Üç yazardan, üç boyutlu kitap

Nesil Yayınları, üç ünlü yazarının son kitaplarının kapaklarını üç boyutlu olarak yayınladı... Metin Karabaşoğlu, Mustafa Akyol ve Abdulkadir Selvi'nin kitapları bu şekilde daha bir ilgi çekici olmuş.

Üç yazardan, üç boyutlu kitap
Üç yazardan, üç boyutlu kitap
GİRİŞ 29.04.2011 17:10 GÜNCELLEME 29.04.2011 17:10

Dini Dünya İşlerine Karıştırmanın Faydaları
Mustafa Akyol

Türkiye'deki her çocuk, okullarda laikliğin 'din ve dünya işlerini birbirinden ayırmak' olduğu ezberiyle 'eğitilir.'

kullanHalbuki, yanlış bir tanım ve dolayısıyla yanlış bir ezberdir bu. Laiklik 'din ve dünya işlerini' değil, 'din ve devlet işlerini' birbirinden ayırmaktır. Demokratik bir düzende ise, devlet 'dünya işleri' konusunda epey sınırlı bir yetkiye sahiptir. Toplumsal hayatın büyük bölümü, devletin dışında kalan 'sivil toplum' tarafından organize edilir. Sivil toplumun en önde gelen aktörleri ise dinî kuruluşlar, cemaatler ve hareketlerdir.

Bir başka deyişle, özgürlükçü bir demokrasiyle yönetilen her toplumda, din 'dünya işleri'ne pekâlâ karışır. Elinizdeki kitap, işte bu gerçekten hareketle Türkiye'deki hâkim laiklik algısına ayna tutuyor. Bunu yaparken, dinin toplumsal hayata etki etmesinin ve hatta siyasî tutumlara ışık tutmasının sağladığı ve sağlayabileceği katkılara dikkat çekerek, ezberleri bozuyor.

'Sevinin, çünkü Allah var! ' mesajını sadece dindarlara değil, herkese iletmeyi de unutmadan...


Siyasette Said Nursi Tartışması
Abdulkadir Selvi

kullanÜç dönem, üç siyasî lider... Ve tartışılan bir isim: Bediüzzaman Said Nursî...

ATEŞTEN YILLAR

Önce İsmet İnönü ile Adnan Menderes arasında çok şiddetli bir Said Nursî tartışması yaşandı. 27 Mayıs hükümetinin beşinci kabine toplantısında yine gündem Said Nursî’ydi. Fakat bu sefer, mezarını nasıl kaçıracaklarını konuştu ihtilalciler.

Siyasiler arasındaki ikinci kritik tartışma ise, 1966 seçim kampanyası sırasında yaşandı. Bu kez tartışanlar CHP lideri İsmet İnönü ile Başbakan Süleyman Demirel’di. Tartışmanın fitilini, yine İsmet İnönü ateşlemişti.

Ve aradan çok uzun bir süre geçti. 1992 yılına gelindi. Türkiye’nin geçmişiyle yüzleştiği sıradışı bir dönem başlamıştı ve Bediüzzaman Said Nursî yine gündemdeydi. Ve şimdi de siyasetin gündeminde…

Elinizdeki kitap, Bediüzzaman üzerinden gelişen siyasî tartışmaların alevlendiği üç kritik dönemin belgeleri arasından çıkıp gelmiş bir araştırma niteliğinde… Anılar, olaylar ve belgeler arasında bir yolculuk yaparak, belgelerin ve tutanakların dilini konuşturarak, Türkiye’nin yakın tarihine çarpıcı bir ışık tutuyor.

Ateşten Yıllar, ne bir İnönü, ne bir Menderes, ne de Demirel kitabı... Bu kitap, sadece, bahsi geçen dönemler üzerinden yakın tarihin Bediüzzaman Said Nursî ile ilgili dipnotlarını tutuyor. Ve okurlarına siyaseti değil, siyaset üstü bir meseleyi okumayı vaad ediyor.


Sizin Yıldızınız Kim?
Metin Karabaşoğlu

Küçük bir tohumun koca bir ağacın programını ve özetini taşıması gibi, Asrı Saadet de, bütün bir insanlık tarihinin özü ve özeti hükmündedir. Şu dünyada yalnızca altmışüç yıl yaşamış olan Resul-i Ekrem aleyhissalâtu vesselam bu altmışüç yıla sonraki bütün çağlara ve tüm insanlığa ‘en güzel örnek’ teşkil edecek bir hayatı sığdırdığı gibi; onun sahabileri de, sonraki zamanlarda yolumuzu çizmemize yardımcı olacak sınanmalara muhatap olmuşlardır.

kullan“Ashabım yıldızlar gibidir” hadisinin de belgelediği üzere, sahabilerin hayatında kendi hayatlarımız için yol gösterici olaylar ve tavırlar vardır. Elinizdeki kitap, Asr-ı Saadetin büyük olayları içinde örnek kişilere ve olaylara dikkatlerimizi odaklayarak, ‘sahabe mesleği’ni ahir zaman şartlarında sürdürmenin imkânını gösteriyor.

Sizin Yıldızınız Kim?, sahabileri daha iyi tanımak ve onların yaşadığı hayattan kendi hayatlarımız için dersler çıkarmak isteyen herkes, bu kitapta aradığını ve daha da fazlasını bulacak… “Asr-ı Saadet, bizim nefes aldığımız yerdir. Her taraftan her türlü nâhoş kokunun yayıldığı ve her türlü virüsün ortalıkta kol gezdiği şu ufûnetli asırda, Asr-ı Saadet, bir bakıma ruhlarımız için sığınak niteliğindedir. Mü’minlerin dahi türlü çeşit zillete ve illete, özellikle de söylem-eylem uyuşmazlığı illetine duçar olduğu bir helâket-felâket asrında, Saadet Asrı, ruhumuzun oksijen çadırıdır. İçinde olduğumuz çağda yaşananların nicesi ruhumuza ‘nefes darlığı’ yaşatırken, ancak Asr-ı Saadetin hatırasıyla ruhlarımız nefeslenmektedir.”

KAYNAK: HABER 7
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Kılıçdaroğlu'na cevap: Tükenmiş olan siyasi geleceklerine umut olmak niyetinde değiliz
Hababam Sınıfı'nın efsane sahnesi gerçek oldu!