dönemi - Gazete manşetleri
Yeni müfredat neleri getiriyor? Hibrit sistem ve dijitalleşme ön planda