Mustafa Necati Sepetçioğlu vefat etti

Çağımızın Dede Korkut'u olarak bilinen Mustafa Necati Sepetçioğlu geçirdiği rahatsızlık sonucu Sarıyer’deki evinde hayatını kaybetti.

Mustafa Necati Sepetçioğlu vefat etti
Mustafa Necati Sepetçioğlu vefat etti
GİRİŞ 09.07.2006 11:10 GÜNCELLEME 09.07.2006 11:10

Türk milli kültürüne kazandırdığı değerli eserleriyle bir neslin hocası olan, çağımızın Dede Korkut’u kabul edilen Mustafa Necati Sepetçioğlu geçirdiği rahatsızlık sonucu Sarıyer’deki evinde hayatını kaybetti.

Mustafa Necati Sepetçioğlu, Türk edebiyatının Cumhuriyet dönemi usta romancılarından birisi idi.

Türk milli kültürüne kazandırdığı değerli eserleriyle bir neslin hocası olan Sepetçioğlu geçirdiği ani bir rahatsızlık sonucu Sarıyer’deki evinde hayatını kaybetti. Eşi Muazzam Sepetçioğlu yanında bulunduğu sırada aniden fenalaşarak vefat eden Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun cenazesi yapılan ön muayenenin ardından Zincirlikuyu Mezarlıklar Müdürlüğü gasılhanesine kaldırıldı. Sepetçioğlu’nun ölüm sebebinin bilahare yapılacak tetkik sonucu kesinleşeceği bildirildi.

Son eseri: Yesevi
Çağımızın Dedekorkut’u Mustafa Necati Sepetçioğlu “Kilit” ile başlattığı tarih ve milli kültürümüzü çağımıza inşa sürecini, en son yazdığı “Yesili Hoca Ahmed” romanıyla taçlandırdı. Yazdığı tarihi romanlarla bir nesile hocalık eden Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun bu eserindeki şiirsel anlatımıyla da otoritelerin övgüsünü kazandı.

Tarihine sorumlu romancı
Türk Tarihi’nin Sultan Alparslan’dan ; Milli Mücadeleye dek uzanan dönemini bilinmeyen yönleriyle ve mükemmel bir üslupla anlatan Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun romanları bir neslin başucu kitapları olmuştuTarihi gerçekleri roman türünde anlatmanın zorlukları olduğunu kaydeden Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Sadık Tural, Sepetçioğlu’nu şu cümle ile tanımlamıştı: “Tarihe karşı sorumluluklarını en iyi şekilde taşıyan gerçek bir tarih romancısıdır.”

Teslimiyete isyan
Hatırlanacağı gibi Mustafa Necati Sepetçioğlu bir süre önce, Türkiye’ye yönelik hain kuşatmanın tam teslimiyetçi yerli işbirlikçilerine ve Türklüğün aşağılanıp hakarete uğramasına daha fazla tahammül edemeyeceğini açıklayarak yazılarına son vermişti. Ancak sevenlerinin, “Görev süren daha dolmadı Hocam...” çağrılarına uyarak yeniden Yeniçağ’daki köşesindeki nöbetini sürdüren Sepetçioğlu son 7 yazısında Türk milletine “Aydın” diye takdim edilenlerin gerçek yüzlerini göstermekle meşguldü.

Sepetçioğlu’nun ilk eseri Kilit 1971’de ortaya çıktığı zaman, büyük rağbet topladı, art arda gelen altı eseri de, o hızla, öylesine sıcak bir okuyucu çevresi buldu. Anadolu fethini ve Türk devletinin kuruluşunu açan 26 Ağustos 1071 zaferinin 900. büyük yılına armağan edilen romanın, değerli yazarı Sepetçioğlu bu çalışmasıyla yeni bir Türk çağının, öz tarihine millî iman, canlı dil ve sevgi ile bakışına öncülük etti.

Kızılelma ülküsüyle yaşadı

“- Bizde eski, en eski bir Kızılelma ışığı vardır. Kızılelma ışığını ben görebileceğimiz en son yer; tutunacağımız en uç nokta bilir, bir sonraki durağın ışığıdır diye düşünürüm. O son durağa vardığımızda yandığını, daha ötede bizi çağırdığını gördüğümüz ışık... O bizim Kızılelmamızdır. O ışık, Yaradanımızın özümüzde bizim için yaktığı ışıktır. Biz neredeysek, bir adım ötemizden bizi yine çağıracaktır.”

TÜRKLÜK için yazdı

1932 Zile doğumlu. İlk ve ortaokulu Zile’de okuduktan (1947) sonra İstanbul’da Haydarpaşa Lisesi’ni (1950) ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Nehir roman denilebilecek bir grup romanında Malazgirt zaferinden (1071) başlanarak Osmanlı’nın fetret devri ve İstanbul’un fethine kadar Türk tarihi konu alınırken, diğer romanlarında günümüz Türkiye’sinde yaşanan toplumsal değişim ve sonuçları işlenmiştir. Trampacılar adlı oyunu İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda (Mart, 1968) sahnelenen Sepetçioğlu’nun, oyun yazarlığında en önemli başarısını gösterdiği Büyük Otmarlar, önce İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Gençlik Tiyatrosu’nca sahneye konuldu(1967), Ardından Avrupa Üniversitelerarası Tiyatro Festivali’nde en iyi oyun seçildi (1968).


Sepetçioğlu, millî kaynaklara bir dönüş denemesi olarak “Yaratılış ve Türeyiş” destanlarını çağımızın duyguları ve taze bir üslûp ile yeniden kaleme aldı. 1965’te çıkan bu eser ilgi topladı. Türk Destanları ve Dede Korkut Hikâyeleri (l973) de aynı türde denemelerdir. Gece Vaktinde Gün Dönümü ve Karanlıkta Mum Işığı adlı kitaplarıyla “Türkiye Milli Kültür Vakfı Kültür Armağanı”nı 1980 kazandı. 1994’te İLESAM üstün hizmet beratı verildi. 1998’de Atatürk Dil-Tarih kurumu şeref üyeliği’ne seçildi.


ONLARCA BÜYÜK ESER

Sepetçioğlu 74 yıllık hayatında onlarca esere imza attı. Eserlerle ilgili ayrıntılı bilgi için isimlerini tıklamanız yeterlidir...


Abdürrezzak Efendi (1956),


Yaratılış ve Türeyiş (1965)


Menekşeler Ölmemeli (1972);


Kilit (1971),


Anahtar (1973),


Kapı (1973),


Konak (1974),


Çatı (1974),


Üçler-Yediler-Kırklar (1975),


Darağacı (1979),


Sabır (1980),


İstanbul'un Fethi (1980),


Geçitteki Ülke (1980),


Her Bizansa Bir Tarih (1999) 


Dünden Bugüne ve Yarına - 1 (1999)


Dünden Bugüne ve Yarına - 2 (1999)


Bir Ömür boyu Kıbrıs - Boyun Eğiş 1

Türkiye Yazarlar Birliği Yılın Romanı ödüllü Ve Çanakkale 1/2/3 (1989), gibi romanları ile oyun, destan ve incelemeleri bugüne dek onlarca baskı yapmış durumda..

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Kylian Mbappe ayrılığı resmen açıkladı
Protestocu gençleri hedef aldı! Skandal sözler: Filistinlilerin işgal ettiği topraklar…