Sağlık, spor ve magazinle geçen bir hafta...

Medya Derneği ve İstanbul Şehir Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleşen Medya Okulu 2013 üçüncü haftasını geride bıraktı.

Sağlık, spor ve magazinle geçen bir hafta...
Sağlık, spor ve magazinle geçen bir hafta...
GİRİŞ 25.11.2013 11:16 GÜNCELLEME 25.11.2013 11:16

Haftanın başlıkları ve öne çıkanları şöyleydi:

Fatma Demir - Tıp dünyasından ‘sağlıklı' haber vermek

TRT Sağlık Muhabiri Fatma Demir konuşmasında, kendisini bu mesleğe iten duygusal olayı, bir sağlık muhabirinin yapması ve yapmaması gerekenleri aktardı. Demir'in konuşmasından dikkat çekenler:

"2004'teki Aşkale merkezli Erzurum depremi beni sağlık muhabiri olmaya iten olaydır. Deprem ardından depremzedelerin yerleştirildiği çadırkentte çıkan yangında yüzleri yanan çocuklar ve aileleriyle yaptığım röportaj beni o kadar etkiledi ki sağlık muhabiri olmaya karar verdim. Çünkü bir şeyleri kökten değiştirebileceğimi anladım."

" 'Tıpta mucize' ya da 'Kanserin çözümü bulundu!' diyen haberleri bilirsiniz... Maalesef tıpta ve bilimde mucize diye bir şey yok. Bu tür haberleri verirken dikkat etmek ve yaratacağı etkiyi düşünmek gerek. İnsanları yanlış yönlendirirseniz, birçok vebal alırsınız."

"Bir sağlık muhabiri şüpheci olmalı ve önüne gelen her haberi doğru haber olarak aktarmamalı. Aynı zamanda da sağlık sistemini çok iyi bilmeli. Mesela, 'tam gün yasası' nı bilmeyen muhabirler tanıyorum bu sektörde."

Tuğba Dural - Futbol değil spor haberciliği

NTV Spor Spikeri Tuğba Dural, konuşmasında kadın spikerlerin spor servisine katkılarından bahsetti. Televole haberciliğine farklı bir bakış açısı ile yaklaşan Dural'ın konuşmasından öne çıkanlar:

"Spor servislerinde çok erkek egemen bir düzen varken, kadın spikerlerin spor alanına girmesi bu durumu değiştirdi. Sadece ekran önünde gelişen bu furya, ekran arkasına da yansıdı. Kadın ne kadar çok olursa, ortam o kadar yumuşuyor. Kadınların dahil olması spor haberciliğini yumuşattı."

"Televole haberciliği futbolcuların daha çok magazinel yönünü öne çıkaran bir habercilikti. Bence keşke öyle de kalsaydı çünkü kadınları, çocukları, sporla ilgisi olmayanları  bile ekran başına kitliyordu.  Bu yüzden televole haberciliği spor haberciliği içinde değerlendirilmeli. Bir gün yine spor haberciliği altında bu tarz bir program yapılabilinir diye düşünüyorum."
 
"Futbol çok ciddi paraların döndüğü bir alan olduğu için futbol haberleri daha ağırlık görüyor maalesef. Arz - talep meselesi... Ben futboldan artık soğudum. Futbol yöneticileri ve şike süreçleri beni özellikle futboldan soğuttu."

Sinan Özedincik - Mahremiyet algısı değişirken magazin muhabirliği

Günaydın Yayın Koordinatörü Sinan Özedincik, Tuğba Dural'ın aksine, konuşmasında Televole haberciliğini eleştirdi. 90'lardaki "Frikik", "Arka kapak güzeli" furyasına dayalı magazin anlayışının artık kırıldığını söyleyen Özedincik'in konuşmasından dikkat çekenler:

"90'lar magazin haberciliğinin en kötü 10 yılıdır. Televole gazeteciliğinin ve Reha Muhtar haberciliğinin doğduğu yıllardır o yıllar. Arka sayfa  güzellerinin olduğu yıllardır. Televole döneminde çalışan bazı arkadaşlar ciddi paralar kazandı ki Acun Ilıcalı da bu isimlerdendir.  Şimdi gerçi o da yarışmalar ve etik işler yapıyor."
"2005 yılının sonrasında, Facebook ve Twitter'ın gelmesiyle magazin gazeteciliği bambaşka bir boyuta geldi. Akıllı telefonlar herkesin paparazzi olmasını sağladı"

"Magazin gazeteciliği en fazla 50 kişinin etrafinda dönüyor. Maksimum 50 kişinin etrafında..."



YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Borsa İstanbul'dan tarihi zirve! Rekor üstüne rekor kırıldı
Fitch'ten Türkiye değerlendirmesi: Enflasyonda ciddi düşüş yaşanacak